@yaren_yasar11
|
Selammmmm Ne yapıyorsunuz? Şimdi şöyle bir durum var ki yazarın anlatımı ile mi hoşunuza gidiyor ya da sadece Riccardo veya Lavinia'nın anlatımıyla mı? Ona göre bölümleri o şekilde anlatabilirim. Lafı fazla uzatmadan hadi bölüme geçelim. Yazım yanlışları için özür dilerim. İyi okumalar dilerim Yazarın anlatımı ile Olabildiğince hızlıca etrafına bakındı Riccardo. Etrafta olan hiçbir şeyi anlamıyordu. Kız o kadar uzun bir süre yalnız bırakmamışken bu kadar kan ve kızın ortadan kayboluşuna anlam vermeye çalışıyordu. Beyaz duvarlarda olan sıçramış kan lekelerine baktı. Daha sonra ise yerde duran krem rengi halıya baktı. Orası da aynı şekilde sıçramış benek benek kan noktaları ile doluydu. Aklını kaçıracak gibi oldu Riccardo. Bu kadar kan Peri kızına mı aitti? Ya da Peri Kızı neredeydi? Bu gibi binlerce soru İlk şoku atlattıktan sonra kafasına dolmuştu. "PERİ KIZI!" diye bağırdı gür bir sesle. Anında odaya kapının ağzında durmak yerine girdi. Her yere bakmaya başladı. Kendi odası 3 ayrı bölmeye kaplanmış bir odaydı. Birinci bölmede Spor aletleri ile dolu olan bir odaydı. Hızlıca oraya dalıp baktı. Görünürde hiçbir şey yoktu. Daha sonra ise bir sonraki bölmeye doğru koşar adımlarla ilerledi. O odada ise kitaplık gibi bir yer vardı. Çalışma odası olarak da kullandığı bu yerde kapısını açtığı anda ağlayan bebek sesi yankılandı odanın içinde. Riccardo ağlayan bebeğin sesini duyduğunda orada bir yerlerde peri kızının da olabileceğini düşündü. Bebeğin acı çeker gibi ağlayan o ince sesini takip etti Riccardo. Masanın alt tarafında olan bebeğin sesini duyduğunda eğilip kucağına bebeği aldı. Bebeğin üzerindeki battaniye bazı yerlerinde kan şeklinde el izleri bulunuyordu. İnce parmakları olan bu el izleri bir kadının el izleri olduğunu Riccardo'ya bağırıyordu. Peri kızının el izi olmamasını dilledi Riccardo. Masanın tam köşesinde altına girmeden önce bir el izi daha gördü. Aynı şekilde bu da bir kadının el izleri olduğu aşikardı. Riccardo kucağındaki bebeğe baktı. Bir şey olup olmadığını düşünüyordu. Üzerindeki battaniyeyi hafifçe araladı. Bebek iyiydi bebekte hiçbir sorun yoktu. Riccardo'yu bu bir tık rahatlatsa da peri kızının ortalıkta olmamasını pek hayra alamet olduğunu düşünmüyordu. Bu kadar kan hepsi eğer Peri kızına ait ise şu anda yaşama ihtimali hiçbir şekilde yoktu. O kadar fazla kan vardı ki bir insanın vücudundaki bütün kanları boşaltmış olmaları gerekirdi. Peri kızının da eğer böyle bir şey yapıldığı durumunda asla ve asla herhangi bir şekilde yaşama ihtimali maalesef ki yoktu. Bu düşünceler peri kızının öldüğü düşüncesi Riccardo'nun dört bir yanına sardığında olduğu yerde resmen çakılıp kalmıştı. Hayat ona aşkı hiç olmadığı bir yerde hiç olmadığı bir zamanda vermişti. Bir anda hayatını pat diye düşmüş olan bu kadını son söylediklerinden sonra bu şekilde bir ayrılığı kesinlikle göze alamazdı. Odadan bebekle beraber bir anda fırladı. Kucağındaki bebek zaten halen ağlıyordu. Normalde ricardo'nun kucağına geldiği anda hemen hemen her zaman susan bebek şu anda evi ayağı kaldırırcasına ağlıyordu. Sanki bebek Lavinia'nın başına gelenherr şeyi biliyor ve acısını ağlıyor gibi bir hali vardı. "PERİ KIZI NEREDE?!"diye kükredi bir anda Riccardo. Bebeğin ağlaması o bağırdı anda daha fazla şiddetlenmişti. Riccardo kucağındaki bebeği hızlıca odasına götürdü. Kendi beşiğine bırakıp başına betül'ü dikti. Ev bu kadar korunaklı olmasına rağmen peri kızının nasıl veya kim tarafından kaçırıldığını