@yalnizlikruhu
|
Nare Sönmez'den... Konuşmamızdan sonra Kartal ile hiç konuşmadık. Saat geç olmuştu,acıkmış hissediyordum ama canım hiçbir şey istemiyordu. Buraya geldiğimden beri beni çıkarttıkları odadan hiç çıkmayıp boş boş oturup ömrüm boyunca hiç ağlamadığım kadar ağlamıştım. Kayra'nın bir mezarı bile olamayacaktı,Kartal Alkaya yaşattığı her şeyin bin mislini yaşayacaktı. Bu yolda yakmam gereken kim varsa yakacaktım,masum biri olsa bile! O an Mert girdi içeri,elinde iki sandiviç ve iki portakal suyu vardı. "Acıkmış olmalısın,abimle kuzu pirzola yemek hiç ilgimi çekmiyor açıkçası."en çokta bu çocuğa yazık olacaktı... "Teşekkür ederim ama inan hiç iştahım yok" "Biraz bile olsa yemen gerekiyor Nare. Nereye kadar bir şey yemeyeceksin?" "Bilmiyorum ama bugün yemeyeceğim. Abinin yanına dönüp kuzu pirzola yiyebilirsin" "Sen neden gelmiyorsun? Aileden sayılırsın artık. Sen gelmezsen bende gitmem" "Ben hiçbir zaman bu aileden olmayacağım Mert Alkaya." dedim sert bir şekilde. Alkaya ailesinden biri olma düşüncesi bile çok korkunçtu! "Soy adın Alkaya olduğunda ne yapmayı planlıyorsun?" "Kağıt üstünde bir şey olacak. Ben hiçbir zaman sizinle bir aile olmayacağım" yüzü düşmüştü ama bunu bu şekilde bilmesi gerekiyordu. "Babanı öldürmek istediği için abime fazla haksızlık ediyorsun bence. İntikam istiyor sadece" "Kayra nerede hiç merak etmiyor musun Mert?" dedim tüm kinimle, babamı umursadığımı düşünmesi çok gülünç bir durumdu. "Kayra için üzgünüm, abim bu konuda fazlasıyla suçlu ama bir ömür böyle geçmez ki. Eninde sonunda birbirinizi kabullenmek zorunda kalacak ve birbirinize teslim olacaksınız, kaçınılmaz son bu Nare. Sen istesende istemesende" "Abinin bana kefen giydirmek gibi planları vardı oysa" dedim alayla gülümseyerek. "Babanın size değer vermediğinin farkında, istese seni de öldürürdü ama sana değer veriyor" "Onu savunacak tek bir kelime daha edersen ağzını yırtarım küçük Alkaya!" diye haykırdım. "Kayra yaşayamazdı, kalbinden vurulmuş. Sende görmüşsün" "Bu sikik odadan siktir olup gitmessen seni de Kayra'nın yanına yollarım adi köpek! Defol!" sabrım taşıyordu "Bağırma Nare, abim duymasın. Birbirinizi incitmenizi istemiyorum" "Herkes incinmesi gerektiği kadar incindi, sende nasibini almak istemiyorsan beni rahat bırak!" Odanın kapısı hayvanice açıldı "Sesiniz aşağı kadar geliyor, ne bok yiyorsunuz?" sakince sormuştu bunu Kartal. Bu sakinlik normal değildi. "Hiç sohbet ediyorduk abi" dedi masum bir şekilde Mert. "Yemeğe neden inmedin?" sinirli bir şekilde baktı Mert'e, benimle konuşmasından hoşlanmıyordu. "Yengem ile bir şeyler atıştırmak istedim, aç değilim" "Sizin inmeme sebebiniz nedir bayan çok tripli?" onlarla yemek yememi mi istiyordu? "Aç değilim" ters ters baktım, oda bana ters ters baktı "Açsın ama çokta inatçısın be Nare" dediğinde hafif sırıtıyordu. "Seninle aynı masaya oturup yemek yiyeceğime açlıktan ölürüm daha iyi" Mert gelecek olanı hissetmiş gibi odadan çıkıp odanın