@yaseminforbooks
|
Gecenin köründe Yiğitlerin evinde salonda oturmuş film izliyorduk. Akşam teyzem bize iki battaniye verip uyumuştu, Semih Abi'yi ise geldiği gibi odasına girdiği için görememiştim. Film romantik dram filmiydi. Ana karakterleri görme engelli bir kız ve eski bir boksör. Filmi Yusuf bize önermişti ben de şuan filmi dikkatle izlemek yerine sevdiğim sahneler hakkında Yusuf'a mesaj atıyordum. Uyuduğu için bakmıyor ama olsun, sabah görür. (Filmin adı: Sadece Sen.) Telefonumu kapatmak üzereyken gelen bildirimle grup mesajlarına girdim. Powerpuff Girls Siz, Güneşim✨, Mete🎨 Güneşim✨️: Bir şey soracağım. (01.48) Güneşim✨️: Ama bakın çok önemli. Mete🎨: Niye uyanıksın gecenin bu saatinde? (01.55) Güneşim✨️: Sen niye uyanıksın? Mete🎨: Yapay zekaya başvuru metni hazırlatıyorum. Abiniz önemli işlerle uğraşıyor. Güneşim✨️: Ne başvurusu? Mete🎨: Eğitim, kongre tarzı önemli bir etkinlik. Önemli. Mete🎨: Boşver beni. Sen niye uyanıksın? Ne derdin var? Güneşim✨️: Aşksal meseleler. Kendimi kötü hissediyorum. Sanki yanlış bir şey yapıyormuşum gibi hissediyorum. Mete🎨: Niye? Güneşim✨: Ne niye? Mete🎨: Niye yanlış bir şey yapıyor olasın ki? Seveceğin kişiyi kendin seçemiyorsun, kalbin seçiyor. Güneşim✨: Biliyorum ama yine de yanlış hissettiriyor. Mete🎨: Farklı bir şey mi oldu? Güneşim✨: Yani sayılır. Mete🎨: Ne oldu? Güneşim✨: Kübra sevgilisiyle kavga etmiş. Siz: Ne? (02.10) Siz: Ne zaman? Siz: Ve sen bunu nereden biliyorsun? Güneşim✨: Kübra söyledi. Telefonda konuştuk. Siz: Bana niye söylemedi? Güneşim✨️: Bilmem. Mete🎨: Semra sen niye uyanıksın? Siz: Yiğit ile oturuyoruz da. Siz: Hayır Semih Abi de söylemedi. Siz: Biz üvey evlat mıyız? Biz orospu çocuğu muyuz da haberimiz olmuyor ya? Mete🎨: Çok önemli bir şey değildir belki. Olsa söylerlerdi. Güneşim✨: Ayrılmışlar. Mete🎨: Tamam önemli bir şeymiş. (02.16) "Yiğit, abinle Kübra kavga etmiş." Yiğit filme odaklandığı için söylediğimi anlamadı ve "İyiymiş." diyerek geçiştirdi. Yanımdaki yastığı kafasına fırlattım. "Gerizekalı, abin ile en yakın arkadaşın ayrılmış sen burada film izle." "Ne zaman ayrılmışlar lan?" "Bilmem, ben de Güneş'ten duydum." "O ne alaka?" "Kübra söylemiş de. Hayır ben varım, sen varsın, Yusuf var, en olmadı Yağız var. Bu kız niye herhangi birimize söylememiş?" Omzunu silkti. "Kübra yapar öyle şeyler de. Abim nasıl bana söylemedi?" Bir süre ikimiz de sessiz kaldığımızda "Ne yapalım?" diye sorarak sessizliği bozdum. "Abin uyumuş mudur?" "Yani normalde uyuyan bir tip ama ayrıldılarsa büyük ihtimalle uyuyamamıştır." "Kalk bakalım." dedim ve ayaklandım. Yiğit de televizyonu kapattı, sarıldığı battaniyeden zar zor ayrılıp ayaklandı. "Abim bize sövebilir, sinirli oluyor genelde." "Bir şey olmaz." Odanın önüne vardığımızda Yiğit kapıyı tıklamadan içeri girdi ve darmadağınık odada yerde oturan Semih Abi'nin üstüne atladı. "Yiğit sikerim seni. Ne yapıyorsun manyak?" "Birtanecik abimi teselli ediyorum. Etmeyeyim mi?" "Siktir git Yiğit." Varlığımı belli etmek için öksürdüm. "Bağırıp durmayın teyzem uyanacak." Semih Abi beni görünce garipsemedi ama şaşırmıştı. "Selam. Sen burada mıydın? Görmemişim seni. Ne zaman geldin?" "Yaklaşık 7 saat önce." "İyi hoşgeldin. Hadi şimdi gidin." Yiğit yılışık hallerini takınarak abisiyle uğraşmaya başladı. "Abi, bak