Yeni Üyelik
8.
Bölüm

7.Bölüm

@yarenbay30

7.Bölüm:Bela Mıknatısı

 

Baran da mı bu işin içindeydi?

 

İşler iyice sarpa sarmıştı.O gün olanları gördüm diye peşime takılan bu adamlar,bugün şu görüntüye şahit oldum diye neler yapmazlardı.

 

Doğan üzerinde siyah, düğmeleri tamamen kopmuş gömleğiyle boy gösteriyordu,adamcağıza ard arda yumruklar indiriyordu. Sanki büyük bir kavgadan yeni çıkmış gibi dağılmıştı. Gökhan elinden hiç eksik olmayan bıçağı ile başlarında dikiliyor.Baran ise bilardo masasına yaslanmış öylece izliyordu.

Boyun posun devrilsin.

Sen git eniştem de bağrına bas,o da gitsin elin katillerine ,değişsin seni.

Yazık.

 

" Sana ihaleden çık dedim ,çıkmadın. Benimle uğraşma dedim ,dünyanın zararına uğrattın beni...Üzerine birde polise ihbar ediyorsun. Sana ,ne yapayım lan ben?"

 

Adam yarı baygın, neredeyse ölecekti. Bir şey yapmak istedim fakat üç kişiye nasıl güç yettirirdim bilmiyordum.Ellerini adamın boğazına sardı.Sıkmaya başladı.

 

" Ölmek mi istiyorsunda bana bulaştın.Kavuşturalım seni isteğine o zaman."

Adamın boğazını bıraktı.Bırakmasıyla derin derin nefes aldı adam.

 

" Ben yapm-adım. Yemin ederi-m ki ben yapma- dım...Anla- tmama izi-"

 

Derin soluklar içinde kesik kesik konuşan adamın sözünü kesti.

 

" Sen yapmadında ben mi kendimi ihbar ettim polise ,aptal herif .Kime ne anlatıyorsun sen? İş birliği yaptığın adamları da bulacağım.Seninle vakit kaybediyorum."

 

Diyerek adamdan gerileyip karşısında durdu.

Elini beline götürüp siyah bir şey çıkardı.

Silah!

Bayağı silahtı bu.

 

Elimi ağzıma götürdüm.Bu kadarı da fazlaydı.Ne sanıyordular kendilerini. Birinin hayatına kasdetmek bu kadar kolay olmamalıydı. Hepsi kafayı yemişti bunların. Titreyen ellerim montumun cebime gitti.Olası bir durum için delil olması gerekti elimde. Telefonumu zar zor çıkarıp video çekmeye başladım. Kapı aralık olduğundan iyi bir görüntü alamasamda konuşmaları kaydetebilirdim.

 

Derken telefon ekranının önünde bir isim belirdi.

Semoş ?

Gerçekten mi?

Çalmak üzere olan telefonun sesini kapatmaya zaman kalmadan heryeri ' Cimilli ibonun - oyna ' horonu boş kolidoru doldurmuştu.

 

İçeride tüm sesler kesilmişti.

Gökhan'ın mırıltısını duydum.

" Birisi bizi dinliyor."

 

Kapıya yaklaşan adım sesleri ile hemen arkamı dönüp geldiğim yöne koşmaya başladım. Merdivenlerden hızla çıktım.

Bar bölümünde bir şeyler içen Semayla karşılaştım.

Alkol mü alıyordu o?

Bu kızı da iki dakika boş bırakmaya gelmiyordu.

Duraksayıp vakit kaybedecek halde değildim.

Kolundan tuttuğum gibi kapıya sürükledim.Başta biraz sendelesede erken toparlayıp bana eşlik etti.

 

" Noluyog yag"

 

Diye çığıran Semayı duymamazlıktan geldim.

Cevaplıcak halde değildim.

Bar'ın kapısına hızla yürüdüm.Mekandaki birkaç kişi benim panik halime tuhafça bakarken ,oralı olmadım.

Taa ki,

 

"Kapatın lan kapıları. Tutun onları!"

 

Diye arka taraftan gürleyen bir ses işittim.

Beni gördüler mi bilmiyordum ama peşimdeydiler.

 

Artık koşuyorduk.

Dışarı adımımı atar atmaz korkudan titrememin üzerine birde soğuktan titremem eklenmişti.

Neyse ki kapıda badyguartlar yoktu. Yoksa çoktan yakalanmıştık.

Napacağımı bilemez çevreme bakınıyorum. Önümdeki caddede camları filmli ,beyaz bir araba firen yaparak tam karşımda durdu. Sürücü bölümündeki cam açıldı.

Yine mi bu kadındı?

Beni buraya gönderen kadın.

Kesinlikle tesadüf değildi bu.

 

"Atla"

 

Dedi başıyla arka koltuğu işaret edip.Başka çarem yoktu. Şu an tek düşüncem buradan kurtulmaktı.

Hesabını daha sonra elbet soracaktım.

