Yeni Üyelik
19.
Bölüm

6. bölüm

@yapmaaslanyanariz

"Ama komutanım-"

"Volkan çeneni açarsan seni şurda gördüğün camdan aşağı atarım!"

Diye bağırdı çağrı.

Çünkü volkan 3 gündür çağrıya yemek ısmarlaması için yalvarıyordu.

"Ama komutanım noğlurr"

"Volkan uğraşma abi bırak şu adamı" diye araya girdi giray.

Kürşat şehit olalı 3 gün olmuştu. Alışmak zorundaydılar.

Geri gelmeyeceğini herkes biliyordu...

Bir yerden hayata devam etmek zorundalardı.

"Açım aç" dedi volkan

"Bende acıktım ya" dedi ahu

"Hadi gidelim ozaman yemek yapacağım size" dedi çağrı

"Cık ben gelmem sen zehirlersin beni"

Dedi eflin. Ama bilmediği şey çağrının 12 yaşından beridir yemek yapmasıydı.

​​​​​Eflinin dediğine bütün ekip gülüyordu.

"Ne gülüyorsunuz ya?" Dedi eflin

"Çağrı komutanım 17 senedir yemek yapıyor komutanım" dedi Giray

Arkadaşlar eflin biraz göt olmuş olabilir.

"Er Atakan yıldırım muğla emret komutanım!"

"Rahat söyle asker" dedi çağrı

"Komutanım albay sizi ve timi çağırıyor"

"Geliyoruz"

Atakan gitti ve volkanın ağzından şu kelimeler döküldü.

"Ama ya biz daha yemek yiyecektik" dedi volkan

"Boş ver yemeği hadi gidelim"

Tim operasyon odasına gitti.

Albay henüz gelmemişti.

"Oh gelmemiş" dedi volkan

"Kim gelmemiş volkan" dedi albay orhan

Herkes oturduğu yerden kalkıp beklemeye başladı

"Oturun bi bir emirdir"

Herkes oturdu ve albayı dinlemeye başladı.

"Raşo kod adlı teröristi alacaksınız ama çok dikkatli olun. Şehit yada yaralı istemiyorum helede birinize birşey olsun onu diriltir. Tekrar öldürürüm"

Tim hazırlanıp gidiyordu.

Herkes sevdiğine mesaj atmış. Yada aramıştı

Tek bir kişi hariç kıdemli üsteğmen eflin duman.

"Size güveniyorum yüzbaşı sağ salim dönün Allah yardımcınız olsun"

Dedi albay. Ve sancak timi helikoptere bindi.

"Eflin komutanım sevgiliniz varmı yada sevdiğiniz biri" diye sordu ahu

"Nerden çıktı bu ahu?" Diye sordu eflin

"Hiç öylesine" dedi ve geri çekildi.

"Hayır ne sevdiğim nede sevgilim var"

"Anladım komutanım" dedi ahu.

Operasyon bölgesine gelmişlerdi.

"Herkes dikkatli olsun" dedi ve son sözü söyledi çağrı

Tim yavaş yavaş bölgeye yaklaşıyordu.

 

 

 

 

Burdan sonrasını Şehidim şarkısı ile okuyunuz.

Bir silah sesi duyuldu. Sonra acı bir feryat, yere düşen bir asker, onu korumaya çalışırken yaralanan diğer üyeler.

"Pusuya düştük tekrar ediyorum pusuya düştük!"

"Ahh" diye bir ses duyuldu.

"Albayım duyuyormusunuz!"

"..."

"Pusuya düştük yaralılarımız var!"

"..."

"Anlaşıldı!"

Üsteğmen giray olgun şuanda yaralanan timi için uğraşıyordu.

Kolundan ve omzundan yaralanmış bir adet çağrı yüzbaşı

Karnından vurulmuş bir adet Timuçin ve oğuz

Göğsünden vurulmuş bir adet volkan

Bacağından ve kolundan vurulmuş bir adet eflin ve ahu

Ve şuanda iki omzundanda vurulan bir adet giray.

Belkide sonları burada olacaktı.

Belkide görecekleri son yüzler kendileri olacaktı.

Sonra silah sesleri arttı ama ne sancak timi vurulmuştu nede bir başkası.

İtler tek tek yeri boyluyordu.

"Yetiştik komutanım!" Diye bir ses duyuldu fakat sancak timinden hiç kimse cevap vermedi.

Sonrası onlar için karanlıktı.

Gözleri tek tek kapanıyordu aydınlığa.

"Komutanım dayanın!" Dedi Ertuğrul ama hiç birinin dayanacak gücü kalmamıştı.

Sancak timi helikoptere taşındı yaralara baskı uygulanıyordu ama namert.

