SELAMMM 🥳❤️🔥 YENİ BİR BÖLÜMLE SİZİNLEYİİİM(Z). YORUMLARINIZI UNUTMAYIN🎀
Günler birbirini kovaladı. Evde büyük bir düğün hazırlığı vardı ve herkes telaş içindeydi.
Geleneksel süslemeler, yemekler, davetliler... Her şeyin mükemmel olması gerekiyordu. Zinar’la aramızda bir sessizlik anlaşması vardı sanki. Birbirimize saygı gösteriyor, ama derin konulara girmemeye çalışıyorduk.
Bir akşam, düğünden önceki son geceydi ve Zinarların konağındaydık kızlarla. Bahçede oturmuş, yıldızları izliyordum. Derin düşüncelere dalmışken Zinar yanıma geldi.
"Yarın büyük gün," dedi yavaşça.Başımı kaldırıp ona baktım. "Evet, öyle. Herkes çok heyecanlı."
"Sen?" diye sordu, gözlerimin içine bakarak.
"Sen de heyecanlı mısın?"
Bir an duraksadım. "Sanırım öyle," dedim dürüstçe.
"Ama aynı zamanda endişeliyim. Bu evlilik... ne getirecek bilmiyorum." Zinar, sessizce başını salladı.
"Ben de bilmiyorum, Rozerîn. Ama bir şeyler denemeye değer olabilir. Birlikte bir yol bulabiliriz belki."
Bu sözler, içimde bir umut kıvılcımı yarattı. "Belki de," dedim sessizce.
"Belki de zamanla birbirimizi daha iyi anlayabiliriz."O gece, uzun bir süre boyunca konuşmadan yan yana oturduk. Yıldızlar üzerimizde parlıyordu ve belki de aramızdaki mesafe yavaşça kapanıyordu.
Zinar’la olan bu sessiz anlaşma, ilişkimizin temelini atıyordu. Zamanla ne olacağını bilmiyordum, ama en azından bu anı paylaşıyorduk.
Ertesi sabah, düğün hazırlıkları tüm hızıyla devam etti. Herkes koşturuyor, son detayları tamamlamaya çalışıyordu. Zinar ve ben, bu büyük günde birlikte olacaktık. Belki de bu, bizim için yeni bir başlangıç olabilirdi. Belki de, zamanla aramızdaki mesafeyi kapatabilir ve gerçek bir çift olabilirdik.
🌛
Düğün sabahı, içimdeki karmaşık duygularla uyandım.
Güneş doğmuş, hava hafif serin ama aydınlıktı. Konağın her köşesi önceden düğün için özenle süslenmişti. Bahçeye baktığımda, ışıklarla süslenmiş ağaçlar ve çiçeklerle dolu sehpalar dikkatimi çekiyordu. Geleneksel renkler ve desenlerle bezeli halılar, avizeler, her şey mükemmel görünüyordu.
Tüm hazırlıklarımı tamamlamıştım. Odamda, aynanın karşısında otururken, Berşah yanıma geldi. " Çok Güzel görünüyorsun, Rozerîn," dedi gülümseyerek. Gelinliğim üzerimdeydi: beyaz dantel işlemelerle süslenmiş, zarif ve gösterişli bir elbise. Saçlarım incecik altın tellerle örülmüş, topuz yapılmıştı. Aynada kendime baktığımda, gördüğüm kadın tanıdık ama bir o kadar da yabancıydı.
Berşah, yüzüme ufak bir dokunuş yaptı. "Tamam, hazırsın," dedi neşeyle.
"Hadi, şimdi herkes seni bekliyor."Kalbim hızlıca çarparken aşağıya indim.
Bahçede toplanmış kalabalık, beni gördüğünde bir uğultu yayıldı. Zinar, misafirlerin arasında duruyordu ve gözleri benim üzerimdeydi. İlk başta gelin evinden konvoy şeklinde çıkartılarak, Zinarların konağına gidecektik.
Gözlerinde bir kararlılık ve hafif bir gerginlik vardı.Yanına yaklaştığımda, bana hafifçe gülümsedi. "Hazır mısın?" diye sordu, sesi yumuşak ama belirgin bir şekilde ciddiydi.
Derin bir nefes aldım ve başımı salladım. "Evet, hazırım," dedim, sesimdeki titremeyi bastırarak. Konaktan dışarı çıktığımızda, evin önünde 30'dan çok lüks arabalar süslenmiş duruyordu. Gelin arabasına doğru yürürken, taze çiçeklerle ve kurdelelerle süslenmiş olduğunu gördüm. Zinar Ağa'nın açtığı kapıyla Beyaz Range Rover'a bindim. İçeride büyük bir çiçek buketi vardı. Zinar da şoför koltuğuna bindiğinde konvoy başlamıştı.

