Yeni Üyelik
49.
Bölüm

43. Bölüm : "Şerife Sultan"

@yaren_yasar11

(Gençlik selamm.

Nasılsınız?

Şimdi bazı arkadaşların teorileri var anlaşılan Mavi Yaren'in şehit olması ile alakalı.

Aşırı merak ettimmmmmm. Teorilerinizi bıraksanıza buraya.

Yada şöyle öldüğünü kabullenen var kabullenmeyen var. Hangi taraftasınız.

Ve birşey diyim mi? Kitapta bol bol spoi vermeme rağmen kimse fark etmiyo zjskkskskaks

ARKADAŞIM BAKSANA BOS BOŞUNA Mİ YAZDİM BEN ONU ORAYA!

Allah Allah Allah.

Uyarmak için yazdım bu arada. Aslında bana sorduğunuz her sorunun cevabı bir yerlerde yaziyo.

Bilginizeee

Haydeee. Yıldızlar kadar seviyorum siziii.

İyi okumalarrrr)

 

 

Yazarın anlatımıyla

"NEDEN LAN NEDEN!" diyerek üzerine yürüdü Ilgaz Yiğit'in. "BİZE NASIL SOYLEMEZSİN SEN!?" diye bağırdı. Omuzlarından sertçe itekledi. "BEN BURDA MAL GİBİ KARDEŞİMİ BEKLİYORUM!" diyerek bir kez daha itekledi. Sustu Yiğit. "NASİL SÖYLEMEZSİN NASIL?" dedi.

"BİRİNİN SİZE SÖYLEMESİNİ BEKLEDİM ÇÜNKÜ!" diye bağırdı Yiğit de. "BENİM İÇİM ACIYORKEN BEN SANA NASİL SÖYLEYE BİLİRDİM? MORGDA YÜZÜNÜ GÖRMEZSEM NABZİNDAN ÖPMESEM BEN BİLE ŞEHİT OLDUĞUNA İNANMADAN SANA NASIL SÖYLEYE BİLİRDİM?"

"BENİM KARDEŞİM YALNIZDI!" diye bağırdı Yaman da.

"SİZ DE ONU YANLIZ BIRAKMIŞTINIZ ZATEN! ŞİMDİ Mİ GELDİ AKLINIZA!" diye bağırdı Cat kapı giren biri.

Baş sağlığı için gelen Şerife Sultan'dan başkası değildi bu.

Ebrar'ın arkadaşıydı. Aynı zamanda grupta sonradan bir süre olan kişiydi. Mavi Yaren ile alakalı her şeyi biliyordu.

"KİZ SİZE GELMEZSE," diye patladı. Sinirden rengi kırmızıya dönmüştü. "O SİZE GELMESE SOZ ARIYOR MUYDUNUZ ONU?" diye bağırdı.

"Aynı şey değil." Dedi Yaman sinirle.

"AYNİ SEY! VE O SESİNİ KES BENİ DİNLE!" diye bağırdı bir kez daha. Normalde gayet sakin olan bir insandı. Hatta gerektiğinden fazla sakindi. Ama söz konusu haksızlık olunca dayanamıyordu.

"Şerife sen karış-" derken Ilgaz direkt ona baktı.

"Ben karışmayayım o karışmasin oldu." Dedi sertçe. Öne doğru bir adım attı. "Siz kardeşinizi kaybettiniz zaten çok önceden." Dedi ellini havaya kaldırarak. "Siz onu bir gün aramadınız." Dedi ve Ilgaz'a döndü. "Kendi sevdikleriniz için onu kullandınız." Dedi.

Son dediği şeyle Ilgaz olduğu yerde buz kesildi. Yutkunmak istedi ama bunu bile yapamadı.

Yaman'a döndü. "Sen kardeşini az birşey tanımadın. Senin kardeşin öyle bir kadın ki bırak seni bırakmayı senin için ölüyordu." Dedi Yaman'a doğru bakarak. "Sen ona karşı içinde hep nefret belirttin. Beni terk ettin dedin. Asıl nefret etmen gerekeni yanında tuttun sen." Dedi sinirle. Elif'den bahsediliyordu.

Ilgaz'a döndü. "Sen" dedi ve sertçe yutkundu. "Sen kardeşine sahip çıkmadın." Dedi. Demek istediği bicok sey vardı ama Yiğit ile Yaman'ın yanında susmak zorundaydı. "Uyardı seni Mavi Yaren." Dedi hemen. "Elif hakkında uyardı sizi." Dedi ve elinle bir boy hizası gösterdi. "Uyardığında bu kadar birşey olduğunu kendi ağzıniz ile anlattınız." Dedi hemen. Gözünden çenesine doğru bir yaş düştü. "Dinlemedin onu." Dedi.

Yigit'e döndü. En çok ona sinirliydi. Sevdiğine o da kavuşamamıştı.

Sevdiği yaşıyordu Şerife Sultan'ın. Ama onu sevmiyordu iste.

"O kız varya." Dedi ellini bu seferde Yiğit'e doğru kaldırarak. "Seni görmek için kabuslara bile razı geldi." Dedi. Yutkundu bir kez daha Yiğit. "Yaşadığın halde söylemedin ona." Dedi. Eliyle bir defteri havaya kaldırdı. "Bak sana yazmıştı bu defteri." Dedi.

