Yeni Üyelik
38.
Bölüm

32. Bölüm :"Yiğit"

@yaren_yasar11

 

Yiğit'in anlatımıyla

 

Yüzüne öylece baktık bir süre. Ben bilmiyordum bunu ama Ilgaz ile Yaman hiçbir şey bilmiyordu bu konu hakkında.

 

Peşinde katil sürüsü olduğunu düşündüğü için salağa bakar gibi baktım ona.

 

Gür bir kahkaha attım. Bu sefer gülme sırası bendeydi.

 

Ne olduğunu anlamaya çalıştı herkes. "Lan geri zekalı." Dedim kahkahımın arasında. Şonra direkt olarak aşırı ciddiye döndüm. "Sence ben benim sevdiğim kadının arkasindaki katil sürüsünü ne yaparım?" Dedim.

 

Arka cebimde olan kumandayı çıkardım. Daha sonra ise direkt olarak arkamda ondan bakışlarımı çekmeden arkamdaki perdeyi aralamak için tek bir tuşa baktım.

 

Siyah perde aralandı ve bir fotoğraf ortaya çıktı.

 

"Adamlara sadece ölmesi için yetki vermisinsin. Saklanmayı hiç öğrenmemişler." Dedim.

 

Arkamdan tam olarak 15 cesedin bulunduğu bir fotoğraf vardı. Hepsini kendi ellerimle gebertimiştim

 

Pişman mıydım?

 

Tabiki hayır.

 

Katil olarak peşine taktığı her kişi hapisten yeni çıkmış ve birçok kadının kanları vardı ellerinde.

 

Sadece kadın değil çocukların da kanları vardı.

 

On beş kişi olmasının nedeni kalanlarını Mavi temizlemişti.

 

Ama o kendi peşinde olduğu için öldürmemişti. Ellerinde olan o kanların intikamı için öldürmüştü.

 

Mavi'nin zaflari vardı. Ama bunu belli etmeyecek kadar zekiydi.

 

Kadına el kaldıran yada herhangibi bir şekilde ona en ufak zarar veren kişiyi duyduğu anda yaşama ihtimali yoktu.

 

Bunu bı ben bilmiyordum. Bir de kendisi. Başka bir Allah'ın kullunun bundan haberi yoktu.

 

Bende sadece şans eseri öğrenmiştim.

 

Babamı da kendi elleri ile öldürmüştü. Bunu bilmeden yapmıştı. Bende o sayede öğrenmiştim.

 

Babamın evine bir gece ansızın öldürmüştü. Kendi yatağında boğazı keserek ölü bulunmuştu.

 

Sebebi de bir kadına tecavüz etmesiydi.

 

O kadın Gece'nin annesiydi. Ama Mavi Gece'nin annesinin de kim olduğunu bilmeden sadece ona birileri tarafından bir isim verilmis o da aynı gecede boğazını kesmişti.

 

Az bile yapmıştı. Keşke işkence ederek gebertseydi.

 

Sok içinde herkes arkamdaki yere bakıyordu. Ilgaz ve Yaman da bilmediği için onlardan aynı şekilde oraya bakıyordu.

 

"Bunların bedelini ödeyeceksin." Dedi en sonunda Elif. "Beni polise verirsen bende bana yaptığın herşeyi anlatırım. Katilsin sende." Dedi.

 

Kafamı hafif yana eğdim. "Sen ne kadar aptal bir kızsın. Seni gerçekten polise vererek seni ödülendireceğimi düşündüren ne sana?" Dedim.

 

Ses tonumdan korkmuştu. Gözlerinde olan korkuyu çok net bir şekilde görebiliyordum.

 

"Bana ne yapacaksın?" Diye sordu

 

"Sana aldığın nefesi haram edeceğim." Dedim direkt.

 

Benim nefesimi benden aldıysa bende ondan almam gereken bir nefes vardı.

 

Ölüm bile ona hediyeydi. Kesinlikle ölür ise bana şükretmeliydi.

 

"Sen askersin. Nasıl bir askersin sen?" Diye sordu bu seferde. "Asker zalim olmaz " dedi.

