Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5. Bölüm

@yarenbay30

5. Bölüm: Beklenmeyen Olay

 

Yerimde öylece dururken zaman kavramını yitirmiş,düşüncelerimle boğuşuyordum. Göz temasını kesmek için cesarette bulunamıyordum.

Saçma sapan bir neden için günlerdir, huzursuzdum.

Hayır yani gördüysem görmüştüm. Memlekette bu tür olaylara bir tek ben şahitlik etmiyordum.Belki bir anlaşmazlık geçmişti aralarında.Bu da gayet normaldi.Adamı öldürmemişlerdi ya...

Böyle basit bir olay için bu kadar korkutulmaya anlam veremiyordum.Tabi benim aksime onlar beni arayıp bulma zahmetine girdiklerine göre bu olayı hiç de basit görmüyorlardı.

Derken o tarafa dalmış gözlerim karşı tarafın hareketlenmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp kendime geldim.

Elini yavaşça cebine atıp sigara kutusunu çıkardı.İçinden bir tane çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi.Daha sonra çakmak yardımıyla sigarayı ateşledi.Çevresine şöyle bir göz gezdirip gözlerini tekrar bana dikti.

Beklenmedik bir şey yaptı.

Bana doğru seri adımlarla gelmeye başladı.Bunu gerçekten beklemiyordum.O kadar ki farketmeden birkaç adım gerilemiştim.

Tam babama seslenmek adına bağıracakken, birisi benden önce davranmıştı.

 

" Doğan!"

 

Boğazıma bıçak dayayan Gökhandı bu.Sokağa koşar adım girerken Doğanın peşine doğru koşturuyordu.

Fakat Doğan hiç oralı bile olmadan bana yürümeye devam etti.

Manyakmıydı bu herif ?

Yanıma gelip de ne yapacaktı. Geçen seferin aksine ıssız bir yerde değildim.

Ha tabi susmam için boğazıma dayanmış bıçakta yoktu.Bunun cesaretiyle de sessiz kalmaz ,bağırırdım.

Gökhan, Doğanın yanına gelip önünde durdu.Kafa hareketlerinden birşeyler söylediğini anlamak zor değildi.Birkaç bir şey geveleyip arkasına benim olduğum tarafa baktı.

 

Beni gördüğüne şaşırmamış gibiydi. Tekrar Doğana dönüp son bir şey deyip eliyle omzuna hafif dokundu.Sonrasında geldiği yoldan aynı tempoyla uzaklaşmaya başladı.

O hala yerinde durmuşken sigarasından son derin bir nefes alıp yere attı.Kısa bir bakış attı iki adım gerileyip arkasına döndü. Hala gözden kaybolmamış olan Gökhan'ın peşine takıldı.

Yavaş yavaş uzaklaşırken rahatlamak adına elimi kalbimin üzerine koydum.Diğer elimde hala tutmakta olduğum kutuyu göz gezdirip gelişi güzel bir kenara attım. Gittiklerinden emin olmak için şöyle bir baktım sonra apartmanın içine girdim.

 

"... Umay diyorum sana.Ses versene kız"

 

Diye katımızdan aşağıya, apartmanı inleten annemle yüzümü merdivenlerden yukarı, üst kata çevirdim.

 

" Buradayım burda"

Küçük bir sessizlikten sonra

 

" Ne dikiliyosun aşağıda,gelsene eve"

diyerek karşılık verdi.

Azrail kapıma dayanmış, can çekişiyorum.Gördüğüm şu muameleye bak.

 

" Canım anam, keyfimden dikiliyorum inanırmısın."

 

******

Ertesi sabah ,dünün stresi ve yorgunluğuyla öğleye kadar deliksiz uyumuştum.Bana kalsa gün boyu yataktan çıkmazdım fakat annemin yüksek sesli konuşması ve arada attığı kahkahalar sonucu uyanmıştım.Yataktan ayaklanırken elimi yüzümü yıkadım.Pijamalarımı çıkarmadan banyodan çıktım.Bir yandan da konuşmalarada kulak kesildim.

