Yeni Üyelik
41.
Bölüm

35. Bölüm : "Cehennem"

@yaren_yasar11

ALLAH'IM YALVARIRIM BANA SABİR VER!

Yedi ceddini sikesim gelen su orospu çocuğu ile uğraşıyordum. Odasına taşısam Allah belanı versin daha kolay olurdu.

Sinirden kıpkırmızıya dönmek üzereydim. Adam zehirik etkisindeyken içinden daha katlanılmaz birşey çıkmıştı.

Valla sabrımın son yerindeyim. Ve işin saçma tarafı ben hiçte sabırlı bir insan değildim.

Geri zekalı malın tek yaptığı bağırmaktı.

Şaka yapmıyorum. Sadece kükrüyordu mal.

Birazdan valla bende bağrıcağım şu götü alın diye.

"AFFET BU GECE ÖLMEK İSTEDİM!" diye bağırdı bu seferde. Kafasına sertçe vurdum.

"O ses tellerini teker teker kopartıp boynuna bir urgan yapmamı istemiyorsun o sesini kes. Güzelim şarkıyı da sikme." Dedim ters ters.

Model şu anda bu adamın şu şarkıyı söylediğini duysa şarkıyı imha eder amına koyayım.

Odasına ulaşmama az kalmıştı.

YARABBİ ŞÜKÜR!

Odasına attıktan sonra tekrardan Yaren olup bu salağı evire çevire dövecektim. Valla hak etmişti. Bir aydır ben bu salağın peşinden koşuyordum.

Ve gerekli kanıtları ve Kurt timinin nerede olduğunu öğrendiğim anda herşey bitecekti.

"PEMBE BİR MEZARLIK GÖRDÜM RÜYAMDA!" diye bağırdı bu seferde.

"Göndereceğim seni o mezarlığa bekle sen. Kulağımın ağzına sıçtığın için kulaklarını da koparacağım. Döl israfı piç.

Allah'ım yolla oralardan bir yerlerden sabir.

"AFFET BU GECE ÖLMEK İSTEDİM!" diye bağırışı en son bağırışı oldu çünkü içeriye sertçe fırlattım.

"Ölmediğin için af etmiyorum. Şimdi öldüreceğim." Dedim.

Yerde salak salak haraketler yaptı. Göz devirdim. Daha sonra ise direkt olarak bir sandalye çektim. Kolundan kavrayıp adeta sandalyeye fırlattım.

"Yaaaaaaa." Dedi. Gözleri dolmuştu. "Acıdı." Dedi kolunu ovuşturarak.

"Oyy kıyamam." Dedim yalandan bir üzüntüyle. "Acıdı mi? Koparim bir daha acıyacak bir kolun kalmaz." Dedim.

Valla ağlarsa döverdim. Bide ben bunun ağlamasını mı çekecektim.

"Deme oyleeeeeeee." Dedi e harfini uzata uzatta.

"Bana bak prenses." Dedim çenesini sertçe tuttum. "Sen ölmek için bana yalvarıyorsun sanki?" Dedim.

"Prenses mi?" Dedi gülümseyerek. "Ben miyim prenses." Dedi.

Ya ben buna ne verdim? Valla alt tarafı beyni uyuşsun diye birşey verdim. Beyni yok olsun diye değil.

"Kes sesini." Dedim en sonunda. Valla çok bile dayanmıştım. Yüzüne sertçe bir yumruk geçirdim.

Gözünden yaş düştü aynı saniyede. Burnundan da bir çatırdama sesi duyuldu.

"Ebesinin amına soktuğumun orangutanı." Dedim. Islak gözleri bana bakarken bende ona nefret ve sinir dolu gözler ile bakıyordum. "Hele şükür be. Sıra Yaren'de." Dedim.

Cidden şükürdü. Biraz daha geçse valla atacaktım kendimi bir yerlerden.

Yada ben kendimi niye atıyorum be. Bu döl israfını atardım.

"Ben senin annenin rahmine düştüğün günü sikim. O günü yas ilan etsinler. Tipe bak. Orangutanın götü daha güzeldir lan."

"Az önce bana prenses dedin." Dedi ağlayarak. "Şimdi bana niye duruyorsun ki?"

"Hay ben senin prensesini de aglamani da gelmişini de geçmişini de geleceğini sikim." Dedim daha sonra yakasından tutup havaya kaldırdım. "Bana bak!" Dedim sertçe. Islak gözlerle bana baktı. "Askerler nerde?" Dedim.

Bön bön bana baktı. Daha sonra kaşları çatıldı. En sonunda kaşlarını tekrar duzeltti. "Salak saçma şekilden şekile girme amına soktuğumun orangutanı nerde onu söyle." Dedim.

"Askerlerrrrrr." Dedi

"Hee Turk askerleri." Dedim. Valla dayak yiyecekti.

Daha önce kusasim geldiğini söylemiş miydim bu orangutan gotu yüzüne baktığımda? Yine söylüyorum

AHA ŞURAYA KUSUVERECEM

"Evdeeeee" dedi e harfini deyta ebeme yol olacak kadar uzatarak.

