@yaren_yasar11
|
Yazarın anlatımı ile Riccardo kıza bakti bir süre daha. Uçak ile gidiyorlardı. Riccardi anlık bir karar ile kızı kaçırmaya karar vermişti. Kız bayildigindan beri düşünüyordu. Artık kafayı yemek uzereydi. Sinirliydi. Bu sınır Peri kızına değil kandi kalbine Va aklinaydi. Kalbi ve aklı da şimdiye kadar kimse tarafından yiyemedigi küfürü Riccardo onlara şiir okur gibi okusumustu. Kalbine haine aşık olduğu için kızıyordu. Aklına ise hain olduğunu anlamadığına kızıyordu. Ever Riccardo onu hain sanmaya devam ediyordu ama bilmediği şey ise kızın gerçekten bir melek olduğuydu. Kıza yine de kiyamiyordu iste. Ama yine de kız ona bakmadığı her an onu sevecekti. Kalbi o zaman devreye girer iken aklı ise her zaman ona düşmandı. Kalnimdeki şeyin kıza hayla merhamet göstereceğine Riccardo bile fark etmiyordu. Kız uyurken ona olan bakışları şefkat doluydu. Kızın hain olduğunu düşünse de kalbine söz geçiremiyordu. Hiçbir insana olmayan merhameti şu anda peri kızı için fazlası ile vardı. Peri kızının kendini kaçırmış olmasına vereceği tepkiyi düşünmeden edemiyordu. Ve bir kardeşi vardı. Onu adamlarına aramasını söylemişti. Onu arayıp bulup Riccardo'ya teslim verecekti adamlar. Riccardo ise kardeşini kesnlikle ama kesinlikle Türkiye'de tutucakti. Kardeşinin Türkiye'de olmasını kendisinin ise İtalya'da olmasını asla ama asla kabul etmeyeceğine adı kadar emin olan Riccardo bu durumu çokta umuruna takmiyordu. Artık Peri kızını kendisine ait birşey gibi görüyordu. Uçak inmesine rağmen Peri kızı daha uyanmamiştı. Riccardo Lavunia uyandığı anda direkt olarak ilaç vermiş ve ona zorluk çıkarmamasi için çabalamıştı. İlaç yüzünden uyanmayan Lavinia'yı direkt kucağına alır iken aklında aşırı saçma bir soru gelmişti. Kızın isminin anlamını merak ediyordu. Hemde aşırı merak ediyordu. "Saçma sapan şeyleri merak edip kafanı gurcalama Riccardo." Dedi kendi kendine. Daha sonra ise kızı kucağına alıp asaga doğru inmeye başladı. Kızın kafası direkt omzuna düşmüştü Riccardo'nun. Kızın yüzüne takılı kalıyordu bazen gözleri. Fazla güzel bir yüze sahipti. Pürüzsüz teninin üzerindeki serpilmiş çiller, kırmızı dudaklar, upuzun kirpikleri vardı. Kızıl rengi saçları alev rengine sahipti. Yüzünden bir kez daha çekti bakislarini Riccardo. Kıza bakar iken artık daha dikkatli davranıyordu. Ona bakar iken Lavinia'nin kendini fark etmesini asla ama asla istemezdi. Kıza kötü mü davranacaktı? Daha doğru soru şuydu kalbindeki o aptal duygu kötü davranmasina kendisine olan ihanetini unuturabilecek miydi? Riccardo bunun olacağını hiç sanmıyordu. Hayata onun için bir şeylerden vaz geçmek çok kolaydı. Her şeyden her an vaz gecebilirdi. Ama Riccardo daha önce aşk denen duydguyu hiç tatmamıştı. Riccardo sevmeği yada sevilmeyi hiç tatmamıştı. Uçaktan indiğinde sert görüntüsü yine yuzundeydi. Yeşil gözleri etrafta olabilecek herhangibi bir tehlikeyi kolacan ediyordu. Kendisi pek te umurunada oldugu soylenemezdi ama önemli olan şu andaki kucagindaki Lavinia'nin yasamiydi. Arabaya bindikleri de kızı indirmedi kucağından. Kız baya bir zayıftı. Olması gereken kiloda olmadığı her halinden belliydi. Fazla zayıf ve cılız bir kızdı. Bu izlenim Riccardo'ya tehdit edildiği düşüncesini getirdi. Kafasında binlerce senaryo dönüyordu. Her ihtimali göz önünde bulundurarak kafasında hiç olmadığı parçaları bir araya getiriyordu. Riccardo'ya göre annesi gerçekten