17 YIL ÖNCE ŞANLI KOAANĞI
Şanlı konağı yine yeni bir güne uyandı
sedirde oturan awir ağa karşısına geçen adamına baktı
"Ağam müsaden varsa bir şey diyecetim" dedi awir ağa başını hafifçe salladı
Adam bunun onay olduğunu biliyordu direk konuya girerek "ağam bizim koruma murat Şerzanların kızı edayla yavukludur" dedi
Awir ağa duyduğu soyadı ile sinrileri tepesine çıkmıştı ezeli düsmanlarının soyadını duyması bile onu delirtirken bunu duyması dahada delirmesine seoeb olmuştu
Awir ağa sinirle ayağa kalkarak adamına "ne dersin sen git bana çağır o piçi!" Dedi adam koşarak gitti
Awir ağa avluda dört dönüyordu şerzanlar onların ezeli düşmanlarıydı geçmişte yaşanan toprak kavgası bu güne kadar kan davası olarak dönmüştü ve devam ediyordu
Eğer murat onların kızıyla yavukluysa onlara haber uçuruyor demektir
Murat avludaki ağasının yanına gidip elleri önünde başı yerde bir şekilde "ağam beni çağırmışsın" dedi awir ağa ona bakıp suratına tokatı geçirdi
Murat neden vurduğuna anlam veremeyerek ağasına baktı awir ağa "şerzanların kızyla yavukluymuşsun!" Dedi murat başını yere eğerek
"Doğrudur ağam" kim dedi diye düşündü sadece arkadaşına söylemişti o gelio söyledi galiba diye içinden geçirdi
Awir ağa adamın yakasına yapışıp sinirle tısladı "senide buraya böcek olarak gönderdiler ha!" Dedi adam direk itiraz etti
"Ağam kuran çarpsın sadece yavukluyuz başka bir şey yok kimse bilmiyor yavuklu olduğumuzu anamın üzerine yemin ederimki hiçbir şekilde onlara haber uçurmadım" doğru söylüyordu murat haber uçurmamıştı ama gönlünü kaptırmıştı
Awir ağa adamın yakasını bıraktı bir süre başı yere eğik adama bakarak düşündü murat dürüst adamdı ona inanıyordu
Aklına gelen fikirle "çokmu seviyorsunuz" dedi murat ağasının neden böyle bir şey sorduğunu anlamadan "evet ağam" dedi
Awir ağa hinlikle "kaçır kızı arkandayım" dedi
Murat direk kafasını kaldırarak şaşkınca ağasına baktı
"Vallahamı ağam" dedi awir ağa başını onaylarcasına salladı murat "Allah razı olsun ağam sen olmasaydın ne yapardım" dedi awir ağa "boş ver sen onu bunu bu gece yanına bir koruma al git kaçır kızı ama yakalanırsan adımı söyleme aklımda bir plan var benim sen rahat ol" dedi
Yalan söylüyordu sadece şerzanlara içten bir yara vermek istiyordu muratın arkasında durmucaktı
Murat tamam diyip gitti
ERTESİ GÜN ŞERZAN KONAĞI:
şerzan konağı ağıtlarla uyandı sultan hanım kızın odasına girdiğinde sadece bir mektuola karşılaştı
'özür dilerim ailem ama sevdamda vazgeçemezedim kaçmaktan başka çarem yoktu özür dilerim
EDA..'
Herke sultan hanımın ağıtlarına geldi hasan ağa kızının kaçtığını öğrenince delirmişti
Adamlarını Mardin'in tüm sokaklarına saldı
Eda, Murat ve koruma Ali bir kulübede saklanmışlardı Ali "oğlum hani Awir ağa yardım edicekti bize" dedi
Murata bunu düşünüyordu Awir ağa ona senin arkanda durucam demişti ama hiçbirşey yapmıyordu "bilmiyorum Ali bilmiyorum"
Ali perdeyi hafifçe çekerek pencereden dışarı baktı sokağa bir kaç koruma giriyordu bunlar awir ağanın Adamları değildi hasan ağanındı Ali pencereden direk uzaklaşarak Murat ve Edaya dönerek "hasan ağanın Adamları geldi bir şey yapmalıyız!"
