@yaralsarrr
|
Akşama doğru çaylakların antrenmanlarını yaptırmış, silah eğitimi vermeye gayret gösteriyordum. Lanet olsun bu kızı buraya kim almış? Onu ilk defa görüyordum. "İsmin nedir asker?" "Clara efendim" "Boyun kilon kaçtır asker? Kim aldı seni buraya" "Boyum 1.57 kilom 62 dur komutanım" Daha bu boy sınırını bile geçememişken nasıl askeriyeye bir çaylak alırlar anlamıyordum. "Güç sınavı, yetenek sınavı,veya genel kültür mülakatına girdinmi asker?" "Hayır komutanım" "Kimsin kimlerdensin" "As subayın kızıyım komutanım" Şimdi anlaşıldı bizim karın ağrısı.... Torpille geçmiş sınavların hepsini sürtük.. "Sen kenarda bekle.." dedikten sonra oflaya poflaya geçti kenara. Eğitim bittikten sonra torpilsu'nun yanına gittim. "Askeriye dışısın diskalifiye edildin en kısa sürede seni başka bir yere yani başka bir bölüme alacağım ancak asker olmaz senden..." Clara ağlamaya başlamıştı, ne oluyor amına koyayım? "Sizi babama şikayet edeceğim! Sizi mahvedeceğim! İşinizden olacaksınız sadece bekleyin!" Ona acır gözlerle bakarken aynı zamanda arkamı dönmüş Kyden'ın yanına doğru yürüyordum. "As subaya kötü bir haberim var" "O lanet kızı senden saklamaya çalışıyordu" Kyden piçi haberi olmasına rağmen bana söylememişti, olsun.. "Söylemedin" "Zorunda kaldım" Arkamı dönüp telefonumu çıkardım ardından torpilsu'nun babasının numarasını tuşladım ve telefonu kulağıma koydum. "Alo?" Tanıdık bir sesti?... "Kiminle görüşüyorum" Bir gülme sesinin ardından, "Ben o manyak adam, nasılsınız komutanım?" "İnsanların telefonunu izinsiz açmamalısın...." Dedikten sonra onun bana verdiği kartı çıkardım ve, "Alexander....Swayze..." "Savcı? Sen mi? HAHAHAHSHAGHZ" "Ona bakılırsa sende kısa bir trafik polisinden farksızsın" Kendimi toparlayıp tekrar telefona ciddi şekilde bakışlar attığımda, sesin daha yakından geldiğini hissettim, ve arkamı döndüm. O manyak ve as subay yan yana bana doğru geliyordu. Telefonu kapatıp arka cebime sıkıştırdım ardından asker selamıyla komutanın gelmesini bekledim. Konutan rahat emrini verdirdiğinde, "Erica beni aramışsın kızım ile ilgili mi?" "Evet" "Onun hakkında şöyle bir kara..." "Karar verildi, başka bir bölüme gidecek" Dediğimde As subay, o Swayze pisliğine döndü. "Siz ne düşünüyorsunuz" O manyak bana sırıtarak baktığında kaşlarımı çattım ve anlık sinirle ellerimi avucuma geçirdim. "Öneclikle.... Sevgili komutan 'ımın ellerini serbest brakması gerektiğini yoksa bütün gece uyuyamacayağını... İkinci olarak sevgili komutan'ım ile henfikirim.." "Benimle düzgün konuş" "Daha ne kadar kibar olabilirim?" Diyerek aptala yattı "Kibarlığı kastetmiyordum..." Dedikten sonra sırıttı ve omzumu tuttu "Size sevgili komutan'ım dememden rahatsız mı oldunuz? Peki o halde bir daha söylemem güzelim..." Dedikten sonra ona sert bir tokat attım. Ve o sırıtmaya devam etti, ancak yüzünde iz çıkmıştı "DİLİNİ KESMEDEN SUS" Ayağa kalktım ve As subaya bakıp gittim. Güzelim mi? Ne kadar klişe...
|
0% |