Yeni Üyelik
9.
Bölüm

8. Bölüm

@yaren_yasar11

Lavinia'nın anlatımıyla.

İlk uyandığımda gözüme vuran beyaz ışık gozerimi yakmisti. Başka tarafa çevirdim bakışlarımı. O sırada bedenimi saran bir çift kolun olduğunu fark etmiştim.

Belime sarili olan kolları bir an korkutmustu. Yan tarafına baktıgimfa uyuyan Riccardo'yu gördüm. Belime sarili kollarının arasında tam elinin içinde birşeyi sıkıca tutuyordu. Boynuma gömdüğü kafasına baktım.

Boynumda ritmik düzenli bir şekilde gelen sıcak nefesi vardı. Cüsseli bir adam olar Riccardo'nun yanında gerçekten ufacık kalmıştım.

Yüzünü inceledim bir süre daha. Daha sonra onu uyandırmak istemeden kollarının arasından kurtulmaya çalıştım. Ama homurtu şeklinde bir ses çıkararak daha sıkı sardı kolları bedenimi.

Kaşlarımı cattim. Nerede oldugum hakkında hiçbir fikrim yoktu ve tam şu anda boynumda uyuyan bu adam beni bırakmıyordu.

Seslenmesi düşündüm ama yoğun bir uykuda olan Riccardo hem uyumuyordu hem de ben ona seslendikce daha fazla sarıyordu bedenimi kolları.

En sonunda gözlerini yavaş yavaş açtı. "Hadi ama Peri kızı bu kadar kıpırdanmak zorunda mıydın?" Diye söylendi İtalyanca bir şekilde. Daha sonra ise ona bakmaya devam ettim.

"Peri kızı?" Diye sordu Riccardo bu sefer de İngilizce bir şekilde. "İyi misin?" Dedi. Kafa salladım.

Odaya baktım bir süre. Annemin o halı hayla gözümun önüne geliyordu bazen. "Neredeyim ben?" Diye sordum Riccardo'ya. Beni knceliyor kafasinda birseyler tartıyor gibiydi.

"Niye yaptın?" Diye sordu bir anda. Kaşlarımı çatarak ona baktım. "BLACK ile bağlantı ne?" Diye sordu.

Duvarda yazan yazı geldi aklıma. Ondan bahsediyordu. Ama benim onun ile alakalı hiçbir bağlantım yoktu.

"Ne bağlantısından bahsediyorsun?" Dedim. Bir süre bana baktı.

"Onun cevabı sende Peri Kızı." Dedi. Ne dediğini anlamıyordum. Zaten algılarımın da yerinde olduğunu düşünmüyordum.

"Riccardo gerçekten ne dediğini anlamıyorum. BLACK diye birini tanımıyorum bile."

İnanmak ister gibi baktı bana. Daha sonra ise kafasininı iki yana salladı ve bana inanmayı seçen tarafından vaz gecti.

"Hain o Riccardo." Dedi İtalyanca bir şekilde. Benim İtalyanca bildiğimi hayla bilmiyordu.

Renk vermesem de ne dediğini cidden anlamamıştım. Riccardo benim nasıl bir hain olduğunu düşündüğünü yada kendisine neden bir hain olduğumu düşündüğünü bilmiyordum. Ona neden biri hain olarak yanında olsun veya hain olarak başka birşey yapsın onu düşünüyordum.

"Anlamıyorum seni Riccardo." Anlamadığım dili değildi. Kelimeleriydi. Cidden ne dedgini anlamiyordum.

Benim neden bir hain olduğunu düşündürecek ne yaptığımı da bilmiyordum.

"Sus." Dedi ve bana sinirli gozler ile baktı. Ne olduğunu anlamamıştım bile. "Konuşma." Dedi.

Kaşlarımı çatarak ona baktım. Ne dediğini bir türlü anlamıyordum. Daha sonra sert bakışlarının altında ezildigimde gözlerini kaçırdım ondan. Ayağımda olan alçıya baktım. Bunun ile yürüyüp yürüyemeyeceğime emin değildim. Ama burda daha fazla duramazdim. Tanımadığım bir evde tanımadığım bir adam ile uyuyarak -ki bu benim isteğim dışında ve benim isteğim sorulmadan olmuştu- sınırları hat safhaya aldar zorlamıştım.

Sağlam olan ayağımı direkt indirdim yere doğru. Diğer ayağıma da elim ile yere indirdim yavaşca.

"Herşey için teşekkür ederim. Ben artık gitsem iyi olur." Dedim. Ruccardo bana baktı ama ben ona bakmadım.

