@yaren_yasar11
|
(Yiğit'e kızmayın tamam mı?) YİĞİT'İN ANLATİMİ İLE Korkuyordu. Mavi fazlasıyla korkuyordu. Yaşamaktan vaz geçecek kadar korkuyordu. Yine eskisi gibi benim kollarımda sakinleşti ve uykuya daldı. Tabi ben vurulmadan önce Mavi'nin beyaz renge karşı bir korkusu yoktu. Hatta beyaz rengi fazlasıyla seviyordu.
Ben sevdiğim kadını bulup yok etmek için tutulmuş biriyim. Gökhan'ım ben. Mavi'nin Gökhan'ı. Söyleyemezdim ama bunu ona. Çok fazla düşman edinmişti kendine. Hatta onun şu anda ölümü için birçok insan görevlendirilmişti. Arasında bende vardım. Bana bu görevi Şeyma getirmişti. Bana Mavi'nin terörist olduğunu yakalanması gerektiği konusunda beni ikna etmişti. Şeyma'nın bana anlattığına göre çocuk ticareti yapan biriymiş Mavi. Mavi evet çocukları kaçırıyordu ama daha sonra onlara Mavi'nin babasından kalan mirasla bakıyormuş. Bizle karşılaştığı ilk günde vurulması hayla başının dertte olduğunu gösteriyordu.
''Ah be güzelim.'' dedim kollarımda uykuya kalmıştı. Vücudu benim yanımdayken küçücük kalmıştı. Kendisi fazla güzel bir kızdı. Kaydırak bir burnu, mosmor gözleri, upuzun fındık kabuğu saçları, buğday teni ile fazla güzel bir kızdı. Küçük iken de belliydi zaten bu kadar güzel olacağı.
Yavaşça bir elimi cebime atıp telefonumu çıkardım. En ufak bir sese uyanan bir kişiliğe sahipti. Ama böyle kriz geçirdiği zaman veya biz onu bayıltmadığımız sürece uyuyordu. Uyanmazdı kolay kolay. Yaman'ı arayıp hızlıca olanları anlatım. Hızlıca üzerimdeki kabanı çıkarıp Mavi'nin üzerine örtüm. Saçlarını okşamaya devam etim. Mavi uykuda değildi şu anda bence. Baygındı. Yüzüne vurarak kendine getirmeye çalıştım. Aynı zamanda seslendim. Gözlerini yavaşça araladı. Aklına gelen düşünceler sebebiyle olsa gerek tekrar titremeye başladı.
''Şşşş sakin ol. Benim Mavi Yiğit.'' dedim saçlarını okşamaya devam ederken. Titriyordu. Korkuyordu ama Mavi yine ağlamıyordu. Birden ayağa fırladı. Bende aynı şekilde fırladım. Geri geri uzaklaşmaya başladı.
''Dokunma bana!'' diyerek uzaklaşmaya devam etti.
''Mavi benim. Kendine gel.'' dedim bir elimi sakin olması için havaya kaldırarak. Titreyen bacakları daha fazla ayakta durmasını zorlaştırıyordu.
''Mavi.'' dedim. İyice kenara doğru çekildi. Korkuyla tam yanına giderken elini kaldırıp durdurdu beni. Her seferinde ben yaklaşmaya çalışırken o uzaklaşıyordu. İyice uçurumun kenarına gitmişti. Sırtı dönük kısımda Yaman'ı gördüm. Arkasından gitti. Mavi'nin Yaman'ın kokusunu alınca daha fazla titremeye başladı.
''Yaklaşmayın bana! Yaklaşmayın!'' diyordu Mavi. Yaman bir seferde onun üzerine atlayarak elindeki sakinleştirici iğneyi vurdu. Mavi kendine gelemedi ama ben koşarak gittim ana. Titremeye devam ederken sakinleştirici iğne etkisini gösterdi ve Mavi tam yere düşecekken kucağıma aldım onu. Gözünü kapatmadan önce kafasını benim omzuma yatırdı ve ''Bırakma beni. Yaklaşmasınlar bana.'' dedi ve gözlerini kapadı.
''Bırakmam Mavi. Kimse yaklaşamayacak sana söz.'' dedim kulağına doğru fısıltıyla. Ilgaz da gelmişti. O da Yaman da kucağımdaki Mavi'ye bakıyordu.
''Benim yüzümden. Beni korumak için kabul etti o anlaşmayı. Ben dinleseydim o gün Mavi'yi yanından ayrılmasaydım Mavi o anlaşma karşısına gelmeyecekti.'' dedi Yaman. Ben arkama dönüp arabaya doğru yürüdüm.