kapısını kapattı. "Yarın benimle aynı yatağa bile gireceksin, alışmanı tavsiye ederim." "Amacının soy adını taşımam olduğunu sanıyordum, sapık olma ihtimalini hiç düşünmemiştim Alkaya" "Yaptığın imâlara dikkat et!" "Ben seninle uyumak istemiyorum, senden rahatsız oluyorum. Buna rağmen benimle aynı yatağa girmeye kararlıysan seni vicdanınla baş başa bırakmak isterim" dediğimde omuzları düştü, yüzü düştü. Kartal Alkaya resmen kalkanını indirmişti. "Gerçekten benden rahatsız mı oluyorsun?" "Evet fazlasıyla" "O mânâda sormadığımı biliyorsun, sana dokunmamdan yaklaşmamdan rahatsız oluyor musun?" "Sana bir şey itiraf edicem" "Soruma cevap ver" "Eskiden olsa bu yaptıkların canıma minnetti" "Açık konuş" "Sana aşıktım Kartal, seninle evlenmeyi hayal etmiştim ama böyle olacağını hiç düşünmemiştim" "Peki şimdi?" "Şimdi ise yolda görsem yolumu değiştireceğim bir adamsın" "Ne zaman vazgeçtin benden?" "Babanın ölüm haberini aldığın an, babam izin vermezdi. Ondan daha önemlisi sen istemezdin beni, seni benden alan babamdı aslında." "Baban bizim katilimiz oldu Nare, neden ondan kurtulmak istediğimi şimdi anlıyor musun?" "Ben hiçbir zaman senin karşında durmadım Kartal, benim karşımda olan sensin." "Kayra'yı hastaneye götürdüm Nare." "Ne?" madem götürmüştü bana neden söylememişti? Tabi ki canımı yakmak için! "Sana söylemeyecektim ama... Madem benden nefret etme sebebin onu ölüme terk etmem, terk etmedim. Yolda adamlarımdan Kayra'nın durumu hakkında bilgi alıyordum." "Yaşıyor yani? Değil mi?" "Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum" "Söyle artık lanet herif!" söylemesi gereken tek şey yaşayıp yaşamadığıydı! "Kalbi parçalanmış,hastaneye gittiklerinde ölmüş. Çok özür dilerim" "Anlıyorum" anlamıyordum. "Hala benden nefret ediyor musun?" "Bu senin için önemli mi?" "Benimde itiraf etmem gereken şeyler vardır belki de" "Neymiş onlar?" "Senin kurduğun hayalin bir benzerini bende kurmuştum" "Senin hayallerin gerçek olmuş o zaman" "Seninkiler olmadı mı?" "Benim hayalimde sevdiğim adam kardeşimi öldürmüyordu" "Kayra o adamın önüne atlamasaydı yaşardı, bu benim suçum değil" "Haklı olma ihtimalin canımı sıkıyor" "Sana seni sevdiğimi söyleyeceğim gün baban tarafından babamın ölüm haberini aldım Nare." "Yaşananlar bizim suçumuz değil" yanıma oturdu. "Benimle evlenirsen babanı bitiririz, sonrasında da çok mutlu oluruz. Sen, ben ve belki bir çocuğumuz olur" "Kendin bile inanmıyorsun Kartal" "Önümüzde engel kalmadı Nare" "Çok engel var, en büyük engel benim. Seni sevmiyorum Kartal, sevememde. Sen beni zaaflarımdan vurdun, istemediğim bir evliliğe zorladın. Senin için babamı karşıma aldığımda gelmedin" Yutkunamadım, boğazım düğümlendi. Hiç kimsenin özrünü bu kadar kolay kabul edemezdim. Kayra öleli yirmi dört saat bile olmamışken bunu yapamazdım. Ve evet, Kartal Alkaya'ya karşı içimde en ufak bir sevgi kırıntısı yoktu... "O zaman" kafasını eğdi, yutkunmaya çalışıyordu sanırım. Tüm kaslarının