 

"Ayy , Fatma nişanda yanımızda beliren bir kadın vardı ya hani, hı hı selam veren ,tanıyamamıştık hani, şu balon balığına benzettiğin"

 

"Kim çıksa beğenirsin? Ayfermiş kız o."

"Hangi Ayfer olacak, gelinin annesi.Potoks denen zıkkımını yaptırmış kendine.Buldu zengin damadı, sömürüyor, görgüsüz. Hayır yani kuaförün yerini bilmezdi, güzellik salonunun yerini nerden öğrendi hayret."

Diye telefonda, üst katta ki Fatma ablayla konuşuyordu. Salona doğru yürüdüm. Babam işe,kız kardeşim ise okul için çoktan çıkmıştı. Annem kahvaltısını etmiş masaya oturmuş konuşurken aynı zamanda dedikodu yapıyordu.

Her olay sonunu değerlendirdiklerinden bu olağan bir durumdu.Görmemezlikten gelip masaya oturdum.Çatalı elime alıp birşeyler atıştırmaya başladım.

 

"Fatma ,kızı bile tanımadı nişanda onu.Tabiii. 'Annem nerede, gelmedi mi?' diye geziniyordu zavallı. Sonra takı takılırken annesi babası istendi ortaya da ,orada tanıdı annesini."

 

" Allah korusun ölse ,devletin resmi evrakların da fotoğrafı yok.Devlet tanımaz ki bunu.Mültecidir diye ülke dışarı edilir."

 

" Kız ,ne bileyim kocası nereden tanıdı? Onu da ara, Ayfere sor."

 

Kahkaha attı. Şuan tüm mahallelinin sesten dolayı cama çıkıp bizim evi dinlediğine emindim. Baygın bakışlarla kahvaltı ederken, kapı çaldı. Annem konuşmaya dalmışken bu işin bana kaldığını anlamıştım. Uyuşuk bir şekilde ayaklandım.Zil durmaksızın çalınıyordu. Kapıya varıp,hızla sonuna kadar açtım.

 

Elinde kulağına tuttuğu telefonuyla Fatma ablaydı bu.Şaşırmışmıydım. Hayır.Biran boş bulunup tam kapı eşiğine adım attığı an,suratına kapıyı geri kapattım.Sonrada ne yaptığımı idrak edip kapıyı yavaşça araladım

 

Eli belinde sinirli bir suratla bana bakıyordu.

Masum bir şekilde gülümsedim.

" Cereyan yaptı sanırım" dedim.

" Bilirim ben o cereyanları."

Diye hafif bir iğneleme ile manalı şekilde konuştu. Geçmesi için kapı önünden çekildim.Bunu bekliyormuş gibi hızla içeri girdi.

Annemin' hoşgeldin' lafını duydum.Bende peşinden salona masaya geri döndüm. O da hemen karşımda,annemin çaprazında yerini aldı.

 

" Bırak şimdi onuda.Bak ne söylicem sana.Damadın kuzeni, Kaderin oğlu da Almanyadan gelmiş."

 

" Onun oğlumu varmış bide.Kim ki o?"

 

Dedi annem ilk defa bir konudan eksik kalmış annem masum köylü gibi denilen dikkat kesilmişti.Yaş ilerledikçe eski hızlı temposunu yitiriyordu.

 

" Var tabi. Çocuğun araba galerisiyle, ileride cadde başında da oto yıkaması var.Bir bu kadar da Almanyada varmış.Kuzeni Baran da bizim şu aşağıda ki cadde üzerindeki oto yıkamayı işletiyor . Neyse işte çocuk sık sık geliyordu buraya zaten.Artık temelli dönmüş."

 

" Nişana da geldi. Böyle boylu poslu,esmer, beyaz gömlekli, dövmeli olan.Gökhan'ın yanındaydı hatta."

 

Diye heyecanlı heyecanlı anlatıyordu Fatma abla.Ağzıma bir lokma ekmek koydum.Birden bana hiçte yabancı gelmeyen kelimeler odak yönümü değiştirdi.Cümlenin ağırlığıyla önce kafamı masadan kaldırıp kocaman olmuş gözlerimle konuşulanlara dikkat kesildim.Süpheyle onları dinlerken bir yandan da çayımdan yavaşça bir yudum aldım.

