@yarrens
|
Zara'nın bakış açısından "Benimle evlen, benimle evlen, benimle evlen, benimle ev.." Dünden beri aklımda tekrar eden cümle derya'nın koşuşturması ile dagıldı. Fırat benimle dahada yakınlaşmak istedigini belli ederek beni malikanesine davet etmişti. Tabikide tek gidemezdim derya ile gidecektim. Fırat’ın malikanesine davet edildiğimde, nasıl hissetmem gerektiğini kestiremiyordum. Derya’nın heyecan dolu bakışları ve ne elbise giyecegi için telaşlanması ise beni biraz olsun rahatlattı; en azından bu dünyaya adım atarken yanımda güvendiğim biri vardı. Derya'nın atabası ile tarif ettigim konuma dogru yola çıktık. Malikaneye vardığımızda, girişte bizi karşılayan bekçiler ve korumalar adeta küçük bir orduyu andırıyordu. Fıra malikanenin büyük ve görkemli girişinde belirdi. Derya ve beni geniş bir avludan geçirerek içeri davet etti. Yanında her biri diğerinden farklı görünen üç adam vardı. Bize başıyla selam veren bu adamlar, Fırat’ın korumalarıydı: Ali, soğukkanlı bir sessizlikle duruyor; Emre, dikkatli gözlerle etrafı tarıyor; ve Samet, kendine has bir ciddiyetle Fırat’ın hemen yanında adeta bir gölge gibi hareket ediyordu. Fırat’ın her zaman bir adım gerisinde kalarak izleyişleri, bu adamların liderlerine olan bağlılıklarını fazlasıyla gösteriyordu. Fırat, giriş kapısında bana dönerek sakin bir tonla, "Hoşgeldin zara" dedi. Derya'ya kısa bir baş selamı verdi. Fırat'ın arkasında neredeyse onunla aynı boyda olan bir adam çıktı. Bakışları derya'nın üzerindeydi, Elini uzattı "Merhaba, ben murat.. murat korkmaz fırat'ın arkadaşıyım" dedi. Derya gülümsedi "Derya erdem zara'en yakın arkadaşıyım." Murat bana dönüp baş selamı verdi bende aynı şekilde karşılık verdim. Derya ile murat birbirlerine salak salak bakarken sesizligi bozan fırat oldu. "Zara istersen sana malikaneyi gezdireyim." sesi her zamanki gibi yumuşak ama otoriterdi. Gülümsedim başımı salladım. Tam arkamızı dönüp yürümeye hazırlanıyorduk ki, o sırada bir başka figür beliriverdi: Fırat’ın sağ kolu olarak tanınan Hüseyin Kaya. Hüseyin Bey, Fırat’a saygılı ama bir o kadar da doğal bir selam verdi. Sert bakışlarının altında belli belirsiz bir sıcaklık seziliyordu. Derya'nın merak dolu bakışları Hüseyin Bey’e yöneldiğinde, onun kim olduğunu gözleriyle sormaya çalışıyordu. Fırat ise kısa bir açıklama yaparak, "Hüseyin Bey benim akıl hocam. İşlerimle ilgili en güvendiğim insan," dedi. Hüseyin Bey kibarca başını eğip bizi selamladı, ardından Fırat’ın talimatıyla içeri geçti. Biz fırat ile Malikaneyi gezmeye başladığımızda, Derya ve Murat arkada kalıp konuşmaya başladılar. Onların yanımızdan uzaklaşıp baş başa kalmasını Fırat fark etti, ama alaycı bir gülümsemeden başka hiçbir şey demedi. Belki de bu durum, Derya ve Murat’a yaramıştı. Fırat bana malikaneyi gezdirirken mekânın her bir detayı göz kamaştırıcıydı. Duvarlardaki sanat eserleri, antika mobilyalar ve geniş kristal avizeler, malikanenin zarafetini gösteriyordu. Fırat’ın rehberliğinde devasa salondan özel yemek odasına, ardından geniş bir kütüphaneye kadar birçok farklı odaya girdik. Her odanın kendine özgü bir havası vardı ve tüm bu ihtişamın