Eda teleşla ayağa kalktı"ne yapıcaz şimdi" muratında edadan farklı kalır bir yanı yoktu
Onlar daha kaçamadan kapı ateş edilerek kırıldı sokaktakiker onların yerini söylemişlerdi o yüzden de çabuk bulunmuşlardı adamlar üçlüyü alarak depoya götürdü
Hasan ağa gelen telefonla
10 yaşındaki Adarın eli den tutup beraber depoya gittiler
Adar depoda ablasını ağlarken görünce yanına gitmek için hareketlendi ama babası kolunda tutarak geri çekti
Hasan ağa elleri kolları sadelyede oturur vaziyette bağlı olan kızının yanına giderek yüzüne tokadı geçirdi Adamlar zaten diğer ikisini yeterince dövmüştü
Hasan "SEN HANGİ AKLA HİZMET KAÇARSIN LAN HA" Diye adeta kükredi eda "bab-" diyecekken hasan kükreyerek sözünü kesti "SUS BANA BABA DEME SENİN BİR BABAN YOL ARTIK EDA" demesiyle eda daha çok ağladı
Hasan diğer iki adamın karşısına geçerek "hanginiz yavuklu bu sürtükle!" Murat sevdasına sürtük diyen adama sinirle baktı elinde olsa onu bir kaşık suda boğardı
"Benim" dedi murat hasan bunu duyunca adamlarına işaret ederek muratı ve yanındaki yandaşçıyı dövdürtmüştü
Ali acıya artık dayanamayıp
"Awir ağ-" diyecekken karnına yumruk yemesiyle sözü yarıda kaldı
Hasan ağa awirin ismini duyunca Ali'ye baktı
Adamlarına "durun!" Dediğinde adamlar durdu Ali ve Murat öksürük krizine girmişlerdi adeta eda ise ağlamaktan başka bir şey yapmıyordu küçük Adar ise köşede durmuş olanlara şaşkınca bakıyordu
Hasan Ali'nin önünde durarak "awir ne devamını getir!" Dedi
Ali öksürükler arasında "A-awir ağ-a'nın adamıyız" dedi
Bunu duyan hasan Edaya döndü
"DOĞRUMU BU" Diye kükredi eda ağlayarak "evet baba ama sadece sevdik baba yemin ederim başka bişey yok" dedi
Hasan Ali'ye bakarak "NE BİLİYORSAN ANLAT!" dedi Ali "awir ağa murat ve edanın yavuklu olduğunu öğrenince muratı yanına çağırdı kaçır arkandayım senin dedi muratta yardım eder diye kaçırdı ama awir ağa beni muratın yanına yardım için göndermekten başka bir şey yapmadı" diye soluk soluğa konuştu
Hasan ağa belindeki silahı çıkarıp Ali'ye ve Murat'ın kafasına ateş etti
Edanın çığlığı tüm depoyu almıştı Adar ise şok geçirmiş gibi olanlara bakıyordu ne yapacağını bilemiyordu sedece göz yaşı geliyordu
Hasan Adarın üzerine yürüyüca Adar dahada telaşa kapıldı hasan adarın kolundan tutup ağlayan ablasının karşısına getirdi
Zaten Adarı buraya getirme sebebi ise ablasını onun vurmasıydı
Hasan ağaya göre bir ağa küçüklükten yetişmeliydi Adarıda yetiştiricekti
Adarın eline silahı tutuşturup "AĞLAMAYI KES ADAR VUR ABLANI!" diye kükredi edanın ağlamaları biraz dindi oda sevdiği adamın yanına gidicekti bu yüzden ağlaması dindi
Adar ise daha silahı tutamıyordu küçük eline silah çok ağır ve büyük geliyordu
Eda "baba o çok küçük sen vur ama o vurmasın yalvarırım" ölümden değil kardeşinin yaşaycağı travmadan korkuyordu o daha çok küçüktü ama hasan ağa kızını takmadı eda babasının ne kadar caninbiri olduğunu biliyordu ama bu karda değil
Onu dinlemeyeceğini anlayınca sustu ve Adara baktı
Adar elindeki silahı daha fazla taşıyamayıp yere attı ağlayarak babasına dönüp "baba yapmicam sende yapma ablam yaşasın baba nolur onun bir suçu yok baba" diyip hasanın ayaklarına kapandı
O daha küçücük çocuktu yaoamazdıki Adar hıçkırıklar arasında ağlarken ablasıda onun gibi ağlıyordu kardeşi onun için acımasız babasının ayaklarına kapanıyordu
