(BERFU'NUN ANLATIMIYLA)
Yeni başlangıçlar, yeni hayatlar gibidir. Yeni bir başlangıç yeni bir hayata başlıyormuş gibi hissettiriyor. Sanki hayata yeniden geliyordum. Yeni bir başlangıca başlarken yeniden hayata geldiğim o umutları yaşıyordum. Sanki bu başlangıç beni çok mutlu yapacakmış gibiydi. Ama mutsuz da yapabilirdi. Tıpkı yeniden hayata gelirken hissettiğimiz gibiydi.
Sende başlangıçdasın değil mi kar tanesi? Sende merak ediyorsun. Bu başlangıç seni nereye götürecek diye. Tıpkı hayata ilk geldiğimizde düşündüğümüz gibi. Belki mutlu bir sona götürecek belki de mutsuz bir sona ama sorun değil. Çünkü her zaman dediğim gibi Bazı sonlar yeni bir şeylerin başlangıcı olabilirdi. Bunu sakın unutma kar tanesi.
Sabah alarmın sesine uyandığımda alarmı kapattım ve yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamaya gittim. Ben tuvalete giderken Eylül'de Merve'yi uyandırıyordu. Elimi yüzümü yıkadım ve formalarımı almak için Arzu ablanın odasına doğru yürümeye başladım. Odanın kapısına gelince kapıyı tıklattım ve içeri girdim.
Arzu abla masasından başını kaldırdı ve konuşmaya başladı.
"Günaydın Berfucum."
"Günaydın Arzu abla. Ben formamı almaya gelmiştim."
"Evet Berfucum. Tahmin ettim. Sandalyeni üstündeki poşette."
"Teşekkür ederim Arzu abla. Okul nerede ben nasıl gideceğim?"
"Bugünlük seni ben bırakacağım Berfucum. Kayıt işlemlerini yapmam gerekiyor."
"Teşekkür ederim Arzu abla"
"Rica ederim kızım. Sen kahvaltını yap. Hazır olunca yanıma gelirsin."
"Tamam Arzu abla"
Koşarak odadan çıktım ve odaya gidip poşetten formamı çıkardım ve giymeye başladım. İlk önce kareli eteğimi giydim ve üstüne gömleğimi giyip gömleği eteğimin içine soktum. Hemen sonra kravatı taktım ve üstüne okulun ceketini giydim. Hemen sonra aynadan kendime baktım ve tuvaletten çıkıp odaya girdim. Eylül ve Merve beni görünce konuşmaya başladı.
"Oha çok güzel olmuşsun kızım."
"Bayıldım Berfu."
Hemen sonra onlara gülümsedim ve konuşmaya başladım.
"Teşekkür ederim kızlar. Ama normal forma sizin okulun ki gibi."
"Saçmalama kızım. Bizim okulun forması kot pantolon sizin okulunki etek. Arada dağlar kadar fark var."
"Haklısın. Keşke sizi de yanımda götürebilsem kızlar."
"Olsun. Belki bizde seneye geçebiliriz."
"Müdür iyi biriyse sizin adınızı da vereceğim kızlar."
"Teşekkür ederiz ."
"Rica ederim kızlar"
Yeşim'in konuşmasıyla ona döndüm.
"Hayatın kurtuldu diye bize hava atmana gerek yok."
"Hava atmıyorum Yeşimcim. Ama sen öyle anladıysan bu senin sorunun. Ama beni kendinle karıştırmazsan sevinirim."
Merve'nin konuşmasıyla ona döndüm.
"Uğraşma şunla Berfu ya. Hadi kahvaltıya inelim."
Merve Eylül ve ben beraber kahvaltıya inmek için yemekhaneye doğru yürümeye başladık. Yemekhaneye gelince kahvaltı tabağıma peynir zeytin ve kutuda reçel aldıktan sonra ekmeğimi aldım ve masaya oturdum. Eylül ve Merve de kahvaltılarını aldıktan sonra masaya oturdu ve beraber kahvaltı yapmaya başladık.
Kısa bir süre sonra kahvaltım bitince kızlara döndüm ve konuşmaya başladım.
"Kızlar ben gidiyorum."
"Görüşürüz aşko."
"Görüşürüz. İyi şanslar."
"Teşekkür ederim kızlar. İyi ki varsınız."
Kızlara gülümsedikten sonra merdivenleri çıktım ve odadan çantam ve montumu aldım. Hemen sonra Arzu ablanın odasına indim ve kapıyı tıklattım. "Gir" sesini duyunca içeri girdim. Arzu abla beni görünce gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Hoş geldin Berfucum. Hadi çıkalım."
Hemen sonra bilgisayarını kapattı. Montunu ve çantasını alıp yanıma geldi ve konuşmaya başladı.
"Hadi bakalım çıkalım."
"Tamam Arzu abla"
Beraber odadan çıktık ve merdivenleri inip bahçeye çıktık. Hemen sonra arabaya bindik ve yola çıktık. Kısa bir süre sonra Arzu abla konuşmaya başlayınca ona döndüm.
"Heyecanlı mısın Berfucum?"
