@yarenbay30
|
2.Bölüm : Herşeyin Başlangıcı
Bana bakmaya devam ederlerken bedenimi saran panik dalgasıyla elim ayağım birbirine girmişti.Köpeğin peş peşe havlamaları beni dahada gererken,geriye doğru istemsiz iki adım atmıştım. Öteki ikisine göre uzun boylu ve sert görünümlü adam parmağıyla beni işaret etti.
" Sen, tek bir adım atma.Dur orada!" Sıkıstırdıkları adamı ,yanındaki tahminen 20 lerindeki gençlere teslim etti.Elinde sallaya sallaya geldiği kehribar rengi tesbihiyle yanıma ulaştı. Etrafına bir tur bakıp kimsenin olmadığından emin olunca nerden çıkardığını bilmediğim çakısını belime tuttu. Bıçak mıydı o?
" Sakın sesini çıkarma, kullanmaktan çekinmem"diyerek parkın içine çekti beni.
" Kimsin sen,ne işin var burda?" dedi.
Belimdeki bıçağın, boynuma çıkarmasıyla nefes alışverişim hızlandı.Kaçmayı düşünsemde yanımda gözlerini dikmiş köpekten çok fazla uzaklasabilicegimi düşünmüyordum.
"Sana diyorum kızım ,konuşsana?" dedi sesi biraz daha yükselirken.
Allahın cezası sokakta, bizden başka kimse yoktu ve sokaktan kimse geçmiyordu. Hala bir cevap vermemin üzerine ,tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki, parkın hemen yanındaki ara sokağı bir motor sesi inletti. Bakışlarımız oraya dönerken motordan bir adam indi. Kaskını çıkardı. Her ne kadar karanlıktan yüzünü tam seçilmesemde yaklaştıkça görüntüsü netleşti. Esmer , uzun boylu, cehennemdeki zebanileri bile işinden edebilecek cinste bir adamdı.Kaşları çatık bir sekilde bize ilerliyordu.Yanımıza geldiğinde
" Gökhan! " dedi etrafına bakınarak
"Adam nerede?"
Beni sıkıştıran ,isminin Gökhan olduğunu öğrendiğim adama kaydı bakışlarım.Gözleriyle beni işaret etti.Henüz beni farketmeyen adam omzunun üzerinden bana döndü. Bu , bu adamı görmüştüm.
' " O Baran olacak herif nasıl başka kızlarla gezermiş görecek" karanlık sokakta çıldırmış gibi olan Semanın peşine koştururken
" Bir dinle beni yanlış anlaşılma vardır. Kuzenidir, kardeşidir belki kız ,fevri davranma." dedim.
" Benim eniştem yapmaz"
Elinde törpüsüyle enistemi öldürmeye giden sema bir anda durunca hızımı alamayıp ona çarptım.Hiç bir şey olmamış gibi bana dönüp,törpüsünü yüzüme doğru salladı.
" Biraz daha eniştem dersen önce senden başlarım"
Elimle ağzıma fermuar işareti yaptım ve onu takip ettim.Baran eniştemin oto yıkamasının önüne gelince Sema içeri bir hışımla dalarken yine aynı hızla dışarı çıkması bir oldu.
" Suçunu biliyorya ben gelmeden kaçtı kesin ,yok burda " bir sinirle. " O yoksa arabası var " deyip oto yıkamada duran, BMW ix3 diye tahmin ettiğim arabanın yanına gidip, törpüsüyle güzelim araca eziyet etmeye başlamıştı.
" Deli misin, divane misin dursana bir gören olacak" demeye sıra kalmadan sessiz sokakta duyduğumuz ayak sesleri Semayı harekete geçirmişti.Arabayı çizmeyi bırakıp kolumdan tuttu. Kendiyle beraber beni ,yanmayan bir elektrik direğinin arkasına sürükledi.
Arabanın yanına Baran eniştemin gelmesini beklerken esmer,uzun boylu, elinde motor kaskı olan bir adam yaklaştı. Arabayı inceleyip
" Kim yaptı lan bunu" diye sağa sola bakarak adımlarken, birden bir kenardan izleyen bana döndü. Beni o karanlıkta seçip seçemediğini bilmesemde şuan ben ona ,o bana bakıyordu.
" Yanlış arabayı çizmişim Umay .Yürü gidiyoruz " arkamda beni dürterek, korkuyla fısıldayan Sema, kolumdan tutup beni de peşine sürüklemişti.'
Hatırladığım anıyla 1000 woltluk elektrik tüm vücuduma yayılmış gibi,titrek gözlerle o adama baktım. O da bana gözlerini kısmış ,bir yerden çıkaracak gibi baktı ama hatırlamamış olacak ki Gökhan denilen adama
"Ne zamandan beri çoluğu çocuğu sıkıştırır oldun Gökhan?" dedi kalın sesiyle
"Yok olum ne sıkıştırması,bizi izlerken yakaladım." dedi beni göstererek
" Ne gördü ,ne duydu öğreneceğim. Ağzını açıp iki kelime ederse tabi.." dedi bıçağın boynuma biraz daha bastırıp, soğukluğunu hissettirirken.
