Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Silent Screams

@yaseminforbooks

Gözlerimi açtığımda arabadaydım. Da kimin arabası? Kafamı kaldırıp arabayı süren kişiye baktım. Beyza Abla'ydı. Ön koltuk boştu yanımda ise Yusuf oturuyordu.

"Uyandın mı Çalıkuşu?"

Bu Çalıkuşu muhabbetinin nereden geldiğini de anlatayım. Aslında bu tamamen Yusuf'un Çalıkuşu dizisi hayranlığı ile alakalı. Fahriye Evcen ve Burak Özçivit'in oynadığı. Diziyi 3-4 kere bitirmiş. Beni de Feride'ye benzetiyor. Bence hiç benzemiyoruz ama.

"Uyandım. Buraya nasıl geldim ben?"

"​Kaslı kollarımla taşıdım seni." En son Furkan'a attığı yumruktan sonra kaslı olduğunu kabul ediyorum artık.

"Teşekkür ederim. Ne kadar uyudum ben?"

"Bir saati geçti. Ne yaptılar bugün sana? Beşik mi salladın?"

"Gece uyku tutmadı. En son saat 4.30'da Yiğit ile zoom açıp Issız Adam izliyorduk. Sabahtan beri de koşturuyorum. Yok karneyi al, yok dekoru hallet, yok sergiye malzeme taşı. Sonra provalar falan derken." En son Yusuf'un duymak istediği sorunu söyledim. "Bir de annemle kavga ettim."

"Ondan mı gelmediler?"

"Hayır, gelmeyeceklerini söylediği için kavga ettik. Son dakika babamın iş yemeği çıkmış falan. Annem gelmemek için bahane arıyordu zaten. Neden böyle yapıyor anlamıyorum. Cidden nefret ediyorum artık. Ağlamak istiyorum oturup. İlk konserim sayılırdı bu. Her ne kadar grubumdan nefret etsem de önemliydi benim için."

Ağlamaya başladığımda beni kolları arasına aldı. Normalde olsa itiraz ederdim ama şuan buna gerçekten ihtiyacım var. "En azından engel olmuyorlar değil mi? Engel de olabilirlerdi. Üzülmem çok bencilce geliyor. Herkesin dertleri var kimse benim gibi salya sümük ağlamıyor. Yiğit benden çok daha kötü dönemler geçiriyor ama benim kadar dertlenmiyor, ortalığı yaygaraya vermiyor. Bir şekilde kendi başına başa çıkıyor."

"Bunlar senin düşüncelerin mi yoksa annenin dedikleri mi?" diye sorduğunda bir şey demedim. Farketmez sonuçta bunlar doğrular değil mi? "Herkesin derdi kendine göredir, kıyaslamak doğru değil. Ayrıca Yiğit de kendi başına halletmiyor bir şeyleri. Yanında Yağız var." Bir süreliğine duraksadı. "Senin de yanında ben varım. Olur mu?" (Yazarın notu: BU BASBAYAĞI SANA AŞIĞIM EVLENELİM DEMEK.)

Kolları arasından çıktım ve arkama yaslandım. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. "Sanırım ben kendi başıma katlanmayı deneyeceğim. Kusura bakma."

"Burasıydı değil mi Selin?" Beyza Abla seslendiğinde ona döndüm.

"Evet burası. Bıraktığınız için teşekkür ederim. Şimdiden hayırlı bayramlar." Arabadan inip eve girene kadar kafasını camdan çıkaran Yusuf'a el salladım.

Ev boştu. Annem ile babam geç gelirler büyük ihtimalle. Ve tek çocuğum. İşte tam böyle anlarda keşke bir kardeşim olsaydı diyorum. Beni anlayacak ve beraber annemin arkasından atıp tutabileceğim biri olsaydı keşke. Ama öyle biri bulunmadığı için şuan tek yapabileceğim şey odama gidip yatağımdaki pembe ayıcığa sarılarak sessiz çığlıklar atmak.

