(BERFU'NUN ANLATIMIYLA)
Hayatınızın değiştiğini hissettiniz mi? Belki bir kez, belki birçok kez. İnsanların şu hayatta birçok dönüm noktası vardır. Benimde birçok kez oldu. Beraber gördük değil mi kar tanesi? İlk önce annem gitti, sonra Emir'le tanıştım, daha sonra yetimhaneye gittim ve daha bilmediğim birçok dönüm noktam oldu. Şimdi yine bir dönüm noktasındaymışım gibi hissediyorum ve belki de dönüm noktasındayım.
Hasan abiye "görüşürüz" dedikten sonra mezarlıktan çıktım ve yetimhaneye doğru yürümeye başladım.
Yetimhaneye doğru yürürken Arzu ablanın bana doğum günümde aldığı telefonumu çıkardım ve kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Bu aralar dinlediğim şarkılardan biri Cem Adrian'ın Keskin şarkısını açtım ve yürümeye devam ettim.
Cem Adrian'ın sesi kulağımı doldururken yolu geçtim ve otobüs durağında otobüsün gelmesini bekledim.
"Bir yangındı bir ben yandım."
Bu sözü duyduğumda aklıma yıllar öncesi geldi. Benim gelip bir yangının ortasına attılar. Bu yangında bir ben yandım. Sadece ben değil annemde ve belki de bilmediğim birçok kişi... Soyadımdaki ateş dev bir yangın çıkardı ve içinde yanarken sadece kar tanelerini düşledim. Onlar bana yolumu gösterdi. Yıllar önce sana bir söz söylemiştim hatırladın mı kar tanesi.
"Benim soğuğu kar tanelerini sevdiğimi bile bile beni soyadımdaki ateşin içine attılar."
Ateşin içinde yanarken tek bir şeyi düşledim soğuğu ve kar tanelerini...
Bir söz vardır. "İnsan yanarken donmayı düşleyebiliyordu." İnsanoğlunun doğası bu değil mi zaten? Yazın kışı özler kışın yazı, terlerken üşümeyi özlerler üşürken terlemeyi... İnsan hiçbir zaman içinde bulunduğu durumu özlemez nerede uzak varsa onu özler. Belki de uzakta olan insanları özlememiz bundandır. Değil mi kar tanesi? Sende özlüyor musun uzakta birini? O kişi gelir mi bilmem ama bunu yaşayan sadece sen değilsin emin ol. Belki diğer insanlar uzakta birini değil başka şeyi özlüyordur. Yazı, kışı, terlemeyi, üşümeyi gibi... Ama her insan ne imkansızsa onu özler. Bunu sakın unutma olur mu?
Otobüsün durağa yaklaştığını görünce çantamdan akbilimi çıkardım ve otobüse bindim. Uzun süre yolculuk yaptıktan sonra yetimhaneye yakın durakta indim ve yetimhaneye doğru yürümeye başladım.
Yetimhanenin önüne gelince aklıma yıllar öncesi geldi. Emre amcanın beni buraya getirdiği ilk gün. O ilk duyduğum korkuyu yine iliklerime kadar hissedince hemen kendime geldim ve yetimhaneye girdim. Kapı da Murat abi beni görünce konuşmaya başladı.
"Hoş geldin kızım. Annenin mezarından mı geliyorsun?"
"Hoş bulduk Murat abi. Evet mezarlıktan geliyorum."
"Nasıl geçti?"
"İyi geçti özlemişim annemi"
"İyi bakalım. Git dinlen azıcık yemeğe kadar yorulmuşsundur."
"Tamam Murat abi kolay gelsin."
"Sağ ol kızım"
Binaya doğru yürümeye başladığımızda sırada kapıda oturan Eylül ve Merve beni görünce el salladı. Eylül ve Merve benim oda arkadaşlarımdı ve en yakın arkadaşlarımdı.
Hemen yanlarına gittim. Eylül hemen konuşmaya başladı.
"Berfu Arzu Hanım odasında seni bekliyor."
"Bir şey mi oldu?"
"Bilmiyorum. 'Berfu gelince yanıma uğrasın' dedi."
"Tamam ben hemen gidiyorum."
"Odada görüşürüz. Bizde geliyoruz şimdi."
"Tamam görüşürüz."
Koşarak binaya girdim ve 1. Kata Arzu ablanın odasının katına gittim.
Kapının önüne gelince kapıyı tıklattım ve içeriden 'Gir' sesini duyunca içeri girdim.
Odaya girer girmez Arzu abla beni görünce gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Bende seni bekliyordum Berfucum."
"Emir'le ilgili mi konu Arzu abla?"
"Hayır kızım Emir'le ilgili değil."
