Herkese selam kar tanelerim. Umarım iyisinizdir. Ben çok mutluyum. Kitabın sürprizini yukarı koyuyorum. İster kulaklıklarınızla isterseniz de normal dinleyebilirsiniz.
Sizi daha fazla tutmayacağım. Mutluluğumu ve söyleyeceklerimi bölümün sonunda söyleyeceğim. Bölüm sonunda görüşmek üzere. İyi okumalar.
.
.
.
Sabah gözümü yeni bir sabaha açtığımda hemen yataktan kalktım. Yanımda Selin ablayı göremeyince korkarak kendimi odadan dışarı attım.
Salona baktığımda kimse yoktu. Mutfaktan gelen seslerle mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Mutfağa geldiğimde Selin ablanın kahvaltı hazırladığını gördüm. Hemen Selin ablanın yanına gittim ve konuşmaya başladım.
"Günaydın Selin abla."
Selin abla bana döndü ve gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Günaydın Berfucum. Bende seni uyandırmaya geliyordum. Gel elimizi yüzümüzü yıkayalım. Oradan da Emir'i uyandıralım."
"Tamam Selin abla."
Beraber banyoya doğru ilerledik. Banyoya gelince Selin abla elimi yüzümü yıkamama yardım etti. Hemen sonra Emir'in odasına gittik. Selin abla Emir'in yatağına oturdu ve konuşmaya başladı.
"Emircim hadi uyan."
"Anne 5 dakika daha."
"Oğlum hadi geç kalacağız."
"Anne 5 dakikayla geç kalmayız."
Selin abla bana döndü ve gülerek konuşmaya başladı.
"Berfucum sana uykucu diyorduk. Senden daha uykucular da varmış."
Emir hemen yataktan kalktı ve konuşmaya başladı.
"Ben uykucu değilim."
"Sonunda uyandın Emircim."
Selin abla ve Emir'e gülerek baktığım sırada aklıma annem geldi. Annem de her sabah gelir ve beni böyle uyandırırdı.
Şu hayatta değişmeyecek tek şey geçmişti. Geçmişte kaybettiklerimiz geri gelmiyordu. Geçmişin kıymetini ancak gelecekte anlıyorduk. İnsanın doğası buydu. Yaşadığı hiçbir anın kıymetini bilmiyordu. Oysa ne geçmiş önemliydi ne de gelecek. Şu anın kadar kıymetli hiçbir şey yoktu.
Şu an bunu okuyan kar tanesi. Şu anın kadar önemli hiçbir zamanın yok. O ertelediğin her neyse kalk ve onu yap. Çünkü 1 saniye sonranın yada 1 gün sonranın garantisi yok. Hayat öyle bir yerdi ki annemizin karnında 9 ayda oluşuyorduk. Bu hayata gelmemiz 9 ay sürüyordu. Ama bu hayattan kaybolmamız sadece 1 saniye sürüyordu. O yüzden hiçbirşeyi erteleme. Hayatını dilediğin gibi yaşa. Çünkü hayat bir şeyleri ertelemek için çok kısa...
Selin abla ve Emir'e hayranlıkla bakarken Selin abla üzüldüğümü anlamış olacak ki hemen yanıma geldi.
"Berfucum ben aşağıya iniyorum. Sen bu uykucuya alıp aşağı gel. Tamam mı?"
"Tamam Selin abla."
Selin ablaya kapıya doğru ilerleyince Emir hemen yanıma geldi ve konuşmaya başladı.
"Günaydın kar tanesi."
"Günaydın Emir."
"Dün bütün gece kar taneleri yağdı. Söylesene kar tanesi. Kar taneleri neden yağar?"
"Kar taneleri yokluğa doğru gitmeye mahkumdur ve yağarak yokluğa giderler."
"Kar taneleri yağarak yok mu oluyor?"
"Evet. Her kar tanesi bir gün yok oluyor."
"Sende bir gün yok olmayacaksın değil mi?"
"Bilmem Emir. Hayatın kuralı bu. Var olmak ve yok olmak. Bir gün hepimiz yok olacağız."
Emir düşünmeye başlayınca elinden tuttum ve konuşmaya başladım.
"Hadi Emir. Kahvaltıya gidelim."
Emir'le birlikte lavaboya gittik. Emir elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa indik.
"Hadi çocuklar. Hemen kahvaltınızı yapın. Sonra çıkalım. 1 saat sonra orada olmamız gerekiyor."