"Senimi beklicez akşama kadar, dilini mi yuttun?"
Dil yutmak mı? Çok mantıklı,tek kurtuluşum bu olabilirdi. Belki de oyunculugumu konuşturma zamanı gelmisti. Karar vermiştim konusamıyomus gibi davranacaktım.İkisinin de bakışları üzerimdeyken ellerimle bildiğim bir kaç işaret dili yaptım.Basta boş boş baksalarda, ismini bilmediğim adam bakışlarını benden alıp gökhana
" Uğraştığın işlere bak lan.İşi gücü bıraktın iki laf edemeyen çocuktan cevap mı bekliyorsun" iki laf edemeyen? Çocuk?
" Ne belli konuşamadığı Doğan ,ya bizim onu bırakmamız için bu ayaklara yatıyorsa..."
Doğan denilen adam bana bakmayı sürdürürken
" Bence bu kız çocuğu ne bizi kandırabileceğini düşünecek kadar saf ne de bunu göze alacak kadarda aptal değildir."
Kuyu gibi zifir karası kocaman gözlerini açabilecekmiş gibi daha çok açıp,yüzündeki pis gülüşle bana bakmayı sürdürdü.Boynumda ki bıçağın varlığı bedenimle kesilmisken rahatladım. Önüme tutulan telefonla Gökhan denilen adama anlamaz bakışlar atarken
" İsmini ve soyismini yaz!"
Araştıracaklardı. Yalanım ortaya çıkarsa bana ne tür fantaziler uygularlardı dusunmek dahi istemiyordum.Düşün Umay ,düşün.Beynim, korkudan kaybettiği işlevi tekrar kazanırken, ev sahibimizin kızı Dilay geldi aklıma. Yakın zamanda geçirdiği kazanın şokuyla konuşamıyordu.Neyse ki geçiciydi.
" Konusamamanın yanında bide sağır mısın sen?"
Bakışlarının ağırlığı altında telefonu elime aldım. 'Dilay Altun' yazdım. Yazdığım an telefon elimden çekildi.Gökhan yüzüme dahi bakmadan, köpeğinide alarak yanımızdan uzaklaştı. Derin bir nefes verip Doğan denilen adamı es geçip parktan çıkacaktım ki arkamdan
" Seni gözüm hiç tutmadı Dilay Altun." Duraksadı ve alaycı bir kıkırtıyla
"Dilay? Tabi ismin gerçekten Dilay ise...!"
Lanet ortamı koşar adım terk ederken tedirginlik içindeydim. Arkama baka baka uzaklasıyordum.Beni bulacaklardı.Bulmaklada kalmayacaklardı.Elimi çantamın içine atıp biraz kurcaladıktan sonra bulduğum telefonumla rehberdeki ilk kişiye bastım. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonla
"Umay bir helva kavurmuşum varya,mis gibi oldu. Ama şeye karar veremedim yaa Fındıklı mı ,fıstıklı mı olsa ?" yok artık ,içinemi doğmuştu öleceğim
" Eğer bu işten kurtulamazsam, ' helvam fındıklı olsun' diye verdiğim vasiyet üzerine tüm mahalleli bensiz oturup yiyeceksiniz zaten.Bu kadar acele etme."
" Daha iki hafta oldu sen çalısmaya başlayalı. Hemen sıkıldın mı işten?"
"Konumuz iş değil,bırak şimdi onu. Antartikaya uçak kalkıyo mu onu söyle bana?"
*******
" Antartikaya uçak nasıl kalkmaz, Marsta mı bu ki kıtadan saymıyorlar."
Odamda yatağıma semayla bağdaş kurmuş helvamı yiyordum.Bir yandan da Semaya anlattıklarımla yüzünün renkten renge girmesini izliyordum. Durum değerlendirmesi yapıyorduk. Ama bir çözüm bulamıyorduk.
" Hayır yani o kadar ülkeye kaçmak varken neden Antartika?"
" Bunlar zebani cehenneme gitsem bulurlar beni. Antartika soğuktur gelemezler oraya. " dediklerime göz deviren sema
" Bende ,her seferinde belki mantıklı bir cevap verir diye soruyorum ama sonu hep mi hüsran olur yaa! "
Diye bana sitem ederken annemin odamın kapısını operasyon yaparmışcasına hızlı bir şekilde açmasıyla ona döndük.
"Umay, kapıda birisi seni soruyor gel çabuk" semayla ayaklanırken elimde ki helva yerle buluşmustu bile...
|
0% |