 

"Asker terörist avlar." Dedim.

 

Arkamda olan herkes yasa dışı bir şekilde değil gayette görevim olarka bir şekilde ölmüştü.

 

Hepsi teröristi. Ve hepsi aranan türden teröristlerdi.

 

İbrahim albay sağ olsun direkt olarak herşeyi ona anlattığımda tek başıma gönderdiği bir görev ile hepsini indirmiştim.

 

Yasa dışı birşey yoktu ortada. Aynı şeyi Mavi için kısmen söyleye bilirdim.

 

Mavi'nin öldürdüğü her bir can da gerçekten de teröristi.

 

Bu kadar terörist grubundan olup da aralarında Şeyma'ın de olduğunu var sayarsak açıkça söylemek gerekirse onun da bir terörist olduğunu düşünüyordum.

 

Bunu sadece ben değil ayni zamanda İbrahim albay da düşünüyordu. Kesinlikle onun da teröre karşıtlığını düşünüyorduk.

 

Elinizde kesin bir bilgi yoktu. Kendini gizleyebilirdi dağda. Bu onun için pek zor olamazdı.

 

Zaten dağa çıktığını düşünmüyordum. Sadece büyüklerin olduğu bir teröris grubuna dahil olduğunu düşünüyordum.

 

Belki de ailesinden birinin yerini alıyordu. Ailesini de araştırmak gerekiyordu.

 

Saçından tutup direkt olarak geriye doğru çektim kafasını. "Bana bak." Dedim gözlerimin içine bakmayınca. "Sana bana bak dedim." Dedim tekrardan.

 

Korkarak baktı gözlerimin içine. "Ben-" deyip sustu.

 

"Kadına el kaldırmayı hiç sevmem. Seni bir kadına emanet edelim. Yedi ceddini siker." Dedim.

 

Bahsettiğim kadın kesinlikle ya Mavi yada Ebrar olacaktı.

 

Ebrar askeriyede bir askerdi. Uzun zamandır da arkadaştık. İbrahim albay da onu Elif olayına dahil etmemede hiçbir sorun görmemisti.

 

Mavi'ye de veridim bir ara ama o ara su anda değildi kesinlikle.

 

Kendisine artık kim olduğumu söyleme zamanı gelmiş geçiriyordu.

 

Artık ne kalbimdeki ne de ben beklemek istiyordum.

 

Kesinlikle en yakın zamanda söylemek istiyordum artık. İkimizin de artık yaşamak için birbirimizin sebebi olalım istiyordum

 

Belki Yiğit'i kabul etmezdi. O zaman da Gökhan'a sığınırdı.

 

İlk başta ağzıma sıçağına emindim. Beni öldü olarak biliyordu. Ve buna inanmazdi.

 

Sonra kolyeyi ve izi gösterdiğimde elbette inanırdı. Büyük bir kavga ederdi benimle. Daha sonra kiyamazdi yine bana.

 

Yani umarım bana kiyamazdi. Çünkü gerçekten ne yapacağı asla kestirilmeyen bir insandı.

 

Belki de eskisi gibi yine etrafda yakışıklım diye gezerdi. Umarım gezerdi.

 

Onun ile mezara gittiğimizde yakışıklım demiyordu. Yakışıklı diyordu.

 

Nedenini ilk başlarda çözememiştim. Ona sormuştum.

 

Susmustu sadece ilk başta. Ağzını açıp tek kelime etmemiş öylece mezarı izlemişti.

 

Tam çıkarken ise cevaplamışti sorumu.

 

Bana ait olsa yakışıklım demeye devam ederdim. Ama şu anda bana değil toprağa ait.

 

Dediği her kelime bazen canımı öyle bir yakıyordu ki. Ben söylemek istiyordum. Ama daha ona kavuşamadan kaybetme korkusunu yaşıyordum.

 

Peşindeki katillerin bittiğine emin olmalıydim.

 

Ben onu toprağa verecek kadar güçlü değildim çünkü.

 

Onun bir yerlerde yaşıyor nefes alıyor olmasına tutunmuştum şimdiye kadar.

