Yeni Üyelik
9.
Bölüm

The Beat Of Life

@yaseminforbooks

Buluşma planımızı gerçekleştirmek için sabah saat 11 gibi planladığımız AVM'ye gelmiştim. Güneş'i oyun yerinde buldum ama Mete hala gelmemişti. Her seferinde geç kalır o zaten.

"Seni özlemişim." dedi Güneş bana sarılırken. "Arayıp sormuyorsun hiç."

"Ben iyice asosyal oldum kanka. Millete katlanamıyorum. İzin verseler odamdan hiç çıkmayacağım."

"Ve sürekli gitar çalacaksın." diye tamamladı beni.

"Evet."

"Kızım yeter artık. Müzikle kafayı bozdun. Biraz dış dünyaya dön." dediğinde gözlerimi devirdim. "Devirme şu gözlerini. Yolasım geliyor."

"Sen ne yaptın? Nasıl geçti İtalya?" diye sordum konuyu benden saptırmak için.

"Çok iyiydi. Özellikle müzelere bayıldım. Bir sürü fotoğraf çektim. Mete de gelsin hepsini göstereceğim. Kanka beraber gitmemiz lazım bizim. Var ya ne güzel akarız."

"Güneşim ben daha buraya zor izin alıyorum." Ona da türlü yalanlarla. Mesela Mete'nin adı artık Merve. "Sen bana yurtdışı diyorsun."

"Kanka hep ailenle mi yaşayacaksın sanki?"

"Valla beni evlenmediğim sürece salmak gibi bir niyetleri yok."

"O zaman sen de benimle evlenirsin kanka. Olmaz mı? Taş gibi kızım, zenginim, terbiyeliyim, istediğim an şirkette işim elimin altında arabam evim hazır. İdeal damat adayıyım işte."

Ona gülerken bize doğru gelen Mete'yi gördüm. "Aha geldi bizimki."

Güneş ağzını açmıştı ki Mete onu susturdu. "Hemen söylenmeye başlamayın. Şehrin öteki ucundan geliyorum sizin için. Bir zahmet bekleyin siz de beni."

"Bir şey demeyecektim, ne hemen atarlanıyorsun."

"Atarlanmıyorum." dedi sonra bana döndü. "Günaydın Semra."

"Günaydın Mete."

"Bana niye günaydın demiyorsun hayırsız. Ondan önce ben vardım."

"Sana da günaydın Güneş. Neyse bowling mi, bilardo mu?"

"Bowling oynayalım ya, bilardo uzun sürüyor." dedi Güneş.

Bana baktıklarında "Bana farketmez." dedim. Nasıl olsa hepsinde kötüyüm.

Sanırım benim tek olayım müzik. Başka şeylere ne yeteneğim ne de ilgim var. Bir de kitap okurum o kadar. Çoğu konuda pek bir fikrim yok. Dersler desen umrumda değil. Sadece idare eder düzeyde İngilizce biliyorum. Gezmeyi sevmem. Tek izlediğim film Harry Potter serisi. Yani evet. Tek olayım müzik.

"​​O zaman bowling oynuyoruz. Hadi gidelim."

Diğerleri öyle değil. Mesala Güneş. Kültürlü biri, çoğu şey ve çoğu yer hakkında bir fikri var. Mete insanlarla iyi anlaşır. Hayal gücü sınırların ötesindedir. Sosyaldir. Onlarla karşılaştırıldığında oldukça basitim.

Koltuğa otururken ilk sıra için kavga eden ikisine baktım. Bazen çok geride kalmış hissediyorum. Özellikle böyle grupça dışarı çıktığımızda falan. Sadece bir izleyici gibiyim. Okulda da evde de arkadaş ortamlarında da. Biriyle başbaşa olsam bile sanki o ana karaktermiş de ben yan karaktermişim gibi hissediyorum. Bana öyle hissettirmeyen tek bir kişi var o da...

