@yar3nnn_00
|
İYİ OKUMALAR💖 Yorum yapmayı ve beğeni atmayı unutmayınn,
@yyarensu5 hesabımı takip etmeyi unutmayın.
Okumaya başladığınız tarih;
Perdeden sızan ince güneş ışınları uyanmamı sağlamıştı. Üzerime yorganı biraz daha çekerek diğer tarafa doğru döndüm. Gözlerimi hafifçe araladığımda, istediğim manzara yerine boş bir yatak karşıladı beni. Kafamı kaldırıp odanın içinde gezdirdim gözlerimi. Terasa açılan kapı hafif aralanmıştı.
Gülümseyerek yorganı üzerimden attım. Geriye doğru kollarımı açarak esnedim.
Ayağa kalktım. Kalçamın hemen altında biten siyah saten geceliği düzelterek paytak adımlarla terasa yürüdüm.
Demirliklere yaslanarak sigara içen adamı görünce gülümsedim. Arkası dönük olduğu için beni görmemişti.
Kocaman gülümseyerek yanına yaklaştım. Çıplak sırtına başımı yaslayarak beline sarıldım.
"Günaydın sevgilim." dedim. Güldüğünü belirten sesler çıkarttıktan Sonra sigarasını söndürecek, karnına sarılı olan bileklerimi tuttu. Tek hareketiyle sırtımı Demirliklere yaslarken yanağıma küçük öpücükler bırakıyordu.
"Günaydın güzelim." dedi. Elimi yanağına yaslayarak bana bakmasını sağladım. Dolgun dudakları konuşmama izin vermiyordu. Küçük bir öpücük bırakarak, hafifçe çekildim.
"Erken uyanmışsın." dedim. Gülerek belime sardı büyük ellerini.
"Yavrum, saat öğlene geliyor." dedikleriyle gözlerim açılırken gülümsemesi daha da büyüdü.
Ela gözleri güneşte daha da güzel bir hâl alırken daha çok aşık oluyordum bu koca adama.
"Hadi kahvaltıya küçük hanım acıkmışsındır." dedikleriyle daha çok gülmeye başladım.
"Sevgili kocam da doyurabilir aslında karnımı ama," dediklerimle tek kaşı hafifçe kalkmış, dudağının kenarıyla gülümsüyordu.
"Ama?"
Tam da dudağının kenarına küçük bir öpücük kondurdum. Dahasını ister gibi devam ettirdi.
"O da aç sanırım." dedim geri çekilirken. Elini tutarak kolları arasından çıktım. Elini bırakmadan içeri çekiştirdim. Beni takip ederken odamızda olan giyinme odasına girdik. Üzerimdeki elbiseyi tek hamlede çıkardım.
Üzerimde hiçbir şey yokken dolabı açarak içinden iç çamaşırları aldım. Üzerime giyerken Barkın da beni izliyordu.
"Hadi sende giyinsene sevgilim." kafasını sallayarak üzerini çıkartmaya başladı.
Askıdan aldığım elbiseyi üzerime giydim. Omuzdan bağlamalı çiçek desenli siyah, dizlerimin üzerinde biten bir elbiseydi. Saçlarımı açık bırakarak, siyah ince topuklu terliklerimi giydim. Güzel kokan parfümümden de sıkınca hazırdım.
Barkın ise, üstünü saran kısa kollu siyah bir tişört ve siyah bir pantolon giymişti.
Odadan çıkarak Banyoya girdi. Bende onu takip ederek Banyoya girdim. Saçlarını düzelterek şekil verdi. Daha sonra dolabı açarak içinden parfümünü çıkardı. Her tarafa parfümü sinmişti artık. Öksürerek banyodan çıktım. Öksürmeye devam ediyorken o'da banyodan çıkmıştı.
"Hadi inelim artık." dedi. Elini belime koyduğunda yürümeye başladık.
Aşağıya indiğimizde görevliler masayı kurmuştu. Barın masanın başına ben ise solundaki sandalyeye oturdum.
Önümdeki tabağı doldururken bir yandan da ağzıma bir şeyler atıyordum.
"Eee bugün gelecek misin şirkete?" dedikleriyle kafamı salladım.
"Gelmez olur muyum? Zaten sıkılıyorum evde. Biraz durur geçerim annenlere." dedim. Kafasını sallayarak yemeğine devam etti.
"Sevgilim?" dedim. Kafasını kaldırarak bana baktı.
"Sen ne zaman gideceksin diğer şirkete?"
"Akşam gibi giderim." kafamı salladım dediklerine.