Semayı arka koltuğa fırlattım.Alkollü olduğundan yerde öylece sızdı.Bende ön koltuğa oturdum. Kadın oturmamla gaza bastı. Araba ilerlerken yan aynadan arka tarafa baktım.

 

Doğan önde olmak üzere üçüde dışarı çıktı.Gökhan telefonla birini arıyordu.Doğan ise önce uzaklaşan arabanın arkasından bakıp elleriyle yüzünü sıvazladı. Sonra da bir sinirle bağırıp, bar camına yumruk attı.

Yaptığı şeyle dudaklarım aralanırken kendimi sorguluyorum.

Nasıl insanlara denk gelmiştim böyle!

 

Belli bir süre sonra uzaklaştığımızdan görüş açımdan çıktılar.Önüme döndüm. Dirseğimi camın pervazına koyup başımı elime yasladım. Gözlerimi kapattım.

 

Uzun bir sessizliğin ardından yanımda,düz oturur hale gelip ismini bile bilmediğim kadına göz gezdirdim.

Kaşları çatık yola bakıyordu.

 

" Bilerek yaptın.Bile isteye beni buraya gönderdin." Dedim.Anlık bana bakıp tekrar yola döndü.

 

" Bilerek falan değildi. Hemen peşinden karton kutu buldum. Senide buraya kadar yorduğumdan, bir iyilik yapmak adına seni almaya geldim. Neden bu haldesiniz, peşinizdekiler kim? Bilmiyorum. Bir fikrimde yok."

 

Sakin ve kendinden emindi.

Dedikleriyle sinir bedenimi sarmıştı. Gözlerimi sıkıca kapatıp, açtım.

 

" Bana yalan söyleme!"

Diye bağırdım.

Derin bir nefes verdim. Aklıma nişanda söylediği cümle geldi.Gözlerimi büyüterek baktım ona.Tabi ki bilerek yapmıştı.

 

" Nişanda yanımda geçip giderken ' Heryerde seni arıyor,git buradan' diye söylendin. Herşeyi biliyorsun."

 

Araba ani frenle durunca tanıdık sokakta göz gezdirdim.Evimin önündeydik.

 

" Neyden bahsettiğini hiç anlamıyorum. Ben o gün orada, sana hiçbir şey söylemedim."

 

Dedi elleri direksiyonda bana bakarken.

Alayla güldüm.

Yalan söylüyordu.Halâ.

İşaret parmağımı yüzüne doğru salladım.

 

" Seni bir daha ne yakınımda, ne de çevremde görmek istemiyorum."

 

Bir an da sakin halinden eser kalmadı.Kahkaha attı.Öyle bir kahkahaydı ki Semayı bile ayıltmıştı. İşte bu ürkütmüştü.Kahkahası dururken bu sefer o alayla baktı.

 

"Sen" dedi beni gösterip ,"Bana" kendisini işaret etti, "Kendi isteğinle geleceksin" diyerek kelimeleri üzerine basa basa söyledi, yüzündeki sırıtışla.Kendinden epey emindi.

 

Ben ona gidecektim öyle mi?

 

" Fillerde, inekleri doğuruyordu zaten."

 

Diye iğneleme yapıp, yüzüne bile bakmadan arabadan indim.Arabanın arka kapısını açıp ayılmış olan Semayı ayağa kaldırdım.Araba kapısını hızla çarptım.

Semanın bir kolunu omzuma doladım, belini tutarak apartmanın açık olan kapısından içeri girdim.Semayı bu halde evine bırakırsam Nurgül teyze harp çıkarırdı.Bizim eve gelmesi daha mantıklıydı.

Hayır yani hangi ara bu kadar içmişti ,anlam veremiyordum.

 

Evimin kapısına gelince elim zile gitmeden yerdeki terliklere baktım.Fatma ablanın terliği kapının önündeydi.

Gidip gelişimiz iki saati tutmuştu. Halâ buradaydı. Bu gidişle üstten yatağını,yorganını alıp bize yerleşecekti.

 

Nereye gidecektik şimdi?

 

Madem Fatma abla bizim evi işgal ediyordu.Bende onun evini işgal ederdim.Zor bela bir kat daha üste çıktım.

Dilay evde olmalıydı.

Kapıya birkaç kere tıkladım.

 

" Anahtarı almadan neden gidi-"

Diyerek kapıyı açan Dilayın cümlesi bizi görünce yarıda kesildi.Bizi görmeyi hiç beklemiyordu.

Sema başını omzumdan kaldırıp Dilay'a

 

" Beğn gelğim" dedi.Bunun anlamı sanırsam

' ben geldim' demekti. Dilay kapı eşiğine gelip elini Semanın yüzüne salladı.

 

"Neyi var?" Dedi şaşkınlıkla

" Önce bir içeri geçip yatıralım şunu, anlatacağım"

 

******

 

" Olanlar bunlar işte.Her şey o kadın yüzünden."