Ya şehit olacaklardı. Yada yaşayacaklardı.

İki seçenekleri vardı...

 

Hastaneye geldiklerinde. Tek tek ameliyata alındı tüm tim.

Ailesi olanların ailesine haber verildi.

Olmayanlar bir kez daha kimsesizliği hatırladı.

İlk önce Giray çıktı ameliyattan sonra Timuçin ve oğuz sonra eflin ve ahu.

En son çağrı çıktı...

Hepsi yoğun bakıma alınmıştı.

 

 

 

Çağrıdan

"Baba!" Diye bir çığlık koptu. Ardından bir kız çocuğunun kahkası. Ve koşmaya başladı kız çocuğu. Koştu koştu ve çağrının önünde durdu.

"Baba?" Dedi kız çocuğu çağrıya.

"Gidiyormusun?" Dedi

Sonra bir erkek çocuğu geldi yanlarına.

Kız çocuğunun elinden tuttu ve geriye gitti.

"Şimdi değil abicim babamın gelmesine çok var"

Dedi ve kız çocuğunu alıp gitti.

Arkasından baktı çağrı. Yüzü tıpkı ona benzeyen iki çocuk. Ve hiç bir şey yapamayan çağrı kaldı.

 

 

 

Yazardan

​​Volkan hala ameliyattaydı. Sonra ameliyat kapısı açıldı. İçerden doktor çıktı.

Durumu diye sordu sordu albay.

Ama aldığı tek cevap...

"Elimizden geleni yaptık ama başınız sağolsun"

Dedi ve yıkık bir albay bıraktı...

Ardından volkan çıkarıldı içerden.

Yüzü örtülmüştü. Kimse açmak için yeltenmemişti. Ne albay nede diğerleri.

Ailesi gelmemişti hastaneye. Çünkü onlara yaralı olduğu söylenmişti.

Karargaha döndü albay.

Üstüne giydi tören üniformasını. Arkasına aldı 3-5 mehmetçik ve ambulans

Çıktılar yola. Gittiler gittiler. En sonunda kapısı tahta geniş bahçeli bir gece konduya geldiler.

İçerden koşarak bir baba çıktı. Elinde tuttuğu baston düştü yere.

Sonra bir anne çıktı kapıya. Önce orhan albaya koştu.

"Yaralıydı benim oğlum ölmedi deyin bana!" Diye bağırdı.

Mehmetçikler eğdi kafasını yere.

Albay çevirdi başını. Çünkü annenin yüzüne bakarsa ağlayacaktı.

"Teğmen volkan reçber çıktığı operasyonda şehit düşmüştür başınız sağolsun" dedi ve çevirdi kafasını.

Bir annenin feryadı yankılandı. Koskocaman ordu bir annenin feryadına kulak verdi...

Attı yere kendini sağlık ekipleri koştu hemen.

Nasıl söylenebilirdiki onlara oğlunun yaşamadığı?

Ama söyleniyormuş...

Bir ateş daha yaktı kavurdu düştüğü yeri.

Bir anne daha öptü oğlunun toprağını...

Bir baba daha sarıldı oğlunun bedenine...

Ailesinin tek çocuğuydu o...

Ne kardeşi ne abisi nede ablası vardı.

Başı sıkıştığında babasına sığınır canı yandığında annesine koşardı şehit volkan reçber.

Şimdi ne babasına sığınabilirdi, nede annesine koşabilirdi...

Yıktı geçti koskocaman orduyu.

Albayrak sarılı tabuta koyuldu. Orduya getirildi.

Askerler indirdi şehidi.

ŞEHİT

TEĞMEN

VOLKAN REÇBER

4 Kelime...

Albayrak sarılı tabutun üstünde bir kağıda yazılmış o yazı.

Bir annenin hayatı bir babanın Çaresizliğini gösteriyordu.

Belkide oğlunun asker değil doktor olmasını isteyen bir anne olarak kalmıştı geriye.

Belkide en azından tabutu yerine oğluma sarılırdım diyen bir anne...

Bir pencere aralanır

Bir bayrak dalgalanır

Bir anne evladından

Bayrak inmesin diye,

Ayrılır...

 

Bir mezar kazıldı. İçine bir beden koyuldu.

Sonra üstüne uğruna can verdiği toprak atıldı.

​​​​​​Kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için...

Bazen dibe vurmak gerekir. Ayakların tekrar yere değmesi için..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nerden bilebilirlerdiki uğruna göz yaşı döktüleri mezardaki kişinin oğulları olmadığını...

​​​​

 

İdare edin arkadaşlar.

Yeni bölüm sonra gelecek.

 

 

 

 

 

Loading...
0%