"Geleceksin değil mi annenlere bugün sizinkilerle beraber çok kalabalık olur orası." dedim.
"Yetişmeye çalışırım güzelim." dedi. Yüzümün asıldığını belli etmemeye çalışarak kafamı salladım.
Yemeğin devamında hiç birşey konuşmamıştık. Kahvaltımız bittiğinde saatine bakarak ayağa kalktı.
"Saatim geldi gidiyorum ben yavrum." Dedi. Ayağa kalkarak kapıya kadar beraber yürüdük.
Kapıyı açtığında tüm korumalar yerlerinde, etrafı kolluyorlardı. Boynuna sarılarak yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
"Herşeyini aldın değil mi?" dedim. Kafasını sallayarak elini cebine soktu.
"Arabanla mı gideceksin, çocuklar bıraksın mı seni?" dedi.
"Arabayı alacağım." dedim. Son bir öpücük daha bıraktığımda el salladım hafifçe. Gülümseyerek arkasını döndü. Arabaya bindiğinde şöförü gazlamıştı.
Odaya çıkarak makyaj masama oturdum. Gözlerimi belli eden hafif bir makyaj yapıp ayağa kalktım. Arabamın anahtarını alarak tekrar aşağı indim.
Askıda duran çantamı aldım. Terliklerimi çıkararak topuklu ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açarak bende çıktım. Bahçe de duran siyah Mercedese doğru ilerlemeye başladım. Arabayı çalıştırarak bahçeden çıktım.
Şirketin önüne geldiğimde içeri girdim. Birkaç imzalanması gereken evrak vardı. Onları imzalayacak işimi bitirecektim. Beni gördüğü gibi yanıma gelen sekreter elinde birsürü dosya tutuyordu.
"Erkan hepsini doğruladı değil mi, Arzu?" dedim. Anında başını salladı kız.
"Evet efendim. Hepsi doğru imzalaya bilirsiniz." dedi. Kafamı salladım.
"Mürekkepler de yenilendi değil mi Arzu?" dedim.
"Evet efendim." dedi.
"Tamamdır. Masama bırakıp çıkabilirsin o zaman." dedim. Kız kafasını sallayarak elinde tuttuğu dosyaları masama bırakarak çıktı.
Dosyalardan birini elime alarak inceledim. Fiyat tutanaklarının yazılı olduğu bir dosyaydı. Arkasını inceleyerek imzaladım.
...
Diğer dosyaları da imzalayıp bitirdikten sonra arkama yaslandım. Saçlarımı sabitlemek için tutturduğum tokayı çıkararak başımı salladım.
Başımı büyük camların olduğu tarafa çevirdiğimde güneş batıyordu. Çantamı elime alarak odadan çıktım.
Asistan Kız önümde belirince odayı işaret ettim. "Dosyalar hazır. Gereken yerlere gönderin."
Kafasını sallayarak dosyaları aldı. Bir elinde dosyaları tutuyor bir eliyle de kapımı kapatmaya çalışıyordu.
"Sen gidebilirsin artık."
Kapıyı bırakarak hızlıca kayboldu önümden. Kapıyı kapatıp asansöre bindim.
Şirketten çıktığımda arabam hazırdı. Görevliye teşekkür ettikten sonra arabayı çalıştırarak gazladım.
Telefonum çalmaya başladığında açtım. Barkın arıyordu.
"Efendim sevgilim."
"Çıktın mı güzelim?" dedi.
"Çıktım annenlere gidiyorum şimdi." dedim.
"Tamam bir saate ben de geleceğim." dedi.
"Tamam hayatım." dedim.
Araba büyük bahçeye girerken korumalar çoğalmıştı. Arabayı durdurup indim. Çantamı elime alarak dıştan saray gibi duran eve doğru ilerledim.
Kapıyı görevliler açtığında içeriden gülüşme sesleri geliyordu. İçeriye doğru ilerledim. İlk gören barkının annesi olmuştu. İçeride Barkının teyzeleri ve kuzenleri de vardı.
"Ah, Mina kızım da geldi. Hoşgeldin kızım bizde seni bekliyorduk."
"Hoşbuldum anne." dedim.
Herkesle selamlaşarak koltuğa oturdum. Bazı kuzenleri imrenerek bana bakıyorlardı.
"Eee Mina nasıl gidiyor evlilik anlatsana." dedi benden bir iki yaş küçük olan kuzeni. İşte bu kuzeninden hiç haz etmiyordum. Umarım sorunsuz geçerdi bu gün.
