Bu bölüm şehit komando er murat akman için Özel olarak yazılmıştır

ve kitabın devam bölümüdür...

Mekanın cennet olsun şehidim

"Murat!" Diye bağırdı çağrı

"Uzman çavuş murat akman emret komutanım"

"Rahat hoş geldin murat" dedi çağrı

"Hoşbulduk komutanım"

"Otur bizimle ye" dedi çağrı

Muratın itiraz edeceğini anlayınca emir vermiş ve masaya oturtmuştu.

"Ee murat varmı hayatında biri?"

"Evet komutanım"

"Ailenmi?" Diye sordu oğuz

"Ben doğduğumda anam beni çöplüğe terk etmiş komutanım"

Derin bir sessizlik oldu masada.

Nasıl olmazdıki?

"2-3 gün sonra görev var komutanım" dedi murat

"Allahın izni ile sağ salim ile gidip gelin"

"İnşallah komutanım"

"Er hakan aydıner muğla emret komutanım"

"Rahat söyle asker"

"Albay sizi çağırıyor komutanım"

"Anlaşıldı gidebilirsin"

"Emredersiniz"

"Gidelim tim" dedi çağrı sancak timi murata afiyet olsun diyip albayın yanına gitti.

Murat o gün o masada bir kez daha yalnızlığa gömüldü.

"Göreviniz bu kadar anlaşıldımı? Emir komuta çağrı yüzbaşında dağılın!"

"Emredersiniz komutanım!"

Sancak timi göreve gidiyordu.

"Çağrı komutanım" diye bağırdı murat

"Söyle murat"

"Komutanım ben sizden birşey rica edeceğim"

"Dinliyorum"

"Bu mektubu şehit olursam Sahibine ulaştırırmısınız??"

"Murat benden herşeyi iste ama bunu isteme oğlum"

"Lütfen komutanım"

Çağrı kabul etmiş ve mektubu alıp helikoptere binmişti.

Zaman atlaması

1 hafta...

​​​​​​Koskocaman 1 haftadır sancak timi görevdeydi.

"Çağrı komutanım sizin moraliniz bozuk bir kaç gündür"

"Sorma arın başımda bir bela var Kaç gündür onunla uğraşıyorum" dedi ve efline baktı çağrı.

"Görevimiz uzun sürecek arkadaşlar bu yüzden dikkatli olun bir kayıp daha vermek istemiyorum"

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"

Tim operasyon bölgesine gelmişti. Operasyon başarılı gidiyordu. Herşey çok iyiydi.

Neredeyse 5 gün boyunca teröristlerin inini patlatmak için uğraşıyorlardı.

Ve en sonunda başarmışlardı

Geri dönme vakti gelmişti bile.

"Baktım çağrı komutanı hedef almış, çektim silahı tam alnının ortasından vurdum" dedi timuçin

"Geldik komutanım" dedi pilot

Herkes helikopterden aşağıya indi.

"Yüzbaşı çağrı kıraç urfa görev başarı ile tamamlanmıştır komutanım" dedi çağrı

Albaydan izin aldıktan sonra karargaha girdi.

Gözü hemen muratı aradı.

Ama bulamadı...

Ordan geçen bir eri durdurup sordu.

"Onlar bu sabah göreve gitti komutanım ama bunu size bıraktı" dedi ve mektup verdi er

"Sağol oğlum" dedi çağrı.

Geriyede beklemek kaldı işte, gelecekmi? Gelebilecekmi? Diye sormak kaldı...

Ertesi sabah

Sabah yemek için yemek haneye gitti herkes.

Tüm timler yerine oturdu.

Herşey iyi gidiyordu taki televizyona çıkan o habere kadar.

"Sevgili izleyiciler şuanda elimize ulaşan üzücü haber ile devam ediyoruz

Dün gece güvenlik güçlerinin teröristlerle girdiği çatışmada 7 askerimiz şehit oldu

Şehit olan askerlerimizin isimleri sırasıyla;

Komando er ahmet demir

Komando er cemil öksüz

Komando er selami dikici

Komando er muhammed kahraman

Komando er... Murat akman

Komando er yaşar ortun

Komando er selim özdemir

Ve geriyede muratın çağrıya verdiği mektup kaldı...

Ve o mektup gazeteler ve internet aracılığıyla tüm türkiyeye duyuruldu.

Bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bu mektubu gazetelerden okuyorsanız ben çoktan ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.

Size koğuştaki ranzamdam yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon... Türkiyenin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.

İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şuan okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pekde kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.

Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım yada göğsüme yediğim bir kaç kurşun. Bileniniz var mı ben nasıl öldüm?

Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. Gücü kadına yetenler. Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.

Bileniniz var mı ben, kimi korumak için öldüm?

Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.

Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atan anam; Söylesene ben kimin için öldüm?

Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğini bölmek olduğunu öğrendik biz. Peki size neyi bölmeyi öğrettiler?

Peki bize neyi öğrettiler?

Herkes tüm timler gözü yaşlı okudu bu mektubu...

Belkide her askerin hayalidir şehitlik.

Belkide daha doyamamıştır o asker ailesine...

Belkide daha doyamamıştır bir çocuk babasına...

siz kafanızı yastığa koyup rahat rahat uyurken, başının üstünden kurşun geçerken bile milletini düşünen nice askerler var.

26 ayrı suç kaydı bulunan bir orosbu çocuğu yüzünden henüz 27 yaşında şehit olan şehit Polis şeyda yılmaz..

Söylesenize onlar kimin için şehit oldu?

Vatanı uğruna can veren nice şehit var bu ülkede belkide bedeni bile bulunamayan, mezarının yeri bile bilinmeyen nice vatan evladı...

Dur ihtarına uymadığı için kontrolünü kaybeden bir orosbu çocuğu yüzünden şehit olan jandarma astsubay çavuş mehmet fatih çankır...

Belkide henüz hayali olan nice askerler vardı.

Belkide bir kaç gün içinde düğünü,nişanı,kınası olan askerler vardı...

Bir çok sevda mahşere kaldı mesela...

Şehit komando er murat akman

Şehit polis şeyda yılmaz

Şehit jandarma astsubay çavuş mehmet fatih çankır