Hemen arabama binip dedikleri yere gittim ,olay yerinden gözüken bir kulübe gibiydi vakit kaybetmeden kulübenin yanına gittim .biraz etrafı inceledikten sonra kapıyı çaldım ilk çaldığımda kimse açmadı ,bir kere daha çaldım yine açılmadı ,ve bir kere daha çaldım bu sefer yaşlı bir adam açtı gözlerindeki yorgunlukla beni sürdü " merhaba İstanbul emniyetinden geliyorum size bir iki soru sormam gerekiyor " adam sert yüzüyle "bahçede konuşalım ev müsait degil" şüphelendim ama bu yaşlı adamın peşinden gittim ve iki sandalyeye oturduk "sor" diye söyledi sert şekilde " buralar da iki ceset bulundu ve bu iki cesetin katilini bulmak için pek birşey yok siz sonçare sizsiniz" adam çatık kaşarla bana baktı "bilmiyorum ben evden doğru düzgün çıkmıyorum zaten bişey görmedim ben" deyip ayaklandı ve birşey dememi beklemeden kapıyı kapattı bende arabama bindim ve bir araştırmacıyı aradım "bu kulübede ki adamı sorguya çekin bişey bilmediğini söyledi ama belki bişeyler söyler " onay aldıktan sonra telefonu kapattım,umudum kalmamıştı çünkü adam hata denen şeyi yapmamıştı .

Geldiğim yol aksine diyer yolu seçtim. Yolda araba olmadığı için hızlı bir şekilde gidiyordum, mesai yoktu eve gidip yağmurla film falan izleriz belki onunla ilgilenemiyorum .Eve vardığımda yağmur balkondan bana el salladı, bende karşılık verdim ve arabadan indim hava soğuktu hemde çok . Hemen eve girdim duş aldıktan sonra siyah pijama takımımı giydim ve yağmuru çağırıp bir film seçıyorduk "rekabet diye bir komedi var o olsun" başımı sallayıp dediği filmi açtım.

Bir saat kadar olmuştu telefonum çalmaya başladı arayan murattı 'efendim murat' dedim sertçe 'gamze' diye başladı ama devam etmedi 'murat şöyle şunu' nefes nefese kaldığı belliydi 'bir ceset daha bulundu attığım konuma hemen gel' deyip bu sefer yüzüme kapatan oydu ,ayağa kalktım yağmura baktım "canım bir ceset bulunmuş sen izlemeye devam et ben gideyim iki saat içinde dönerim" surat astı "hep böyle oluyor zaten" deyip odasına girdi evet onu boşluyordum ,odama gidip siyah eşortman ve tişört giyip evden çıktım çıkmadan kapıyı üç kere kilitleyip hızlıca arabaya bindim Murat'ın attığı konuma son hızla gittim

Etraf sessizdi torpido'daki yedek silahımı belime sıkıştırdım ve arabadan indim etraf polis kaynıyordu bu sefer ıssız bir mahallede bir cesed vardı iki duvar arasında bembeyaz yatan bir çocuk vardı evet bir çocuk bur kız çocuğu. Araştırmacıların yanına gittim "durum ne " içlerinden biri konuştu " sekiz yaşında ,beyza Akçakale dün kayboldu ihbarı verilmiş sabah bu şekilde, aynı şekilde on beş bıçak izi cinsel istismar göz kapakları büyük çizik ve bacakları yanmış " başımı sallayıp cesede yaklaştım ve baş parmağına baktım yine aynı işaret G bu da ne anlama geliyor gerçekten kafa karıştırıcı "parmak izi veya bir iz eşya benzeri şeyler yok mu" başını iki yana salladı ve bana yaklaştı "yok ,dün kulübede olan adamı sorguya çektik söylediği tek şey, beni hapise atın yoksa ölecem, deyip durdu bizde hapise kattık" bu çok garip "savcıya haber verildi mi" Başıyla onaylandıktan sonra işine devam etti

Sokağın yanında ince bir sokak vardı içimdeki ses oraya girmem gerektiğini söylüyor ve ben içimdeki sesi hep dinlerim. Sokağa girdim ilerledim ,ilerledim ve bir duvarda birşey fark ettim kanla yazılmış birşey vardı yaklaştım ve bul beni dedektif yazıyordu kim niye böyle birşey yazar ki...