"Güzel geçiyor tabi Barkın gibi bir adamla evliyim üçüncü yılımıza gireceğiz, sen hâlâ evlilik düşünmüyor musun?"
"Hayır, şuan biraz erken benim için." dedi. Kafamı salladım. Yanıma elinde bebeğiyle gelen Melisi görmemle gülümsedim. Barkının tek sevdiğim kuzenlerinin içinde yer alıyordu Melis.
Ayağa kalkarak sarıldım. Bebeğini kucağıma vererek gamzelerini göstererek gülümsedi.
"Ya Mina ne kadar da yakışıyor kucağına bebek." dedi yanıma oturarak. Hemen barkının annesi atladı.
"Tabii yakışacak kızıma bebek. Onların da olacak bebekleri."
Melis gözlerini açarak sevinçle konuştu, "Hamile misin yoksa?"
Gülerek başımı iki yana salladım. Kucağımdaki bebek sesler çıkartmaya başlayınca bebeğe baktım. Dişleri yavaş yavaş çıkmaya başlıyordu. Alttaki iki dişi çıkmıştı ve çok tatlı duruyordu.
"Ay maşallah çok büyümüş görmeyeli." dedim. Kafasını salladı heyecanla.
"Tabii büyüdü teyzesi."
Zil sesi duyduğumda başımı kapıya çevirdim, fakat gelen Melisin kocasıydı.
Bebek kucağımda huzursuzlanmaya başlayınca ayağa kalktım.
"Salona geçelim biraz, kalabalığa pek alışkın değil bizim kız." dedi Melis. Kafamı sallayarak salona geçtik. Diğer kuzeni de arkamızdan gelmişti.
"Barkın neden gelmedi?" dediğinde dönmeden cevapladım.
"Birazdan gelecek."
"Bebeği artık Melise mi versen? Çocuk rahat edemedi farkındaysan." derin bir nefes aldım. Sinirlenmemek için zor tutuyordum kendimi.
"Gözün pek iyi görmüyor herhalde?" dedim. Yüzünü buruşturup bana baktı.
"Barkında seninle ne diye evlendiyse. Güzelliğine kandı desem o da yok." dedi. Diyecek, bir şey de bulamıyordu.
"Gelince ona sor İrem, bakalım neden evlenmiş benimle." dedim umursamayarak. Tabii diyecek bir şey de bulamıyordu. Barkından vurmaya çalışıyordu beni.
"İrem git artık yanımızdan, ne utanmaz kızsın sen." dedi Melis. O sırada da zil sesi duydum. Bebeği hafifçe sallıyor hem de kimin geldiğine bakıyordum.
İlk önce kumral saçlarını gördüm daha sonra Ela gözleriyle kesişti gözlerim. Gülümseyerek yanıma geldi.
Bebeği görünce gülümsemesi daha da büyüdü. Sarılarak yanağıma küçük bir öpücük bıraktı.
"Hoşgeldin sevgilim."dedim ben de öperek.
"Merhaba hanımlar." dedi. Elini belime koymuş kucağımda ki bebekle ilgileniyordu.
İrem gördüğü manzara karşısında sinirden kızarmıştı çoktan. Barkının koluna girerek kendine çekti hafifçe.
"Hoşgeldin Barkın." dedi. Barkın ne yaptığını anlamış olmalı ki kolunu sallayarak ondan uzaklaştı. Yanıma daha çok yaklaşmıştı şimdi de.
"Melis senin ki geldi mi?" dedi Barkın.
"Geldi geldi içeride." dedi. Bebeğin karnı acıkmış olmalıydı ki küçük parmağını emiyordu. Annesi gülümseyerek kucağımdan aldı.
"Ben karnını doyurayım. Geliriz şimdi siz içeri geçin isterseniz." dedi bana göz kırparak.
Kafamı salladım. Barkın elimi tutmuş parmağıyla elimi okşuyordu.
"Yemek yedin mi?" dedi.
İrem bu hallerimize daha fazla katlanamamış gitmişti içeriye.
Kafamı iki yana salladım. "Hayır yemedim, sen yedin mi?" dedim.
"Gelmeden önce birşeyler atıştırdım ben." dediğinde hafif dudaklarımı büzdüm. Yaptığım hareketle gözleri dudaklarıma kaymıştı.
Boşta kalan elimi yanağına koyarak yüzünü okşadım.
"Fazla geç olmadan gideriz birazdan." kafamı salladım.
Beraber içeriye geçerek koltuğa oturduk. Annesi Barkınla konuşurken ara sıra bende giriyordum konuşmalarına.