"Semra hadi sıra sende." Mete seslendiğinde ne düşündüğümü unutup gerçek dünyaya döndüm. "Üstünde 9 veya 10 yazan toplardan al. Diğerleri ağır gelir sana. Hatta dur ben bulayım sana."

Mete'nin verdiği topu aldım ve uzun hesaplamalar sonucu atıp ilkinde 4 ikincisinde 2 tane olarak 6 labutu devirdim.

Mete çak yaptı ve "İyi attın." dedi.

Bilmem kaç kere bir topun yuvarlanıp birkaç tane plastiği devirmesine sevindikten sonra oyun nihayet bitti. Birinci Mete, ikinci ben sonuncu da Güneş oldu. Güneş en son yanlışlıkla ağır topu atmış topla beraber gidiyordu. Ondan önce de topu elinden düşürmüştü. Sonuncu olması normal yani.

"Bir daha bowling oynamayalım. Sevmedim ben." dedi Güneş oyun yerinden çıkarken.

Mete omzumu dürttü ve "Kaybetmeyi hazmedemedim demiyor da sevmedim diyor." dedi sessizce. Güneş duymadı ama duysaydı Mete şuan yaşamıyor olabilirdi.

Daha enerjimizin olduğunu fark edince tüm AVM'yi turladık. Önümüze gelen tüm takıcılara Mete'yi zorla soktuk, kitapçı gezdik, her şeyin fiyatına bakıp hiçbir şey almadım. En sonunda Mete'nin "Yoruldum ben. Cidden yeter artık." demesiyle durduk. "Bir yere oturalım da kahve falan içelim."

"Olur." dedi Güneş. "Gelin şuraya oturalım."

İlk bulduğumuz kafeye girdik ve içeceklerimizi alıp oturduk. Güneş Mete'nin aldığı kahveden bir yudum alıp yüzünü buruşturarak geri bıraktı. "Oğlum bu ne lan zift gibi. Az tatlı bir şeyler içsene."

"Diğerleri çok şekerli geliyor. İyiyim ben böyle. Semra sen niye kahve almadın?"

Ben kavunlu ananaslı garip bir şey almıştım. "Bilmem, yeni bir şeyler denemek istedim."

Güneş daha ben içmeden elimden aldı ve tadına bakıp geri verdi. "Güzelmiş."

"Haftaya geliyorsunuz değil mi okula?" diye sordu Mete.

Okul yaz atölyeleri gibi bir şey düzenlemişti. Ders gibi olmayacaktı. Sadece çalışmalarımıza uygun ortam sunmak amaçlı büyük ihtimalle. Çoğunlukla grup çalışmaları ve Mete gibi heykel çalışmaları yapanlar tercih edecektir.

"Selin sayesinde artık bir grubumuz olmadığı için bilmiyorum."

Gözlerimi devirdim. "Sanki ben olmasam Furkan'ın egosuna dayanabilecektin."

"Grubunuz olmayınca gelemezsiniz diye bir kural mı var?"

"Yok." diyerek onu destekledim. "Ben gelirim. Evde annem gitar çaldırmıyor zaten."

Tüm yazı evde geçirirsem çıldıracağım. Hem belki biraz sosyalleşmeyi beceririm. Savaş'ı falan görürüm. Belki daha yakınlaşırız. Hatta beraber şarkı falan söyleriz. Sonra belki kahve içmeyi teklif eder ve okulun en havalı çifti oluruz. Kendi düşüncelerime göz devirdim. Kahve demişken Yusuf'a kahve sözüm vardı. ​​​​​​Bir ara buluşmamız lazım. Hem aramızdaki garip durumu da konuşmak istiyorum.

"Semra, benim modelim olur musun?"

"Ha, ne?"

"Serap Hoca önümüzdeki sene için kendimize bir model seçmemizi istedi de. Bana yardım eder misin?" Konu ne zaman buraya geldi?

"Ne yapacağım ki?"

