Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yaren_yasar11

 

Sıraya kafamı koymuş uyuyordum. Uyumam hocaya batmış olacak ki başıma gelip elinde tuttuğu tahta kalemi sıraya vurdu. "Papatya!" Dedi sert bir sesle. Kulağımda tek taraflı takılı olan kulaklığı çıkardım.

 

Her hafta aynı döngüydü. Önce uyumama laf eder daha sonra bir soru sorar onu bildiğimdeyse yüzündeki maskeyi ve şapkaya laf eder en sonunda ise beni azad ederdi.

 

Artık çok alışmıştım.

 

"Uyumaya mı geldin kızım sen? Bir kere de kafanı kaldırıp şu dersi dinle." Diye kızdı.

 

"Evet hocam uyumaya geldim." Dedim.

 

"Evine yollayalım o zaman kızım seni. Sıra başlarında uyuma. Evde dilediğin kadar uyusun."

 

"Burası daha rahat hocam." Diyerek tekrar kafamı sıraya koydum.

 

"Kaldır kafanı." Dedi. "Ben senin kadar saygısız bir kız görmedim. Okula geliş amacın ne?"

 

"Hocam her seferinde aynı bir şeyleri söylemekten bıkmadınız mı? Ben duymaktan gerçekten bıktım çünkü."

 

"Uyuduğuna göre dersimi biliyorsundur. Kalk kalk hadi kavramları açıkla." Dedi. Tahtaya bir göz attım. Daha hiçbirini açıklamadığına adım kadar emindim.

 

Sırf beni rahat bırakması için tahtaya çiktim.

 

"Hepsini mi?" Diye sordum hocanın elindeki tahta kalemini alırken.

 

"Tamam yazmana gerek yok. Açıkla sadece." Dedi. Kafa salladım.

 

"DNA canlılardaki genetik bilgiyi taşıyan çift iplikli yapıdır." Diye başladım. "Gen dna'da kalıtsal bilgi taşıyan birimlere denir." Diye bir sonrakine geçtim. "Genom bir canlıdaki genlerin tamamına denir." Dedim. "Kromatin iplik ökaryot hücrelerin çekirdeğinin içerisinde yer alan ip yumağı şeklinde görülen DNA ve histon proteinlerinden oluşan yapıdır." Bir alta geçtim hemen. "Kromozom hücre bölüneceği zaman kromatin iplikleri kısalır kalınlaşır. Bu oluşan yapıya kromozom denir."

 

(Biyoloji de öğretiyom hadi iyisiniz. Bu kitaplara boş diyen hocalar utanır mi? Ama durun daha neler öğreticem ben size. Gitar çalmayı, piyano, davul ve daha neler neler🤭)

 

"Tamam Papatya bu kadar yeterli." Dedi hoca.

 

"Her uyuyan tembel değildir hocam. Tıpkı her dersi dinleyenin çalışkan olmadığı gibi. Artık algıyı kapatmalıyız bence." Diyerek yerime oturup kafamı tekrar sırama geçtim.

 

"Papatya madem bu kadar özgüvenin var ne diye okulda maske ve şapkalı ile kendini gizliyorsun? Yada o maske ve şapkalı ne zaman çıkaracasın?" Dedi.

 

"Siz ne zaman egonuzu benim zedelememe katlanıp her seferinde beni özgüven denen o kavram ile vurmaktan vaz geçince bende şapka ve maskemden vaz geçeceğim." Dedim ve gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım tekrardan. Hocanın yüzüne bir krz bile bakmadan yapmıştım bunu.

 

Okul umurmada değildi. Amacım zaten okuldan atılmaktı. O yüzden de buradan nefret ediyordum ve her bokta adımın gecmesine rağmen okuldan atmiyorlardı.

 

Benim fen lisesinde bir isim yoktu ki ben şarkıcı olmak istiyordum.

 

Niye burda olduğuma gelirsek annem ve babamın baskısı yüzünden su anda 12. Sınıf bir fen lisesi öğrencisiydim. Okul seçimlerini bile ben yapmamış hepsini babam yapmıştı.

 

Üzgünüm baba ama senin kizin sanatçı olma yolunda.

 

Ona göre herşey güzel bir okuldan mezun olmaktı. Benim hayallerimin bir önemi yoktu.

 

Okulda maske takmamin iki gercerli nedeni vardı.

 

1- Yüzümde bir iz vardı ve bunu saklamak istiyordum.