Uzun süren konvoydan sonra Düğünümüz başlamıştı. Geleneksel müzikler eşliğinde, ailelerimiz etrafımızda toplanmıştı. Birbirimize verdiğimiz sözlerin ve duaların yankısı, bahçede yankılanıyordu.
Herkesin yüzünde bir mutluluk vardı, ama benim içimdeki karmaşa hala devam ediyordu. Zinar'la aramızdaki bu mesafe, zamanla kapanır mıydı?
Törenin sonunda, Zinar elimi tuttu ve bana doğru eğildi. "Birlikte bir hayat kuracağız, Rozerîn," dedi sessizce.
"Bu, bizim başlangıcımız."Gözlerimde hafif bir yaş birikmişti ama gülümsedim. "Evet, Zinar," dedim. "Birlikte bir yol bulacağız."Tören bittiğinde, herkes kutlamalara başladı.
Geleneksel oyunlar oynandı, yemekler yenildi ve danslar edildi. Zinar ve ben, yan yana duruyorduk ama hala aramızda bir mesafe vardı.
Herkesin gözleri üzerimizdeydi özellikle de sinsice bizi izleyen çakma sarı saçlı bir kadının gözleri, ama biz kendi dünyamızda gibiydik.Gece ilerledikçe, misafirler yavaş yavaş dağıldı. Zinar ve ben, konağın içine doğru yürüdük.
Oda, düğün süslemeleriyle doluydu. Yatak, kırmızı örtüler ve güllerle süslenmişti.
Zinar, kapıyı kapattığında, odada bir sessizlik hüküm sürdü.Bir süre ikimiz de konuşmadık. Sonunda, Zinar derin bir nefes aldı ve bana döndü.
"Rozerîn," dedi yavaşça. "Bu evliliğin bizim için kolay olmadığını biliyorum. Ama sana saygı duyuyorum ve bu ilişkiyi en iyi şekilde yürütmek için elimden geleni yapacağım."
Başımı salladım. "Ben de," dedim sessizce.
"Zamanla, belki birbirimizi daha iyi anlayabiliriz."
O gece, yatağın iki ayrı ucunda yatarken, Zinar'la aramızdaki mesafeyi hissettim. Ama bu mesafe, aynı zamanda bir umut ışığı da taşıyordu. Belki de, zamanla bu mesafeyi kapatabilir ve gerçek bir çift olabilirdik.
🌛3 gün sonra🌛
Sabah, uyanır uyanmaz Zinar’ın odadan çıkışını izledim. Kahvaltı için hazırlanırken, içimde bir merak vardı. Dün gece onun telefonda sinirli bir şekilde konuşmasını duymuştum. Kiminle konuştuğunu ve neden bu kadar sinirli olduğunu merak ediyordum. Bu merak, onunla daha fazla konuşmam ve onu daha iyi tanımam gerektiğini düşündürüyordu.
Kahvaltıda, Zinar'la yan yana oturduk. Evin çalışanı, bana çay doldururken gözlerimi ona çevirdim. "Zinar," dedim tereddütle. "Dün gece bir telefon konuşması yaptığını duydum. Oldukça sinirliydin. Kiminle konuşuyordun?"
Zinar, bir an duraksadı ve sonra bana döndü. "İşle ilgiliydi," dedi kısa bir açıklama yaparak.
"Bazı sorunlar var, ama halledeceğim."Başımı salladım, ama içimdeki merak geçmemişti.
"Anlıyorum," dedim sessizce. "Eğer yardıma ihtiyacın olursa, buradayım."Zinar, bu sözlerime hafifçe gülümsedi.
"Teşekkür ederim, Rozerîn," dedi. "Bu, benim halletmem gereken bir şey."Kahvaltı devam ederken, aramızdaki bu kısa konuşma, bir başlangıçtı. Belki de zamanla, aramızdaki mesafeyi kapatabilir ve gerçek bir çift olabilirdik. Ama şu anda, sadece sabırlı olmamız gerekiyordu. Zamanla, her şey yoluna girebilirdi.
Kahvaltı sona erdiğinde, Zinar kalkarak işe gitmek üzere hazırlanmaya başladı. Ben de mutfaktakilere yardım etmeye koyuldum. İşim bittiğinde odaya çıktım. Girmeden önce kapıyı hafifçe tıklatarak girdim. Zinar giyinmiş bir şekildeydi ve sadece kravatını düzeltiyordu.
Ancak, Ceylin'in varlığı pat diye odaya girer girmesiyle huzursuzluk yaratmıştı.
"Hayırdır Ceylin, kim dedi sana bu odaya gir diye?" Dedi Zinar ağa kaba ve gür sesle.