Cidden beni hain olarak mı görüyordu? Öyle bir insan değildim. Ona kendimi inandırmak isterdim. Bunu herşeyden çok isterdim.

Düşüncelerimi biraz sorguladiktan sonra daha önce hiç görmediğim ve bir daha hiç gormeyecegime emin olduğum o adamı kendimi inandırmak için neden uğraşmak istediğimi düşündüm. Ama kendime vereceğim sağlam bir cevabım yoktu.

Ayağa kalktım. "Gerçekten seni bırakacak olduğumu sana düşündüren nedir?" Diye sorunca ona baktım. Anlamadığımı gösterir gibi baktim.

"Anlamadım?" Dedim sorar gibi. Cidden ne sacmaliyordu bu?

"Hiç bilmediğin bir ülkenin içinde yanlız bir şekilde kalmazsın ve yine aynı şekilde duşman olarak gördüğüm birinin cezasini kesmeden bırakmam." Dedi.

"Beni nereye getirdin sen?" Diye sordum. Bana baktı bir süre.

"İtalya'ya." Dedi. Şok içinde baktım ona.

"Neden? Niye yaptın böyle birşey?" Diye sordum. Bomboş gözler ile bana bakıyordu. Omuz silkti.

"Burada yaşıyorum çünkü." Dedi.

"Ben burada mı yaşıyorum Riccardo? Annem kardeşim evim herşeyin orada kaldı benim." Dedim. Bana baktı. Ustumdeb bir an bile ayirmiyordu bakışlarını. Ben sinirlenir iken o daha fazla sakinliğini koruyordu.

"Annen öldü." Dediği anda donup kaldım olduğum yerde.

Benim gözümün önünde olan ölüsü de olsa bunu bir başkasından duymaya pek hazır değildim. Canım hiç yanmadigi kadar yanıyordu.

"Kardeşin kayıp." Dedi bu seferde aynı umursamaz ve canımı yakmaya çalışan bir ses tonuyla. Canımı yakmaya çalıştığının farkındaydım.

Daha sonra ise telefonunu çıkardı. Bir videoyu başlattı. Videoda olan bizim ev cayır cayır yanıyordu.

"Evini ben yakmadim ama evin de yanmış." Dedi ve bana yaklaştı yüzüme dogri eğildi. "Ama ben yakmak çok isterdim." Dedi.

Gözümden bir damla yaş aktı. Gözleri akan yaşı takip etti. Sertçe yutkunduğunu duydum. Bir anlık gözlerine pişmanlık hissi uğrayıp hemen kaybetmeyi başarmıştı.

Yüzümden uzaklaştı. "Hain olan bir kizi da birakmam."

"Ne haininden bahsediyorsun? Hiçbir şey yapmadım." Dedim. Bana baktı bir süre.

"Kes sesini. Yalan söylemeye devam etme bana." Dedi. Kafamı iki yana salladım.

"Ben yalan söylemiyorum." Dedim. Kafasını iki yana salladı yine. Yüzü yüzüme çok yakındı. Nefesi de yüzüme çarpıyordu.

"Yalan söylüyorsun." Dedi.

"Riccardo annemi kaybettim ben. Öldü annem. Ben sana hainlik edeceğim diye annemi kaybetmek mi isteyeyi?"dedim. Kafasını iki yana salladı bir kez daha.

"KES SESİNİ!" diye bağırdı bir anda. Ne olduğunu bile anlamadım. Dodun direkt. Kafamı iki yana salladım

"Ben birşey yapmadım." Dedim bir kez daha. Bir anda daha fazla yaklaştı.

"SANA O SESİNİ KES DEDİM!" diye bağırdı. Korktum sesinden ama ona belli etmedim.

"BANA BAGİRMAYİ KES!" diye bağırdım bu sefer de ben. Bu sefer şok içinde bana bakmaya başlayan oydu. "NEDEN YAPİM BOYLE BİRSEY HİC TANIMADIĞIM BİRİNE? AMACİM NE?" Diye bağırdım bu seferde.

"YILLAR SONRA BABAMİN KATİLİNİN ADİ NİYE SENİN DUVARİNDA YAZILI? TESADÜF MÜ?" Diye bağırdı.

"Ben hiçbir şey yapmadim."

"Sen bana çok şey yaptın." Dedi. Sesi az önce kendisi bagirmiyormus gibi kısım çıkmışti.

Daha sonra odayı terk etti. Bende kırık ayağıma baktım. Ağlayarak uyuya kalmıştım.

​​​​​​​​​​

 

Loading...
0%