@yarrens
|
Malikanenin geniş salonu, Zara'nın kanıyla kirlenmiş elbiseleri ve duvarlarda yankılanan endişe dolu seslerle artık bir savaş meydanını andırıyordu. Murat, Zara’yı kollarında taşıyarak hızla içeri girdi. Yüzünde korku ve kararlılık vardı. “Doktor hemen gelmeli!” diye bağırdı. Derya, elleri titreyerek temiz havlular ve su getirdi. Gözyaşlarını silmek yerine, Zara’nın solgun yüzüne bakıyor, elleriyle onu hayatta tutmaya çalışıyordu. “Dayan, Zara! Lütfen dayan!” diye fısıldıyordu. Murat, Zara’yı geniş, yumuşak bir kanepeye yatırdı. Üzerine hızla bir örtü örtüp kanayan yarasını kontrol etmeye çalıştı. Kurşun, omzuna yakın bir yerden girmişti ama ne kadar derine indiği belli değildi. Gözleri, titreyen elleriyle uğraşan Derya’ya kaydı. “Kendine gel, Derya. Onu yaşatacağız!” dedi sert bir sesle. Fırat içeriye girdiğinde, gözleri Zara’ya kitlenmişti. Murat’ın söyledikleri ya da odadaki kaos umurunda değildi. Ellerindeki kurumuş kan izleri, onun zihnindeki karmaşayı temsil ediyordu. Bu benim suçum, diye düşündü, dişlerini sıkarak. “Doktor nerede? Neden hâlâ gelmedi?” diye gürledi. Bu sert sesi duyan adamlarından biri kapıda belirdi. “Efendim, yolda. Çok kısa sürede burada olacak,” dedi. Fırat hızla Zara’nın yanına çömeldi. “Zara, beni duyuyor musun?” dedi, sesi her zamankinden farklı, kırılgan bir tondaydı. Parmağıyla hafifçe onun yüzünü okşadı. Ama Zara'nın yüzündeki solgunluk ve göz kapaklarının kapalı olması, içinde bir hançer gibi saplandı. Derya, gözyaşlarını tutamayarak Fırat’a bağırdı. “Bu onun başına senin yüzünden geldi, Fırat! Onu bu dünyaya çektin ve şimdi…” Sesini kaybetti, hıçkırıkları daha fazla konuşmasını engelledi. Fırat, Derya’ya cevap vermedi. Çünkü o da bu gerçekle yüzleşmek zorundaydı. Zara’nın vurulmasının sorumlusu benim. Birkaç saat sonra… Doktor, odadan çıktığında herkesin gözleri ona kilitlendi. Uzun bir nefes aldı ve ellerini cebine koyarak konuştu. “Hayati tehlikeyi atlattı. Kurşun önemli bir damara zarar vermemiş, ama bir süre dinlenmesi gerekecek. Kan kaybı fazlaydı, biraz daha geç kalsaydınız sonucu farklı olabilirdi.” Bu sözler üzerine, herkes derin bir nefes aldı. Derya, Murat’ın omzuna yaslanarak sessizce ağladı. Fırat ise rahatlamış gibi görünse de gözleri hâlâ karanlık bir bulutun altında gibiydi. Doktor ayrıldıktan sonra herkes Zara’nın odasına gitti. Zara, temiz nevresimlerle örtülmüş geniş yatakta, hâlâ baygındı. Fırat, yatağın yanındaki koltuğa oturup sessizce onu izlemeye başladı. Derya ve QMurat, onları yalnız bırakıp odadan çıktılar. Fırat, Zara’nın elini nazikçe tuttu. Daha önce hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti. Zara’nın yüzündeki solgunluk, onun kalbini sıkıştırıyordu. O sırada zihninde sürekli Fatih’in söyledikleri yankılanıyordu: "Anne'ni öldüren adamın kızı." Bu bilgi, Zara’nın babasının bir zamanlar Alkanlı ailesine karşı bir şey yaptığını gösteriyordu. Ama ne?Bu ilk başta babası ile yaptığı bir anlaşmadan ibaretti ama şimdi.. Bir an bana neler oluyor diye düşündü. Aklına gelen ihtimali hemen aklından sildi, o Fırat alkanlı hayatında kimseye acimayan herkese küçümseyerek bakan kişi Fırat alkanliydı. Şimdi basit bir kadına aşık olmuş olamazdı. Nasıl bir trajediydi ki şimdi Zara, onun hayatında en önemli kişi haline gelmişti? Gözleri, Zara’nın yüzüne odaklanırken derin bir nefes aldı. “Zara…” diye fısıldadı. “Yaptıklarımı görenince Beni affedebilir misin? Seni koruyamadım. Ama bir daha bu hatayı yapmayacağım.” Fırat’ın sessiz itirafları, odanın derin sessizliğinde yankılandı. Zara, gözlerini hafifçe araladı, Gözleri tavana dikilmişken etrafa bakamadigını fark etti. Ufak mırıltılar çıkartarak fırat'ın dikkatini çekmeye çalıştı. ama Fırat’ın fark ettiğini anlayacak kadar güçlü değildi. Onun zayıf nefesi, Fırat için bir umut ışığıydı.
