Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm

@yarenbay30

1.Bölüm: Tanıdığım Yabancı

"Hazırım geliyorum, Semoş." diye seslendim balkondan aşağıya hergün aynı tonlama ile herkese duyurdugum cümlemi. Burası site değil mahalleydi ve bizim mahallemizde iletişim böyle kuruluyordu.Aceleyle içeri girip koltuğun üzerindeki ceketim ve çantamı alarak

" Çıkıyorum ben!" diye haykırdım.

 

" Birşey yemeden nereye gidiyorsun ,miden ağrır Umay" diye söylenerek peşime geldi annem. Ayakkabılarımı giyinip doğruldum

 

"Birseyler atıstırırım ben ,hadi görüşürüz"deyip merdivenlerden son hız inerken annemi arkamdan homurdandıgını duyuyordum. Aşağı doğru ikişer üçer iniyordum.

 

2 kat inmemin sonunda asansörün olmamasına bir kez daha lanet edecektim ki 100 kiloluk ev sahibinin bile açamadığı ,demir apartman kapısıyla karşı karşıya geldim.Her sabah olduğu gibi yine aynı klişeyi yapıp omzundaki çantayı bir kenara bıraktım. kabir bütün oldup hergun beni beklemekten helak olan canım arkadaşım semaya ,seslendim;

 

" Sema,aramızdaki tek engel bu kapı ,taktik belli sen oradan it ,ben burdan çekeyim tamam mı?" derken bir yandanda kapıyı var gücümle çekmeye başlamıştım.

 

"Yeter artıkın yaa bizim yöneticiyle konusup Allah rızası için para toplatıp yaptıracağım bu kapıyı." dedi çırpınan Sema.

 

" Vallaha mı? Büyük sevaba girersin sema ,lafta kalmasın lütfen bunu bir düşün derim." dedim kapının yapılması hayali ile bir an duraksarken semanın çığlığı ile kendime geldim.

 

"Umay niye bırakıyorsun kızım kapıyı, çeksene?" bir an bıraktığım kapı kulpunu tekrar tutup çekmeye başladım kapının yavaşça aralandıgını görünce

 

" Barana kavuşacakmıs gibi it kapıyı,açılıyor. "diye bağırdım

 

"Ay duydu,bu sefer herkes duydu ."

Kırdığım potun farkına varıp sustum. Baran, eski ama ilelebet gönüllerde var olacak eniştem.

Son bir gayretle çabalarımız sonuç vermiş olacak ki kapıda saçı başı birbirine girmiş derin derin nefes alan bir adet semoşla karşılaştım.

Çantamı merdivenden alıp dısarı çıktım.

 

" Büyük şehir itfaiyesiyle sırf bu kapı için anlaşma yapsak yeridir "dedi önden önden yürüyüp bir yandanda düzleştirdigi saçlarını düzeltirken bende arkasından ona söylemekle mesguldüm.

 

"Lan hani para topluyordun ,yaptıracaktın kapıyı hain!"

 

******

20 dk bir otobüs yolculuğu sonucu hastanede kadın hastalıkları servisindeki sekreterliğime ilerledi.

 

"Günaydın"diye seslendim Özlem ablaya fakat o önünde kavimler göçü de bile bu kadar insan olmayan hastalara ,kayıt yapmakla meşgul olduğundan beni duymamıştı.Üzerime tıbbı sekreterlik staj öğrencisi yazan beyaz önlüğü giyip boş bilgisayara oturdum.

 

"42 numara"diye kalabalığa seslenen Özlem abla beni farketmiş olacak ki

 

" Günaydın kuzum " deyip işine döndü.Hafif bir tebessümle karşılık verip hastalara sıra almaya basladım.

 

"Buyrun" diyerek sıradaki hastayı aldım.Altmıslarında bir adam ve yanında da ondan biraz daha yaşlı bir teyze vardı.Bilgisayar ekranına bakıp doldurulması gereken yerleri sorarak doldururken amca birden;

 

" Yanlış anlaşılma olmasın hasta ben değilim,aman diyeyim" diyerek yanındaki teyzeyi gösterdi. Tepkisine gülümseyip, ekrana bakarak

 

"Hastada gebelik var mı?" diye sordum.

 

"Kızım, buda soru mu şimdi 1949 lu kadının gebelik halimi kalmış ,tövbe estağfurullah" deyip etrafına bakındı .Aniden gelen gülme isteğimi bastırıp işlemi yaptım.

 

"Tamamdır, soldaki ekranı takip edin lütfen"

 

Yoğun bir sabahın ardından öğle paydosuna 30 dakika kala hastaları bitirmiştim.Önüme konan türk kahvesiyle gözümü bilgisayardan ayırdım ve kahveyi getiren özlem ablaya baktım

" Teşekkür ederim ,abla" deyip kahveyi önüme çektim.