düşünüyordu. "Benim odama en son çıkan kişiyi gördün mü Betül?" Diye sordu Riccardo. "Hayır. Senin odana bu evden herhangi bir insan girmez ki. Sen temizlik istediğin sürece bile kadınlar giriyor. Bir şey mi oldu kıza?" Diye sordu Betül. Riccardo daha fazla sinirlendi aldığı yanıta. Kesinlikle Peri kızını bulana kadar artık bu ev kendisi dahil herkese dar edecekti. Hatta sadece bu evi değil dünyayı bile eğer Peri kızına bir şey olursa o yapan kişi Riccardo'nun elinden asla ama asla kurtulamayacaktı. "Oda kan dolu. Her yerde. Bir insanın vücudunda olan kandan bire fazla kan var orada. Betül odada olan kan Peri kızına ait değildir değil mi? Yaşayamaz. Kimse o kadar kan kaybedince yaşayamaz." Dedi. Betül'e öyle bir bakıyordu ki Riccardo sanki şu anda tek ihtiyacı olan betül'ün ona o odadaki kan kıza ait olmadığını söylemesini istiyordu. Riccardo'ya ne söyleyeceğini bilemedi Betül. Beşikte yatan bebeğe kaydı bakışları. Battaniyenin üzerinde olan el izi dikkatini çekti. Kesinlikle o da el izlerinin bir kadına ait olduğunu düşünüyordu. Uzun İnce parmaklar ve elinin küçüklüğü ona bir kadına ait olan bir el iz i olduğunu bağırıyordu. Bir şey demedi. Susmayı tercih etti. Konuşur ise ricardonun canını yatmaktan korktuğu için susmayı tercih etti. Ricardo'nun belki hayatında ilk kez bir şeyden bu kadar korkulduğu görülmüştü. Genelde kimseden korktuğu veya korkucağı aklını ucundan şimdiye kadar hiç geçmemişti. Her zaman can alan tarafta olan Ricardo bugün kendi sevdiği kadına Can vermek istiyordu. Bunu yaparken de birçok Can alacaktı bunu kendisi de çok iyi biliyordu. Peri kızının ölmediğini düşündü. Kan izleri ona ait olmadığını düşündü. Eğer onun öldüğüne kanaat getirdiği anda kendisi için de dünya sanki bitecekmiş gibi düşünüyordu. Daha sadece tanışalı hatta adam gibi bir tanışma bile olmamış olan bu kadına bu kadar bağlanan Riccardo kendine kızma işini daha sonraya bıraktı. Hızlıca kendini alt kata attı. Yüzüne yine buz gibi tavırlarını takındı. Ne olursa olsun hiçbir adamının yanında sanki yıkılmış bir adam olarak durmayı tercih etmiyordu. Kızın ölmediğine bir kez daha kendine tekrarladı. Onun öldüğünü düşündüğü anda kendini kaybedebilirdi. Salak gibi aşık olduğu için bir kez daha kızdı kendine. Hiçbir şey öldürmese bile gerçekten bu duygu onu öldürürebilirdi. Ve bu ölümlerin en acı hali olabilirdi. İnsanın sevdiğini kaybetmesinin ne demek olduğunu sadece sevdiğini kaybeden insanlar belki de anlayabilirdi. Riccardo daha yeni tanıştığı ve daha alışamadığı Bu duygu ile daha başındayken yalnız kalmak istemedi. Ona kötü davrandığını biliyordu. Ama Riccardo'nun elinde olan bir şey değildi bu. Demiştik ya birileri ricardoya da zorla bunları öğretmişlerdi. Ricardoya bir tek sevilmeyi sevmeyi öğretmemislerdi. Bunu da Peri Kızı öğretmesini istedi Riccardo. "BENİM KIZIM NEREDE?" Diye bağırdı Riccardo. Gözünden Alev atıyordu. Az önceki soğuk bakan gözleri bir anda alev almış yanıyordu. Herkes birbirine bakmaya başladı. Ortada ne döndüğünü anlamaya çalışıyorlardı. Hiçbir çalışanın ne olduğundan haberi yoktu. Ya da kim bilir içlerinden birkaçının neler olduğundan gayet de haberi vardı. "BANA SALAK GİBİ BAKMAYI KESİN!"diye bağırdı Bu sefer de Riccardo. İçinde bir yerlerde kesinlikle yanan şeyler vardı. Adamlar hala ne olduğunu çözememişti. Bu kadar korunaklı bir evde patron olarak gördükleri bir adamın getirdiği kızın kaçırılma ihtimali çok düşüktü. Belki de kız sadece kaçırılmamış aynı zamanda öldürülmüştü. BÖLÜM SONU
|
0% |