"Senin yapacağın pek​​​ bir şey yok. Birkaç fotoğrafını çekeceğim, taslağı hazırlayacağım sonra detaylar için benimle fazladan zaman geçirmen gerekecek o kadar."

"Tamam olur."

​​​​​​Mete Güneş'e döndü. "Dedim Semra senin gibi hayırsız arkadaş değil diye. Bak kabul etti."​ Güneş'e de sormuş herhalde.

Saate baktım ve ayağa kalktım. "Benim kalkmam gerek."

Güneş itiraz etti. "Ya biraz daha kalsaydın."

"Eve erken gitmem gerekiyor. O yüzden sonra görüşürüz."​​​

"Görüşürüz."

"Görüşürüz."

***

"Hazırlanın akşam konsere gidiyoruz." dedi Semih Abi.

Sabah annemin bugün ters tarafından kalktığı keşfettiğimde kahvaltı için buraya gelmiştim ve Yiğit ile iki beceriksiz patates kızartması yapmaya çalışıyoruz.

"Saat 8'de ve evet, Yiğit sevgilin gelebilir. Ama kendisine bilet aldığı sürece. Ben yeterince kişiye bilet alıp battım. Bak kendime aldım, Kübra'ya aldım, sana aldım, Selin'e aldım."

"Annem..."

"Teyzemden izin aldım. Gece 12'den önce döndüğümüz sürece sıkıntı yok."

​​​​​​"Teşekkür ederim."

Yiğit büyük ihtimalle Yağız ile mesajlaşırken "Ne konseri?" diye sordu.

"Duman."

Yusuf Türkçe Rock falan seviyor. Çağırsam gelir mi ki? "Semih Abi. Yusuf'u da çağırsam olur mu?"

"Olur. Arabaya sığarsanız benim için sıkıntı yok."

"Sığmışlığımız var."

"Saat 6 gibi buraya gelsinler buradan gidelim."

Kahvaltıdan ​​​​sonra eve dönerken Yusuf'u aradım.

"Günaydın Çalıkuşu."

"Günaydın. Ne yapıyorsun? Müsait misin?"

"Birazdan kursa gideceğim de şuan müsaitim. Ne oldu?"

"Akşam müsait misin?"

"Eğer bizim için 5 yıldızlı bir restoranda yer ayırttıysan müsaitim."

"Cıvıma be."

"Ne bileyim öyle sorunca dedim beni yemeğe davet edecek herhalde."

Görmeyecek olsa da gözlerimi devirdim. "Aynen kanka. Semih Abi bizi konsere götürecekmiş de. Duman konserine. Diyorum ki bilet al da sen de gel."

"Saat kaçta?"

"Sekizde başlıyor. Gece 12'den önce geri döneriz dedi Semih Abi."

"Ablama sorayım. İzin verirse gelirim."

Anası babası yok mu neden ablasına soruyor demeyin. Çünkü evet anası babası yok. Ablasının dediğine göre biraz uzun hikaye. Ama Yusuf çok detaylı anlatmadı. Tek bildiğim 6 yıl önce ikisinin de ölmüş olduğu. Ölüm sebeplerini söylemedi. Bu konu açıldığında hassaslaşıyor ama konusu açılmadığı sürece takmıyor gibi görünüyor. Anlamak biraz zor.

​​​​​​"Haber veririm ben sana. Şimdi çıkmam lazım kapatsam olur mu?"

"Tamam, iyi dersler."

"Teşekkür ederim." dedi ve kapattı.

Bazen nasıl böyle sakin kalabildiğini merak ediyorum. Konuşmadan, paylaşmadan, ağlamadan. Nasıl sürekli kendi dertlerini görmezden gelip başkalarıyla ilgilenebiliyor? Benim asla yapamayacağım bir şey.

🤘🤘🤘

Bu bölüm de bu kadardı. Sonraki bölümde görüşürüz. Bye.

Loading...
0%