Hasan ayaklarına kapanan oğlunu acımasızca kolundan tutarak kaldırdı onun için Adar sadece velihattı başka bir şey değil o baba olmayı başaramamıştı
Adarın eline silahı tekrar tutuşturup
"EĞER ABLANI ÖLDÜRMEZSEN ANNENİDE ABLANLA BERABER ÖLDÜRÜRÜM ADAR SIK ABLANIN KAFASINA" diye kükredi
Adarın annesini ne kadar çok sevdiğini biliyordu koz olarak kullanıyordu bunu
Eda Adara sulu gözlerle bakıp "adar ablacım vur beni söz seni bırakmicam sadece biraz canım yanıcak o kadar hadi bas o tetiğe" diye Adarı kandırmaya çalıştı
Adar ablasına "sözmü abla" dedi eda tekrar "söz ablacım hadi" dedi
Adar ne kadar istemesede yapıcaktı bunu çünkü babasının ne kadar acımasız olduğunu biliyordu
Hasan Adarın silahına destek vererek edanın kafasına nişan aldı depoda tek bir silah sesi duyuldu ve Adarın abla diye haykırısı
Ablası ona verdiği her sözü tutmuştu ama bu sefer tutmamıştı
Hasan ağa intikam almak için depodan adamlarıyla beraber çıktı Adar ise üç ölü bedenin arasında ağlayarak ablasına sarılıyordu bir yandan ise Allah'a dua ediyordu
ŞANLI KONAĞI:
7 yaşındaki mahi koşarak alt kata annesinin yanına indi babası abileriyle beraber dışarı çıkmıştı ama mahiyi götürmemişti
Babası mahiyi daha doğrusu kız çocuklarını sevmezdi
Asiye hanım yanına gelen kızına baktı mahi
"Anne beni parka götürürmüsüünnn" diye annesine tatlı bir bakış attı
Asiye hanım kızyla aynı boya gelerek "annecim işim var yarın götürsem olurmu" dedi
Mahi "ama anne abimler babamla gitti beni götürmediler" Asiye hanım kocasının kızını sevmediğini biliyordu bir çok kez onunla kavga etmişti ama fayda etmemişti daha fazla kızına kıyamayıp "tamam hadi git ayakkabını giy bende elbisemi giyip geliyorum" dedi
Mahi olley yapıp annesinin yanaklarından öpüp avluya çıktı Asiye hanımda giyinip aşşagı indi kızının elinden tutup parka doğru yürüdüler
Hasan ağa ise onları gizlice takip ediyordu
Awir ağanın karısını ne kadar çok sevdiğini biliyordu onun canını acıtmak için karısının canını alıcaktı
Asiye hanım ara sokaklardan geçerken onları takip eden hasanı fark etmiş ve kızının elinden sıkıca tutarak kaçmaya çalıştı sadece çünkü hasan ağanın adamları onun etrafını sarmıştı
Küçük mahi ise adamlara korku ve merakla bakıp annesinin bacaklarına sıkıca sarıldı Asiye hanım ne olacağını biliyordu ölücekti iki düşman aşiret bir araya gelince hep kan çıkardı eğlip kızını doyasıya öptü ellerini kızının yanağına koyarak
"Kızım güzelim benim seni ve abilerini çoo seviyorum annecim bunu unutmayın tamamı neşeni ise hiç kaybetme her ne olursa olsun gül annecim tamamı mis kokulum" diyip kızına sarıldı kokusunu içine çekti mahi annesinin niye böyle konuştuğunu bilmiyordu
"Anne ne oluyor bu adamlar kim" diye sordu hasan ağa ise anne kızın sarılmasının bitmesini bekliyordu Asiye hanım ayağa kalktı kızının yüzünu elleriyle sevdi tam seni seviyorum diyecekken
Sokakta silah sesi duyuldu Asiye hanım ilk önce karnı daha sonra kalbinden vuruldu
Asiye hanım yere yığıldı hasan ağa adamlarını alıp gitti
Mahi ise yere çömelmiş annesinin kafasını dizine koyarak elleriyle yüzünü seviyordu bir yanda çığlık çığlığa ağlıyo
rdu
"ANNEEEE"
"ANNE KALK ANNECİM"
"ANNE BENİ BIRAKMA NOLUR ANNEEEE"
O gün kaderleri birleşmiş iki çocuğun çığlıkları Mardin'de feryat olmuştu
SOOONNNNN.......
Okur Yorumları | Yorum Ekle |