Kafamın içinde çok sayıda şey aynı anda dönüyordu. Artık bir grubum olmadığı için ne halt edeceğimi bilmiyorum. Annemin dediklerine nasıl katlanacağım hiç bilmiyorum. Yusuf'un ilgisi ağır geliyor ve ona rağmen bile sevilmemiş hissediyorum.

I had a dream

I got everything I wanted

But when I wake up, I see

You with me

And you say, "As long as I'm here

No one can hurt you

Don't wanna lie here

But you can learn to

If I could change

The way that you see yourself

You wouldn't wonder why you hear

They don't deserve you"

​​​​​​***

Bugün bayramın birinci günü. Dün arife günü olduğu için yoğun bir tempodaydık o yüzden annem veya babamla konser hakkında hiç konuşamadım. Bugün de kurban kesildi, et parçalandı derken şuan kazanda kavurma yapan nereden akraba olduğumuzu bilmediğim Fadime Hala'ya türkü okuyorum. Her şey kadın bana sen büyüyünce ne olcen yavrum diye sorduğunda şarkıcıyım ben hala dememle başladı.

"Nefesine gurban kuzumm. Allah hakkında hayırlısını nasip eder inşallah."

​​​Tatlı kadın köydeki başka herhangi birini çevirip ben şarkıcı olacağım desem başımıza dansöz mü olcen, pavyona mı düşcen derler. Bir türkü söylemekle kurtulduğum için mutluyum.

​​​​​​Fadime Hala'ya kolay gelsin deyip köy evinin küçük terasına yayılmış kuzenlerimin yanına gittim. Küçük olanlar ortalıkta koşturup dururken amcalarımın oğullarından oluşan gamer tayfa yine oyuna girmişlerdi. Geriye kalan kızlar da köşede oturmuş sohbet ediyorlardı.

Mısra beni görünce eliyle gel işareti yaptı. "Nereydin kız?"

"Kavurmaya yardım ediyordum."

"Biz de daha yeni oturduk. Gel de kola iç."

Oturdum ve bana da kola koydular. Ortaya da dedemin aldığı abur cuburları açtılar. Yaş aralığı 14 - 21'di. Konuşulan konuları pek dinlemiyordum. Tek istediğim eve dönüp gitarıma kavuşmak.

"Ee Selin senin hayatında var mı birileri?" diye sordu Defne Abla.

"Yok."

Bu sefer Gökçe Abla atıldı. "Hadi kız vardır birileri."

"Yok diyorum ya abla."

"İlla bir hoşlandığın vardır ama."

Malzeme vermeden bunlardan kurtulamayacağım sanırım. "Aslında evet. Hoşlandığım biri var."

"Ay, anlat kız anlat. Nasıl birisi? Nerede tanıştınız? Yakışıklı mı?"

"Okuldan biri. Müzik dersinde tanışmıştık. Çok yakışıklı ve bayağı uzun aramızda 20 santime yakın var. Sarışın, mavi gözlü, kaslı. Ayrıca baterist."

Bir yarım saat daha erkekler hakkında konuştuktan sonra telefonum çalınca kalkmak zorunda kaldım. 'İncir Reçeli' arıyor. Bu Yiğit.

"Alo, en sevdiğim kuzenim. Nasılsın?"

"Efendim Yiğit. Ne isteyeceksin?"

"Bir şey istemeyeceğim ya. Canım sıkıldı. Ondan bir arayım sen ne yapıyorsun diye sorayım dedim."

"Kuzenlerle muhabbet falan. Da daha yeni oturdum. Sabahtan beri buradaki yaşlı kadınlarla kanka oldum iş yaparken."

"Sen yine iyisin. Bana et parçalattılar. Her yerim kan oldu. Şimdi mola verdim de. Yağız'ı aradım da o da daha çalışıyormuş."

"Ben de diyorum bu niye sevgilisi yerine beni aradı. Neyse dayımgil de oradaymış. Sen rahat edebiliyor musun?" Böyle sordum çünkü dayımın ve oğullarının Yiğit'i pek sevdiği söylenemez. Homofobik pislikler işte.