 

" Yok ,valla çıkaramadım."

Dedi annem.

 

" Doğan işte ismi...Doğan Güçlüer."

Duyduklarım karşısında elim kalbime giderken ağzımda ki çayı karşımda oturan Fatma ablaya doğru püskürttüm.

Hemen arkasından ayaklanıp, öksürmeye başladım.

Bitmiyordu çilem.

 

" Fatma! rengi gitti .Gidiyor kız!"

 

Diye endişeyle yanıma gelen annem sırtıma hafif hafif vurmaya başladı.

Fatma abla da hemen yanımda belirirken

 

" Durduk yere ne oldu şimdi? Göz var bunda haberin olsun.Benim kız Dilayda da var.Hatırlat hoca getireyim bir gün de okutturalım bunları."

 

Diye anneme söylendi. Biraz daha iyi olunca verilen bir bardak suyu içtim. Koltuğa oturdum. Annemde derin bir nefes verip yanıma oturdu.

 

"Ömrümden ömür gitti.Ne biçim çay içmek o.Önünden kaçıran mı var?"

  

Diye bağırdı annem. Kesin ismimi öğrenmişti. Dün ki davranışının nedeni de bu olabilirdi. Bir daha ki sefere bu kadar şanslı olmayacağımdan adım kadar emindim.

 

" Boş bulundum.Merak etmeyin yok birşeyim."dedim.

 

" İyidir iyi, olur öyle şeyler."

 

Dedi Fatma abla. Yanıma, koltuğa oturarak. Konuşmalarına kaldıkları yerden devam etti.

 

"Aaa o çocuk mu? Tanıdım Fatma, tanıdım. Nişanda, yangında dışarı çıkarken kalabalıkta eşim Burhan'ı kaybettim.Neyse onu ararken ben bir sendeledim.

Tam böyle düşecem yere ,derken kolumdan biri tuttu. Birde baktım ki boynuna kadar resimli ,aynı senin tarif ettiğin gibi bir çocuk.

Neyse sağolsun kaldırdı beni.Dışarı kadar yardım etti. Burhan da dışarda beni arıyormuş zaten.Onun yanına getirdi beni.Sonra telefonu çaldı, yanımda uzaklaştı.Biriyle telefonda bağıra çağıra tekrar yangının oraya,içeri girdi."

 

" Demek o çocuktu Doğan.Biraz suratsız ama cesur yani."

 

Annemin uzun süreli konuşmasından sonra şok üzerine şok yaşıyordum.Ağzım açık olanları dinliyordum.Ya yangında aileme birşey olsaydı. Olanlar yüzünden suçluluk hissetmiştim.

 

Bir yandan da adamın bu kadar içimize girdiğinden ve benim bunu daha yeni öğrendiğime şaşırıyorum.Annemi de bulmuştu. Ha unutmadan bir de tanışmışlardı. Yakında ,Allah korusun evime bile girermiydi.Orası mechuldü.

 

" Bak görmüşsün. O çocuk işte anlattığım."

"İyi hatırlattın ,o yangın neydi kız?"

Dedi Fatma abla elini ağzına kapatarak.

 

"Yangını kim çıkardıysa,kim ortak olduysa başı beladan kurtulmaz inşallah.

Milleti sokağa döktüler.Ya büyüseydi yangın. Birine birşey olsaydı."

Diye beddua etti annem. Ben de hemen müdahale ettim.

 

"Ştt" işaret parmağımı dudağıma koydum."Mübarek cuma günü günahtır etme beddua.Sus." dedim panikle. Gider ayak hepimize beddua ediyordu. Yazık ama bana ya.

 

Derken açık televizyona kaydı gözüm. Haberde spiker, bir kayıp ihbarı yapıyordu.4 gündür kayıpmış.Kaşlarımı çatıp oraya kitlendim.İstemsiz ortamdan soyutladım biran.Daha da önemlisi hemen s

pikerin yanında belirdi, kaybolan adam.

 

Ama...Ama tanıyordum onu...

 

Gökhanın parkta sıkıştırdığı adamdı bu!

 

Kayıp mıydı?

 

Loading...
0%