Yeni Üyelik
2.
Bölüm

BÖLÜM 1 : "GEÇMİŞ"

@yaren_yasar11

24/11/2009

Bir insanı en acı ne şekilde öldürebilirsiniz? Ben kendi hayatımdan örnek vereyim. En sevdiği insanı öldürerek öldüre bilirsiniz onu.

İlk arkadaşını, ilk aşkını ,ilk ailesini, ilk sevdiğini aklımıza gelebilecek her şeyde ilk olan o insanın ölmesi demek sizin de ölüyordunuz. Ve can çekişerek ölüyordum.

Benim ruhumu öldürüyorlardı.

Bedenimde hiçbir şey yoktu ama ruhen ölüyordum. Fiziksel olarak acı çekmiyordum ama ruhum öyle bir acı çekiyordu ki benim ölümem bile daha iyiydi. Keşke fiziksel olarak acı çeksem diyordum.

"Mavi'm" dedi sıcacık sesiyle. Sanki silahın ucundaki o değil gibi bana baktı yemyeşil gözleri ile. Yine yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı. Birazdan ölmeyecek gibi gülümsüyordu bana. Hep gülümseyerdi zaten bana.

"Gökhan." dedim. Başını hafifçe yana eğdi.

"Sana herşey yakışıyor da bir aglamak yakışmıyormuş be güzelim." dedi. Gözlerini gözlerimden ayırmadan. Son kez birbirinize bakıyorduk. İkimizde bunun farkında idik ama ben farkında olmak istemiyordum.

"BIRAKIN BENİ!" diye çırpındıkça saha sıkı tuttular. Ona yaklaşmama izin vermiyorlardı. Yada ellerinden beni bırakmıyorlardı.

O ölürken bana zorla izletiyorlardı. Ve bu en acı veren işkencelerin en başında yer alıyordu.

Kaybetmekten korkan bir kızı en çok kaybetmek istemediği şeyi alıyorlardı elinden. Ve yanımızda yine kim vardı? Kimse yoktu. Ve biz yine kos koca dünyada yalnızdık. Yine bir sokak çocuğu ölürken dünya sadece izliyordu. Yağmur ile de bizim acımıza eşlik ediyordu sanki.

Ne kadar bağırsak bağıralım kimse duymuyordu sesimizi. Belki de duyuyorlardı ama yine kimsenin umurunda değildik.

Şehir susmuyor du kaybedilen çocuğuna. Yağmur ile ağlıyordu.

Bugün birinin bize yardım etmesi için yalvara da bilirdim. Hayatımda hiçbir bir zaman yalvarmayan ben şu anda Gökhan için yalvarırdım. Ölmesin diye yapardım bunu.

"YANLIŞ KİŞİNİN KAFASINA SİLAH DAYIYORSUNUZ!" diye bağırdım kollarımı tutan adamlara. "İNFAZ EMRİ ONA DEĞİL BANA VERİLDİ." dedim.

Adam dalga geçer gibi kahkaha attı. "Şu anda ölmüyor musun Mor?" dedi adam dalga geçerek. "En kıymetlini elinden alarak öldürmek var iken neden bu demir parçasını kullanayım ki?" dedi adam gülerek.

"Mavi'm" dedi Gökhan bir kere daha. Ona baktım. "Özür dilerim." dedi.

"Bende seni dilerim." dedim her zamanki gibi.

(Buraya bir uyarı ekleyeyim. Böyle birşey bir kitapta geçiyor ise bana söyler misiniz? Baya bir bakındım ama böyle bir alıntı hiç bir kitapda duymadım ve benim aşırı hoşuma gidiyor. Bunun üzerinde de birşeyler yazmak isterim açıkçası. Ben kitap olarak hatırlasam da kitap değil diye biliyorum. Eğer kitap ise lütfen kitabın adı ile beni uyarın. Teşekkür ederim şimdiden.)

"Doğum gününde bunu yaşamanı istemezdim." dedi. Gözlerini kaçırdı benden utançla. "Bu tarafa bakmaya devam etme Mavi. Zaten uyuyamıyorsun bir de uykularını benim ölümüm el koymasın." dedi.

Hayla beni düşünüyordu. Ve ben ona yardım edemiyordum ve bu bana acı veriyordu. Sanki biri kalbimi elinin arasına alıp sıkıyordu. Nefes almamı engeliyor gibi his ediyordum.

"Gökhan." dedim bir kez daha. Admalar kendi aralarinda konuştuğu için bizi duymamazlıktan geliyorlardı ve ne konuştuğumuz ile ilgilenmiyorlardı. "Gitme." dedim gözümden bir damla daha yaş akarken. "Yalvarırım gitme." dedim.

