MAHİDEN:
Yemyeşil bir ormanda uçuşan beyaz elbisem ve yalın ayaklarımla geziyordum. yolumu kaybetmiştim sanki. ileride bir sis bulutu yağmurun habercisiyken yüzüme çiseleyen su damlaları ile haberci gerçek olmuştu
Patika yolda ilerliyiyordum. orman ıssızdı gelen tek ses gök gürültüsü ve yere hiddetle değen yağmur damlaları
Aniden şimşek çakması ile ağzımdan ufak bir çığlık çıktı
Solumda kalan taraf aydınlık güzel bir sabaha dönmüşken sağımda kalan taraf şidettle yağan yağmurlu bir geceye dönüşmüştü
Solumda gelen annemin sesi ile
O tarafa döndüm "gül kokulum" dedi
Ne çok özlemiştim bu lafı
Annemin o hasret kaldığım güzel yüzü karşımda bana gülerek bakıyordu
Ona doğru ilerledim "Anne buradasın" dedim hayretle
Annem "ben hep burdaydım zaten kızım" diyip elini kalbime koydu
Öbür taraftan gelen gök gürültülüsü ile korkuyla arkamı döndüm
Adar sislerin arasında bana elini uzatmış
"Mahim hadi gel" diye tebessümle konuştu
Kafamı iki yana salladım
Hızla anneme dönüp "Anne ben oraya gitmek istemiyorum çok karanlık!" Dedim
Annem yüzündeki tebessümü silmeden iki eliyle yüzümü sevdi "git kızım o sana iyi gelicek, beraber karanlıktan çıkıcaksınız gül kokulum" dedi
Göz yaşlarım yüzüme sicim sicim akıyordu kafamı iki yana sallayarak "hayır anne orası bana acı çektiriyor. Anne acı çekiyorum ben! al yanına beni dayanamıyorum artık!" diye haykırırcasına konuştum
Annem ellerini benden çekerek bir adım geriledi "o seni korur acına ortak olur!" Dedi
"ANNE GİTME BENİ BIRAKMA!" diye benden uzaklaşan anneme haykırdım ayaklarım sanki yerine kenetlenmişti ilerleyemiyordum
Annem sonkez tebesüm ederek fısıltıyla
"Gül kokulum" dedi ve ortadan kayboldu
Adarın "mahim hadi artık gidelim" demesiyle ona döndüm elini hayla bana doğru uzatıyordu ayaklarım sanki benden bağımsız ilerleriyordu Adarın elini tutmamla yüzünde derin bir tebessüm oluştu
Beni karanlığa çekti
Yerimden sıçrayarak uyandım
Derin derin nefes aldım yüzüm epeyce terlemişti iki elimle yüzümü kapatıp soluklandım
Çok değişik bir kabustu ilk defa değildi kabuslarım ama bu hepsinden çok farklıydı.
Gözümden bir damla yaş aktı
Annemin bana gül kokulum diye seslenmesini ne çok özlemiştim
Ben annemi çok özlemiştim. bu gün ilk işim onun mezarına gitmek olucak
Ellerimi yüzümden çekio kendime gelmek adına etrafıma göz attım en son yanımda uyuyan abimde durdum
Yüzümde ufak bir tebessüm oluştu Mirza abim. ilk aşkım. genelde kız çocuklarının ilk aşkı babalarıdır ama benim babam gerçi baba demeye bin şait ister bana baba olmayı becerememişti benim ilk aşkım abimdi
Her kriz geçirdiğimde geceleride ne olur ne olmaz diye yanımda uyuyordu
Onu uyandırmadan yavaşça yataktan kalktım
Dolabımdan bir kaç parça kıyafet alarak banyoya girdim aynadan kendime baktım berbat bir haldeyim saçlarım birbirine girmiş, makyajım dağılmış, gözlerim kan çanağına dönmüş ve göz torbalarım morarmıştı
Derin bir nefes alarak temizleme suyum ile makyajımı sildim ardından üzerimdekileri çıkarıp kendimi duşa attım
Ilık suyu açarak su damlalarının üzerimden akıp gitmesini seyrettim hayatımda bir su damlası gibi akıp gitmemişmiydi zaten.