arkasında Fırat’ın ne kadar güçlü biri olduğu hissediliyordu. “Bu malikanenin tamamı bana ait değil,” dedi alaycı bir gülümsemeyle. “Burası ailemin malikanesi, ama yıllardır burada yaşıyorum ve burası bana kalacak.” Sözlerinin ardında güçlü bir kararlılık yatıyordu. Karanlık işlere bulaşmış biri olmasına rağmen, insanlara sıcak ve samimi bir yüz göstermeye çalıştığını fark ediyordum. Ancak, içindeki farklı yönü de sezmemek imkânsızdı. Sonunda, büyük salona geri döndüğümüzde Derya ve Murat’ı birbirlerine çok yakın bir şekilde gördük. Bizi fark etmeleri için öksürdüm, ikiside hemen birbirlerinden uzaklaştılar. Fırat’ın alaycı bir şekilde gülümsemesiyle ikisi utangaç bir halde toparlanmaya çalıştılar. Derya, gözlerini kaçırırken Murat ise boğazını temizledi ve açıklamaya girişti. Ancak Fırat, onları zor duruma düşürmemek adına konuyu hemen değiştirdi. --- Derya ve ben, o gece Fırat’ın malikanesinde kaldık. Bize ayrılan odada yan yana yatarken, Derya hâlâ Murat’la yaşadığı anın utancını üzerinden atamamıştı. Ona biraz takılmadan edemedim "Muratla sen bizden önce evlenicekmişsiniz gibi gözüküyor" Diyerek yüksek sesle güldüm. Derya yüzünü yastıga bastırıp bana vurdu. "Tamam tamam sustum" dedim. Bu küçük şakanın ardından kendimi uykunun kollarına bıraktım. Sabah olduğunda, büyük yemek salonuna inip kahvaltıya katıldık. Masada Fırat, Hüseyin Bey ve birkaç görevliyle birlikte Murat da vardı. Derya ve Murat’ın utangaç bakışları, hâlâ gece yaşananlardan ötürü birbirlerine duydukları çekimi saklayamadıklarını gösteriyordu. Bu anı gülümseyerek izlerken, malikaneye ansızın fırat'ın üvey annesi ve Fırat’ın babası, Kenan alkanlı girdi. Fırat'ın üvey annesi, beni baştan aşağı süzerek oturduğu koltuktan kalktı ve beni selamladı. "Geldiğin için teşekkür ederim, Zara," dedi zarif bir sesle. Halil Bey ise soğuk bakışlarıyla bizi inceleyerek masaya oturdu. Ortam ağır bir sessizliğe büründü, ama çok geçmeden bu suskunluğu Kenan Bey’in keskin sesi bozdu. “Zara” dedi sertçe, “Fıra zaten sana herşeyi anlatmıştır." Dediğinde başımı salladım. Onaylayan bir homurtu çıkardığı "zaman kaybetmeye gerek yok. Biliyorsun, biz senden bir varis bekliyoruz.” Fırat, bana kısa bir bakış attıktan sonra gözlerini babasından ayırmadan yanıt verdi. “Her şey kontrolüm altında. Planlarımda hiçbir değişiklik yok,” dedi. Bu sözler, sanki bir anlaşmanın işaretiydi. O an, Fırat'ın üvey annesinin bakışlarında gizlenen memnuniyeti fark ettim. Fırat’ın soğukkanlı bir biçimde verdiği bu cevap, içimde bir şeylerin kıpırdanmasına neden oldu. Konuşmalar, evlilik ve gelecek planları üzerine ilerlerken, kendimi yavaş yavaş Fırat’ın planlarının merkezinde bulduğumu hissettim. Bu dünyanın kuralları, beklentileri ve zorunlulukları bambaşkaydı. Fırat, babasının talebiyle sakinliğini koruyarak ona yanıt verdikten sonra, odaya derin bir sessizlik yayıldı. Kenan Bey’in talepkar bakışları hâlâ oğlunun üzerindeydi. Fırat’ın planlarının eksiksiz olduğunu duyduğunda, kenan Bey hafifçe başını sallayıp onaylar gibi bir jest yaptı. Ancak bakışları yine de temkinliydi, sanki en ufak bir hata yapmasına bile tahammülü yoktu.