"Biraz Arzu abla."
"Olur öyle ortamı görünce heyecanın kalmaz."
Arzu ablaya gülümsedim ve aklımdaki soruyu sormaya karar verdim.
"4 gün sonra yetimhaneden çıkıyorum değil mi Arzu abla?"
"Evet Berfucum evini hazırladım. 4 gün sonra oraya gidebilirsin. Ben senin bütün ihtiyaçlarını karşılayacağım."
"Teşekkür ederim Arzu abla. Ama ben çalışmayı düşünüyorum."
"Berfucum bu senin kararın ama çalışmana gerek yok. Emre amcanın bıraktığı para sana üniversitenin sonuna kadar yeter."
"Yine de çalışmak istiyorum Arzu abla."
"Sen bilirsin Berfucum ama yine de yardıma ihtiyacın olursa ben her zaman yanında olacağım."
"Biliyorum Arzu abla. Teşekkür ederim."
Kısa bir sessizlikten sonra Arzu ablanın konuşmasıyla tekrar ona döndüm.
"Özledin mi Emir'i?"
"Hem de çok"
"Keşke sana ondan bir haber getirebilsem Berfucum ama Emre'yle en son sen yetimhaneye girdiğinin ertesi günü konuştuk. Daha sonra ondan haber alamadım. Ama Emir sana ulaşacaktır eminim."
"Tek umudum o zaten Arzu abla. Onu son kez de olsa bir kez daha görmek istiyorum."
"Karşılaşacağınıza inanıyorum Berfucum. "
Hemen sonra başımı yola çevirdim ve yolu izlemeye başladım.
Tesadüf bizi bir araya getirir miydi gerçekten? Eğer tekrar karşılaşırsak bu bir tesadüf müydü yoksa kader mi bilmiyorum ama her ne olursa olsun Emir'i görmek istiyordum. Onunla saatlerce konuşmak istiyordum. Hangi yemeği sever, hangi müzikleri dinler, en sevdiği şarkıcı kim... Ona soracağım o kadar çok soru vardı ki tek bir kez görsem onu bırakmazdım bu sefer. Ama kader veya tesadüf bizi bir araya getirir miydi? Şimşek ve kar tanesi kavuşur muydu?
Arzu ablanın sesiyle ona döndüm.
"Evet geldik."
Başımı camdan dışarıya uzattım ve binaya baktım. Bahçesinde bir sürü öğrenci vardı. Hemen Arzu ablaya döndüm. Arabayı park etmiş arabadan iniyordu bende çantamı aldım ve arabadan indim. Hemen sonra beraber okula doğru yürümeye başladık. Okula doğru yürürken bahçedeki öğrencilerin bana şaşkınlıkla baktığını hissedebiliyordum. Büyük ihtimal dönemin sonuna yakın okula yeni birinin gelmesini beklemiyorlardı.
Bahçedekileri önemsemeden Arzu ablayla okula girdik ve 1. Kata çıkıp müdürün odasının kapısına geldik. Kapının önüne gelince Arzu abla kapıyı tıklattı. İçeriden "Gir" sesinin geldiğini duyunca içeri girdik. İçeri girince müdür başını bilgisayardan kaldırdı ve bize gülümseyerek baktı. Müdür beyaz saçlı, 50li yaşlarında biriydi.
Müdürün bu sıcak gülümsemesine bende karşılık verdikten sonra Arzu ablayla birlikte masanın yanındaki sandalyelere otururken müdür konuşmaya başladı.
"Hoş geldiniz Arzu Hanım"
"Hoş bulduk Sedat Bey."
"Nasılsınız?"
"İyiyim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"İyi diyelim iyi olsun. Berfu Ateş değil mi öğrencimizin adı?"
"Evet Sedat Bey. "
"Zil çaldı hemen sınıfına bakalım, sınıfına git."
Hemen sonra bilgisayarına döndü ve bir şeyler yazmaya başladı. Hemen sonra bana döndü ve konuşmaya başladı.
"12 -B kızım 3. Katta sağ tarafta. Sen dersine geç. Biz de Arzu Hanımla kayıt işlemlerini halledelim."
"Tamam hocam teşekkür ederim."
"Rica ederim kızım."
Müdür cümlesini bitirince Arzu ablaya döndüm ve konuşmaya başladım.
"Çıkışta sen mi alacaksın Arzu abla?"
"Evet Berfucum. Sen dersine git, çıkışta haberleşiriz."
"Tamam Arzu abla. Görüşürüz"
"İyi dersler kuzum."
Hemen odadan çıktım ve 3. Kata çıkmaya başladım. Koridorlarda hiçbir öğrenci yoktu. Etraf çok sessizdi. Etrafa bakarken bir çocuğun bana çarpmasıyla merdivenden düşeceğim sırada çocuğun bileğimden tutup kendine çekmesiyle çocuğun dibine girdim. Ne yani böyle sahneler sadece dizilerde olmuyor muydu? Şaşkınlıkla çocuğa baktığım sırada çocuğun boyunun uzunluğundan yanında bir ağaca bakıyormuş gibi hissediyordum. Hemen çocuktan uzaklaşacağım sırada ayağım tekrardan kaydı ve çocuk beni yine tuttuğu sırada utancımdan yerin dibine girecektim. Bu sefer bastığım yere dikkat ederek uzaklaştım ve çocuğa dönüp konuşmaya başladım.
