Yeni Üyelik
11.
Bölüm

8. Bölüm : " Pişmanlık"

@yaren_yasar11

 

(Selammm yine ben yine bennn. İki gündür bölüm atiyom benden beklenmeyen birşey. Her neyse. Mafya kurgusu sever misiniz? Benim iki tane kendi yazdığım mafya kurgusu var. İsterseniz onlara da bir göz attin. Birinin adı Lavinia digerinin adı ise koku.

 

Peki benim askeri kurguda mafya kurgusu tanitmama kaç puan?

 

 

Her neyseeee keyifli okumalar dilerimmm yazım yanlışları olur da da affola.)

Yazarın anlatımıyla

Yiğit odaya doğru koşmaya başladı. Camdan gözüküyordu Mavi. Ekranda dönen dümdüz çizgi vardı.

Ekrana baktı bir süre. Cama vurdu sertçe. "HAYIR HAYIR!" diye bağırdı.

Mavi'nin kalbi atış seslerini duymak için Yiğit duruyordu. Defibrilatör ile müdahale etmek için harekete gecti doktor.

"150 joule AYARLA!" diye bağırdı yanjndaki hemşireye doktor. İçerde bir izdaham yasaniyordu. Herkesin tek amacı kızı yaşatmak içindi.

"HAZİR!" diye bağırdı hemşire.

"1 2 3 şok." Dediği anda ilk soku vurdu. Mavi'nin bedeni yataktan havaya doğru yükselip tekrar yatak ile buluştu sertce.

Yiğit kafayı yiyordu camın arka tarafında. "Ölmek yok sana. Ölmek yok sana Mavi'm. Dur daha bana sarilacaksin." Dedi kısık sesle. "Daha hayallerin var kızım senin." Dedi bri kez daha.

"200 joule AYARLA!" Dedi bu seferde doktor.

Bu böyle bir süre devam etti. Daha sonra ise ekranda beliren düz çizgi dalgalı haline aldı.

Yiğit ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini o an verdi. Doktorların da onlardna farkı yoktu.

Hızlı hızlı nefes almaya devam etti Yiğit. Gözünü bir an olsun Mavi'den ayırmadı.

"Sakın." Dedi. Sanki Mavi'ye konuşuyordu. Onun yanındaydı. "Sakin inatçı kecim. Benim uslu kızım ol ve yaşamayı bırakma." Dedi.

Rüya, Ateş, Ilgaz korku içinde koşarak Yiğit'e doğru geldi. Rüya hamile olduğunu gördü. Karnı o kadar belirli değildi ama yine de 4 aylık falan hamile olduğuna emindi.

Ilgaz ile Yaman etrafina baktığı anda Yiğit ile göz göze geldi. Daha sonra ise koşarak geldi Yiğit'e. "Nerde kardeşim?" Diye sordu.

"Nerde Yiğit Zeze sikerim ebeni nerde lan kardeşim?" Diye sordu Yaman da bu sefer.

"İçerde." Diye bir cevam verdi Yiğit. İçerden çıkan doktara koşarak yetişti.

"Nasıl Mavi iyi mi?" Dedi hepsi bir ağzından benzer sorular sorarak.

"Şimdilik iyi." Dedi doktur.

"Şimdilik?" Diye sordu Rüya hemen. Eli karnındaydı.

"Daha önce de söyledim. Mavi hanımın panzehir olmadan ne kadar yaşayacağını bilmiyoruz. Şu ana kadar bile dayanmasi bir mucize. Size tavsiyem zehirin adını veya verilen yerden panzehiri bulup almaniz. Yoksa" diyip susutu doktor.

"Yoksa?" Diye sordu Ilgaz.

"Yoksa ne doktor?" Diye sordu biz sefer de Yaman.

"Hasta gün ayana kadar bile vakti olmayabilir." Diye bir cevap verip gitti doltor. Rüya anında dizlerinin üzerine düştü.

"Hayır! Hayır!HAYİR!" diye söyledi. Hayır diye haykırdı en sonunda. "Onu da kaybedemem." Dedi.

Yiğit ise hastaneden fırladı. Kesinlikle o ilacı bulacakti. Geçmişte olan bir anı belirdi gözlerinde.

Küçük iken Mavi'nin yalnız ölmekten korkuyordu. Ölürken en azından yanında birinin olmasını istiyordu. Kimsesizler mezarlığına gömüleceğinin farkındaydı.

 

"Gökhan" dedi yıldızları izlerken. Sekiz yaşındaydı o zaman.

 

"Efendim." dedi Yiğit yanında uzanmış yıldızları izliyormuş gibi yaparken. Ama Mavi'yi izliyordu. Çünkü o onun en parlak yıldızıydı

"Ben senden önce ölür isem benim mezarıma papatya bırakmak için gelir misin?" dedi.

"O nasıl söz güzelim? Ölüm falan duymayayım bir daha ağzından. Hem ölüm yakışmaz sana."

'Sokak çocuğuyuz Gökhan biz? Ne kadar yaşamamıza izin verirler ki? Hem gelir misin gelmez misin?" dedi.

"Gelemem." dedi. Çatık kaşlarıyla bana baktı.

"Öyle olsun hatırlatırım."

"Gelemem çünkü sen ölürsen bende ölürüm Mavi." dedim. Yanağına sulu bir öpücük bıraktı Mavi. Yine önce kızardı Yiğit sonra o da onun yanağından öptü.