 

2- Şu anda bu okulda kimse benim her zaman gittiği bir barda şarkı söylediğini bilmiyordu.

 

Okuldaki herkesin bayılarak gittiği bir eglence mekanında şarkı söylüyordum. Bunu onların bilmesini istememe sebebim ise gerçek yüzlerini çok rahat bir sekilde gormemdi.

 

Bu okulda kimin cebi daha çok dolu ise saygı kazanıyordu. Bu kuraldan nefret etsem de durum buydu.

 

Babama bir kere daha lanet okuyarak uyumaya devam ettim.

 

Ne kadar uyuduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kafamı kaldırdığımda sınıfın bomboş olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle herkes beden eğitimi dersine çıkmıştı. Ayağa kalkıp üzerimi başımı düzenledim. Aşağıya inmek istemiyordum. Lavaboya gidip kantime uğramak daha iyi bir fikirdi şimdilik. Ayağa kalkıp lavaboya doğru yürümeye başladım. Ellimi yüzümü yıkarken kabinlerden birine gelen sesle dikkat kesildim.

 

"O kıza bulaşmak aptallık. Kartal'ın kız koruduğunu farkında değil misin?" Diye sordu bir kız.

 

"Ya ne alaka o kız Kartal ile. Kızın yüzünü biz bile görmemistir." Dedi bir erkek sesi.

 

"Kızın yüzünü görmeden seviyor." Dedi kız. Kız anlamadığım bir şekilde nefes nefese konuşuyordu. "Herkes senin gibi guzelige düşkün değil." Dedi.

 

"Bak sen." Dediği anda kızdan haz dolu bir inilti duyuldu. "Senin de hoşuna gidiyor sanki?" Dedi içerdeki erkek her kimse.

 

"Kartal mevzusunu konussayd-" dedi kız ama gerisini getiremedi.

 

"Sevişirken konuşmayı sevmem." Dedi adam ve inilti sesi geldi bir kez daha kizdan.

 

"HÖST DEDİK!" diye bağırdım. Anında sesleri kesildi. Yüzümdeki maskeden dolayı sesim boğumlu çıkıyordu. "Böldüm gençler ksuura bakmayın ama siktir gidin da artık." Dedim. Bir süre sonra ikiside yüzü ruh gibi çıktı lavabodan.

 

"S-sen ne zamandir ordasin?" Dedi kız.

 

"Kaçıncı turda olduğunuzu bilmiyorum. Sevismeye başlamadan hemen önce geldim." Dedim.

 

"Birinin ağzından tek kelime duyarsam." Dedi erkek olan. Elini havaya kaldirdigi anda durdu. Kapının olduğu tarafa baktı ve elini anında indirdi.

 

"Kartal." Dedi kısık bir sesle. O tarafa dönüp bakma ihtiyacı duydum . Dönüp baktığımda ise adama ateş saçan bir gözle ve elinde yoyo olan sırtında ise gitar çantası olan biri duruyordu. Umursamadan ellerimi yıkadım.

 

"Elini kaldırdın." Dedi girtlaktan gelen bir ses ile kapıda adının Kartal olduğunu öğrendiğim kişiye.

 

"Yok." Dedi erkek öğrenci. Sesi korku dolu çıkmıştı. Ben ise ikisine de umurunda bile olmadı.

 

Kendim kavga etmediğim sürece kimse sikimde değildi.

 

Kapıda zırh gibi duran Kartal' a baktım. Boyu baya uzundu. Ve ben kısa bir kızdım. 1.65 falan boya sahipdim zaten. Kartal'ın yanında cüce kalıyordum resmen.

 

(Hem uzun mu olacak kız karakterler? 1.50 yapasim vardi ama Kartal'ın yanında iyice cüce olsun istemedim.)

 

Daha sonra ise tam arkamdan olan çocuğa döndüm. Kolunu tutup çevirdim ve beline yerleştirdim. Dizlerine de tekmeyi yapistirip diz çökmesini sağladım.

 

"Az önce kızın koynunda iken hazdan fazla inledin sen." Dedim saçını tutup geriye doğru çektim başını. "Biraz da açıdan inle." Dedim. Yüzünü yüzüme yaklaştırdım. "Bana el kaldırır iken ne düşündün?" Diye sordum tehdit dolu bir ses ile. Çocuk bir bana bir Kartal'a korku ile bakıyordu. "Sakın." Dedim kısık sesle. Hatta sesim fısıltı ile çıkıyordu. "Sakın bir daha bana el kaldırma. Bir kere daha el kaldırma durumunda bu kadar sakin olmam." Dedim ve kolunu bir kere daha büktüm.