Bütün umutlarım solarken Arzu abla bunu anlamış olacak ki hemen konuşmaya başladı.
"Gel otur Berfucum"
Arzu ablanın masasının yanındaki sandalyeye oturduğum sırada Arzu abla konuşmaya devam etti.
"12 yıl oldu değil mi?"
"Evet"
"Özledin mi Emir'i?"
"Hem de çok özledim Arzu abla. Keşke iyi olduğunu ya da mutlu olduğunu görebilsem."
"Umarım bir gün karşılaşırsınız kızım. Ben karşılaşacağınıza inanıyorum. Sende inan."
"Umudumu hiç kaybetmedim ki çünkü ben Emir'e umudumu kaybetmeyeceğime dair söz verdim."
Yıllar önce Emir'e söz vermiştim onu hep bekleyeceğime dair ve umudumu kaybetmeyeceğime dair. Umudumu kaybetmenin ucuna kadar sürekli gelmiştim umudum bitmek üzereyken Emir'le benim fotoğraflarımı bakıyor ve tekrar umut doluyorum. Ve biliyordum Emir'le karşılaşacaktım. Yıllar sonra da olsa karşılaşacaktık.
Arzu ablaya döndüm ve konuşmaya devam ettim.
"Sen niye çağırdın beni Arzu abla?"
"Berfucum bir kolejden derslerin yüksek diye sana burs verildi. Kolejde okumanı istiyorlar. Eğer istersen pazartesi günü başlayacaksın. Formanı kitaplarını her şeyi verdiler."
"Bana mı?"
"Evet bu çok iyi bir fırsat Berfucum. Bence kabul etmelisin ama yine de sen bilirsin."
"Bilemedim Arzu abla. Şuan Eylül ve Merve'yle okula gidiyordum ama orada hiç tanıdığım olmayacak. Korkutuyor bu durum beni."
"Eylül ve Merve'ye sorabilirsin ama onlarda senin başarılı olabiceğin yerde olmanı ister."
Hatırladın mı kar tanesi dönüm noktası demiştim? Buda bir dönüm noktasıydı ve ben kaderimin nereye gideceğini bilmiyordum. Dönüm noktasındaydım ve bu seçeceğim karar geleceğimi belirleyecekti.
Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
"Kabul ediyorum Arzu abla"
"Tamam kızım. Ben okula haber veriyorum o zaman."
"İzninizle ben dinleneyim."
"Tamam kızım. Akşam yemeğine kadar dinlen sen."
"Görüşürüz abla"
"Görüşürüz kızım."
Odadan çıktım ve odama doğru yürümeye başladım. Odanın önüne gelince kapıyı açtığımda Merve ve Eylül'ü gülerek telefonlarında bir şeylere baktığını gördüm hemen yatağıma gittim. Eylül beni görünce konuşmaya başladı.
"Ne oldu? Ne dedi Arzu Hanım?"
"Bir kolejden burs gelmiş. Oraya gitmemi istedi."
"Sen ne dedin aşko?"
"Olur dedim."
"E çok güzel bir haber. Senden ayrılmak bizi üzecek ama olsun sen mutlu olacaksın."
"Mutlu olur muyum emin değilim. Tanıdığım kimse yok orada."
"Tanışacaksın kızım. Orada bir sürü arkadaş bulursun. Tabi bazıları zengin olduğu için havalı olur ama eminim bulacaksın."
Merve konuşmaya başlayınca ona döndüm.
"Belki erkek arkadaşın olur orada. 6lı date yaparız."
"Hayır istemiyorum."
Cümlem bitince gözüm masanın üstündeki Emir'le fotoğrafıma kaydı.
Merve ve Eylül bunu anlamış olacak ki konuşmaya başladı.
"Kaç yıl oldu?"
"12"
"Özledin mi?"
"Evet hem de çok"
"Belki o okulda onunla da karşılaşırsın?"
"Zannetmiyorum. Hem birbirimizi görsek tanımayız"
Merve konuşmaya başladı.
"Aşk tesadüfleri sever Berfucum"
"Bilmem belki de ama birbirimizi tanımadıktan sonra tesadüfü ne yapayım."
"Tanırsın kızım. Kaç yıl geçti ama mor kurdeleleriniz görseniz yine tanırsınız."
Bileğindeki mor kurdeleye baktım. Hemen sonra masadaki arabamı elime aldım. Beyaz arabaya bakarken aklıma Emir geldi. Bana yıllar önce söylediği söz geldi aklıma
"Senin arabanda kar tanesi kadar güzel bir araba... Bende senin arabana bakınca sana bakıyormuş gibi hissediyorum kar tanesi."