''Şu kabanı Mavi'nin üzerine öretsenize biriniz.'' dedim. Ilgaz hemen geldi ve tam Mavi'ye yaklaşacakken Mavi tekrar titremeye başladı. Anlamaz gözlerle baktım Mavi'ye. Az önce biz ona verdiğimiz ilaçtan sonra bile biri ona yaklaşınca hissediyordu. Bu kadar mı korkuyordu gerçekten?
"Yaklaşma!" dedim hızlıca. Dizimi kırıp yere çöktüm. Tek elimle sırtını tuttmaya devam ederken diğer elimle Ilgaz'ın elindeki kabanı alıp üzerine örtüm. Tekrar doğruldum. Kokusunu içime çektim yine. Parfüm kullanmıyordu. Buda benim işime geliyordu. Eğer parfüm kullansaydı ben ona has kokusunu alamazdım. Mavi gibi koku alma yetisi yoktu bende. Sadece koku değil hemde. Fazla hızlı koşuyordu. Öyle kolay kolay kimse yetişemezdi ona. Yada gözleri fazla iyi görüyordu. Kediler gibi karanlıkta görebiliyordu. Mor gözlere sahipti. Bunların sebebi ise annesinin daha karnındayken ona enjekte edilen şeyler yüzündendi. Mavi resmen sadece ama sadece deney için kullanılacak bir kızdı. Ama deney olarak kullanmamalarına sabep olan şey ise onun kız olarak doğmasıydı. Kız olamaması gerekiyordu. Ama öyle olmuştu. Daha sonra babası Mavi'yi ki bizim başımızda olan bir şereksiz bulmuş ve yanına almıştı. Elinde bizimle bereber yirmi bir çocuk daha vardı. en büyük Ilgaz olduğu için Mavi belirli bir yaşa gelene kadar o sahip çıkacaktı. Sonra biz oradan kaçıp hep beraber yaşamaya karar verdik. Kaçtık ta. Ben on beş yaşıma gelene kadar bereberdik ve ben Mavi'yi.ilk gördüğüm zamanlardan beri seviyordum. Aşıktım ona. Hayla da öyleyim. Keşke başka şekilde karşılaşsaydık onunla. Hiç çekinmeden söyelrdim Gökhan olduğumu. Katili olmak yerine biricik sevdiği olurdum. Arabaya doğru yürümeye başladım. Yaman önden giderek arka kapıyı açtı. Mavi'yi kucağımdan indirmeden bindim arabaya. Kucağımdaki yerini iyice sağladım. Kafamı onun boynuna gömdüm. Kokusuna ihtiyacım vardı. O benim kokuma nasıl ihtiyaç duyuyor ise bende onun kokusuna ihtiyaç duyuyordum. Onlarda ben Mavi'yi aramıştım. Ben bunun farkına varımca da bir daha öyle şeylere kalkışmamıştım. Mavi'nin yaşadığını biliyordum ben. Sadece nerede olduğunu bilmiyordum. Aynı şekirde olup şimdiye kadar karşılaşmadığımız için kendime fazlasıyla kızgındım. Hatta aynı şekri geçtim aynı zamanda semt olarakta aynıdı. "Özledim."dedim. Sesim yüzüm boynuna gülü olduğu için boğuk çıktı. "Bizde." dedi Yaman. Seviyordum. Çok seviyordum hemde. Ne yapsam da vazgeçemedim ondan. O kadar seviyordum ki yapamıyordum. Başkalarıyla denemiştim ben ama yine de Mavi'de bulduğum hiçbir şeyi ondan bulamamıştım. Çünkü Mavi bize istediğimizde anne olmuştu. İstediğimizde kardeş. İstediğimizde abla. Hepimiz ondan büyük olmamıza rağmen Mavi bize herşey olabilmişti. O yüzden Mavi bizim için her zaman ayrıydı. Kokusu bizim hepimiz için huzurdu. "Bizden nefret ediyor gibi geliyor Yiğit bana." dedi Ilgaz. "Mavi'yi sen hiç tanıyamamışsın Ilgaz. Mavi'nin nefretini kazanmak imkansızdır. Eğer onun nefretini kazanırsan da bu dünyayı sana dar eder. Tanımıyor musunuz olum kardeşinizi?" dedim. Yüzümü hayla çekmedim boynundan. Çok güzel kokuyordu. "Salsana lan kardeşimi!" dedi Yaman sahte bir sinirle. "Uyanıncaya kadar karışmayın." dedim. "Çok mu seviyon lan?" dedi arabayı çalıştırırken Ilgaz. "Çok." dedim sadece. Gözümü de kapattım. Şu anda uyanmazdı öyle değil mi? O ilaçlar onu bir süre uyuturdu inşaalah. Kokusunu bu kadar rahat başka türlü alamazdım çünkü. Eve gidip yatağına yavaşça biraktim. Daha sonra ise direkt olarak onu biraz izledikten sonra sessizce odayı terk ettim.
|
0% |