Yeni Üyelik
41.
Bölüm

15. Bölüm!

@yapmaaslanyanariz

 

 

 

 

Latiften

Ben latif sancak 2 yıl önce timim ile bareber bir mağaranın içerisinde pusuya düştük. İtlerin bize karşı hazırladığı tuzak sonucu her birimiz tek tek yakalanmıştık.

2 yıl..

2 yıldır kızıma ve karıma hasret düşmüştüm...

Ne yapıyorlardı şimdi? İyiler mi?

2 yıldır kafamda sadece onları düşünüyorum. Çünkü bildiğim kadarıyla esir alındığımız gün bizi bomba ile patlamış şekilde göstermişler.

Yani eflin bizi şehit biliyordu.

Ümidimizi kesmiştik, taki bir kaç güne kadar.

İçeriye itlerden biri girince sinirlerim gerilmişti.

Ama tahmin ettiğim şeyi yapmadı. Elinde bulunan anahtar ile elimdeki zinciri çözmüş sonrada ortadan kaybolmuştu.

Kimsin sen?

Ellerimin çözülmesini fırsat bilip eşyaların oraya doğru ilerledim şanslıydık telsiz hala çalışıyordu.

"Üsteğmen latif sancak albaya bağla"

Albaya bağlandıktan sonra gerekli konumu vermiştim ama itler sayıca fazla olarak içeri girmişti. Telsizi son anda saklamıştım.

Ama tekrardan zincirlenmiştim.

En azından timimin ve benim yerimi biliyorlardı. Bu lanet yerden kurtulmamıza az kalmıştı.

 

 

 

 

4 saat sonra

4 Saattir bekliyorduk, fakat ne gelen nede giden vardı.

Dışardan silah sesleri gelmeye başlamıştı. Timime baktım durumları fazla ağır değildi. Zaten bu 2 yılda fiziksel değil psikolojimizin üzerine oynamışlardı.

Mağaraya askerlerin girmesi ile yüzümdeki sırıtmaya engel olamadım.

"Asteğmen oğuz güner sizi kurtarmaya geldik komutanım"

"Üsteğmen latif sancak sağol asker"

Bitmişti işte. Esir hayatı bitmişti.

Elimizde ve ayağımızda bulunan zincirlerin hepsini açmışlardı.

Doğanın yanına gidip koluna girdim. Çünkü ona daha çok fiziksel işkence edilmişti.

Dışarı çıktık 2 yıldır o itlerden başka kimseyi görmediğimiz lanet yerden kurtulduk.

Gözüme dışarda biri çarptı. Eflinmiydi o?

"ABİ!" diye bağırdı. Evet emin oldum o eflindi. Doğanı osmana bırakıp efline koştum.

"Sarı şeytan" diyip sarıldım ona

"Abi ama nasıl gözümün önünde şehit olmuştunuz abi ben kendi ellerim ile gömdüm sizi-"

"Şşşş tamam geçti bak biz iyiyiz, eve gidelim abicim aramızda seni özleyenler var"

Yanımıza birisi daha gelmişti.

"Yüzbaşı çağrı kıraç eflinin komutanıyım"

"Üsteğmen latif sancak eflinin abisiyim"

Aramızda geçen kısa bakışmanın ardından osmanın grlmesi ile eflini bıraktım. Çünkü en çok o özlemişti eflini.

"Ablam!" Diye koştu efline. Diğerleri helikoptere gitmişti sanırım.

"Osman diğerleri nerde?"

"Doğan abiyi helikoptere götürdüler komutanım"

"Gidelim bizde"

"Emredersiniz"

Herkes helikoptere gelmiş ve binmişti.

Eve geliyorum kızım sana geliyorum.

​​​​​​"Abi ama nasıl?" Dedi eflin.

"Anlatacağım abicim ama önce eve dönelim doğanın durumu kötüleşmesin

"Peki"

Helikopterin içine baktım. Sahi en son ne zaman birlikteydik?

Ben söyleyeyim. Esir alınmadan önce...

"Doğan abi?" Dedi aybars

Kafamı çevirip doğana baktım.

Rengi biraz daha solmuştu.

"Hızlan!" Dedim pilota

"Doğan dayan kardeşim" dedim ve kollarıma yığıldı doğan.

"Osman ilgilen!" Osman doğan ile ilgilenmeye başlamıştı.

Yarım saat sonra hastaneye gelmiştik. Doğanı sedye ile alıp götürmüşlerdi.