Tam o sırada, Fırat’ın üvey annesi Sinem, sessizliği bozdu. Sesi, diğerlerine göre daha yumuşaktı ama her kelimesi belirgin bir gücün izlerini taşıyordu.
“Zara, Fırat bizim ailemiz için çok değerli,” dedi Sinem Hanım, bakışlarını bana yönelterek. “Onun yanındaki kişinin de bu sorumluluğun farkında olmasını bekleriz. Buradaki herkesin hayatında fedakârlıklar yapması gerekiyor.”
Sinem Hanım’ın bu sözleri, sadece Fırat’ın değil, onun etrafındaki herkesin hayatının belli kurallara göre şekillendiğini anlamamı sağladı. Her birinin üzerindeki baskı ve beklentilerin ağırlığını hissediyordum. Sinem Hanım’ın yumuşak ama keskin bakışları üzerimde gezindiğinde, aile içindeki bu hiyerarşiyi kabul etmek zorunda olduğumu fark ettim.
Fırat ise bir an bile soğukkanlılığını bozmadan Sinem Hanım’a döndü ve alaycı bir gülümsemeyle, “Merak etme, Zara'nın her şeyin farkında olduğundan eminim,” dedi. Söyledikleri, hem bana güven verdi hem de üzerimdeki baskıyı hissettirdi. Bu dünyaya adım attığım anda beni bekleyen sorumlulukları kabullenmem gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Kemal bey, Fırat’ın bu soğukkanlı tavrına karşılık memnuniyetle başını salladı. “O zaman,” dedi ağır bir tonla, “biz de hazırlıklara başlayabiliriz.”
Fırat’ın dudaklarının kenarında beliren soğuk bir tebessüm, beni bekleyen bu yolculuğun gerçek yüzünü daha iyi anlamama neden oldu. Etrafımdaki bu dünyada sevgi ya da samimiyetten çok, güç ve otorite ön plandaydı.
Fırat bana dönüp kısaca başıyla onay verdiğinde, elimi tuttuğunu yeni fark etmiştim. bunun sıradan bir ilişkiden çok daha fazlası olacağını anlamıştım.
Sevgili okur,
Bu bölümde, Fırat’ın hayatının derinliklerine bir adım daha attık ve onun dünyasındaki karmaşık dinamikleri Zara'nın gözünden görme şansı bulduk. Fırat, güçlü ve etkileyici bir lider olarak tanıdıklarının önünde her zaman soğukkanlı ve kontrol sahibi. Ancak Zara için yüzeyin altında daha fazlası var. Kendisini bekleyen bu dünyaya adım atarken Fırat’ın ailesiyle tanışması, ona karşı hissettiklerini karmaşık hale getirdi. Fırat’ın hem Zara’yı bu düzenin bir parçası yapmaya yönelik planları, hem de ailesinin üzerindeki otoritesi, onun her zamankinden daha güçlü bir yüzünü ortaya çıkardı.
Ayrıca, bu bölümde küçük bir tesadüf, Derya ve Murat’ın arasındaki kıvılcımları ateşledi. Zara’nın en yakın dostu Derya, Fırat’ın yanında yetişmiş ve ona tamamen sadık olan Murat ile tanıştı. Kendi dünyalarından gelen bu iki karakterin yolları ilginç bir şekilde kesişti. Onların arasında doğan çekim, bu karmaşık ilişkiler ağına yeni bir renk katıyor. Fırat ve Zara’nın büyük dünyasında, Derya ve Murat da kendi hikayelerini yazmaya başlıyor.
Bakalım, bu yeni adımda her karakter nelerle yüzleşecek?
Gelecek bölümlerde görüşmek üzere..
|
0% |