Neden ben diye haykırmak istiyorum avazım çıktığınca bağırmak dağıtmak istiyorum ama elimden gelen tek şey ağlamak
Her ne kadar ağlayıp aciz görünmek istemesemde artık dayanamıyorum bende insanım niye anlamıyorlar
Benimde bir kalbim var
Gururum var
Duygularım var
Peki niye insanlar bunlar bende yokmuş gibi davranıyorlar
Konaktan çıktıktan sonra her zaman geldiğim uçurum kenarın geldim yere oturmuş dizlerimi kendime çekip sarılmış bir şekilde ağlıyordum
Ne yapacağımı bilmiyorum eğer berdeli kabul etmeseydim kan davası devam edicekti son zamanlarda kan davası durmuş olsada bununla beraber tekrar harlanıcak ve bu ateş abimlere sıçricak
Ben onlar olmadan yapamazdımki
Abimlerin ölmesindense evlenmeyi tercih ederdim
Ama nasıl ben o adamla nasıl bir ömür geçiricemki, yapamam. bu kadar yük banada fazla her nekadar güçlü gözüksemde içimde fırtınalar kopuyor
Kafamı dizilerimden kaldırarak ayaklarımın altındaki Mardin'in güzelliğine baktım
Dışı seni içi beni yakar sözü bu topraklar için söylenmiş
Annemin katili hasan ağayken onun oğlu ile nasıl evlenicem
İçimde bitmek bilmeyen öfke varken o adamla aynı yastığa nasıl baş koyucam
Derin bir nefes aldım
O adamla aynı yastığa baş koymicam her ne olursa olsun bir yolunu bulup ondan kurtulucam o aileyle bir ömür asla geçirmem
Göz yaşlarımı elimle silerken ayak sesi duydum bu saatte kim olabilir ki burası ıssız bir yer olduğu için kimse bilmiyo
Telaşla ayağa kalkıp arkamı döndüm
Dönmem ile Adarla burun buruna gelmem bir oldu dibime kadar girmişti ve ben daha yeni fark ediyordum karanlıkta yüzüne vuran araba farının ışığı ile gözlerinin içine baktım
Oda aynı şekilde bana bakıyordu yakınlığımızı fark edince ikimizde aynı anda sanki planlamış gibi bir adım geriledik
Saf öfkeyle bana bakıyordu benimde ondan bir farkım yok "neden geldin buraya" dedim
Boş gözlerle bana bakarak buz gibi bir sesle
"Konuşmamız lazım!" Dedi sesindeki sert ve soğukluk Mardin'in yazında bedenimi ürpertmişti
Kafamı dik tutup gözlerinin içine baktım
"Ne konuşucazki daha evleniyoruz işte!" Dedim
Adar derin bir nefes alarak "Bak mahi bende bu evliliği en az senin kadar istemiyorum ama alışsan iyi olur 2 güne evlenicez" dedi
Bu adam ciddimi saatler önce sanki hiçbirşey olmamış gibi gelmiş bana elleri cebinde rahat rahat alışsan iyi olur diyor
Öfkeyle sesimi hafif yükseltim
"İyimisin ya sen! Daha düne kadar birbirimizi tanımıyorduk! saatler önce evleneceğimizi söylüyorlar! üstelik sen annemin katilinin çocuğuyken! Gelmiş bana alışsan iyi olur diyorsun!" dedim
Oda sesinin hafifçe yükseltti
"Sence ben bu durumdan çokmu memnunum!" Daha sonra sözlerinin devamını getirmeden öfkeyle derin bir nefes verip gözlerini kapattı. Boynundaki damarlar her an patilack gibi şişmişti
bir elini şakaklarına götürerek ovaladı
daha sonra indirip gözlerini açtı sesini daha sakin tutarak
"Şu an kavga için değil olacakları konuşmak için geldim pazar günü düğün cumartesi kına ve" devamını getirmeden sözünü kestim telli duvaklı gelin gitmicektim onlara