Fırat zara'nın kısık sesli mırıltılarını hissettiğinde, Zara’nın elini bırakmadan yanındaki sehpadan bir bardak su aldı. Zarif hareketlerle onun dudaklarına doğru yaklaştırdı. “sonunda uyandın Zara beni çok korkuttun,” dedi, sesi alçak ama kararlıydı. Zara, göz kapaklarını zorlukla aralayarak hafif bir mırıltı çıkardı. Hâlâ tam anlamıyla kendinde değildi, ama hayatta olduğunu hissetmek Fırat’ın yüreğine su serpiyordu. "Tamam kendini yorma sonra konuşabiliriz." Zara tekrar gölzerini kapattı. O sırada fırat Kapının yavaşça açıldığını duydu. Murat, sessizce içeri girdi ve Fırat’a bakarak bir süre durdu. Ardından başını yana eğdi ve ortamı yumuşatmak için alaycı bir gülümsemeyle konuştu. “Fırat Alkanlı’nın böyle perişan olacağını hiç düşünmezdim. Sen de insansın demek?” Fırat, ona yanıt vermedi. Gözleri hâlâ Zara’nın üzerindeydi. Ama Murat pes edecek gibi değildi. “Fatih’in söylediklerini hâlâ düşünüyorsun, değil mi? O adam hep doğru zamanda doğru yere darbe vurmayı bilir.” Bu kez Fırat, başını kaldırdı ve Murat’a baktı. Yüzü taş gibi sertti. “Fatih konuştu, gitti. Gerisini düşünmek bana kaldı,” dedi soğuk bir tonla. Murat, omuz silkti. “Gerçekleri öğrenmek mi istiyorsun? Yoksa o gerçeklerden kaçmayı mı planlıyorsun? Çünkü Zara bu işin ortasında kalmaya devam ederse... işler çok daha karmaşık bir hal alacak.” Fırat, derin bir nefes aldı. “Ben artık babam ile yaptıgım anlaşmaya uymak istemiyorum murat." Diyerek mürat'ı şaşırttı. Murat topallanarak bilmiş bir gülümseme ile fırat'a baktı "Sen aşık mı oldun bana mı öyle geliyor." Fırat gözlerini devirdi şakaklarına masaj yaptı murat'a cevap verirken sesi istemsizce yüksek çıkmıştı."şuan konumuz bu mu murat? Zara’nın zarar görmesine bir daha izin vermeyeceğim gerçekler ne olursa olsun.” Murat’ın yüzünde beliren ciddiyet, odanın gerilimini arttırdı. “Peki, ya gerçekler onun için de yıkıcıysa, Fırat? Babasının Anneni öldürdüğünü öğrendiğinde ne yapacak? Sen, Zara’yı bu karanlık dünyadan korumaya çalışıyorsun ama asıl tehlike kendi ailen. Baban kararını değiştirdiğini öğrenince seni destekleyeceğini düsünüyorsan, Yanılıyorsun." Fırat, Murat’ın bu sözleri karşısında bir an duraksadı. Haklıydı. Zara, bu kadar çok sırrın yükünü kaldırabilir miydi? Ya da bunları öğrenirse, Fırat’ı affedebilir miydi? Zara’nın Bilinçlenmesi Gece ilerlerken Zara yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Fırat hâlâ odadan ayrılmamış, onun başında bekliyordu. Zara, gözlerini hafifçe araladığında Fırat’ı gördü ve zayıf bir sesle konuştu: “Fırat…” Fırat, hemen onun eğilmiş olan başını kaldırdı. “Zara, buradayım. Rahat ol, artık güvendesin.” Zara, gözlerini kapayıp tekrar açtı. Fırat'ın sözleri kulağına boğuk geliyordu. “Beni neden kurtardın?” dedi Fırat, sesi kısık ama kararlıydı. Bu