Hepimiz kahvaltımızı yaptıktan sonra odaya gittik. Selin abla bana yeni aldığımız beyaz gömlekle eteği giydirdi. Hemen sonra üstüme mavi bir hırka giydirdikten sonra montumu aldık ve odadan çıktık. Ben salona gittiğimde Selin abla da Emir'e bakmaya üst kata çıktı.
Kısa bir süre sonra Emir ve Selin abla aşağı indi. Emir beyaz bir gömlek giymiş altına da siyah bir pantolon giymişti.
Emir hemen koşarak yanıma geldi ve konuşmaya başladı.
"Çok güzel olmuşsun kar tanesi."
"Sende Emir."
Selin ablanın konuşmasıyla ona döndük.
"Hadi çocuklar çıkalım."
Selin abla montumu giydirdi. Hemen sonra dışarı çıktık. Dışarı çıkınca Emir bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Dışarıda bir sürü Berfu yağıyor. Ama Emir kendi Berfusunu izliyor."
Emir'in elini tuttum ve konuşmaya başladım.
"Diğer Berfuları bırakalım yağsın, biz Emir'in Berfusunu izleyelim."
Emir gülümserken arabaya gelmiştik. Selin abla Emir'i beni arabaya oturttuktan sonra ön koltuğa geçti ve arabayı çalıştırdı.
Hemen sonra arabayı sürmeye başladı. Emir bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Kar tanesi heyecanlı mısın?"
"Evet Emir. İlk defa fotoğraf çektireceğim."
"Daha önce hiç fotoğraf çekilmedin mi?"
"Annemin fotoğraf makinesi vardı. Onla bebeklik fotoğraflarım vardı ama hiç fotoğrafçıya gitmedim."
"Peki nerede o fotoğrafların?"
"Valizimde."
"Eve gidince bana gösterebilir misin kar tanesi?"
"Gösteririm tabi ki de."
Kısa bir süre sonra araba durunca Selin abla bize döndü ve konuşmaya başladı.
"Hazır mısınız?"
"Evet anne. Hazırız."
"Berfucum sende hazır mısın?"
"Hazırım Selin abla"
"Hadi o zaman gidelim."
Selin abla arabadan indi ve hemen sonra bizi de arabadan indirdikten sonra hep beraber büyük bir dükkanın içine girdik. İçerideki beyaz saçlı amca bizi görüce konuşmaya başladı.
"Hoş geldiniz. Bende sizi bekliyordum."
"Hoş bulduk Hilmi abi. Umarım çok bekletmedik."
"Yok kızım. Çok bekletmediniz."
Hilmi amca Emir'i görünce konuşmaya başladı.
"Emir ne kadar büyümüşsün?"
"Gerçekten büyümüş müyüm Hilmi amca?"
"Evet büyümüşsün tabi ki"
"Bak Hilmi amca. Bu kar tanesi."
"Kar tanesi mi?"
Selin abla arkadan konuşunca Hilmi abi Selin ablaya döndü.
"Berfu Hilmi abi. Ama Emir kar tanesi diyor."
Hilmi amca bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Merhaba Berfucum. Hilmi ben."
"Merhaba Hilmi amca. Berfu bende."
"Çok memnun oldum Berfucum. "
Hilmi amca Selin ablaya döndü ve konuşmaya başladı.
"Bugün galiba bu ufaklıkların resmini çekeceğiz."
"Evet Hilmi abi. Bir albüm olsun."
"Albümden kaç tane olsun?"
"2 tane olsun."
"Tamam. Hadi o zaman fotoğraf çekimine geçelim."
Emir'le birlikte beyaz bir perdenin önüne geçtik ve fotoğraf çekildik.
Uzun bir süre farklı kıyafetler giyerek fotoğraflar çekildikten sonra Hilmi amcanın konuşmasıyla ona döndük.
"Evet. Bitti çocuklar. Çok güzel çıktınız."
Selin abla Hilmi abiye döndü ve konuşmaya başladı.
"Ne zaman alabiliriz albümü Hilmi abi?"
"Akşama hazırlamış olurum."
"Tamam o zaman Biz gidelim Emre akşam alır."
"Tamamdır kızım."
Selin abla bize döndü ve konuşmaya başladı.
"Hadi bakalım çocuklar. Kıyafetlerinizi giyelim. Sonra eve geçelim."
Hemen kıyafetlerimizi değiştirdik ve arabaya bindik. Selin abla arabayı hareket ettirdikten sonra arabayı sürerek konuşmaya başladı.
"Çok güzel çıktınız çocuklar."
"Kar tanesi daha güzel çıktı anne."
Hemen konuşmaya başladım.