"Ne düğünü ne kınasından bahsediyorsun sen Adar ağa! hiçbir şey istemiyorum sade bir nikah olur biter zaten bu evlilik çok sürmicek" dedim bunu onunda bilmesi lazımdı
Adar kaşlarını çatarak bana baktı
"Ne demek çok sürmicek!" dedi
Kararlı bir şekilde gözlerinin içine baktım planımı çoktan yapmıştım
"Boşanıcaz" dedim
Adar bana bir adım yaklaştı
"Kızım sen iyimisin. Berdelle evleniyoruz biz farkındamısın" evet doğru söylüyor boşanamayız ama ben ölürsem evlilik kalmaz "Ben ölürsem ortada evlilik kalmaz" dedim
Adar gözlerini kısarak bana bakıyordu
"Anlat" diyince derin bir nefes aldım
Ve planımı anlatmaya başladım
"5 ay sonra her şey düzene girer insanlar biraz olsun bu konuyu unuturlar o sırada beni bir kazada ölü göstericeksin tabi bu kazadan bir gün önce kimse bilmeden boşanıcaz ben kazadan sonra başka bir ülkeye gidicem sende eski yaşantına geri dönersin" dedim onun gibi soğuk bir sesle
Adar "peki abinler. Onları burada bırakabilecekmisin?" Diye sordu
Doğru söylüyordu ama bunu yapmak zorundayım en azından ne onlar ölür nede ben yaşayan ölüye dönerim cevap vermeden sustum
Adar bu konu hakkında konuşmak istemediğimi anlayınca sustu sesiz geçen dakikalar sonra Adar "kabul ama bir şartım var" dedi
Kafamı kaldırıp ona baktım o zaten bana bakıyordu gözlerimi kısarak ney dedim
Adar "evliliğimiz boyunca ne sen bana laf getiriceksin nede ben sana" dedi
Bunu kabul edebilirdim sonuçta onun bana laf getirmicek olmasından emin olmam lazımdı kafamı salladım
Adar arkasını dönüp bir iki adım ilerlerken konuşmam ile olduğu yerde durdu
"Adar ağa laf getirmicek olmam düşmanlığımızın bittiği anlamına gelmiyor, ne sen benim kocam olucaksın, nede ben senin karın. düşmandan başka bir şey değiliz bunu unutma!" dedim
Adar yavaşça yüzündeki alaylı ifadeyle bana döndü "iki dakika sakin konuştuk diye öfkem bittimi sandın sen" dedi daha sonra tekrar ilerleyip arabasına binerek gaza bastı ve hızla gitti
Ne kadar komik dimi iki gün sonra evleneceğim adam ile düşmanım
Bende daha fazla burada durmadan arabama bindim ve konağın yolunu tuttum
Mert'in ve Ahunun benden çekeceği var
Onların yaptığı hatanın bedelini ben çekiyorsam benim kadar olmasada onlarda acı yaşıcak gerçi Ahu mert ile evlenmekle en büyük acıyı yaşıcak
Mert daha geçen haftaya kadar sürtükler ile takılıyordu acaba Ahunun bundan haberi varmı
Arabam ile konaktan içeri girdim
Mirza abim toplantıda yoktu mert ve ahuyu aramaya çıkmıştı şimdi ise haberleri almış olacakki sedirde Miran abimle oturmuş kara kara düşünüyorlardı, gelin ve damat olaylardan sonra düğünü erken bitirip evlerine gitmişlerdi, halam ve çocuklarıda sedirdeydiler dedem muhtemelen odasına çekilmişti yengemler çocukları uyutmaya çıkmışlardı muhtemelen. Azad amcam ve semra yengem hastanedeydi awir ağa ise avluda dört dönüyordu arabamı park etmemle herkez bana taraf bakmaya başladı