"Teşekkür ederim"
Çocuk uzun boyluydu. Krem bir pantolon giymiş ve üstüne gömleğini giyip kravatını takmıştı. Üstündeki ceket ise yapılı omuzlarını daha net gösteriyordu.
Çocuk duygudan yoksun bir şekilde bana bakarak konuşmaya başladı.
"Özür dileyecektin herhalde"
Ben şok içinde kalırken çocuğa döndüm ve konuşmaya başladım.
"Ne özrü?"
"Bana çarptın ya hani?"
"Ben mi? Ben çarpmadım."
"Ben mi sana çarptım yani?"
"Kim kime çarptı bilmiyorum ama özür dilemeye gerek yok bence. Sadece teşekkürler şimdi derse gitmem gerekiyor. Hoşça kal."
Çocuk tam bir şey söyleyeceği sırada koşarak merdivenleri çıkmaya başladım. Daha geldiğim ilk gün rezil olmuştum. İnanamıyorum sana Berfu? Hemen kendimi toparladım ve 3. Kata geldiğimi anladım ve sağa dönüp 12-B yazısını görünce derin bir nefes aldım. Hemen sonra kapıyı çaldım. İçeriden "Gir" sesini duyunca içeri girdim. Hoca beni görünce hemen konuşmaya başladı.
"Berfu Ateş değil mi?"
"Evet hocam"
"Gel bakalım hemen sınıfa kendini tanıt. Hemen sonra bir yere otur"
Tahtanın önüne geçtim ve konuşmaya başladım.
"Merhaba ben Berfu. Tanıştığıma memnun oldum."
"Teşekkür ederiz Berfucum. İstediğin yere oturabilirsin."
Hemen sonra sınıfa döndüm. Bazı kişiler çift otursa da bazıları tek oturuyordu. Tek oturan bir kızın yanına ilerlediğim sırada kız hemen çantasını boş sandalyeye koydu. Hemen başka bir sıraya yöneldiğim sırada diğer kız da çantasını koydu. En son etrafıma baktığımda bütün tek oturanların yanına çantasını koyduğunu gördüm. En sonunda arkada cam kenarında boş bir sıra gördüm ve o tarafa doğru yürümeye başladım. Hemen sonra oturduğum da yanımdaki kızların konuşmalarını duydum.
"Melisa Emir'in yerine oturdu."
"Otursun. Emir ne de olsa ona dersini verecektir. Bırakalım yeni gelen arkadaşımız rezil olsun."
Yanımdaki kızlar gülüşürken onlara aldırmadım ve önüme döndüm.
Melisa ve Emir isminin bir arada olması bir tesadüf müydü yoksa Emir burada mıydı? Hemen yanımdaki Melisa'ya döndüm. Sarı uzun saçları vardı. Bu gerçekten de o Melisa olabilir miydi?
Bu bir tesadüf müydü yoksa kader mi bilmiyorum ama eğer bu Emir benim yıllar önce tanıdığım Emir olmazsa çok üzülecektim. Çünkü böyle bir tesadüfün yanlış çıkması beni yıllar sonra yıkacak tek hamle olabilirdi. Hemen başımı savurdum ve ümitlenmemek için kendime söz verdim ve önüme döndüm. Çünkü biliyordum. Boş ümitler olmasa hayal kırıklıkları da olmazdı.
.
.
.
Herkese selam kar tanelerim. Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Öncelikle bu bölüm Emir ve Berfu'nun karşılaşmasını okuduk. O kadar heyecanlıyım ki onların yıllar sonra karşılaşmasını yazmak çok güzeldi. Şimdi size bölüm hakkında biraz birşey söylemek istiyorum. Emir ve Berfu birbirlerini gördükleri ilk anda Berfu'nun düşüncelerini okuduk. Bir sonraki bölümde de Emir Berfu hakkımda ne düşünüyor onu da bir sonraki bölümde okuyacağız.
Diğer söyleyeceğim şeyse yetimhane hakkında çok bir bilgim olmadığı için yetimhaneyi nasıl yansıtacağımı çok bilmiyorum. Hem iyi hem kötü yansıtıyorum. Ben böyle bir yere daha önce gitmedim ama böyle bir yere benzer bir yerde kaldım. O yüzden birazcık orada yaşadığım şeylere benzer şeyleri yansıtmaya çalışıyorum ama yetimhanenin nasıl bir yer olduğunu çok bilmediğim için yansıtamıyorum. O yüzden bunun için özür dilerim. Aklıma geldiği gibi yazıyorum genelde o yüzden çok yansıtmıyor olabilirim.
Diyeceklerim bu kadar bir sonraki bölüm 7 Şubat saat 20.00'da burada. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hepinizi kocaman öpüyorum. Umutla kalın.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
282 Okunma |
65 Oy |
0 Takip |
20 Bölümlü Kitap |