İçimdeki duygularında su damlası gibi akıp gitmesini istiyorum öfkem, üzüntüm, nefretim
Babam hem nefretimi hem üzüntümü kazanırken Adar sadece saf nefretti buna aileside dağil
Ne kadar komik dimi yarın evleneceğim kocamdan ve ailesinden ölesiye nefret ediyorum, kim evleneceği adamdan ölesiye nefret ederdiki tabiki bu talihsizlik yine bana denk geldi
Kendimi anneme ihanet etmiş gibi hissediyorum sanki hasan ağa değilde dün gece toplantıda berdeli kabul ederken ben annemi öldürmüşüm gibi hissettim.
Geçicek, bu duyguda geçicek yerini belki daha acı duygular kapatıcak ama Adardan boşandığım gün bu duygumda sona ericek
Ama Ant olsunki boşanana kadar bu topraklarda berdeli kaldırıcam gücüm belki törenin hepsini kaldırmaya yetmez ama Berdele yeter
Saçlarımı son kez duruladıktan sonra duştan çıktım havuluyu bedenime sarıp kurulandım ardından siyah kumaş jeanım ve üzerine siyah askılıklı bir crop giydim
Saçlarımın suyunu havlu ile alıp fön makinası ile iyice kurutup salık bıraktım ıslak saçlar ile annemin yanına gidemezdim. küçükken hep saçım ıslak diye kızar ardından beni yanına alarak saçlarımı güzelce kuruturdu kızdığı için ona trip atardım ama o benim gönlümü hemen alırdı
banyodan çıkınca yatakta oturur vaziyette elleriyle başını tutup dirseklerini dizine yaslamış abimle karşılaştım
Ne düşündüğünü bilmek çokta zor olmuyordu
Kapı sesini duyan abim kafasını kaldırarak bana baktı "abi?" Dedim niye böyle duruyorsun der gibi
Abim eli ile yatağa iki kez hafifçe vurup "gel yanıma" dedi geçip yanına oturdum
Abim yüzüme değilde yere bakıyordu sanki yüzüme bakmaya çekiniyor gibi
Bir elimi omzuna koyup "abi bana bakarmısın" dedim abim bakmayınca tekarak "abi lütfen" dedim
Abim bu sefer isteğime uyup yüzümü baktı
Bu güne kadar gözündan damla düştüğünü görmediğim gözleri dolu doluydu
Kararlılıkla yüzüme bakarak "evlenmiceksin abicim izin vermicem böyle saçma bir şeye!" Dedi ve öfkeyle ayağa kalktı
Hiçbir şey anlamamıştım abim kapıya doğru ilerlerken hızla önünü kestim "abi dur nereye!" Dedim abim "berdeli bozmaya!" Diye öfkeyle konuştu
Olmaz olamaz abim bunu yaparsa iki abimde ölücek kan davası yine devam edicek ve Mirza abimin hiçbir şey umrunda değil kafasın koydumu yapardı o
İki kolundan tutarak "abi ben sizi kaybetmeyi göze alamam nolur otur sakin sakin konuşalım" dedim abim derin bir nefes alıp ellerini yanaklarıma koydu "bende seni kaybetmeyi göze alamam kardeşim" dedi ve bir şey dememe izin vermeden hızla çıkıp gitti
Ellerim ile yüzümü kapattım şimdi ne yapıcam ben
Mesela salak gibi durmaktansa abinin peşinden gitmeye devammı etsen
İç sesim ilk defa haklı olabilirdi hızla avluya indim abim arabasına bindi bende beklemeden korumaya "anahtar" dedim bana doğru anahtarı atınca havada yakalayıp arabama bindim hızla abimin arkasında ilerledim
Ah abi ah bi dinlesen keşke beni
Abim hızla ilerliyordu bu yol şerzan konağına gidiyordu daha fazla dayanamayıp gazı kökledim abim sağ sol yaparak önüne geçmemi engelliyor
Sinirle burnumdan soludum kaza yaomadan atlatsak iyidir
Abim sağ yaparken sola geçtim direksiyonu sağ yatırarak sağ tarafa hafifçe geçtim abim hızla sağ tarafa geçerken gazı kökleyip soldan ilerledim hızla abimin önüne kırdım arabayı
Abim ani bir fren ile durdu hızla arabadan indim abimde benim gibi inmiş öfkeyle bana bakıyordu "NAPIYOSUN SEN" diye kükredi
İkimizde birbirimize doğru ilerliyorduk
"ASIL SEN NE YAPIYİRSUN ABİ!" Diye onun gibi bağırdım en son ortak noktada ilerlemeyi bırakıp durduk
