Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yasinbingol

Tıkırtı seslerine uyandım. Evin içinde sesler var. Ve ben yalnız bir adamım. Ya bir cindir bu seslere sebep olan ya da bir hırsızdır, diye düşünüyorum. Hangisini tercih ederim? Bu salakça bir sorudur kendime sorduğum. Yatağım sıcak. Kimse kimdir yahu! Alıp gitsin ne istiyorsa! Cinse de ruhumdan uzak dursun. Ruhum dışındaki her şey ona helaldir. Tıkırtı sesleri artmakta. Bu evde benim yatağım dışında bir hayat mı yaşanmakta.

Takır...

Tukur...

Faredir belki. Ama ne olursa olsun ben bu yataktan çıkamam. Yalnız bir adamım ben. Kapının kolu oynamaya başladı. Odam kilitlidir benim. Her gece uyumadan önce kilitlerim. Kapının kolu oynamaya devam ediyor. Cin midir, hırsız mıdır, fare midir? Kimse kimdir yahu. Bu odanın dışındaki her şey ona helaldir. Yeterki bana dokunmasın.

"Heyy senn kimsin?"

Cesaret edip bağırdım ona. Fakat karşılık vermedi. Enteresan dakikalar geçip gidiyor. Ve bu vahşi yaratık kapımı zorlamaya devam ediyor.

"Heyy senn kimsin?"

Yine cevap vermedi. Rutubetli tavana bakıp uyumaya çalışıyorum. Ben uykuya daldıkça bu gerizekalı sesler artmaya başlıyor.

Takır...

Tukur...//

Fare olsa kapıyı bu kadar güçlü zorlayabilir mi?

Aslında belki de zorlayabilir. Kocaman lağım fareleri biliyorum, İnsan yarısı kadar cüsseleri olan. Aman yahu kimse kimdir! Bu kapı dışındaki her şey ona helaldir.

" Heyy sen bana bak bana. Hemen girişteki ilk odada yedi gram altın var. Al onu ve git. Beni rahat bırak."

Bunu duyunca daha da güçlendi. Kapıyı kırmak üzere. Allahım bana yardım et. Ben ateistim ama sen yine de bana yardım et. Her inanmayan insanın korku sırasında Allaha sarılması bilinen bir gerçektir. Kapıyı kırmak üzere. Ve kırdı.

Karşımda iki metre kadar büyük siyah bir fare duruyor. Bana iştahla bakıyor. Pençeleri aslan pençeleri gibi uzun. Bu kocaman fare benim evime nasıl girdi. Yatakta titreyerek bakıyorum ona. Yavaş adımlarla bana doğru yaklaşıyor. Dua da bilmiyorum ki ben. Yedi sene evvel bir cami avlusunda terkettim Allahı. Son kıldığım namaz oydu. Üç dua bilirdim. Üçünü de hatırlamıyorum. Fare ağzının kenarlarından akan salyalarla bana bakıyor. Dişlerinin her biri kocaman kasap bıçakları gibi. Birazdan yemeye başlayacak beni. En iyisi uyumak. Uyumak. Uyudum. Uyudum...

 

 

Sabah vakti saat dokuz sularında uyandım. Dünkü fare bir rüyaymış arkadaş. Birikmiş kaygılarımın beynimin tuvaline çizmiş olduğu bir resimmiş.

Yalnız, rutubetli tavanım her zamanki gerçekliğini korumakta. Yataktan çıktım..

Pencereye doğru yürüdüm ve manzarama engel perdeyi çektim odanın gözünden. Pencereme kadar uzamış boyuyla dut ağacıma ve dalında kuşlara bir selam verdim. Ve aklıma yine Nalan düştü...

 

Her şey bir kenara da bugün Nalan'ı görsem

Ruhundan bir yudum çekip, dudaklarından öpsem..

Ah Nalan...

Dışarı attım kendimi. Rüzgarlı hava yüzümü okşuyor gibi. Hava sanki düne göre daha soğuk. Hızlıca dükkana varmalıyım. Yürüyorum. Bu sırada dükkanının önünü temizleyen Ayşe dikkatimi çekti. Hemen karşısında dükkanı olan Hacı Münir de genç kızı kesiyor. Üç kere hacca gitmiş bu adamın yediği naneleri bilmeyen yoktur. Uzunca sakalı şişman göbeğine değen bu adam, pavyondan asla çıkmaz. Ben içimden ona söverken. Çok güzel ve tanıdık bir ses değdi kulağıma.

"Ayşe bana gel de bir kahve içelim."

İşte bizim mahallenin en güzeli. Gönlümün şifası. Nalan!

 

 

Loading...
0%