 

"Tamam." Dedi çocuk acı içinde. "Tamam yemin ederim sana yaklaşmayacagım bile." Dedi.

 

"Bende öyle düşünmüştüm." Dedim ve bıraktım çocuğu sertçe. Kartal bana bakıyordu. Şaşırmış gibiydi. Kapıdan geçecek iken kolumdan tuttu. Kolumdaki eline baktim.

 

"En alt katta fotoğraf çekimi için bekliyorlar. E okul." Dedi. Göz devirerek kafa salladım. Kolumu birakmayinca kolunu ittim.

 

"Sağ ol." Dedim sadece ve hzilica merdivenlere yöneldim. Müdürün odasına gittim. Kapıyı çaldığım anda müdürün komutu ile girdim içeri.

 

"Papatya." Dedi müdür bana bakarak. "Birşey mi oldu kızım?" Dedi. Babamın parası için yavşaklik eden bir başka insan dahaydi. Maske ve şapka da bana o yüzden yasak değildi.

 

"Fotoğraf çekimi varmış." Dedim.

 

"Sen her zamanki gibi. En son. Kimse görmeden çekip gideceksin kızım." Dedi sahte bir gülümseme ile. Kafa salladım direkt ve geri çıktım.

 

Okumak için bir kitap aldım ve kantinden de ve kahve aldım. Alt kata inip bekledim herkesin fotoğraf çekmesini. Daha sonra ise fotoğrafleri çeken kişinin Kartal olduğunu fark ettim.

 

Ne alakaydi şimdi? Öğrenciler ne zamandır fotoğraf çekiyorlardı?

 

Daha sonra ise kitabıma geri döndüm. Salakça bir sebep şu anda kitabım ile benim aramı bozamazdi.

 

Ölüler Konuşamaz okuyordum. Ve baya da hoşuma gitmeye başlamıştı.

 

(Arkadaşlar elimden geldiğince ölüler Konusamaz kitabı için spoi vermemeye çalışırım.)

 

Wattpad kitaplarını seviyordum. Aynı zamanda klasik kitaplar da okuyabiliyordum. Ama favorim her zaman Wattpadi.

 

Herkes bitene kadar Kitabimi okumaya ve Selim gibi bir kardeş diledim. Gerçekten bunu çok seviyordum.

 

(Bide hazır kitap konularina gelmiş iken kendi yazdiginiz kitapları sizin izniniz ile burada kulanmak isterim. Bana Instagramdan söyleye bilirsiniz. Kitabınız hakkında da sizin istediğiniz bilgiyi veririm. Ve şu ki ilerdeki bölümlerde bana sağlam bir +18 kitap lazım. Bildiğiniz varsa soylersinizz.

 

 

Instagram: yaren_yasar11)

 

Bana sıra gidiginde ayağa kalkıp tam beyaz perdenin olduğu yere geçtim. Kartal'ın beni tanımaması için dua ettim içimden. Okula yayılır ise anne ve babamın kulağına da gidebilirdi bir yerde şarkı söylediğim.

 

Maske ve sapkami zorunlu olarak çıkardım. Kahküllerim yüzüme dökülmüştü zaten. Yüzümün yin çoğunluğu kapanmıştı. Kartal bana bakarak durdu bir an.

 

"Çekecek misin?" Diye sordum bir dakika kadar geçtiği halde hiçbir tepki vermediği için. En sonunda kendine gelerek fotoğrafimi çekti ve ben geri maskemi taktım. Daha sonra ise tam kapıdan çıkarı iken arkamdan Kartal'ın birşeyler dedgini duydum.

 

"Leydim." Dedi. Arkamdan gelip omuzuma dokundu. Kulağıma yaklaşarak "O maskeyi bugun ilk defa çıkardın karşımda. Ve emin ol ki bir daha çıkarmak için canımı bile vereceğim. O güzel yüzünü tekrar görebilmek için." Diyerek kafasını yana eğdi. "2 Ekim bugün ve benim doğum günüm. Hayatımdaki en güzel hediyeyi verdiğin için teşekkür ederim leydim."

 

 

 

 

Loading...
0%