Haklıydı. Ben bir kar tanesiydim. Ama şimşeğini özleyen bir kar tanesiydim. Şimşeğiyle kavuşmayı bekleyen bir kar tanesiydim. Emir'le keşke bir kez karşılaşabilseydim. Keşke onun iyi olduğunu bir kere de olsa görebilseydim. Onun iyi olduğunu bildikten sonra hayat bizi ayırsa da sesimi çıkarmazdım. Çünkü onun iyi olması her şeyin düzelmesiydi. Ben kötü olsam da sorun değildi. O iyi olsun bana yeterdi.
Merve ve Eylül'e baktım. Yeni okula gitmem onları üzse de bir yandan da benim adıma mutlu olmuşlardı.
Merve ve Eylül'le geldiğim günden birkaç gün sonra arkadaş olmuştuk. Daha ilk gün bana kurdukları cümle aklıma geldi.
"Birini bekliyorsun ama burası yetimhane beklediğin hiçbir zaman gelmez."
O günden sonra Emir'i Emre amcayı ve Selin ablayı onlara anlatmıştım. Onlarda benimle birlikte 12 yıl Emir'le benim tekrar karşılaşmamı beklemişti ama Emir 12 yıl boyunca gelmemişti. Ya da belki de gelememişti. Ama bir gün karşılaşacağımıza inanıyordum.
Merve ve Eylül telefonlarında okuldaki sevgilileriyle konuşurken bende elimdeki arabayı masamın üstüne bıraktım ve telefonumu elime aldığım sırada odanın kapısı açılmasıyla o tarafa döndüm. Odaya giren Yeşim'di. Yeşim odaya girer girmez benim yanıma geldiğinde ona döndüm.
"Berfucum yeni okula gidiyormuşsun?"
"Bu kadar çabuk duyulmasını beklemezdim. Acaba Arzu Hanımın odasına dinleme cihazımı yerleştirdin Yeşim?"
Yeşim bozulurken konuşmaya devam ettim.
"Daha geçen gün koyduğun dinleme cihazını bulmuştu. Yine mi koydun?"
"Sen nereden biliyorsun?"
"Ben bilirim Yeşimcim. Şimdi yanımdan gider misin?"
"Nefret ediyorum senden"
"Duygularımız karşılıklı"
"Neyse ki 5 gün sonra gidiyorsun. Kurtuluyoruz senden."
"İyi işte kına yakarsın."
Yeşim gözlerini devirip yatağına doğru giderken bende yatağıma uzandım.
Yeşim'le geldiğim günden beri anlaşamamıştık. O yüzden arada böyle atışıyorduk. Yeşim benden 1 yaş küçük olduğu için onu genelde çok takmıyordum ama kurduğu son cümle aklıma gelmişti.
"Neyse ki 5 gün sonra gidiyorsun. Kurtuluyoruz senden"
Doğru söylemişti. 18 yaşıma bastığım gün yani 5 gün sonra eve geçiyordum. Yıllar önce Emre amca, Arzu ablaya bir para bırakmış ve yıllar sonra 18 yaşıma girince bana bir ev almasını istemiş. Ben de 5 gün sonra o eve geçiyordum. Ama daha sonrasında Arzu ablaya yük olmamak için çalışmam gerekiyordu. Ama şu an bunları düşünmek istemiyordum.
Yeni okulumun bana getireceklerini düşünmek istiyordum. Kimlerle karşılaşacak, kimlerle arkadaş olacağımı bilmiyordum ama benim tek dileğim orada Emir'le karşılamaktı. Her gün olduğu gibi... Her okula giderken her dışarı çıktığımda her camdan baktığımda Emir'i görmeyi beklediğim gibi yine o okulda Emir'i görmeyi diliyordum.
Sende bekliyorsun değil mi kar tanesi? Beklediğin kişinin karşısına çıkmasını. Ama sakın umudunu kaybetme. Çünkü eğer kaderinizde varsa karşılaşırsınız. Kader o kadar büyük bir kavram ki en imkansızı bile gerçekleştirir sakın unutma.
.
.
.
Herkese selam kar tanelerim. Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Bu bölüm Berfu için bir dönüm noktasıydı. Bir seçim yaptı ve bu seçim Berfu'yu nereye götürecek onu okuyacağız.
Bu arada sormayı unuttum. Umarım iyisinizdir. Ben iyiyim ama biraz yorgunum. Ama bölümleri yetiştirmeye çalışacağım.
Ölüler Arasında:Mafya'nın bir sonraki bölümü 31 Ocak saat 20.00'da burada. Hepinizi kocaman öpüyorum. Umutla kalın. Görüşmek üzere.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
257 Okunma |
65 Oy |
0 Takip |
19 Bölümlü Kitap |