soru Zara’yı hazırlıksız yakalamıştı. Ne söylemesi gerektiğini bir an bilemedi. Ama sonra, içindeki duyguları bastırarak onun gözlerine baktı. “Çünkü… bunu hak etmiyorsun. Bir anda sizi öyle görünce ne yapicagimi bilemedim. Sana koşma amacım önüne atlamak değil. Seni kurşunun önünden itmek ve vurulmamanı sağlamaktı. Herşey aniden gelişti vurulduğumu dâhi anliyamadim." Fırat gözlerini anlamsız bir şekilde kırpıştırdı. "Bu yaptığın çok aptalca bir şeydi ölebilirdin. Fatih birdaha gelicek yaptığının bir bedeli olacak." Zara’nın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme belirdi. “Senin dünyanda beni korumanın bir bedeli var mı, Fırat? Yoksa bu da bir borç mu?” dedi alaycı bir şekilde. Fırat, bu sözlere sinirleneceği yerde derin bir nefes aldı. “Bu hayat borçlar ve bedeller üzerine kurulu, Zara. Ama senin için değil. Sen bambaşkasın.” Zara, onun sözlerini anlamlandırmaya çalışırken tekrar gözlerini kapadı. Fırat, onun yorulduğunu fark ederek daha fazla konuşmadı. Ama içindeki karmaşık duygular, Zara’nın yanında durmasına engel olamıyordu. Gece Yarısı Ziyareti Murat, Fırat’a döndü. “Biliyor musun, kardeşim, bu kadar duygusal olmak sana yakışmıyor,” dedi alaycı bir sesle. “Ama eğer bu işin peşine düşeceksen, sana bir önerim var. Fatih’in söylediklerini doğrulayacak bir yer biliyorum.” Fırat’ın kaşları çatıldı. “Ne demek istiyorsun?” Murat, sigarasını yaktı ve dumanı yavaşça üflerken konuştu. “Geçmişi araştırmak istiyorsan, Babana gitmelisin. Kenan Alkanlı’nın geçmişte neler yaptığını öğrendiğinde, Zara’nın ailesine olan borcunu da anlayacaksın.” Fırat, derin bir nefes aldı ve düşüncelere daldı. Zara’nın iyileşmesini beklerken, artık kendi ailesinin karanlık sırlarına da ışık tutması gerektiğini anlamıştı. Ama bu sırların, Zara ile olan bağlarını nasıl etkileyeceğini kestiremiyordu. Bu gece, Fırat için sadece Zara’yı kurtarmanın değil, geçmişin karanlık gölgelerinden bir çıkış yolu bulmanın da başlangıcıydı.
Sevgili okur,
Bu bölümde Fırat, hem kendi iç çatışmalarıyla hem de Zara’yı koruma içgüdüsüyle yüzleşmek zorunda kaldı. Fatih’in son sözleri, Fırat’ın dünyasını altüst ederken, Murat’ın ima ettikleri daha büyük bir gerçeğin kapısını araladı. Şimdi, geçmişin karanlık sırları bir bir ortaya çıkmaya başlıyor... Ama bu sırlar, Fırat ve Zara’nın arasındaki bağı güçlendirecek mi, yoksa tamamen koparacak mı?
Her yeni gelişme, gerilimi daha da yükseltiyor. Zara’nın masumiyeti ve Fırat’ın ailesinin karanlık geçmişi çarpışırken, asıl büyük yüzleşme daha yeni başlıyor. Unutmayın, bu hikâyede hiçbir şey göründüğü gibi değil! 🖤✨
Bir sonraki bölümde neler olacağını görmek için sabırsızlanıyor musunuz? Çünkü biz, geçmişin lanetiyle yüzleşmeye hazırlanıyoruz..🔥 Gelecek bölümlerde görüşmek üzere..
|
0% |