 

Semaya yaptığımız kahveyle yolculuğa çıkmış kafasını, geri getirmiştik.Çok daha iyiydi.Bende bir yandan olanları anlatıyordum.Olanlar dediysem de bugün olanlar...Dilayın başına getirdiğim işleri söylememiştim.Cesarette edemiyordum.

 

" Polise git.Başka türlü kurtulamazsın.Adamlar da bu çevredeler...İllaki bulurlar seni." Dedi duraksayıp koltukta arkasına yaslandı. Bacak bacak üzerine attı.Konuşmasını devam ettirdi.

 

" Bakın bana,evden çıkmıyorum.Başımada hiçbir dert gelmiyor.Mis." Dilayın asosyal olduğunu söylemişmiydim.

 

Dilayın son cümlesiyle Semayla göz göze geldik.Kaşlarını kaldırıp indirdi.Sonrada hiçbir şey olmamış gibi kafasını farklı yöne çevirdi .Dilay, ah bir bilseydi işin tamda ortasında bulunduğunu...

 

" Zaten buldular beni.Yetmedi ,evime kadar geldiler.Hatta oda yetmedi, yangında parmağımız olduğunu biliyorlar. "

 

"Neee !"

Diye aynı anda bağırdılar. Dilay ayaklandı.

 

" Yangında parmağım falan yok.Benim bu işle hiçbir alakam yok.Sema yapmış işte."

Diyerek salonda tedirgince turlamaya başladı.

 

" Sende satmaya ne kadar meraklıymışsın.O gün sen de yanımızdaydın.Olan oldu artık, hep beraberiz bu işte." Sema telefonunu eline alıp bana göz kırptı.

" Hiçte arayasım yok ama Baran'a söyleyelim o çözer bu işi." Dedi.

 

Başımı hızla Semaya çevirirken,Baran mı demişti o?

Baran olmaz.

 

" Boşver şimdi Baranı.Hayır yani aldatmamışmıydı bu seni? Niye arıcakmışsın onu?"

 

Dedim Semanın elindeki telefonun üzerine atlarken.Telefonu elinden alıp masanın üzerine geri koydum. Baranın bu işin içinde olduğunu daha söylememiştim.Durumlar o kadar karışıktı ki neyi söyleyip,neyi söylememem gerektiğini kestiremiyordum.

 

Sema durumu garipsemişti. Başını tavana kaldırdı.

 

"Rabbim, taş yağacak kafamıza." Dedi ve gözlerini tavandan alıp bana baktı."Adrenalin mi yaramadı kız yoksa. Noldu senin enişte sevdana? Toz kondurmazdın Baran'a. Ne iş?"

 

Sorgular gibi göz kırptı.Söylesemiydim?

Söylersem yerinde durmaz gider hesap sorardı Barandan.O arada da bugün orda olanın ben olduğum ortaya çıkardı.

Yaşatmazlardı.

Sema benden cevap beklerken gözlerimi yere dikmiş düşüncelere dalmıştım.

 

Sessizliği ilk bozan ,stresten tüm evi üfleyerek dolaşan Dilay oldu.

 

"Ne olduysa oldu. Önümüze bakalım.Hatta ben daha açık konuşayım.Siz, iki bela mıknatısı benden uzak durun.Kanunsuz işler bana göre kesinlikle değil.Evimde ,kitaplarımla gayet mutluyum.Yangına gelirsekte ismimi de beni de bilmiyorlar.Endişelenmesi gereken ben değilim."

 

Dedi ve kollarını birbirine bağladı.13 yıllık komşumuzdu.Bazen gerçektende sinir bozucu olabiliyordu fakat bu sefer haklıydı.Kim başına iş alsın isterdi ki?

 

" Bana baksana s-" diye ayağı kalkıp, ayaklanan Semanın önüne geçtim.' Gidelim' diye mırıldandım.Sözümü dinledi. Tam kapıdan çıkarken,

 

"Flash belleğimi alabilirmiyim?"

 

Dilayın konuşmasıyla elim montumun sağ cebine gitti ama elim boşluğa düştü.Solada baktım yoktu.Bellek yoktu. Cebime koyduğumdan emindim.

 

Tabi ya!

 

Telefona, olanları kaydetmek için çıkarırken düşmüştü.

 

İçinde ,Dilayın tüm kimlik bilgileri olan bellek barda düşmüştü.

 

Beynime düşen anıyla önce Semaya sonra avucunu belleği almak adına bana uzatmış Dilay'a baktım.

 

"Dilaycım hani az önce ' Nasıl olsa ne ismimi ne de beni bilmiyorlar 'demiştin ya.Endişelenmen gerekiyor çünkü artık seni de tanıyor olabilirler."

 

Dediklerimle Semanın ,Dilayın biraz önceki tavrına karşılık attığı iğneleyici kahkaha kulaklarımı doldurdu.

 

Her şey başa sarmıştı.

Loading...
0%