 

Ben Mavi kadar güçlü bir insan değildim. Asla da olmazdım.

 

Ebrar arkamdan gelip omzuma dostça vurdu. "Naber." Dedi.

 

O da benim ve Mavi'nin gibi kıdemli üsteğmendi. Rürbede olsak da olmasak da birşey değişmezdi.

 

"Şunun yedi ceddini sikersen daha iyi olacağım." Dedim.

 

"Aaa sen iyi olacaksan ben bunu hamile bile bırakırım." Diyerek burun kıvırarak ona baktı. "Ya bunun hamile kalması demek bundan bir tane daha demek. Bir orospu yetmiyor mu?" Diye sordu.

 

"Öldürme." Dedim sadece. Ilgaz öylece ona bakıyordu.

 

Ilgaz'ın adına üzülüyordum. Ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

 

Yanına yaklaştım. Bana baktı "Benim Yaren'e ihtiyacım var." Dedi direkt.

 

Ona baktım. O da kendi limanını Mavi olarak belirlemişti. Ki en güvenilir liman da oydu.

 

"Benim de." Dedi Ateş direkt. Ona döndüm bu seferde.

 

"Benim de." Dedim direkt. Ilgaz ile çıkışa doğru ilerlerken Ebrar da Elif ile kalmıştı.

 

Elime benzin bidonu alıp direkt olarak az birşey döktüm. "Ebrar arka tarafta bir oda var oraya geç." Dedi.

 

"Ulan beni de mi kızartıcaksin? Sana kardeş dediğim güne lanet olsun." Dedi.

 

"Geri zekalı kardeşim odanin duvarlari özel yapılmış. Yürü git oraya." Dedim.

 

"Öyle desene abicim." Dedi ve Elif'in saçlarını eline doladı sürükleyerek götürdü.

 

"Biliyor musun Yiğit?" Dedi Ilgaz Şeyma'ya bakarak. "Ona yapılan her şeyde canım acıyordu. Şu anda öyle birşey olmuyor." Dedi.

 

Ona baktim. Mavi'ye yaptıkları şeyler için olduğunu düşünüyordum.

 

"Unutursun." Dedim.

 

"Unutmazsin. Yaren unuttu mu seni?" Dedi ben bidonu dökerken.

 

"Mavi farkı deniyor ona." Dedi Yaman. Kafa sallayarak onayladım onu.

 

"Herşey bittiğine göre söyle artık kardeşime. Ben artık onun gözünde eskisi gibi bomboş bakan bir çift göz görmek değil bir çift sevinçten parlayan gozler görmek istiyorum." Dedi.

 

O sözünü bitirdiği anda direkt olarak benim telefonum çaldı. Bakmadım.

 

Dışarı çıktık. Ve eve doğru yol aldık. En sonunda eve vardığımızda karşı tarafımızda oturan genç kadın çıktı.

 

Mavi'nin arkadaşı Gece'nin de sut annesi Asena'ydı.

 

"Bir şey mi oldu?" Dedim. Kafa salladı.

 

"Mavi göreve gittiğini söyledi." Dedi ama gözünde bir endişe vardı.

 

"Ee asker sonuçta Asena. Gider gelir." Dedi Yaman.

 

"Öyle bir görev değilmiş." Dedi direkt. Pür dikkat onu izledim. "Uzun bir süre yokmuş." Dedi.

 

"Tahmini bir süre söyledi mi sana?" Dedim.

 

Kafasıni iki yana salladı. "Size veda etmek için aradı hepinizi aslinda ama hiçbiriniz cevap vermediniz." Dedi.

 

"Veda mı? Kızım öyle bir konuşuyorsun ki sanki gidip de dönmeyecek." Dedi Ilgaz ters ters.

 

"Dönmeme ihtimali baya yüksekmiş. Ve size bırakti bu kağıdı." Diyerek Gece ve kağıdı bana uzattı.

Dönmeme ihtimali baya yüksekmiş.

 

Bölüm sonu

Selamlarrr.

Şimdi şu Ebrarı bir gösterelim dedik.

Söyle buda Ebrarımız.

Loading...
0%