"İyiyim ya. Laf etmeye falan çalıştılar da abimin korkusuna bir şey diyemiyorlar."

"Biz de geliriz yarın veya sonraki gün."

"Teyzemle konuştun mu cuma günü hakkında?"

"Cık. Doğru düzgün iletişim bile kuramadım. Belki yarın arabada falan sorarlarsa. Sormadıkları için anlatasım da gelmiyor. Siktir et ya. Çok da önemli değil." Önemli.

"Sen bilirsin. Şey, beni çağırıyorlar gitmem lazım. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Kızların yanına geri gitmek istemiyorum çünkü sıktı artık. Banane amına koyayım Serap'ın 4 yaş büyük sevgilisinden. Tek başıma kalabileceğim bir yere gitmek istiyorum ama bu evde tuvalet dışında öyle bir yer yok. Çatıya mı çıksam? Çıkılıyor. Biraz korkunç ama düşersem gübre yığınına düşeceğim için sorun olmaz.

Ne yapacağımı biliyorsunuz zaten. Açıp şarkı dinleyeceğim. Kulaklığımı taktım ve hava kararıyor serin olur diye hırkamı alıp çatıya çıktım. O kadar yüksek değil. Yine de buradan kavurma yapan Fadime Hala'yı, koşuşturan annemi ve amcalarımla beraber oturmuş et doğrayan babamı görebiliyorum. Sabahtan beri gelen mesajlara baktım.

​​​​​​Patlıcan Reçeli: Bayramın mübarek olsun. Allah dualarımızı kabul etsin.

​​​​Siz: Senin de bayramın mübarek olsun Yusuf.

Patlıcan Reçeli: Napıyorsun? Nasıl geçiyor bensiz hayat.

Siz: Çok kötü, özleminden öldüm Yusuf 😢.

Patlıcan Reçeli: Sakin, sakin. Bensiz de yaşanabilir. Biraz zor olsa da.

Siz: Bir sg Yusuf. Cıvıma. Neyse ne yapıyorsun?

Patlıcan Reçeli: Et yiyorum. Sen ne yapıyorsun?

Siz: Afiyet olsun. Ben de müzik dinliyorum.

Patlıcan Reçeli: Ne dinliyorsun?

Patlıcan Reçeli: Söylesene biraz.

Siz: Niye?

Patlıcan Reçeli: Sesini dinlemek istiyorum çünkü.

Patlıcan Reçeli: Hadi lütfen.​ Fanınım ben senin. Kırma beni.

Siz: Tamam lan ağlama atıyorum.

Patlıcan Reçeli: Video at.

Siz: Oldu canım. Şu salak tipimi senin galerine yollayamam.

Patlıcan Reçeli: ​​​İyi ses at madem.

Siz: (Ses kaydı) ​Bak çok söyleyemiyorum bu kısmı ama dalga geçmek yok.

You're the wrong way track from the good

I want to paint a picture telling where we could be at

Like a heart in the best way should

You can give it away, you had, and you took the pay

But I keep walking on, keep opening doors

Keep hoping for, that the door is yours

Keep oh-so home

'Cause I don't wanna live in a broken home

Girl, I'm beggin'

Mhm, ye-e-e-ah

I'm beggin', beggin' you

So, put your loving hand out, baby

I'm beggin', beggin' you

So, put your loving hand out, darling

Siz: Hah, oldu mu?

Siz: Yusuf. Orada mısın?

Patlıcan Reçeli: Aradığınız Yusuf önümüzdeki birkaç saat boyunca bu ses kaydını dinlemekle meşgul olacak.

Siz: Salak çocuk.

Şuan yüzüme yerleşen gülümsemenin bir nedeni yok. Herhangi bir nedeni yok. Kesinlikle.

🤘🤘🤘

Tabi, öyledir Selincim. Biraz geç oldu. Kusuruma bakmayın. Yatılı misafirlerimiz vardı evde o yüzden.

Bölümde geçen şarkılar:

every thing I wanted - Billie Eilish

Beggin' - Maneskin

Loading...
0%