'Eğer ben senden önce ölür isem kafayı yemiş gibi ölmek için çabalamayacaksın. Yaşayacak ve yaşatacaksın Mavi. Mezarıma da beyaz güller getirirsin. Alt katta istemediğin kadar var." dedi Yiğit. Tek edilmiş bir yerin terasındaydar. Arkada gece kuşlarının kalan üç üyesi uyuyordu. Mavi de nöbet tutuyordu. Bu terk edilmiş evin her yeri çiçekler ile doluydu. Ve beyaz güler camlardan sarkıyordu.

"Tamam ama ben sensiz yapamam ki. Gitme olmaz mı?" dedi. Gülümsedim ona.

"Denerim." dedi ve uyusun diye sırtını terasın kısa olan duvarına yasladı Yigit. Bacaklarını uzatı ve kucağıma gelmesi için dizine iki kere vurdu. Zaten fazlası ile hafifti Mavi. Gelip kucağına yerleşti ve kafasına boynuna gömdü küçük kız. Huzurlu uykuyu sadece bu şekilde kavuşuyordu

Aynı şeyde onun için geçerliydi.

"Hadi be güzelim mezarına papatya ile gelmek yerine kucağını süsleyelim o papatyalar ile." Dedi Yiğit.

Rüya artık koltukalrdan birne zorlukla oturmuştu. Yaman Rüya diye birini hiç tanımadığı için kısa bir süre ona bakmıştı.

"Sen kimsin yenge? Zeze-" derken Rüya Yaman'ın sözünü kesti.

"Kardeşinden başkası ona zeze dediğini duymasın." Diye uyardı onu.

Rüya Yaman'ın aslında kim olduğunu bilmiyordu.

"Ateş benim." Dedi. Rüya kafasini kaldırip anında ona baktı.

"Bana bak eğer Yaren'i bu şekilde kandırır isen-" derken bu sefer de Yaman böldü sözünü.

"Kandırmak yok yenge. Zeze'nin yıllar önce terk ettiği kardeşi benim. Bak o da abisi." Diyerek eli ile Ilgaz'ı gösterdi.

"Terk etmek?" Dedi Rüya hemen. "Yarne birini asla terk etmez." Dedi.

"Beni terk etti Gökhan ölünce." Dedi. Gökhan'in ölmediğini biliyordu ama şu anda Mavi bunu bilmiyordu.

"Babasi onu bir odaya kapattı hemde senin için!" Dedi Rüya sertçe. Kardeşi olarak gördüğü o kızın her gün abisine ve kardeşine kavuşmak için ettiği duaları sadece ama sadece Rüya biliyordu.

"Anlamadım." Dedi Yaman.

Gözlerini kısarak ona baktı Rüya. "Anlatım."

"Ates yani sen bir ara fazlasıyla hastaydı biliyorsunuz ve aynı zamanda bir hücreye kapatıp onu dövmüşlerdi. Onun bir tedaviye ihtiyacı vardı yoksa ben kardeşini kaybedecekmiş. Aynı zamanlar Gökhan'ı da kaybettiği için bu sefer cidden yaşayamazdı. Ona o zaman bir seçenek sundular. Ateş'in hastalığının tedavisi ve onun özgürlüğü için onu deney malzemesi olarak kullanacaklardı. O zaman onun normal çocuklar gibi olmadığının farkındalardı. Amaçları gözleriydi. Mor olmaları ilgilerini çekiyordu. Aynı zamanda hastalığı da. Üstün zekalı olduğunu falan düşünüyorlardı herhalde. Ki gerçekten de fazla zeki bir insan. Adam ona seçeneği sunduğun da o da hemen kabul ettim. Yaşayamazmış öyle demişti. Birini daha kaybetmeyi göze alamazmış. Neyse. Onu isteyen kişi deney malzemesi gibi kullanmak yerine onu kendi zevkleri için kullandı. Öz abim ve babam tarafından bir yıl boyunca onun istediklerine zorlandım . Bembeyaz bir odada. Kimse acımadı biliyor musunuz ona? O kız bütün dünyadaki insanlara acıyacak bir kalbi var iken o kimsenin umurunda olmadı. Annesi susmuş. Acı çektiğini gördü ama sustu. Sokaktaki insanlar sustu. Çığlıklarını duydukları halde sustular. Bir yıllın sonunda artık kafayı yemis. Normalde kollarını ve bacaklarını zincir ile baglarlarmis. Abisi olacak o şerefsiz ona tecavüz etmek istemiş. O zamana kadar üzerinde milyonlarca ilaç denenmiş. Mavi de biri iel evlendirilecekti. Adam baya yaşlı odugu için kalp krizi geçirmiş. Evlendiremeyince de baba ve abisi tecavüz taciz artık nasıl adlandırmak istiyorsanız onu yapmak istemiş. Abisi kollarını açar açmaz camı kırmış ve keskin bir parçasını eline almış. Abisinin şah damarını tek hamle ile kesmiş. Yere yığılmış tek hamlede. Çok geçmeden babası olacak kansız da gelmiş. Onu da elindeki camı kalbine batırarak öldürmüş. Babasının cesedini aldılar ama abimisinkini bıraktılar. Birkaç adam öldüresiye dövmüş. Onu tam abisinin cesedinin önüne zincirlemişler. Bir hafta boyunca o cesetle aynı yerde kalmış. Her gün dayaklar falan devam etmiş. Üç tane bıçak yarası varmış. Artık öldüğünü zannedip beni abisi ile üst üste atımışlar bir yere. O da o zamandan beri beyaz renge dokunamıyor." dedi anlatiklari arasında durmamasinin sebebi ise kendinde devam etme cesaretini durunca bulamazdi.

Ateş şu anda fazlası ile acı çekiyordu. Ona ondan nefret ettiğini söylemişti. Bunca yıl onu terk ettiğini düşünmüştü.

BÖLÜM SONU

 

 

 

Loading...
0%