öldürülmüştü. Zaten de gerçekten de kadın canice katledilmişti. Annesi veya babası yada ailesinden biri ile tehdit ediliyor olabilir mi diye düşündü Lavinia. Kıza istemedikleri şeyleri yapmış olabilirler mi diye düşündü bir kez daha. Aklımdan binlerce senoryadan sadece biriydi bu. Aklından geçen bütün senoryalar yanlıştı. Lavinia kendi halinde yaşayan bir genc kızdı. Daha sadeec 21 yasinda olan biriydi. Annesi eskiden hoş işler yaptığı söylenemezdi. Annesi geçmiş hayatında hayat kadınıydı. Lavina ve kardeşi Özgur de kadının kendi isteği ile doğurduğu çocuklar değildi. Lavinia'nin doğumu annesi için bir şansızlıktı. Kendi kızı olarak görmedi onu hiç bir zaman. Ama gün geçtikçe Lavina'nın iyi kalbi ona da bulasmisti. Kadın kendine bir yuva kurmuş ve hayatını ordada devam ettiriyodu. Bu yuva da sadece bir kere kurulmamıştı. Annesi 7 kere evlenmiş ve bosanmis bir kadındı. Sadece biri ile isteyerek evlenmişti. Ona gerçekten aşık olmustu. Sevmişti. Hayatını ona adamaya karar vermişti. Diğer kalan 6 kişi ile evlenmesini sebebi ise genelevin ona sunduğu tekliflerdi. Kızıni kaybetmek istemiyordu. Oğlu ise onların elindeydi. Tam o zaman karşılaşmıştı bu adamla. Adam gizemli gibiydi. İlgisini çekmişti adam Lavina'nın annesinin. Adamin onu asla ama sla istemeyecegini düşünüyordu. Çünkü gerçekten hoş bir iş yapmadığını o da farkındaydı. Peki orada çalışmaya kendi isteği ile mi devam ediyordu yoksa tehdit miydi? İlk başlarda tehdit ile başlamıştı herşey. Lavinia'nın annesi Lale hiç tanımadığı biri tarafından tecavüze uğramıştı. Ailesi katı bir aileydi. Daha Lale 16 yaşında olduğunu ve hamile kaldığını öğrenince kızı öldürmek istemişlerdi. Onlara göre ona tecavüz edenin bir suvu yoktu. Kızın giyinisinde sorun vardı. Oysa ise kız o gün ayak bileklerine gelen bir etek ve hiçbir vücut hattını belli etmeyen hatta kendisine birkaç beden büyük olan bir kazak giymişti. Ailesi daha sonra o saate dışarıda ne işi avrdi diye kızı suçlamıştı. Olay ise saat 12.24 de gerçekleşmişti. Öğle saatlerinde tarlada çalışır iken olmuştu. Daha sonra ise kızın adama devatkaar bir yaklaşımda bulunduğu şeklinde suçlamıştı. Lale ise adamın yüzüne bile bakmamisti. Oturup kalkarken bile dikkat ediyordu. Aile adamda suç aranıyordu. Herşeyi kadı kizlarinda arıyordu ve kızları da o durumda mağdur olan taraftaydi. Onlara göre kızlarının namusu elden gitmişti ve onlar için ya kızı öldüreceklerdi yada evlendireceklerdi. Evlendirecek kişiyi köyden bulmalari durumunda yine namuslarini elden gittiğini ogreneceklerdi. Bütün köy kızın böyle bisi yasadigini duyurmamaliydi. Yaşlı hir amcaya sattı kendi oz kızını. Adam ise bir başkasina. Olan kadına olmuştu yani. Zaten hep öyle olmuyor muydu? Ne olursa olsun kadının başına gelmiyor muydu? Öldürülen de kadınlardı veya kızlardı. Tek suçları ise bu ülkeye pembe renk bir nüfuz cüzdanına sahip olmamizdı. Bunun suç sayilamamliydi. Kadınlar hak etmediği hiçbir şeyi yasamamaliydi. Kadınlar okul yolunda öldürülmemeliydi. Yada birini red etti diye katledilmesi gerekmiyordu. Hiçbir kadın veya kız dışarı çıkar iken yani a aldığı esyalarin arasında bıçak, elektri şok, alarm, biber gazı gibisinden şeyler taşımak yerine ruj gloos allık yada baksa şeyler taşıması gerekmiyor muydu? Hangi ara dünya bu hale gelmişti? Riccardo tekrar kıza baktığında birseylerin ters odugunu anca anlamıştı. Kızın ağzından kanlar geliyordu. BÖLÜM SONU
|
0% |