Biraz vakit geçtiğinde gitmek için ayağa kalktık.
"Biz gidelim artık." Annesi bizi kapıdan yolcu ediyordu.
Araba kapının önüne gelmişti. Barkın sürücü koltuğuna geçerken korumalardan biri benim kapımı açıyordu.
Kafamı kaldırarak korumaya baktım. Geçmem için bekliyordu. Yeni gelmiş olmalıydı. Daha fazla incelemeden bindim arabaya.
Evin bahçesinden çıktığımzda kafamı cama yaslayarak dışarıyı izlemeye karar verdim.
...
Eve geldiğimizde koltuğa bıraktım kendimi . Görevliler işlerini bitirmiş olmalıydı ki ortalıkta kimse yoktu.
Hava çok sıcaktı. Üzerimdeki elbiseyi üzerimden sıyırarak çıkardım. Üstümde sadece iç çamaşırlarım vardı.
Barkın daha içeri girmemiş kapıda ki korumalarla konuşuyordu. Odama çıkarak üstümdeki herşeyden arındım.
Kısa bir şort ve atlet giydim üzerime. Giyinme odamdan çıkarken karşıma Barkın çıkınca irkilerek iki adım geriye sendeledim. Belimden tutarak omzuma öpücük kondurdu. Ellerimi ensesine çıkartarak saçlarına dokundum.
"Korkma benim." dedi. Sessizce fısıldamasıyla daha çok yaklaştım.
"Korkmadım ki zaten." dedim. Nefeslerimiz birbirine karışırken sırıtmaya başladı. Gülümsediğinde oluşan hafif gamzesine aşıktım karşımdaki adamın. Eminim şuan ona bakarken gözlerimin içi parlıyordu. Bana aşkla bakan, yeşile dönük ela gözleri beni daha çok bitiriyordu.
Elleri belimden kalçalarıma kaydı. Gözlerinde gördüğüm sinsi parıltılarla gülmeye başladım.
"Şuan çok açım sevgilim, ama gecemiz uzun." dedim. Hiç istemeyerek ayrıldım.
"Pizza yiyelim bence, sen ver siparişi." dedim devam ederek. Kafasını sallayarak onayladı. Kıyafetlerini çıkartırken bende odadan çıkarak salona indim.
Yarım saat olmadan kapı çaldı. Kapıyı açıp korumadan siparişi alarak salona geçtim. Kutuyu ve içecekleri sehpanın üzerine koyarak yere oturdum. Pizza kutusunu açtığımda Barkın hâla aşağıya inmemişti.
"Barkın!" diye seslendim. "Hadi seni bekliyorum sevgilim!"
Merdivenlerden inerken elleriyle saçını düzeltiyordu. Altına sadece şort giymişti üzerinde ise hiçbir şey yoktu. Kaslı bir vücuda sahipti canım kocam.
İçeceğimi elime aldığımda o da yere oturmuştu. Önümdeki dilimden bir ısırık aldım. Sıcak ve lezzetliydi.
"Yarın melis gelicek. Kız kıza takılıcağız. Sende fazla geç gelme sevgilim." dedim ikinci ısırığımı alarak. Kafasını sallayarak cevap verdi. İkinci dilime geçerken Barkın da tablete bakıyordu.
"Sevgilim, " dedim. Gözlerini tabletten kaldırarak bana çevirdi.
"Yeni korumalar mı geldi?" dedim.
"Evet, birkaçı buraya da gelecek. Kişiye özel korumalar bunlar." dedi. Kafamı sallayarak üçüncü dilimi aldım elime.
"Anladım."
Kutuyu çöpe atarak mutfaktan çıktım. Barkın odaya çıkmıştı uyumak için. Saat 12'yi geçiyordu ve benimde uykum gelmişti.
Odaya girdiğimde kolumdaki saati çıkartarak masanın üzerine bıraktım.
Yatağın üzerine çıkarak Barkının olduğu tarafa doğru emekledim. Sırt üstü yattığı için kolumu beline sardım yüzümü de boynuna gömdüm. Elini belime sarıp daha çok üstüne çekti beni.
Kokusunu içime çekerek uykuya daldım.

📍 Selamm! İlk bölümle "Gecenin Tutkusu" sizinle.
📍 İlk bölümü nasıl buldunuz? Uzunluğu iyimi?
📍 Karakterleri nasıl buldunuz?
Verdiğiniz cevaplar benim için çok önemli. Satır aralarına yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın! Öpüldünüz bir sonraki bölümde görüşmek üzere💖💖
|
0% |