 

"Ne demek kuzum,afiyet olsun.Çok yorulduk.Keyif yapmak bizimde hakkımız."dedi.Sandalyesini benim yanıma çekip,oturdu. Kahvesinden bir yudum almıştı ki içeri daha iki haftadır tanıdığım Elif abla girdi.Elif abla tüm hastaneyi enerjisiyle kendine sevdirmiş , hiç yerinde duramayan ,otuzlarında,minyon bir kadındı.

 

"Kız, özlem bana hiç kahve getirmedin böyle,yazıklar olsun,akşama kadar sürünüyorum buralarda" dedi tatlı bir sitemle

 

" Hayatım durmuyosun ki yerinde sanada kahve getireyim neyse bir daha ki sefere de sana getiririm" dedi Özlem abla bana göz kırparak

 

"İyi madem şimdilik affettim.Kapatın fincanınızıda bakayım haliniz ne" dedi bilgisayar masasının üzerine oturup,yere değmeyen ayaklarını sallayarak.

 

" Aaa yok ben hiç almayayım.Dediklerin çıkıyor.Sonrada bu iş başıma ne zaman gelecek diye düşünmekten kafa patlatıyorum akşama kadar"

 

" Umay sana bakayım dur ,gençsin sen vardır sende birşeyler." itiraz etmeme aldırmayıp bitmiş olan ama elimde öylece duran kahve fincanım bir çırpıda alıp kapattı. Başımda birkaç tur döndürdü. Hiç sevmezdim böyle şeyleri, huzursuz olurdum. Ortamında da durmazdım.

Belli bir süre sonra soğuduğundan emin olduğu fincanı kaldırıp incelemeye başladı.Özlem ablayla birbirimize bakarken,

 

"Büyük bir gürültü var burda, sana çizilen kaderi değiştirecek türden. Bir yola giriyorsun .Tanıdıgın ,tanımadığın herkezide peşine çekiyosun yani bu işin sonucu herkezi etkiliyor."duraksadı. Bende bittiğini sanıp ayağı kalkacakken.

 

" Sevgilin,sevdiğin biri var mı?" Diye sordu.Her ne kadar istesemde olmamıstı hayatımda ,güvenemiyorum kimseye, şimdide yoktu.

 

" Birde, bir adam var burada kim olduğunu biliyorsun ama tanımıyorsun. Bu adamı istegı dışında bağlamıssın kendine ama çok tehlikeli biri...işler istediğin gibi gitmeyecek " dedi kahveyi fincanı kapatıp

 

" Birşey daha çıktığın yolun sonunu göremiyorum. Küçük bir tavsiye, her ne yapacaksan sakın yapma " dedikleri uçuk gelsede tüylerim diken diken olmuştu. Gözlerimi kaçırıp sıra almaya gelen hastayla ilgilenirken ,Elif abla kolidorun sonunda gözden kaybolmuştu bile...

 

******

 

Bir günün daha sonuna gelmiş mahalleye giriş yapmıştım .İki sokak ötedeki evime doğru yürüyordum. Elif ablanın dedikleri gün boyu beynimi tırmalamıstı.Düşünmemeye çalışarak etrafına bakındım.

Ekim ayının sonlarında olmamızın etkisiyle hava erkenden kararıyordu. Akşam ezanı okunmuş sokak lambaları tek tük yanıyordu.

Dükkanlar, fırınlar, bakkalar kepengi çekmeye başlamışlardı.

Bunun tam zıttı olarak kahvehaneler ve sokak başları her türden insanla dolmusmustu bile...

Şuanda geçmekte olduğum ıssız sokak geceleri tekin olmamakla birlikte ,illegal bazı işlerinde döndüğünü tahmin etmek zor değildi.

 

Örneğin,şuan yanından geçmekte oldugum çocuk parkında, köşeye kıstırılıp boğazına bıçak dayanmış olan orta yaşlı adamı ,bir başkası olsa görmemezlikten gelebilirdi faka-

 

Neeee!

 

Görüntünün zorda olsa beynime ulaşmasıyla , ne düşündüğümü idrak yeteneğim kendini belli etmiş olacak ki hemen arkamda ki parka döndürdüm bedenimi. 3 kişiydiler ve karşılarında ki adama gelişi güzel tehditler yağdırıyorlardı . Bana arkaları dönük olduklarından dolayı beni farketmemislerdi. Tutamamış olduğum şom ağzımı açmış olan ben yanlarındaki cane corsa cinsi köpeğin ,beni farkedip havlamasıyla gözlerin bana döndüğünü söylemismiydim!?

 

Loading...
0%