gerildiği giydiği dar gömleğinden belli oluyordu. "Nikah ile uğraşmayalım, ben her şeyi hallederim. Baban ile işim bitince benden kurtulursun" ayağa kalktı ve kapıya yöneldi "Gelmek istersen eğer... O masada her zaman senin içinde bir tabak olacak asi kadın" "Yeminim olsun Alkaya, aşkım yenerse kibrimi seninim!" Bir şey söylemeden gitti. İnat etmiştim, öldürseler inmeyecektim o masaya. Uyursam geçerdi belki, yatağa uzanıp gözlerimi kapadım. Kartal Alkaya'dan... Nare ne söylersem söyleyeyim tersti. Haklıydı belki, kardeşi ölmüştü sonuçta. Söylediklerimde gerçekçi değildim, kabul etseydi bir oyun oynayacaktım fakat Nare düşündüğümdende inatçı çıkmıştı. Onu üniversite yıllarında babasıyla yakın olmak için kullanmıştım sadece. Suçsuzdu, masumdu lakin intikam uğruna kendi annemi bile harcamışken Nare'ye acımayı düşünmüyordum. Annemi babam değil ben öldürmüştüm. Yıllar önce her şeyimi almıştı o adam, sadece yirmi üç yaşındaydım ve doğum günümde onun yüzünden kolumu kaybediyordum neredeyse. Annemi esir almıştı, teslim olmazsam onu öldüreceğini söylemişti. Teslim olmadım ve annem öldü. Nare'nin babası gerçekten haysiyet yoksunu bir adamdı. Bana ve aileme olan nefretinin sebebi ise masadaki iktidarını yıkmamızdı. Doğum günümdeki patlamada çektiğim acıyı ömrüm boyunca unutmadım, unutamadım. Resmen kolumu kaybediyordum. "Dalgınsın" diyerek düşüncelerimdem sıyrılmama sebep oldu Mert. "Dalgın değilim, düşünüyorum" "Düşüncelisin o zaman" "Nare'nin yanına neden gittin?" sorumla duraksadı. "Bu seni neden bu kadar rahatsız etti?" "Mecbur olmadıkça konuşma lütfen" "Karın yapmaya mecbur musun sen? Adam kızını siklemiyor bile. Peki ikiniz için hazırlattığın çatı katı? Orası resmen bir daire gibi" Çatı katını tamamen kendim ve Nare için hazırlatmıştım, Nare'yi kendim ile cezalandırmayı düşünüyordum lakin haddimi aşmıştım. Herkesi öldürebilirdim ama bir kadına bu şekilde rahatsızlık vermek hiç tarzım değildi. Muhteşem bir adam değildim ama sınırlarımı biliyordum. "O konuda kararsızım, benimle aynı yatağı paylaşmak zorunda değil, gerçek bir evlilik değil sonuçta" Mert şarabından bir yudum aldı. "Kolundaki iz neden olmuş biliyor musun?" "Bilmiyorum, kötü bir hikayesi olduğunu söylemişti sadece" "Madem karın yapacaksın, onu önemse, ona değer ver, onu kırma, incitme. Gün gelir pişman olursun" boş yapıyordu, öyle bir şey olamazdı. "Kes sesini zıkkımlan ve defol Mert" "Sence yarın ne giymeliyim?" "Ne için?" yine ne saçmalıyordu bu? "Nikah töreni için" "Tören olmayacak, Nare'nin medeni hâli değişecek" "Ne yani bir aile cüzdanınız bile olmayacak mı?" "Niye bu kadar merak ediyorsun? Alıp götüne mi sokacaksın?" dememle yediği şey boğazında kaldı. "Nare için söylemiştim" "İstersen sen evlen Nare ile, pek bir düşünüyorsun" "Yok, o benim bacım" "Tamam şimdi git ve bacın orada bıraktığın şeyleri yemiş mi git bak" "Aha! Onu merak edip düşünüyorsun! AŞIKSIN KARTAL ALKAYAAAA!"diye bağırıp yukarı çıktı. Beş dakika sonra