@yaobensem
|
Ama nasıl oldu ki bu? “Hey! Ne oldu burada? Biriniz bir şey yapsın. Ambulansı aradınız mı? Ya neden kimse bir şey yapmıyor? ” Allah kahretmesin ki telefonum evde kalmıştı. Elinde telefonu olan birinin telefonunu aldım. “Ver şunu.” Acilden 112'yi aradım. “Alo?” Ağlıyordum. “Lütfen buraya gelin. Ela… Ela yerde yatıyor. Lütfen çabuk olun. Lütfen…” “Hanımefendi lütfen sakin olun. Adresinizi alabilir miyim?” “E-evet. Sakinler mahallesi …” Ela'ya dokunamıyordum, ona zarar veririm diye. Hala herkes ahlanıp vahlanmaktan başka bir şey yapmıyordu. Nasıl böyle elleri kolları bağlı bir şekilde durabiliyorlardı ki? Yaklaşık 5-10 dakika sonra ambulans geldi. “Lütfen açılır mısınız? Çekilin.” “İyi olacaksın Ela. Merak etme. Ben buradayım tamam mı?” Hep birlikte ambulansa bindik. O sırada ambulanstakiler: “Hanım efendi sakin olun. Neler olduğunu gördünüz mü?” “Ben… Yani hayır, görmedim. Geldiğim esnada yerde öylece… Öylece yatıyordu.” “Anladım. Size serum takmamı ister misiniz?” “Hayır. Hayır, yani o iyi olacak mı?” “Şu an da nabzı iyi durumda. Ama hastaneye gitmeden ne olduğunu bilemeyiz.” “Anladım…” Hastaneye geldik. Sedyeyi istediler ve Ela'yı yatırıp hastanenin içerisine götürdüler. Doktor gelip kontrol etmeye başladı. “Hemen ameliyathaneyi hazırlayın.” “Doktor bey bekleyin. Ne oldu? Lütfen söyleyin. Lütfen…” Başım dönüyordu. Yanına gitmek istedim. Gözlerim kapanıyordu. Ama şu anda olamazdı. Ela'yı yalnız bırakamazdım. Sesler gittikçe azalıyordu. “Hemşire hanım, hemen burayla ilgilenin.” Koşuyordum. Ama bu sefer ormandayım. Yine ellerimde kan vardı. Biri beni izliyordu. Durdum ve bana seslendi. “Lügya…” “Dur, gitme!” Gittikçe sesler karışıyordu. “Şşşt, uyanıyor.” “Dur, gitme! Bekle... Neredeyim ben?” Hastanedesin, dedi bir ses. O kadar ağrım vardı ki başımı zar zor çevirdim sesin geldiği yöne. Bu bir adamdı. İyi de tanımıyordum ki bunu. Pek doktora da benzemiyordu. “Kimsin sen?” |
0% |