Abim iki eliyle yüzünü kapatıp arkasına dönüp bir kaç adım ilerledi
"Abi olan oldu evleniyorum ben!" Dedim
Abim hızla dönüp "evlenmiyosun duydunmu abicim BEN SENİ ONLARA GELİN ETMİYORUM!" diye sonda kükreyerek konuştu
Bu böyle olmazdı abim gerçekleri öğrenmeden durmicaktı belli
Derin bir nefes alarak ona baktım
"Sahte" dedim
Abim kaşlarını çatarak anlamadığını belirten bir ifade ile bana baktı
Bitkince "sahte abi, bu evlilik sahte. 5 ay, sadece 5 ay sürücek" dedim
Abim "ne demek sahte 5 ay sürücek. Anlat herşeyi!" Dedi
"Burda olmaz sakin bir yere geçip oturalım" dedim abim kafasını sallayarak telefonundan birisini aradı kim olduğunu bilmiyorum en son açılan telefon ile abim direk "atacağım konuma gel konuşucaklarımız var!" Dedi ve yüzüne kapattı telefonu Adarı aramıştı
Bir Adarımız eksikti zaten
Abim "beni takip et" dedi arabasına bindi bende kendi arabama binip onu takip etmeye başladım
Bu konuda abime güvene bilirdim hatta en büyük destekçim o olurdu içimi bir tek ona döke biliyorum zaten ilk defa Mirza abimden bir şey sakladım oda ortaya çıktı zaten
Aradan geçen yarım saat sonra bir restorantın önünde durduk burayı biliyordum güzel bir mekandı
Arabayı park ettikten sonra abimle aynı anda indik yanına ulaşmamı bekledi ardından beraber içeriye girdik
Üst kata çıkarak cam kenarındaki bir masaya oturduk
"Neden Adarı çağırdın?" Diye sordum abim kafasını camdan alıp bana çevirdi "onunda burda olması daha doğru ikinizdende planınızı dinlerim" dedi
Abimin konuşmasını bitirmesiyle yanındaki sandalyenin çekilmesi bir oldu gelen Adardı
Adarın yanıma oturması abimi sinirlendirmiş olacakki sinirle ona baktı ardından gözlerini yumup sakinleşti
Adarda abimin sinir olduğunu anlamıştı ama hiç pozisyonunu bozmadan rahat rahat oturdu "gel dedin geldim Mirza ne diceksen de!" Dedi ikiside birbirinden sinriliydi ortamda fazlasıyla gerginlik vardı bu gerginlik beni bile gerdi yani
Abim Adara öldürücü bakıslar atıyordu Adarında ondan bir farkı yoktu zaten
Abim "ben değil siz konuşucaksınız" demesiyle Adarın bakışları bana döndü
Gözleri ile anlatınmı dedi bende gözlerimi yumarak evet dedim adar öfkeyle bana baktıkgan sona gözlerini sinir topuna dönmüş abime çevirdi
Abim her an kalkıp Adara dala bilirdi
Ve bu en son isteyeceğim şey
Allah'ım nolur buradan sağ çıkalım yalvarırım
Adar soğuk bir sesle "yarın evlenicez" bu sözü ile abim gözlerini yumup sakinkeşmeye çalıştı Adar sözüne devam etti "evlilik 5 ay sürücek herşey durulur o zamana kadar" bu sefer sözü ben devir aldım
"Adar beni bir kaza sonucu ölü olarak göstericek bu olaydan bir gün öncede boşanmış olucaz"
Adar devamını getirerek "herkez mahiyi ölü bilirken mahi yurt dışına gidicek" dedi
Abim durup bir süre bize baktı
"Nikah memururunu sahte yapmak varken niye gerçekten evlenmeyi düşünüyorsunuz en azından bişanma işinden kurtulursunuz" abim doğru söylüyordu mantıklı bulup
"Abim doğru söylüyor sahte nikah memuru getirelim" dedim
Adar "bunu bende düşündüm ama hasan ağayı biraz tanıyorsam nikah memurunun gerçek olup olmadığını kontrol edecek" dedi
Babasından bir yabancı gibi bahsetmesi gözümden kaçmamıştı
Abim kafasını salladı "awir ağayıda unutmamak lazım" dedi buda doğru
Aradan geçen sesiz gergin dakikalara abim son verdi "sana nasıl güvenicem" dedi
İşte şimdi başlıyoruz
Niyet ettim Allah rızası için buradan sağ çıkamya
Hayde bismillah
Bildiğim tüm duaları içimden okurken bir yandanda adar ve abimi izliyordum
