Yeni Üyelik
13.
Bölüm

4. Bölüm

@yapmaaslanyanariz

 

 

 

Mezarlıktan dönerken düşündüm hayatımı, yıllarımı, Küçük yaşta kimsesiz kalmıştım.

Hayatım yetimhanede geçmişti.

Kaybedecek bir şeyim belkide bundan yok, ne annem ne babam nede kardeşim.

Kimsesizliği dibine kadar yaşamış ve yaşayacak olan o kişiyim.

Yetimhanede de hor görülürdüm

Bu yüzden arkadaşım yok.

Harp okulunu kazandığımda sevincimi annemlere anlatamamıştım. İçimde yaşamış ve orda bırakmıştım.

Kurt timine ilk katıldığımda beni latif ve doğan abi karşıladı.

İlk defa bir timdeydim ve sonradan katılmış olmama rağmen komutan bendim.

"Kız zilli varmı sevdiğin biri?" Latif abinin bana sürekli sorduğu klasik soru.

Belkide içlerinden en çok bunu tekrar sormasını isterdim.

" Olamaz abi olsa bile abilik görevimizi yapar döveriz" derdi doğan abi, oda kardeşini küçükken kaybetmişti.

​​​​​Belkide bu yüzden beni kardeşi yerine koymuştu.

"Eflin komutanım enişte adayı varmı varsada ismi,soyismi,mesleği,yaşı ne?"

Derdi Osman ve benden önce hep Samet cevap verirdi.

"Olsa bile tcsine kadar almadan bırakmayız komutanım"

" Yeter oğlum GBT sine bakın birde"

Diye azar işitirlerdi hep keşke şuan hayatta olsalarda tekrar uğraşsalar.

Lojmana geldikten sonra içeriye doğru ilerledim. O sırada yanlışlıkla bir kız çocuğu bana çarpıp yere düştü.

"İyimisin?" Diye sordum

Boncuk boncuk bakan gözleri dolmuştu tahminimce 4-5 yaşlarındaydı.

"Eyet teteyküy edeyim"

"Eva!" Diye gür bir ses duyuldu.

Sesin kaynağınının gıcık yüzbaşı olduğunu görünce şaşırmıştım. Evlimiydi?

"Dayı!" Eva dayı diye seslenince içimde bir rahatlama olmuştu nedense.

"Kusura bakma üsteğmenim"

"Sorun değil yüzbaşım"

"Hadi gidelim dayıcım" dedi ve evayı alıp gitti.

Bende çok durmadan eve geçtim.

Aradan 2 saat ya geçti yada geçmedi.

Albayın araması ile Gözümü açtım.

Tekmil verdim albay anında cevap verdi.

"Rahat üsteğmenim görev var gelmen gerek"

4 kelime 'görev var gelmen gerek' bu 4 kelime benim hayatımı gösteriyordu.

Hazırlanıp karargaha geçtim tim hazırlanmıştı.

Volkan konuşmaya başladı.

"Kürşat abi yengenin doğumuna ne kadar kaldı?"

"Bu ay son volkanım"

"Allah analı babalı büyütsün" dedim ve geri oturdum

"Sağol inşallah büyür"

 

Yazardan

Kürşatın son sözleriydi bunlar.

Son kez eşiyle konuşmuş, son kez kokusunu koklamış ,son kez gözlerine bakmıştı.

Oysa daha kucağına alamamıştıki oğlunu...

Oysa daha doyamamıştıki eşine...

"İsmi ne olacak abi?" Dedi giray

"Göktuğ" dedi. Kürşat

Son kez bakmıştı timinin gözüne...

Son kez uğraşmıştı Timuçinle...

Son kez konuşmuştu girayla...

Son kez buluşmuştu arkadaşıyla...

Tim helikopterden inip alana doğru yürümeye başladı, fakat düştükleri pusu sonucu destek ekip beklemek zorunda kalmışlardı.

"Komutanım dayanamıyorum!"

Diye bağırdı Timuçin.

"Dayanın!" Diye seslendi çağrı

Çağrı tek tek tüm time seslenmeye başladı.

"Kürşat?"

Cevap gelmedi.

"Kürşat duyuyormusun?"

Tekrar cevap gelmedi

"Kürşat ses ver!"

Diye emir verdi bu sefer.

Fakat yine ses gelmedi.

Kürşat şehadet şerbetini içmişti.

Göğsünden ve karnından yediği kurşun sonucu oracıkta şehit olmuştu.

Destek ekip gelmişti fakat çok geç kalmıştı.

Tim saldırıdan kurtulunca Kürşata doğru koştu.

Sap sarı saçları ve bembeyaz teni dahada solmuştu...

Etrafa ışık saçan mavi gözleri kapalıydı...

Ve hep böyle kalacaktı...

"Yüzbaşı Çağrı kıraç şehidimiz var komutanım"

"..."

"Üsteğmen kürşat ölmez..."

"..."

"Vatan sağolsun!"

Tim karargaha dönmüştü.

Kürşatın bedeni albayrak sarılı tabuta koyulmuştu.

Üsteğmen kürşat ölmez kamuflajlar içinde girdiği askeriyeden al bayrağa sarılı tabut ile çıkıp gitti...