geldi" Yememiş ve zıbarmış"dedi ve yemeğine geri döndü. "Kendisi bilir" "Müstakbel karın ile biraz ilgilensen fena olmaz bence" "Senin tribini çekemem şuan Mert" "Git karının tribini çek o zaman" "Sikeceğim ha! Siktir git lan odana" "Karının odasına mı?" "Ebenin odasına!" "Ebem yokki!" "Sikeceğim seni Mert! Şu çatalı götüne sokunca görürsün ebeni!" "Ne abarttın amına koyayım!" Nare uykulu gözlerle aşağı iniyordu "Gelir gelmez kardeş kavganızı çekmek zorunda mıyım? Uyutmuyorsunuz!" "Gel bir şeyler atıştır, yorgun düşmeni istemiyorum" "Asla kendi rızamla karın olmayacağım" "Bunun farkındayım ama bir şeyler yemen senin için iyi olucak" "Canım hiçbir şey istemiyor" "Sormadım Nare, ya insan gibi oturur yersin ya da ben oturup yediririm" "Yapamazsın" "Emin misin?" bana asla yapamazsın dememeliydi. "Adımın Nare olduğu kadar eminim" Bir anda sandalyeden kalkıp yanına ilerledim, onu kucağıma aldığımda şaşkınlık içerisindeydi. "Ne yapıyorsun?" onu umursamadan sandalyesine bıraktım "Yemeğini kucağımda yemek istemiyorsan yerinde dur" Oturduğu yerden kalkıp masayı yerle bir etti."Hiç kimse bana emir veremez!"diye esip gürledi ve odasına çıktı. "Yengemde pek bir atarlı çıktı" "Yukarıda ne yaşanırsa yaşansın gelmiyosun duydun mu beni?"Mert gergin bir şekilde baktı "Birbirinizi öldürmezsiniz değil mi?" "Sana ne olursa olsun gelme dedim Mert!"hızlıca merdivenlere yöneldim "Abi" Duraksadım"Ne var" "Babam gibi yapma olur mu?"babam gibi yapmak... Annem sözünü dinlemediği için sabaha kadar dövmek... Mert Nare'yi benden koruyordu çünkü babam gibi olmamdan korkuyordu."Sana söz veriyorum babam gibi olmayacağım"merdivenlerden çıkıp Nare'nin odasının önüne geldim,kapıyı tıkladım"Nare?" "Defol"içeri girdim. "Ben ateşkes yapmaya çalışırken ergen ergen davranman çok saçma! Büyü artık!" "Ben babam tarafından kardeşimle birlikte yarı yolda bırakılıp eskiden her şeyim olan adamın kardeşimi öldürmesiyle büyüdüm zaten!" "Bunlar az gelmiş bence,hala aptal bir ergen gibi davranıyorsun" "Küçümsediğin aptal ergen sonun olunca bu sözlerini hatırlatacağım Alkaya" "Ya sen benim ya da ben senin sonun olacağım müstakbel Alkaya. Biz çok geç kaldık,sevmeye de sevilmeye de." "Sen beni hiçbir zaman sevmedin,yalanlarına inandığımı düşünmen çok komik. Sadece sen oyun oynamıyorsun" "Haklısın,babana yakın olmak için kullanmıştım seni" "O sebeple ortada geç kalacak hiçbir şey yok" "Haklısın" "Aslında var" "Nedir?" "Sen bana çok geç kaldın" "Hangi anlamda?"gene ne bok yemiştim? "Ben seni aylarca aradım!"ses tonu eskisi kadar sakin değildi."Başına bir şey geldi zannettim babam senide öldürdü zannetim! Sikik herif ben sana çok aşıktım!"bu haykırışı canımı yakmıştı,ilk kez Nare'ye yaşattığım şeyden ve kendimden nefret etmiştim. "Ben aylarca seni aradım babamı karşıma aldım babamı öldürüyordum lan ben!"makyaj masasını dağıttı"Ve bunları sana anlatıyorum o kadar aptalım ki!"belki de çok yanlış kişiyi harcamıştım... "Ben o dönem Mert'i bile