dünyanın sonu değil. Mutlu olmak için çok sebep var. Mesela ben." "Abicim çık git döveceğim şimdi seni." "Barışırsınız, olmadı daha iyi birini buluruz." Yiğit'in Kübra'yı anında satış. Erkeklerin hepsi mi aynı olur ya? (Yazarın Notu: Evet. Yusuf hariç.) "Bulamayız Yiğit." "Tamam bulmasak da olur. Bir birbirimize yeteriz. Başka kimseye ihtiyacımız yok." "Senin sevgilin var Yiğit." "Doğru." dedi Yiğit. Sonra bir anda mod değiştirerek ekledi. "Ağla, kudur, zırla benim sevgilim var. Ezik." "Yiğit vallahi dövülecek sebep arıyorsun abicim." "Önce bir moralin düzelsin sonra döversin." Semih Abi en son pes etmiş ve Yiğit'in ona sarılmasına izin vermişti. Ben de geçip karşılarına oturdum. Gerçi yerde ne ararsan var olduğu için oturacak yer bulmam kolay olmadı. Semih Abi normalde çok düzenli bir insandır ama. "Niye ayrıldınız?" diye sordum. "Kübra anlatmadı mı?" "Yok anlatmadı. Ayrıldığınızı bile söylemedi. Biz 2. kaynaktan aldık bilgiyi." "Sen de söylemedin. Ayıp." dedi Yiğit. "Kardeşinim ben senin. Niye aşk hayatım hakkındaki bilgileri başkasından alıyorum." "Yiğitcim sen genel olarak sadece kendi hayatınla ilgilendiğin için sana bir şey söylenmiyor." diye yanıtladı onu Semih. "Neyse, biz kavga ettik işte şey hakkında... En iyisi en başından anlatayım. Biz işte akşam yemeğine çıkacaktık bugün ben de onu evinden aldım falan. Kübra'nın babası pek sevmiyor beni. Hadi kız babası falan bir yere kadar hak veriyorum da adam bana kızından 10 yaş büyük, sabıkalı, bir baltaya sap olamamış serserinin tekiymişim gibi davranıyor." Yiğit kıkırdayarak "Öylesin zaten." dedi. "Yiğit yaz bitimine kadar sevgilinle buluşmanı yasaklıyorum." Yiğit yüzünü buruştururken Semih Abi anlatmaya devam etti. "Ben de Kübra'ya biraz şikayetlendim. O da konuya annemi kattı. Yok senin annen böyle, senin baban şöyle diye diye kavga büyüdü. O biraz fazla sinirlendi arama beni bir daha dedi, yolun ortasında arabadan iniverdi." "Sen de öylece bıraktın mı kızı?" diye sordum. "Metro durağına kadar arkasından yürüdüm." Allah razı olsun ya. Zahmet etmişsin. Yiğit olaya iyimser bakmaya çalışıyordu. "Belki ayrılmamışsınızdır ya. o sinirle söylemiştir." "Engellemiş." "O hobi olarak engelliyor insanları, çok önemli değil." "Her yerden engellemiş. Çocuk gibi davranıyor. Hayır sadece o da engellememiş. Eve vardı mı diye sormak için babasını aradım o da engellemiş. Yusuf ile Yağız da engellemiş. Yusuf'un abisi bile beni engellemiş. Bir siz engellememişsiniz." Bir biz bilmiyormuşuz ki. Ayıp ya. Bir süre daha Yiğit, abisini teselli ettikten sonra uyumak için salona döndük. Yiğit telefonuna gömülürken, büyük ihtimalle Yağız ile konuşacak, ben de telefonuma döndüm. Powerpuff Girls Siz, Güneşim✨, Mete🎨 Mete🎨: Güneş, senin yaptığın bir şey yok ortada. (02.16) Güneşim✨️: Benim suçum gibi hissediyorum. Mete🎨: Öyle hissetmeni gerektirecek bir durum yok ortada. Mete🎨: Ayrılmalarına sebep olmayı bırak sen kızla samimiyet derecesini bile zor aştın, kendini o kadar çok tutuyordun ki. Mete🎨: Nasıl sen sebep olmuş olabilirsin? Güneşim✨️: Ne bileyim? Belki Semih hakkında kötü şeyler demişimdir, aklına sokmuşumdur. Mete🎨: Bir kişinin bir sözüyle ayrılacak olsa en baştan sevgili olmazlardı. Mete🎨: Hem iyi tarafından bak, kız sana kaldı. Güneşim✨️: O öyle olmuyor işte Mete. Bizim