Derin bir nefes alarak arabadan indim inmemle Awir ağanın üzerime gelmesi bir oldu "SEN HANGİ AKLA HİZMET BENİ TOPLANTIDA REZİL EDERSİN LAN!" Dedi tam tokat atacakken Miran abim hızla önüme geçip babamın elini tuttu
"Kendine gel awir ağa! Karşında senin kızın durmuyor benim kardeşim duruyo!" Diye tısladı
Tek ben awir ağayı babalıktan silmemiştim abimlerde silmişti awir ağa kendi elleriyle kendi canavarılarını yaratmıştı haberi yoktu
Abim awir ağayı itti awir ağanın gözünde öfke vardı oğullarını elinden aldığımı düşünüyordur kesin
Awir ağa sinirle "SİZ BENİM OĞLUMSUNUZ MİRAN O KALTAK BENİ BABALIKTAN SİLDİĞİ AN SİZİNDE ONU SİLMENİZ LAZIM!" Dedi
Mirza abimde önüme geçerek
"O BİZİM KARDEŞİMİZDE SEN NESİN AWİR AĞA!" dedi
Awir ağa "MİRZA KENDİNE GEL! BEN SİZİN BABANIZIM!" dedi
Abimlerin babası ama benim değil..
Dedem hariç herkez avluda ayakta tedirgin bir şekilde duruyorlardı
Abimlerin arkasından çıkarak awir ağanın karşısında durdum
Hayal kırıklığı baktım ona herzamanki gibi. sakince konuşarak
"Ben neyim awir ağa. ulan sırf kız olduğum için yapmadığını bırakmadın bana dövdün sövdün ama hiç biri bu günki kadar acıtmadı biliyomusun. Sen hiçbir zaman baba olamadın bana, hani annemi çok seviyosun ya peki niye emanetine sahip çıkamadın awir ağa. Ben seni bu gün değil doğduğum ilk an ilk nefes aldığım an babalıktan reddettim. Artık senin ne bir kızın nede oğulların var!" Dedim
bağırmak çağırmak istiyorum ama yapamam bu adamın karşısında kriz geçirmek istemiyordum zaten kriz geçirmeme ramak kalmıştı
Tam gidecekken awir ağanın sözleriyle durdum "iki gün sonra gudiyosun mahi şerzan! Sen artık bir şanlı değilsin! Bu konaktan çıktıktan sonra kefenle bile giremezsin!" Dedi arkam ona dönüktü gözümden bir damla yaşın akmasına izin verdim
Hangi baba kızına böyle söylerdiki tabiki benim babam hoş artık babam bile değil
Abimler babama bağırıp çağırırken hızla odama çıktım kapıyı ardımdan kapattım
Yatağımın ucuna çömelerek ağlamaya başladım hıçkırıklarımı durduramıyordum artık
Niye ya niye düzgün bir baba olamamıştıki bana
Benim ona zararım neydi cinsiyetimi ben seçmemiştimki benim elimde olan birşey değildi ki bu
Odanın kapısı açılmasıyla Mirza abimin sesini duydum "Mahi!" Dedi ardından koşarak ellerimi tuttu o tuttmadan ellerimle saçlarımı çekiştirdiğimin bile farkında değildim
"Sakin ol! Sakin ol abicim!" Dedi ama olamıyordum ağlamalarım durmuyordu
Abim bana sarılarak hareketlerimi engelledi
Kriz daha fazla ilerlemeden sakinleşmeye çalışıyorum eğer ilerlerse kendimi kaybedeceğimi biliyorum
Abim "sakin ol bitanem ben burdayım bak" dedi ağlamalarım dakikalar sürmüştü ama en sonunda durmuştu
Abim benden ayrıldı bir süre acıyla ve çaresizlikle yüzüme baktı elinden birşey gelmediği için kendini suçluyordur kesin
"Mahi bak-" devamını biliyordum bu konu hakkında konuşucaktı sözünü yarıda keserek "abi kriz geçirmek istemiyorum" dedim çaresiz çıkan sesimle
Abimin gözleri dolmuştu bile