görmüyordum,kinim tüm ruhumu kaplamıştı" "Seni zerre takmayan sevmeyen önemsemeyen bir adam için senin için canını vermeye hazır olan bir kadını harcadın sen!" "Onu önemsediğim için değil babana yenildiğim içindi" "Sen yarın sana eskiden hissettiğim şeyleride yüzüme vurursun" "Nare,ben çok kişiyi harcadım.Tek pişmanlığımda sensin,eğer hislerinin farkında olsaydım ve kine bürünmeseydim belki her şey daha farklı olurdu" "Ama sen bencilsin" "Zamanı geri alamam,bu saatten sonra değişecek halim de yok" "Ben değiştim ama" "Ne anlamda?" "Eskiden uğruna öleceğim adamı kendi ellerimle öldürmek istiyorum" "Çatı katını bizim için hazırlatmıştım,kalmak istersen" "Seninle aynı yatağa girmeyeceğim" "Farkındayım,sadece bir teklifti"bu kadın neden bana kendimi neden bu kadar kötü hissettirmişti? "Çıkar mısın?" "Hep nöyle mi devam edeceğiz?"dememle sakince bana döndü "Normal bir çift mi olmak istiyorsun? Baştan söyleyeyim babam beni önemsemez boşuna rol yapmak zorunda kalma"ağzından çıkan her bir kelime canımı yakmaya başlamıştı ve bu hiç hoşuma gitmiyordu. "Nare" "Adımdan tiksindirdin" "Sana dürüst olucam çünkü sende bana dürüst oldun" "Dinliyorum" "Zamanı geri alamayız,sen beni eskisi gibi sevemezsin ama söylediklerinin altında ezildim. İster inan ister inanma pişmanım,seni bıraktığım için"bir şey söylemesine izin vermeden çıktım... Nare Sönmez'den... Kartal çıktıktan sonra uzun uzun düşündüm,hayatımın en güzel yıllarını mahvetmişti. Basit bir pişmanlık ile affedilemezdi,bir öyle bir böyle davranıyordu. Onu anlamıyorum,pişman gibi ama pişman değil gibi...Bunları düşünerek uyuyakaldım. Uyandığımda başım fena halde dönüyordu,zar zor ayağa kalkıp aşağı indim. Mutfağa girdiğimde içki şişesi çarptı gözüme,biraz içeyim derken bir baktım tüm şişe gitmiş. Alkole karşı bağışıklığım yoktu,yani sanırım. Mutfakta gördüğüm radyoyu açtım,Müslüm Gürses'ten Sigara çalıyordu. Ben bağıra bağıra şarkıyı söylerken Kartal bir anda önümde belirdi"Gene ne halt ediyorsun?" "Şey,ben biraz acıktımda.Başımda dönüyordu mutfağa geldim sonra bu şişeyi buldum gerçekten sadece bir bardak içecektim bir baktım şişe bitmiş" "Tatlı tatlı hesap veriyor bide,sarhoş olmasan sanane it herif der gönderirdin"dedi sırıtarak "Eben tatlı senin gerizekalı herif!" "Peki şarkıyı son ses açmandaki amaç neydi?" "Kül ettin sen beni piç herif!" "Sen küllerinden doğmasını bilirsin" "Sonra sen gene öldürürsün adi!"tam bir adiydi... Ondan nefret ediyordum ve nefretimi kusmaktan hiç çekinmeyecektim! "Fazla sarhoşsun Nare, bu iyi değil" "İyi olan nedir?" sahiden, iyi olan neydi? "Seni odana yatıracağım ve uyuyacaksın" bana emir veremezdi. "Sen bana emir veremezsin!" dememle yüzüne sert bir tokat attım. Bunu neden yapmıştım? Neyseydi, naptığım pek umrumda değildi "Eğer bir daha bana vurursan..." "Ne olur? Sende bana mı vurursun ahmak herif!" "Sana asla vurmam Nare" güven vermiyordu. "Yaparsın sen, kafama bile sıkarsın" "O biraz zor asi kadın" Adi herif