Bugün benim için çoğu şey ilk defa ölüyordum uzun süre sonra ilk defa ağlıyordum. İlk defa birine yalvariyordum. Birini kaybediyordum. Ailemden birinin ihanetini tadıyordum.

Ben bugün her şeyini kaybediyordum.

"Ben gitmiyorum ki Mavi'm. Ben gider miyim senden? Ben yapabilir miyim sensiz? Zorla alıyorlar beni güzelim. Yemin ederim kendi istegim ipe gitmiyorum." dedi gözleri doldu ilk defa. "Mavi." dedi.

"Gitme." dedim. Bir damla daha yaş akarken. "Yalvarırım sana gitme. Benim sana ihtiyacım var. Ben sensiz yapamam ki." dedim. Durdum daha sonra. "Gökhan." dedim daha sonra.

"Efendim güzelim."

"Söz vermiştin." dedim gözümden bir damla daha yaş düşerken. "Yıldızlari saymayı bitirince gidecektim." dedim. İçimi çektim. "Ben daha başlamadım bille." dedim. Gözümden bir damla daha yaş dustu.

"Mavi benden nefret etmezsin değil mi?" dedi. Ona baktım birkaç saniye. "Sen sözünü tutmayan kardan nefret edersin." dedi gözleri dolmuştu onun da. "Mavi nefret etme benden. Ben senin nefretini istemiyorum." dedi. Ona baktım ve kafamı iki yana salladım.

"Etmem." dedim.

"Senden birşey isteye bilir miyim?" dedi kafa salladım. "Cebimden hediyeni al." dedi.

"Gökhan bana varlığını hediye etsen olmaz mı?" diye sordum.

Hiçbir şey istemiyordum. Şu hayatan bir beklentim de olmadı zaten hiçbir zaman. O zamanlar sadece on yaşında bir kız olsam da hiçbir beklentim yoktu. Ama şu anda tek istediğim Gökhan'ın benim ile yaşamaya devam etmesiydi.

"Özür dilerim." dedi.

"Bende seni dilerim." dedim ve havada duyulan bir silah sesi ile Gökhan'ın üzerinden taşan kan aynı anda oldu.

"GÖKHAN!" diye bağırarak kolumdan tutan adamlarin elinde daha çok çırpındım. "LAN DAHA NE İSTİYORSUNUZ BIRAKIN" diye bağırdım. Kolumu bıraktıkları anda koşarak Gökhan'ın yanına gittim.

Kafasını kucağıma aldım. "GÖKHAN KALK!" Dedim ama sanki şu anda beni duymuyordu. Giren kurşunu acısını yaşıyordu. Sanki o kurşun bana da atılmış gibi hissettim. O acı çekerken bende acı çekiyordum.

O ölürken bende ölüyordum.

Gözlerim bir anda birine takıldı. Bu kişi yıllarca abla dediğim ama şu anda benden Gökhan'ı alan kişiydi. Bugün gece kuşları bir ihanete uğramıştı. Gökhan'ın ölüm sebebi olmuştu.

Gülümsedi bana dalga geçer gibi. Sanki çok güzel bir şey olmuş gibiydi ifadesi. Sanki şu anda Gökhan acı çekmiyor gibiydi. Ya da onun veya benim acımdan zevk alıyordu.

Şu anda bunları yapmasının başka bir açıklaması yoktu çünkü. "Ben kazandım Mavi Yaren Yıldırım. Bu sefer kaybeden taraf sensin." dedi dudaklarını oynatarak ne kadar karanlık olursa olsun gözlerim kurduğu cümleyi seçmişti.

Cidden Gökhan ölürken yaptığı tek şey arada gülmekti. İçimdeki intikam ateşi yanıp tutuşurken aynı anda ona güvenen tarafım da ölüyordu.

Bugün Gece Kuşları biri ölüyor, biri ruh olarak ölüyordu biri ise bizim içimizde ölüyordu.

Ölen Gökhan'dı.

Ruhen ölen bendim.

İçimizde öldürdüğümüz kişi ise Şeyma dı.

Gökhan elime sıkıştırdığı minik paket ile tekrar bakışlarımı ona çevirdim. Gözlerini zorlukla açık tutuyordu yeşil gözlerini son kez görüyordum ve bunu kabullenmek istemiyordum.

"İyi ki doğdun miniciğim." dedi zorlukla. Gözlerini kapattı daha sonra fısıltı şeklinde çıkan sesi ile bana söylediği son söz ise "Seni seviyorum hemde yıldızlar kadar." dedikten sonra gözlerini hiç acilmayacak şekilde kapatmıştı.

BÖLÜM SONU

 

 

 

Loading...
0%