Zaten tüm restorant bizi izliyor anksiyetem tuttu resmen, olanlardan sonra herkezin gözü kulağı iki aşiretteyken şimdi bir masada ilk defa oturduğumuzu görünce haliyle baya şaşırmıslardı
Adar kaşlarını çatarak sinirle abime baktı
"Açık konuş Mirza!" Diye dişlerinin arasından tıslıyarak konuştu abim "diyorum ki kardeşime zarar vereceğinden yada" diyip sustu ardından "anladın sen Adar ağa nasıl güvenicem ben sana!" Dedi
YAZARDAN:
Şerzan konağı yine yeni bir sabaha gözünü açtı
Gözünü yeni bir güne açan Adar esnedikten sonra ayağa kalkıp dolaptan bir kaç parça eşya aldı ve duşa girdi
Soğuk suyun üzerinden akıp gitmesine izin verip derin düşüncelere daldı
Olanlar onuda çoo yılratmıştı ama o kimseye göstermedi içini dökemedi bir türlü
Adarda tıpkı mahi gibi ablasın ihanet ediyormuş gibi hissediyordu
Halbuki onların suçu neydiki Adarın bir suçu yoktu suçu olan tek kişiler mert ve Ahu
Adar anlamıyordu kardeşi ahu hiçmi onu düşünmemişti hiçmi ablası aklına gelmedi
Adar bir türlü bu durumu çözemiyordu kardeşi gelseydi ona deseydi Abu ben ona aşık oldum deseydi Adar ne yapar eder sevenleri kavuştururdu
Peki ahu ne yapmıştı? O abisine söylemeden onu hiç düşünmeden kaçıp gitmişti
Adar bir an belki ölümü göze alarak gitmiştir diye düşünsese bu düşünceyi aklından sildi
Eda sevda uğruna ölmüşken onu küçük Adar zorla öldürmüşken Ahuya nasıl bunu yapardı Ahu bunu iyi biliyordu ama sevdasını abisinin hayatından öne tutmuştu
Adar duşunu bitirdikten sonra siyah takım elbisesini giydi kravat takmadı özel günler olmadıkça takmazdı sevmezdi takmayı
Saçını fön makinası ile iki dakikada kuruttu dişlerinide fırçalayıp banyodan çıktı
Çekmeceden rastgele bir saat seçip taktı bir diğerindende siyah gözlüğünü aldı şimdilik takmak yerine gömleğinin önüne taktı siyah ayakkabısını giydi ve son olarak cüzdan ve telefonunu alıp çıktı odadan
Adar tüm endamı ve yakışıklığı ile avludaki kahvaltı masasına ilerledi
Herkezin gözü ondaydı kimseyi umursamadan baş köşedeki babaannesinin sağ tarafındaki ilk sandalye yerini aldı
Buse ise yanına oturan Adama hayranlık ile bakıyordu herkez bunun farkındayken Adar buseye kör olmuştu sanki
Masa yine herzamanki gibi kalabalıktı Adarında oturması ile piroz hanım
"Afiyet olsun" diyip yemeği başlatmıştı
Adarın pek iştahı yoktu iki üç lokma birşeyler yiyip karşısındaki hasan ağanın yanında oturan annesine baktı "ana hazırlığınızı yapın yarın nikah var" demesi masaya bomba düşürmüştü
Şerzanlar Adara anlı şanlı düğün yapmak istiyorlardı oysaki
Hasan ağa hidetle "ne demek yarın nikah daha isteme, kına birşey olmadı!" Dedi
Hasan ağanın kardeşi Hamza ağa "adar doğru söyler baban ne demek nikah yarın" dedi
İki kardeşte birbirinden beterdi ikisininde çocukları babalarından nefret ederdi
Adar ikisinede ihrenerek baktı
Heleki babasına kubanının kızını nasıl anlı şanlı bu konağa getirmeyi düşünmüştü
"Nikah tek olucak istemeyi falan unutun düğünde olmicak kimi çağırıyorsanız ona göre çağırın!" Dedi
Piroz hanım elini masaya vurarak "ne demek düğün dernek olmayacakAdar ağa! Söyle o kıza aklını doldurmasın! sen şerzanların ağasısın anlı şanlı düğün yapmak gerek!" Dedi
Adar öfkeyle babaannesine baktı "Piroz hanım benim aklımı kimse doldurmuyo sen merak etme! Son kez diyorum hazırlığınızı yapın" dedi ayağa kalkıp gidecekken hasan ağanın sözü ile durdu "O kız bu eve anlı şanlı bir şekilde gelecek!" Dedi
Adar babasına öfke ile baktı
Elini masaya sert bir şekilde geçirdi herkez irkilip geriye yaslandı "lan sen kızın annesini öldürdün! annesini! Birde o kızdan konağına anlı şanlı gelmesinimi bekliyosun hasan ağa!