Derin bir nefes alarak "ben izeli çağırim elbiseni değişmene yardımcı olsun" dedi ve bişey dememe izin vermeden çıktı
Çok şükürki ufak bir krizdi bu bazen küçük krizler geçirsemde bazende büyük krizlerim vardı büyük krizlerimde kendime fazlasıyla zarar veriyordum bir ara yine babam ile kavga etmiştik o gün her yeri dağıtıp bir cam parçası ile kolumu kesmiştim hayla o iz duruyor orada zamnla kendimi dizginlemeyi başarmıştım ama bu krilerimin büyük olmiyicağı anlamına gelmiyor malesef
Ayağa kalkarak çekmeceden ilaç aldım
Bardağa su doldurup içecekken izelin elimden ilacı almasıyla durdum
İzel şokla bana bakıyordu "ne yapıyorsun mahi sen!" Dedi elimi uzatarak "İzel lütfen ver" dedim
İzel "mahi bu ilacın zararını biliyosun dimi" dedi omuzlarım çökmüş bitap bir halde yatağıma veçip oturdum ilaç kansere yol açıyor bu güne kadar kullanmamıştım ama ne olur ne olmaz diye yanımda bulunduruyorum
Kansere yol açsada uzun süre krizlerimi önlüyor
Bir şey demedim haklıydı ne yaptığımı bilmez bir şekilde davranıyorum kendime gelmem lazım artık
İzel çekmecedeki diğer ilaçları eline alarak banyodaki çöpe attı geri yanıma gelerek oturdu elimi tuttu "ne zamandan beri kullanıyosum" dedi
Yere bakarak "kullanmadım hiç. sadece krizlerim bu aralar çoğalıcak ve o insanların içinde kriz geçirmek istemiyorum" dedim
İzel derin bir nefes alarak "o insanlar için kendi canından olucaktın mahi" dedi
Haklıydı kendime gelmem lazım artık derin bir nefes alarak ona baktım
"Biliyorum bir daha olmaz kendimde değildim" dedim İzel bir şey demedi geceliğimi giymeme yardım etti kolumu bile kaldıracak mecalim yoktu
Giyindikten sonra sarsak adımlarla yatağına geçtim İzel sanki bir bebekmişim gibi üzerimi örttü ve odadan çıktı
Bende daha fazla dayanamayıp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım gerçi uykumda bile huzur yoktu.
YAZARDAN:
Adar kızın ardından onu merak ederek peşinden ilerlemişti kız bir uçurum kenarında öylece oturmuş ağlıyordu dakikalar sonra kızın yanına gitmişti yüzüne vuran araba farı kızın kan çanağına dönen gözlerini açığa çıkarıyordu
Mahinin anlaşmasını kabul etmişti çünkü bu durum Adarında işine gelirdi kızdan nefret ederken nasıl aynı yastığa baş kayucaktıki
Mahinin son söylediklerine hak veriyordu onlar düşmandı ve bir araya gelemezdi Adar için
Adar konağa gelmiş ve odasına çıkmıştı herkez odasına çdkilmisşti gardroptan bir kaç parça eşya alarak duşa girdi soğuk suyun üzerinden akıp gitmesine izin verirken düşüncelere daldı
Çok değil dün ona mahi şanlı ile evleniceksin deseler güler geçerdi ama şimdi nefret ettiği kızla evleniyor ve bunun sebebi kardeşi
Ahu olacakları sadece ölümden ibaret sanıyordu ama abisinin onun ölümünü göze alamayacağını bilmesi lazımdı
Ablası sevda uğruna kaçmış ve sonu ölümken abisinin aynı kaderi kız kardeşine nasıl yaşatıcaktıki
Söyleseydi abisine ne yaoar eder bir yolunu bulurdu adar her ne kadar düşman olsalarda kardeşi için bunu göze alırdı bunu biliyordu Ahu abusine sôylemek yerine kaçmayı seçmişti