Şerefsizler son gün bize bir şey enjekte edip gitmişti.

Midemin bulanması ile lavaboya doğru koştum peşimden tüm tim geldi.

Noldu bize?

Elimi yüzümü yıkayıp geri döndüm, ama gözümün önünün kararması ile yere düştüm. Sonrasını bilmiyorum.

 

 

 

Yazardan

Latifin yere düşmesi ile eflin ve bir kaç doktor onun yanına koştu. Ardından sedye ile götürdüler diğerleride iyi değildi.

Eflin kafasını kaldırıp baktığında. Diğerlerininde bayılacağını görmüştü.

Doktor çağırıp durumlarını söylemişti. Tim sedye ile acil müdahale odasına alınmıştı.

Koskocaman kurt timi, tek tek bayılıyordu.

Eflin mutluydu ama bir yandanda telaşlıydı.

"Doğan gözükara nın yakınları"

Gelen ses ile eflin oraya gitti.

"Nesi oluyorsunuz?"

"Komutanıyım"

"Durumu şuanlık iyi vücuduna enjekte edilen zehir neredeyse öldürecekmiş ama neyseki panzehir ile kurtardık odaya alacağız orada görebilirsiniz"

Ardından doğan çıkmıştı. Ve tüm time aynı şey denmişti.

Zehir!

2 yıldır onlara hasret kalan aileleri vardı. Ve neredeyse hepsini kaybedecekti eflin.

Hepsi odaya alındığında eflin hepsini ziyaret etti.

Ailelerine haber vermek istemişti ama hepsi sürpriz yapacağını söylemişti.

Hepsinin durumu iyiydi. Hatta doğan daha fazla duramam burda diyip gitmeye çalışmıştı.

Taburcu oluyorlardı. Beklenen mutlu son bugün gelmişti.

Herkes evlerine dağıldı. Aileleri hala aynı evlerdeydi.

Doğan eve geldi. İçerden gelen çocuk sesi ile kaşları çatıldı.

Sessizce kapıyı açtı ve içeri girdi. Deniz önünde tıpkı doğana benzeyen bir çocuk ile koşturuyordu.

"Doğan dedim!"

Diyip kızmıştı deniz.

"Bu kadar babasına benzeyemez bir çocuk çabuk uyumaya"

Dedi ve çocuğu yakaladı deniz.

"Hadi bakalım küçük doğan uyumaya"

"Ayne baba geliy demi bu sefer"

Dedi Küçük doğan.

Doğanın gözleri dolmuştu. Onun oğlu 2 senedir babasız büyüyordu.

"Gelir oğlum" dedi deniz ve yatak odasına çıktı.

Doğan onları takip etti. Oğlu ile eşi yatağa yatmış sohbet ediyordu.

"Hadi bakalım uyu artık" dedi deniz

Küçük doğan kafasını kapıya çevirdi. Ve Annesine şu sözleri söyledi.

"Anne bak babam geldi!"

Deniz kafasını kapıya çevirdi. Ve anında gözleri doldu.

"D-doğan?" Dedi

Küçük doğan yataktan fırlayıp babasına koştu.

"Baba!" Dedi

Deniz yataktan kalkıp doğana yaklaştı.

"Baba gitmeyeceksin demi?"

"Gitmeyeceğim oğlum artık hep sizinleyim" dedi oğlunun kokusunu içine çekti doğan

Denizin ağladığını gören doğan denize sarıldı.

"Doğan sen yaşıyorsun"

"Yaşıyorum denizim ve artık hep sizinleyim" dedi doğan

Gözükara ailesi tekrardan bir araya gelmişti.

Doğan ailesini alıp yatağa götürdü. Küçük doğan o gece babasını asla bırakmamıştı. Çünkü bırakırsa tekrar gideceğini düşünmüştü.

Mutluydu. Mutluydular.

Latifte ailesine kavuşmuştu. Kızı 6 yaşına girmişti.

Okuldan latif almıştı onu. Hatta sınıfına gidip sürpriz yapmıştı.

Neva babasını görünce koşup sarılmıştı.

Bir çocuk daha kavuşmuştu babasına

(Peki bu sahnede direk aklıma kürşatın çocuğunun gelmesi..."

Kurt timi geri dönmüştü. Dönmeklede kalmamış ailelerinide hayata döndürmüştü.

Hasret sona ermiş, yerini sevgi ve mutluluğa bırakmıştı.

 

Peki ya aybarsın efline olan sevgisi sona ermişmiydi?

 

Loading...
0%