"Üzgünüm, tek sen varsın diye düşündüm." Dedi arsız bir şekilde.
"Karım olsun ya da olmasın, sen bizim odamıza böyle giremezsin!" Dedi aynı kaba üslüpla. Ceylin bana dönerek yüzünü astı.
"Tamam Zinar, üzgünüm dedim." Dedi Ceylin. Oh öyle kalırsın işte.
Ceylin, Zinar’a doğru yaklaşarak tatlı bir gülümsemeyle konuşmaya başladı. "Zinar, bugün ne kadar yoğunsun?" diye sordu.
Zinar, yüzünde bıkkın bir ifadeyle Ceylin'e baktı. "Oldukça yoğun," dedi.
"Neden soruyorsun?"
Ceylin, göz ucuyla bana bakarak devam etti. "Belki öğle yemeğinde birlikte olursak, biraz rahatlayabilirsin. Sonuçta, eski günlerde olduğu gibi."Bu öneri, beni rahatsız etti.
Ama Zinar, Ceylin’in niyetini anlayarak reddetti. "Teşekkür ederim, Ceylin. Ama bugün çok işim var ve öğle yemeğinde de çalışmam gerekecek."Ceylin, sahte bir hayal kırıklığıyla omuzlarını silkti.
"Peki, belki başka bir zaman."
Zinar işe gitmek üzere evden çıkarken, ben de derin bir nefes aldım.
Ceylin’in bu davranışları beni huzursuz ediyordu ve onun niyetinin farkında olduğumu biliyordum. Ama Zinar’a olan güvenimi korumak zorundaydım. Ceylin, Zinar'ın ardından bana döndü ve yüzünde sahte bir gülümsemeyle konuştu.
"Rozerîn, senin için de bir şeyler yapmamı ister misin? Belki birlikte bir yerlere gideriz."
"Teşekkür ederim, Ceylin," dedim, sesimdeki soğukluğu saklamadan. "Ama bugün bazı işlerim var. Senin de kendi işlerinle ilgilenmen daha iyi olur."Ceylin, yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden başını salladı. "Elbette, ne zaman istersen buradayım."
Ceylin’in evden ayrılmasından sonra, içimde bir rahatlama hissettim. Onun Zinar'a yakınlaşmaya çalıştığını ve aramıza fitne sokmak istediğini anlamıştım. Ancak bu durumu Zinar’a açıklamak, aramızdaki güveni korumak için önemliydi.
Aşağıya indiğimde Zinarın en küçük kardeşi olan Dîcle ve Zinardan birkaç yaş küçük olan Dewran avluda oturmuş birşeyler yiyorlardı. Dîcle beni görünce parıldayan gözlerle yanıma koştu.
"Yenge, Rozerîn Yenge nasılsın?" Dedi tatlı bir ses tonuyla. Gülümseyerek onun boyuna gelmek için eğildim.
"İyiyim canım, sen nasılsın?"
"Bende iyiyim Rozerîn Yenge. Elbisem nasıl? Annem giydirdi. Saçlarımı da o yaptı ama ben pek beğenmedim, ama ona söyleme tamam mı üzülmesin. Saçlarımı bir de sen bağlamak ister misin? Ben iki kuyruk istiyorum, bir de onları topuz yap olur mu?" Bir anda bu kadar konuşması beni şaşırtmış ve güldürmüştü.
"Elbette yaparım canım, tokalarını al da gel."
Gözlerindeki parıltılar beni çok mutlu etmişti. Gür siyah saçları, yanık teni, büyük ve hafif çekik ela rengi gözleriyle çok güzel ve tatlı bir kızdı. Tahminimce 6-7 yaşlarında olmalıydı.
Dîcle renkli tokaları ve Elsa'lı tarağıyla yanıma geldi. Saçlarını iki yana ayırarak, iki taraftan da bağladım. Bağladığım saçlarını da topuz yaparak tokalarıyla tutturdum. Ayağa kalktığında koşarak ayna aramaya başladı, sonunda elinde küçük bir el aynasıyla geldiğinde yüzünde büyük bir gülümseme vardı.
"Rozerîn Yenge ben çok beğendim saçlarımı, teşekkür ederim çok güzel yaptın." Dedi ve koşarak belime sarıldı. Saçlarına dikkat ederek bende ona sarıldım. Zinarın annesi Azade hanım, avluda görününce Dîcle koşarak annesinin yanına gitti.
"Anne bak saçlarıma, Rozerîn Yenge yaptı nasıl olmuş? Çok mu güzel olmuş anne?" Dediğinde gülümseyerek yanlarına yaklaştım.