çok yakışıklıydı"Senden her şey için nefret ediyorum Alkaya" "Sarhoşsun, burada konuştuklarımızı yarın hatırlamayacaksın. O yüzden sana gerçekleri anlatabilirim" lütfen unutmayayım, gerçekleri duymaya fazlasıyla ihtiyacım vardı. "Ne söylersen söyle yalan gibi geliyor Kartal" "Nadiren kullansamda benimde bir kalbim var" "Pişman olduğunu söylemiştin, gerçekten pişman mısın?" "Pişmanım, seni yarı yolda bırakmamalıydım" "Ama bıraktın ve zamanı geri alamayız" "Olmuyor Nare, içimde seni bana karşı iten soğutan bir şey var ama ne olduğunu anlamıyorum" halbuki ona ihtiyacım vardı, ondan ne kadar nefret ediyorsam bir o kadar da ona muhtaçtım... "Bende sana dürüst olucam" "Hiçbir şey söyleme Nare, sen sarhoşsun benim söylediklerimi hatırlamazsın ama ben sarhoş değilim" "Doğru, sonradan yüzüme vurursun" dedim iğneleyici bir şekilde. Kartal bilmiyorduki bu geceyi unutmamak için uyumayacağımı... "Seni gerçek hislerle sevmek isterdim, beni gerçek hislerle sevmeni... Mutlu bir aile olmayı o kadar isterdim ki" "Kolumdaki izin hikayesini sana anlatmış mıydım?"sorumla duraksadı "Hayır" "Bu izi babam yapmıştı" "Onu en kısa zamanda yakalayıp öldürsem iyi olacak" dedi sinirle "Dokuz yaşındaydım, Kayra ile bahçede oyun oynuyorduk. Ben bilerek kaybederdim mutlu olsun diye." "Harika bir çocukluk geçirmiş olmalı" "Öyle" "Anlatacak mısın?" "Ne zamandan beri benim yaralarımı merak ediyorsun" "Gördüğüm andan beri, seni gerçek anlamda tanımayı çok istedim" diyecek bir şey bulamayınca anlatmaya devam ettim. "Annemin çığlıklarını duydum, Kayra'yı oyuncaklarla oyaladım sonrada eve girdim" boğazım düğümlenmişti "Anlatmak zorunda değilsin" "Odalarına girdiğimde babamın anneme tokat attığını gördüm, annemi korumak istedim. Kapının yanındaki komidinin üstündeki vazoyu alıp babama fırlattım" "Nare, onu bulduğumda senin yerine de intikam alacağım. Yaşamak zorunda kaldıkların için çok özür dilerim güzelim" "Kartal, beni düşünüyorsan eğer bir öyle bir böyle olma. Yalvarırım" "Gardımı indiremiyorum sadece, olay bundan ibaret" "Anlıyorum" diyebildim. "Sonra sana sinirlendi ve kolunu yaktı değil mi?" bunu nasıl bu kadar rahat bir şekilde yüzüme vurabiliyordu? "Beni bir sandalyeye bağlayıp kolumu saatlerce ateşe maruz bıraktı!" gözyaşlarımı tutamıyordum, sığındığım,dertleştiğim adamın farkında değildim. "Onun sikini bir hafta ateşe maruz bırakmazsam cümle alem siksin beni! Sana yemin ediyorum çektiklerinin bin mislini çekecek" "Sende babam gibi olma olur mu? Umut verip canımı yakma" "Seni odana çıkarayım" tek hamlede beni sırtına atıp odama çıkardı. "Bir şeye ihtiyacın olursa odam koridorun sonundaki oda" "İyi geceler Kartal, bu arada radyo açık kaldı" "Kapatırım, bir şey olmaz" Kapıyı kapatıp çıktı, ben ise bu geceyi unutmamak için gözümü bile kırpmadım...
Ay selammm, umuyorum ki beğeniyorsunuzdur 💗 yazım hatalarım var ise affola elimden geldiğince düzelttim. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin
|
0% |