SÖZÜMÜN ÜSTÜNE SÖZ İSTEMİYORUM KONU KAPANMIŞTIR!" diye kükredi ve çekip gitti daha fazla bu insanların yanında durmak istemiyordu
Çekip giden adarın ardından herkez suspus olmuştu
Arabasında şirketine doğru giden adar telefonunun çalması ile arayana baktı
Şaşırmıştı Mirza onu hiç aramazdı telefonu açarak mirzayı dinledi ardından kapatıp attığı konuma gitti
Mirzanının mahiyle âlakalı konuşacağını düşünmüştü
Arabadan inip restoranta giriş yaptı mahileri görünce geçip yanlarına oturdu
Mirzo ile birbirlerine ölümcül bakışlar atıyorlardı ortamda gerinlik vardı bunun sebebi de Adar ve mirzaydı
Mirzanın son konusması Adarın sinirini bozmuştu açık açık ona sapık muamelesi yapıyordu
Adar sinirle elini masaya vurdu
"Senin o dilini koparırım Mirza! Kendine gel yoksa ben getirmesini iyi bilirim!" Diye tısladı tüm restorant ikilin arasındaki gerilimi pür dikkat izliyorlardı
Mahi ise gergince ikiliyi izliyordu
Mirza "kendime getirtsene beni Adar ağa! Ne malum kardeşime!" Gerisini getirmedi
Adar sinirle ayağa kalkınca mirzada ayağa kalktı mahide sinirle kalktı canına tak etmişti
Adar mirzanın üzerine sinirle yürüyünce mahi hemen kolundan tutup ikilinin arasına girdi sinirle "YETER ARTIK NEREDE OLDUĞUMUZA BİR BAKIN!" Diye bağırdı
İkili nerede olduklarını fark edince durdular Mirza Adara güvenmiyordu bunu açıkça söylüyordu. Kardeşine birşey olsun istemiyordu onun için canını bile veriridi ki mahi gerçekleri söylemese bunu yapıcaktı
Mahi tekrardan ikiliye sinirle "yerinize geçin sakince konuşalım!" Dedi Mirza derin bir nefes alarak yerine geçerken Adar sinirle mahiye bakıyordu emir vermsi sinirini bozuyordu mahide ona kaşlarını ne var anlmında salladı
Adar derin bir nefes alarak mirzaya baktı
"Her şeyi anladığına göre. bir iman yoksa işim var!" Dedi Mirza kaşlarını çatarak Adara baktı "yok git!" Dedi mahi bıkkınca bir nefes verirken Adar "hadi eyvallah" diyip gitti
MAHİDEN:
Abim arabayı avluya park edince beraber arabadan indik Adar gittikten sonra bizde eve gelmiştik abim planı kabul etmişti
Beraber konağa girince abim salona doğru ilerled
i bende annemin yanına gitmek için eşyalarımı almaya odama çıktım odaya girip telefenumu ve çantamı aldım
Ardından aşağı indim oturma odasının yanından geçecekken gelen Mirza bağırış sesleri ile durup içeriye girdim
İçeride gördüğüm yüzler ile öfkem tavan yapmıştı
Okur Yorumları | Yorum Ekle |