"Sende güzel çıktın Emir."
"İkiniz de çok güzel çıktınız çocuklar. Çok güzel bir anı oldu."
"Evet Selin abla. Teşekkür ederim."
"Rica ederiz kuzum."
Emir bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Bu bizim ilk anımızdı kar tanesi. Bundan sonra seninle sonsuza kadar anı biriktireceğim."
Emir'e gülümsedim ve camdan dışarıya bakmaya başladım. Kar taneleri cama vuruşunu izlerken Emir'in söylediği son cümleyi düşündüm.
"Bundan sonra seninle sonsuza kadar anı biriktireceğim."
Sonsuzluk nasıl bir kavramdı? Ne kadar uzundu? Gerçekten sonsuzluk var mıydı?
Hayatımız boyunca hep sonsuzluk kelimesini kullanırdık ama hiç birimiz sonsuzluğun ne kadar sürdüğünü bilmezdik.
Sonsuza kadar seveceğim, sonsuza kadar unutmayacağım...
Bir gün hayat bizi ayırırsa o zaman sonsuzluk kavramı bir hiç olacaktı. O zaman sonsuzluk kelimesi sadece hayallerde kalacaktı. Ama olsun hayat da bir hayaldi zaten.
Sence de öyle değil mi kar tanesi? Hep hayallerde mümkün olacak şeyleri diliyoruz. Ama hayallerde de kalsa hayatta hayal kurmaktan vazgeçmeyelim. Çünkü hayaller olmasa biz de olmayız.
Belki şu an hayallerinin yıkıldığı bir dönemdesin. Hatta içinden diyorsun ki Hayallerimiz gerçekleşmeyecekse neden varız bu hayatta. Ama hayallerin gerçekleşmedi diye hayal kurmaktan vazgeçme. Elbet bir gün hayalin gerçekleşecek. Unutma umudunu kaybetmediğin sürece hayallerinin gerçekleşmesine hiçbir şey engel olamaz. O yüzden her zaman umutlu ol.
.
.
.
Tekrardan herkese selam kar tanelerim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.Berfu ve Emir'in hikayesi yeni yeni başlıyor. Daha Emir ve Berfu'yu okuyacağınız çok güzel bölümler olacak. Ben şimdiden çok heyecanlıyım. Umarım sizde bölümleri okurken heyecanlanıyorsunuzdur.
Şarkı ile ilgili çok kısa bir yorum yapmak istiyorum.
Şarkıyı yapay zekaya yaptırdım. Hem sözlerini hem de seslendirmesini yapay zekaya yaptırdım. Ama o kadar güzel oldu ki... Sözleri resmen kitabı anlatıyor. Şarkının bazı kısımları gelecek bölümleri anlatıyor. Bu kısımları diğer bölümleri okuduktan sonra anlayacaksınız.
Bu arada bu şarkının size çıkacağını söyledikten 1 gün sonra yani şarkıyı hazırladıktan 3 gün sonra teyzemlere giderken durakta küçük bir kız çocuğu gördüm. 5-6 yaşlarında çok tatlıydı. Beyaz bir kürk giymişti botları da Mickey Mouse desenliydi. Kız durağa geldiği sırada da şarkıyı dinliyordum ve kar yağıyordu. Küçük kızda elini uzatmış kar tanelerini yakalamaya çalışıyordu. Resmen Berfu'yla karşılaşmış gibi hissettim. Resmen Berfu'ydu. Videosunu çektim. Onu da aşağıya koyacağım. Resmen karlı bir günde Berfu'yla karşılaştım ve kitabımın şarkısını dinlerken... O kadar duygulandım ki... Bu arada kızın beyaz kürklü montunun aynısını bende giymiştim. Kızla ikimizde beyaz kürk giymişiz. Kız beni görünce şaşırdı. O sırada ablam Mickey Mouse desenli botunu bana gösterdi. Tam o sırada dedim ki Berfu ile resmen karşılaşmtım. Umarım umut hep onunla olur ve asla umudunu kaybetmez.
Böyle bir olay yaşadım. Hemde şarkıyı dinlediğim gün. Sizce de Berfu'ya benzemiyor mu?
Lafı çok uzatmayacağım. Ben şarkıyı çok beğendim. Umarım siz de şarkıyı beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bana yazmayı unutmayın.
Bir sonraki bölüm 6 Aralık saat 20.00'da burada. Haftaya görüşmek üzere. Umutla kalın.
Görüşmek üzere.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
257 Okunma |
65 Oy |
0 Takip |
19 Bölümlü Kitap |