Yiğit Şerife Sultan'ın elindeki deftere baktı. "Her gün." Dedi parmağını sallayarak. "Her gün geldi mezarına. Beyaz rengini sevmiyordu. Güllerden nefret ediyordu her görev çıkışı geldi. Gidişi geldi. O bomboş mezarın bir kez bile kurumasına izin vermedi o kız." Dedi.

"Söyleyemezdim." Dedi hemen Yiğit. "Onu kaybedemezdim."

"O senle beraber olduğu sürece yedi cihan bir araya gelse yine yenemezdi." Dedi hemen Şerife Sultan.

"Öldürürlerdi Sultan. Yemin ederim öldürürlerdi."

"Korurdunuz." Dedi ve acımasızca bir cümle daha kurdu. "Şimdi de şehit oldu." Dedi.

Daha sonra hepsine birden bir bakış attı. "Hiçbiriniz boş boş konuşmayın. O kızı siz öldürmüştünüz zaten." Dedi. Hepsinin başı yere doğru eğikti. "Gülüşünü, mutluluğunu, aşkını, sevgisini, kalbini, aklını, düşüncelerini, güvenini, ailesini, ruhunu, siz öldürdünüz." Dedi. Hepsine bir bakış daha attı. "O kızın içi ölüydü zaten sadece gözlerini kapadı." Dedi.

"Sus." Dedi Yaman kafasını iki yana sallayarak. O da ağlıyordu.

"Gerçekler acıdır." Dedi Şerife Sultan sadece. "Bir kez lan." Dedi ellini kaldırarak. Yaman'a baktı. "Bir kez güvenseydin kardeşine nefret etmeseydin," dedi ve Ilgaz'a baktı. "Bir kez o kıza değil kardeşine inansaydin," dedi ve Yiğit'e baktı. "Bir kez ona Yiğit olarak gitseydin." Dedi gözünden bir damla daha yaş düşerken. "Mutlu olurdu. Siz ona zarar verdiniz." Dedi.

"Seviyordum Şerife. Yemin ederim seviyordum. Gözlerim açılmadı işte." Dedi Ilgaz. Şerife Sultan ona döndü.

"Sen seviyordun ama Mavi Yaren sevmiyor muydu Ilgaz?" Diye sordu. "Sizinki mi bir tek kalp?" Dedi. Sırt çantasıni öne aldı ve bir dosya çıkardı.

"Siz o kadar aptaldiniz ki." Dedi ve Ilgaz'a fırlattı dosyayı. "O kızın bir terörist olmasına rağmen yanınızda oldu her zaman." Dediği anda herkes dondu.

Evet terörist olduğuna dair şüpheleri vardı herkesin ama terörist olduğuna emin olmak şaşırtmıştı.

"Şehit törenini size haber vermedi çünkü insan sevdiğinin şehit veya ölüm haberini verecek kadar güçlü olmaya bilir." Dedi ve önündeki dosyayı gösterdi gözleri ile Ilgaz'a. "Ben de sana şunu söyleyeyim. " Dedi ve ellini havaya kaldırdı. "Mavi Yaren'i kimin öldürdüğünü biliyor musunuz?" Dedi. Bu bilgiyi belki şu anda burda söylememesi gerekiyordu. Ama yine de söyleyecekti. "Senin sevdiğin kadın vermiş emri bilgin olsun." Dedi.

"Ne?" Dedi Ilgaz sadece Şerife Sultan'a bakarak. Kocaman gözlerle ona baktı.

Tam o anda Yiğit'in telefonu Mavi'nin söylediği şarkının melodisi ile çaldı.

Cebinden çıkardı hızlıca. Daha sonra ise direkt olarak yazan isme baktı.

İbrahim Albaydı.

Telefonu yanıtladı ve direkt olarak kulağına götürdü. "Emredin komutanım." Dedi.

Üzüntü dolu bir ses doldurdu Yiğit'in kulaklarını. "Kızımın intikamını alacağız." Dedi.

Kızımın derken Toprak timinde olduğu için ve İbrahim albay Toprak timinde olan her bir askeri kendi hiç olmamış olan evladı olarak gördüğü içindi.

"Geliyorum hemen komutanım." Dedi Yiğit ve direkt olarak kapattı telefonu.

(Bilinmeyen biri tarafından küçük bir sahne)

Az önce gömülen mezarın başına yaklaşıtı. Toprak daha yumuşacıktı. Yeni gömüldüğü her hâlinden belliydi.

"Yanlız kalmışsın yine." Dedi sadece. Mezara üsten üsten bakıyordu. Üzerindeki papatyalara takıldı bakışları.

Bir tane koparır kokladı. "Seversin tanı papatya." Dedi. Baktı mezar taşındaki isme.

Mavi Yaren Yıldırım.

Elindeki papatyayı cebine attı. "Hayata her zaman yanlız olduğun gibi şu anda da yanlızsın." Dedi gülerek.

Elinde olan gülleri mezarın üzerine bıraktı. Bembeyaz güller tam olarak papatyaların yanında kendine yer edindi.

"Beyaz güllerden nefret ettiğini biliyorum." Dedi ve omuz silkti. "Ama ben seviyorum." Dedi.

Ellini mezar taşına ritmik bir şekilde vurdu ve ayağa kalktı. Yağan yağmura bakti. "Anca yağmur yağar zaten. Kimse göz yaşlarını girmemesini istediğin zaman yağmurda ağlarsın dimi?" Dedi ve omuz silkti. "Artık istediğin kadar ağla. Ağladığında da sesini zaten kimse duymadı."

BÖLÜM SONU

 

 

​​​​​

 

 

​​​​​

 

 

Loading...
0%