"Hangi evde?" Dedim. Valla sinirden rengim değişmişti.

"Hangi evdeeeeee?" Dedi yine aynı şekilde. Düşünür gibi elini çenesine attı.

"Hadi söyle lan amip." Dedim ters ters.

Tekrar düşündü. "Bana prenses der misinnnnn?" Dedi.

Göz devirdim. Yüzüne bir kez daha yumruk geçirme isteğime zorla hakim oldum.

Çünkü yemin ederim bu sefer vurursam bayılırdı. Ve ben şu anda bayilmasini istemiyordum. Kurt timinin yerini öğrendiğimde zaten geberticektim.

Soruyu aslında hangi evde olduğunu az çok tahmin etsemde yine de emin olmak için sormuştum.

"Seni ebeme yollamami ister misin?" Dedim yüzüne doğru eğilerek.

"Prenses de söyleyeceğim. Söz." Dedi.

"Senin verdiğin söze de başlarım prensesine de başlarım. Ebeme de başlarım." Dedim

"Ya sen çok küfür ediyorsun ama. Alt tarafı prenses de dedimm." Dedi.

Neredeyse ağlayacak gibi bana bakıyordu.

"Bana bak lan." Dedim çenesini sertçe tuttarak. Bana baktı yine. Durdu yine. "Senin ebenin amına makas sokarak çoğaltırım kes sesini."

Daha sonra durdu ve direkt olarak verdi adresi.

ALLAH'IM SÜKÜRLER OLSUN! SONUNDA GEBERTİCEĞİM!

Hemen çantamdan bir bıçak çıkardım.

"BEN BİRDE HAYALLERİM BİNDİK BİR GEMİYE KAPTANSA BEN YİNEEEEEEE!" diye bağırdı.

"Son yolculuğuna uğurlayalim seni. Söz hayallerin ile gömeceğim." Diyerek kulaklarina yaklaştım.

O kulaklar kesilecekti. Kendi kulağımı sikmesinin bedelini bu şekilde alacaktım.

Kulağının ucundan tuttum. Daha sonra ise direkt olarak bıçağı tek hamlede geçirdim.

Acı dolu bir çığlık atarken direkt olarak elimde olan kulağını ağzına attım.

"Afiyet olsun prenses." Dedim ve diğer kulağına da yaklaştım. Onu da tek hamlede kesip ağzına fırlattım. "Löp löp et olsun." Dedim.

Daha sonra acıdan bayılmıştı geri zekalı. Ellerini sandalyenin arka kısmında birleştirip bağladım.

Ayaklarını da küfür ede ede sandalyenin ayak kısmına bağladım.

Daha sonra ise direkt olarak odanın kapasına doğru ilerledim. Arkamda kulakları ağzında olan bir şahıs bıraktım.

Valla sinirim daha geçmemişti. Ama yine de daha önemli işlerim vardı.

Kurt timini kurtarmaya gitmek gibi.

Odadan çıktıktan sonra direkt kapıyı kitledim. Daha sonra ise sağıma soluma baktıktan sonra kendi odama doğru yol alırken yangın butonuna dirseğimi geçirdim.

Sesli bir şekilde yankılandı koridorda siren sesi.

Etrafta koşturan insanlar olmaya başladı. "Koşun koşun. Kosmayan ben tarafından sikiliyor bilginize." Diye mırıldandım.

Ben de odama doğru yürümeye başladım. İnsanların koşturmasına rağmen ben gayet de sakin bir şekilde odama girdim.

Odamı girdikten sonra aynadan kendime baktım.

Peruğu çekerek çıkarmaya çalıştım ama çıkamadı. Biraz daha uğraşarak çıkardım.

"Peruğunu da sikim. Adamı da sikim ki sikicem birazdan." Dedim.

Peruğu kenara doğru fitlattim. Daha sonra ise direkt olarak üzerimdeki elbiseden ve makyajdan kurtuldum.

Aşırı ama aşırı derecede rahat bir şekilde giyindim.

Belime silahı takacağım için direk olarak uzun ince bir hitka geçirdim üzerime.

Topuklu ayakkabılarımı da fırlattıktan sonra artık tam anlamıyla Mavi Yaren olabilmiştim.

Aklime son anda gelen bir detay ile durdum. Lensleri çıkarmamıştım. Hemen onları da çıkardım.

He şu anda tam olarak Mavi Yaren'dim.

Hele şükür.

Daha fazla durmadan hızlı adimlarla çıktım.

Elime daha önce kenara sakladığım benzinleri aldım. Daha sonra ise dökerek ilerledim.

Cebimdeki çakmağı çıkardım. Üzerinde Türk bayrağı olduğu için yere bırakmak istemedim. Geri koydum cebime hemen.

Tekrar ellimi cebime attığımds başka bir çakmak çıkardım ve çakmağı yere attım.

"Cehennemin küçüğünü yaratalım dedik sana prenses." Dedim ve motoruna doğru koşmaya başladım.

Artık tek yapmam gereken Kurt timini kurtarmakti.

Daha sonra ise veda etmeden gittiğim herkese sıkıca sarılacaktım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%