Azade hanım kızına gülümseyerek bana döndü. "Çok güzel yapmış, Rozerîn Yengen saçlarını. Fazla yorma ama yengeni tamam mı kızım."dediğinde dîcle bana döndü.
"Yorulmadın değil mi yenge?" Dediğinde kıkırdayarak ellerini tuttum.
"Hayır canım, yorulmadım."
Dîcle saçlarını diğerlerine göstermek için koltuğunda azade hanım ile tek kaldık. Elini omzuma koyduğunda, yürüyerek ahşaptan yapılmış yerlere oturduk.
"Nasılsın Rozerîn kızım?" Dedi.
"İyiyim Azade hanım, siz nasılsınız? Diyerek cevap verdiğimde.
"Ben senin artık ananım kızım, sizli bizli konuşmayı bırak. Hem azade hanım da ne? Sen bu evin çalışanı değil, hem hanımı hem gelinisin." Dediğinde başımı sallayarak gülümsedim. Sonrasında ise biraz daha oturup konuşmuştuk azade anneyle. Kalkarak evdeki hanımların yanına gittim yardıma.
✨
O akşam, Zinar eve döndüğünde, yüzünde yorgun bir ifade vardı. "Ceylin bugün yine iş yerine geldi," dedi, sıkıntılı bir şekilde.
"Neden sürekli seni rahatsız ediyor?" diye sordum, endişeyle.
Zinar, gözlerini ovuşturarak bana baktı. "Bilmiyorum. Belki onunla açıkça konuşmam gerekiyor."
"Kesinlikle," dedim kararlılıkla. "Onun niyetinin farkında olmalısın ve bu durumu sonlandırmalısın. Ceylin, aramıza girmemeli."Zinar, başını sallayarak beni onayladı.
"Haklısın, Rozerîn. Yarın onunla konuşacağım ve bu durumu netleştireceğim."
Ertesi gün, Zinar, Ceylin ile konuşmuştu. "Ceylin, son zamanlarda yaptığın ziyaretler ve sürekli aramalar canımı sıkmaya başladı. Bu durumu anlaman gerekiyor. Rozerîn ile olan ilişkimizi tehlikeye atmak istemiyorum."
Ceylin, bu sözler karşısında şaşırmış ve sinirlenmişti. "Zinar, sadece seninle ilgileniyorum. Seni yalnız bırakmak istemedim."
"Anlıyorum, ama bu ilginin arkasında ne olduğunu biliyorum," dedi Zinar, kararlılıkla. "Rozerîn ile olan ilişkimi bozmana izin vermeyeceğim."Bu konuşma, Ceylin’in planlarını suya düşürmüştü. Zinar, bana olan bağlılığını ve kararlılığını göstermişti. Bu durum, içimdeki güveni ve sevgiyi daha da pekiştirdi. Ceylin bana kötü bakışlar atarak arkasını dönerek gitti.
Bahçede otururken, zihnim Ceylin’in tuzaklarından uzaklaştırmaya çalışıyordum. Ancak içimde hala bir endişe vardı. Zinar’ın Ceylin’le olan mücadelesine güveniyordum, ancak bu sinsi kuzenin kolayca pes etmeyeceğini biliyordum.
Onun, aramızdaki mesafeyi kapatmak için her fırsatı kullanacağını düşünüyordum.Güneşin yavaşça batmasıyla birlikte, evin sessizliği etrafı sarıyordu.
İçimdeki karmaşık duygularla baş başa kaldım. Zinar’a olan güvenim sağlamdı, ancak Ceylin’in oyunları hala zihnimde dolaşıyordu. Onun ne gibi planlar peşinde olduğunu düşünmek bile, içimi rahatlatmıyordu.Bu savaşın sonuçları ne olurdu?
İçimdeki belirsizlik, geleceğe dair endişelerimle birleşiyordu. Ancak Zinar’la olan bağımızın gücü, bu zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olacaktı. Onunla birlikte, her zorluğun üstesinden gelebileceğimizi umut ediyordum.
Gece yavaşça bastırırken, içimdeki umut ışığı hala yanıyordu. Belki de bu zorlu sürecin sonunda, Zinar’la birlikte daha da güçlenecektik. Yıldızlar parıldarken, içimdeki umut büyüyordu. Her ne olursa olsun, birlikte mücadele edecektik ve sonunda galip gelecektik.
SELAMMMMM AŞKLARIIIIIM🩷🎀🎀
YİNE,YENİ, YENİDEN BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK.
BÖLÜMLE İLGİLİ YORUMLARINIZI YAZMAYI VE YILDIZI PARLATMAYI UNUTMAYIN🩷
SEVGİYLE KALIN🌛🫶🏼
Okur Yorumları | Yorum Ekle |