olma gibi bir şansımız yok. Mete🎨: Nereden biliyorsun? Belki olursunuz bir umut. Güneşim✨️: İmkansız bir şeyi umut etmeye gerek yok. Siz: Evet. (02.33) Siz: Hem onlar barışırlar bence. Onca aylarını ufak bir kavga yüzünden çöpe atacak değiller. Mete🎨: Sanmıyorum. Küçük veya büyük bir kavga farketmez, eğer bir ilişki ayrılık derecesine geldiyse geri dönüşü yoktur. Mete🎨: Çünkü bir ilişki ayrılıktan çok daha önce bitmiştir zaten. Yani ben buna inanıyorum. Mete🎨: Neyse gece gece felsefe yaptırmayın adama. Yatın zıbarın. İyi geceler. Güneşim✨️: İyi geceler. Siz: İyi geceler. ***** Sabah olduğunda yine okula gitmiştim. Daha binanın içine girmeden çardakta oturan Mete ile Güneş'in konuştuğunu görüp yanlarına gittim. Güneş'in morali bozuk görünüyordu, Mete ise normal Mete'ydi. "Hellü." diyerek ortama giriş yaptım ve Mete'nin yanına oturdum. "Ne konuşuyorsunuz?" "Kübra'yı." diye cevapladı Mete. "Bu gerizekalı hala ayrılmalarına sebep olduğunu düşünüyor." Gözlerimi devirdim. "Sıkıntı yok, barışırlar onlar." Güneş bir şey demezken Mete "Sen niye bu kadar meraklısın bunların barışmasına?" diye sordu. "Çünkü mutlu olmalarını istiyorum. Sen niye bu kadar memnunsun ayrılmalarına?" "Ben de arkadaşımın mutlu olmasını istiyorum." dedi Güneş'e bakarak. Güneş sessiz kalmaya devam ediyordu. Gözlerimi devirerek arkama yaslandım. Bu mesele beni fazlasıyla yoruyordu. Kübra ile de daha konuşamamıştık. Olayı tam bilmiyordum. Bir de Yusuf vardı. Onun için endişelenip duruyordum, bu aralar biraz içine kapanıktı. Yiğit'e sorduğumda ona göre Yusuf'un normal olduğunu söyledi. Ama benim fark ettiğim bir şeyler vardı işte. Birden yanımızda biten sarı saçlı bedenle o yöne döndüm. Savaş gülümseyerek bana bakıyordu. "Selin, iki dakikan var mı?" Mete Savaş'a sert bir şekilde bakarken "Var." diyip ayağa kalktım. Savaş beni kolumdan tuttu ve biraz ileriye sürükledi. Çardaktan uzaklaşıp binanın yanına gelmiştik. Omzunu duvara yasladı ve beni baştan aşağıya süzdü. "Nasılsın?" diye sohbet başlattı. "İyi, sen?" "Solist bulmaya uğraşıyoruz işte." "Asaf'a ne oldu?" diye sordum. Çünkü cidden merak ediyordum. "Çıkıntılık yaptı, biz de attık gruptan." dedi omzunu silkerek. "Aslında, sen bizimle söylemek ister misin?" Bir anda karşı karşıya kaldığım soruyla şaşırmıştım. "Ben mi?" Bu beklemediğim bir şeydi. "Niye, yapamayacağını mı düşünüyorsun? Eğer öyleyse emin ol sesin çok güzel. Sadece gitara yönelmektense biraz sesini de kullanmalısın." Bana iltifat etmesi hoşuna gitmişti ve şarkı söylemeyi o kadar sevmeme rağmen bir anda ağzımdan "Kabul ediyorum." çıkıverdi. "İyi o zaman, ben sana prova zamanını yazarım." dedi ve yanağımdan bir makas alıp uzaklaştı. Ben de orada öylece durup az önce ne olduğunu kavramaya çalışıyordum. Ben, Savaşların grubunda söylemeyi kabul etmiştim. Şarkı söylemeyi beceremediğim kısmını geçiyorum, o kadar da kötü değilim. Ama Savaş'ın yanında heyecandan söyleyebilecek miyim? Onu geç dört tane erkeğin içinde rahat olabilecek miyim? Aman yaptık bir halt. Çardağa geri döndüğümde Mete "Ne istiyormuş?" diye sordu. "Artık bir grubum var." dedim gülümseyerek. Sabahtan beri sessiz kalan Güneş sonunda iki laf etti. "Senin kafanı sikeyim." 🤘🤘🤘 Uzun bir süre oldu. Farkındayım. Sıkıntı yok. Bir sonraki bölümde görüşürüz. 💝💝💝 |
0% |