Adar bunun sebebinin hasan ağa olduğunu bilseydi konakta yer yerinden oynardı
Hasan ağa kızı ve Mert'in sevgili olduğunu öğrenmişti bunun üzerine kızına kızmış ardından kimseye bir şey demeden 50 yaşında iki karısı olan adam ile evlendirmeyi düşünmüştü bunu sadece ahu ve hasan ağanın kardeşi Hamza tek biliyor
Adar duştan çıktıktan sonra giysilerini giyip yatağa geçti gözlerini kapatınca aklına ilk gelen yeşil gözler oldu kızdan nefret ediyordu aynı şekilde ailesindende eğer wair ağa korumasını ve ablasını oyuna getirmeseydi ne Mahinin annesi nede Adarın ablası eda ölücekti
Şerzan konağında ise herkez odasına çekilmişti olanlardan sonra herkez tedirgin ve üzgündü hasan ağanı kız kardeşi zümra hanım odasında ağlayan kızını teselli etmeye çalışıyordu
Kızı Adara bu konağa geldiklerinden beri aşıktı zümra hanımın kocasının ölmesi ile babasının konağına gelmiş hayatına burada devam ediyordu
Zümra hanım "yeter ağladın buse. Adar senin olucak dediysem olucak" dedi oturduğu koltukta yanına oturan kızının sırtına elini koyup okşamaya başladı
Busenin ise ağlamaları kesilmiyordu tam o sırada içeri pat diye giren Adarın babaannesi piroz hanım ile ikiside ona taraf baktı
Piroz hanımda buse ve Adarın evlenmesini ezelden beri istiyordu hatta bu olaylar olmasaydı Adar ile konuşucaktı bu konuyu
Piroz hanım "ağlama keçî (kız) adar senin olucak merak etmeyesen!" Dedi ve kapıyı kapatarak onların karşısınaki tekli koltuğa bastonundan destek alarak oturdu
Buse ağlamalarının arasından
"Nasıl olacak daye (nine) evleniyor işte!" Dedi buse adarın onu hep fark etmesini istemişti elinden gelen herşeyi yapmıştı Adar ise bunu ona konduramıyordu buse onun kardeşiydi öne herzaman kardeş olarak görmüş ve abilik yapmıştı ama buse kendini bildi bileli Adara aşıktı
Piroz hanım sert sesi ile "sen bu evliliğin iyi gideceğinimi sanıyorsun, iyi gutsede biz izin vermeyecez sen bana söyle kuma olurmusun Adarıma" dedi
Buse hiç düşünmeden "Adarla olucaksam kuma bile olurum daye" dedi göz yaşları dinmişti zümra hanım annesine bakarak
"Planın nedir ana" dedi
Piroz hanım "o kıza bu evde rahat vermeyecez buse sen hep Adarın dibinde dur mahi şüpelensin ondan sonrası kolay zaten Adar seni kardeşi gibi görüyor Mahi senin hakkında bir şey derse cevabını veririr aralarını düzelmeden bozmamız lazım gerisini sonra söylerim hayde sende geç yatağına zırlama biş yere ananıda rahat bırak" dedi
Buse ve zümra hanım sadece kafalarını salladılar piroz hanımın aklındaki planlar hiç hayra âlemet değildi ayağa kalktı ve odadan çıktı Buse ise mutluluk ile annesinin boynuna sarıldı "benim olucak anne Adar benim olucak" dedi
Zümra hanımda sevinçle kızına sarıldı kızı Adar il
e evlenirse ağa karısı olucaktı daha ne isterdiki zümra hanım
Adar ve mahi ise geleceklerden habersiz derin uykudalardı onların kaderi daha kundaktayken belirlenmişti kim ne değiştirebilirdiki
SOOOOONNNNN........
Okur Yorumları | Yorum Ekle |