Orhan albay üzerine giydiği üniforması ve arkasına aldığı 3-5 Mehmetçik ile gitti Ölmez ailesinin evine.

Kapıda 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu vardı ve elinde henüz 4 yaşında olan kardeşini tutuyordu.

Geri geri gitmek istedi albay, vermek istemedi...

Kapıya çocukların yanına gelen 20 li yaşlarda bir genç geldi.

Peşinden bütün ailesi.

Bir anne geldi telaşla önce albaya sonra Mehmetçiklere baktı.

Bir çığlık bu kadar can acıtabilir mi?

Acıtıyormuş...

Albayın canı acımıştı. Hatta tüm Türkiye'nin canı acımıştı...

Derya ölmez geldi kapıya, eşini beklerken askerleri ve ambulansı görmesi ile soldu gülen yüzü.

Onların oğullarına kavuşmasına sadece 1 ay kalmışken şehit olmuştu eşi...

Bir çığlık daha koptu koskocaman evde. Koskocaman ev sadece 1 haber ile yıkılmış hatta yerle bir olmuştu...

Cenaze için hava alanına gitti herkes, tanıyan , tanımayan herkes şehit kürşat ölmez için ordaydı.

Askeri uçaktan albayrağa sarılı tabut çıkarıldı.

ŞEHİT

ÜST.TĞM

KÜRŞAT ÖLMEZ

Bin feryat bin figana karışmıştı.

Derya ölmez o gün doğum yapmıştı.

Küçük bir bebek babasının şehit olduğu gün doğmuştu.

Belkide bir çocuk daha doğum gününden nefret edecekti...

Belkide bir çocuk daha doğduğu güne lanet edecekti...

'Sen şehit eşisin başını dik tut' dediler hep.

Kürşatın eşyaları getirildi evine.

1 çanta 1 valiz...

1 de mektup...

Hissetmişmiydi? Belkide...

Düşünmüşmüydü? Evet...

Çünkü onun soy adı ölmezdi.

Tıpkı şehitlerin ölmediği gibi oda ölmezdi!

"Güzelim ,biriciğim ,deryam

Eğer bu mektup sana ulaştıysa ben muhtemelen şehit olmuşumdur. Ağlama sakın başını dik tut, ben şehit eşiyim de.

Sen benim eşimsin deryam sen benim biriciğimsin, iyikimsin.

Bu zamana kadar sana bir yanlışım olduysa affeyle, doğumunda yanında olamayacağım için özür dilerim yavrum.

Oğlumuza Göktuğmuza iyi bak hayatım siz her zaman benim ailemdiniz ve öyle kalacaksınız. Kim yada kimler sizi benden kopartamaz. Kopartamayacakta.

Sizi seviyorum güzelim. Hayatımın her anında yanında olduğun için teşekkür ederim"

Kürşat Göktuğ ölmez!

Babasını kaybettiği gün dünyaya gelen o bebek!

​​​​​Belkide 2 gün içinde unutulacak olan o şehidin oğlu.

Onun babası unutulacaktı. Ama o babasının ismini yaşatacaktı!

Çünkü o kürşat ölmezin oğluydu!

Ailesine değer veren bir askerdi. Ve oda babası gibi olacaktı.

Belkide hiç tanımadan,görmeden,sesini duymadan, kokusunu koklamadan, belkide sadece resimlerden tanıyacağı o Şehitti babası!

3 not gönderilmişti. 1 i eşine 1 i volkana 1 i time...

"Volkan bey.

Bu mektup sana özel bir itiraf mektubu aslında kardeşim.

Eğer eline geçtiyse ben çoktan şehit olmuşumdur.

Hani senin peşinden koştuğun o kız varya, işte o kız benim kuzenimdi volkaaan

Sana bakmamasının sebebi bendim

Biraz uğraş, yüz verme hemen diyordum ona

Biliyormusun oda sana aşık volkanım

Ben izin veriyorum ona iyi bakacağınıda biliyorum. Masalıma iyi bak kardeşim çünkü onun gözünden senin yüzünden akacak olan bir yaş olursa iki taraftada yakanı bırakmam"

 

"Tim tek kelime 3 harf ama benim için kardeşten öte olan o kişiler.

Bu mektup şehit olmadan önce size yazıldı eğer okuyorsanız ben çoktan şehit olmuşumdur.

Hepinizi seviyorum çocuklar deryama, Göktuğuma iyi bakın olurmu.

O volkanı varya onu özellikle rahat bırakmayın.

He birde önce hanginiz evlenirse düğününde benim için zeybek oynayın

Sizi seviyorum çocuklar iyiki varsınız;)"

Kürşat ölmez vatanı için şehit olan nice şehitten biri.

Annesinin göz bebeği babasının yiğidi.

Kürşat ölmez henüz doğmamış oğluna doyamadan toprak altına giren nice şehitten biri olan asker

"Vatan bana deryam size emanet"

Diyerek çıktığı yoldan, albayrağa sarılı tabutla dönen o şehit...

Haberlere bile çıkmayan o şehit...

Aç kapıyı erzincan Şehidin geliyor...

Kısa oldu biliyorum ama idare edin

 

Loading...
0%