Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@yasunuzgeldii

"abicim ben şuan yoldayım sesin de kesiliyor hadi bay bay" ben ne dedim öküz hayvan ayı tezek! Eray telefonu kapatınca yanında oturan Ayaz ufaktan güldü "Senin işinde zor komutanım...kız kardeşin var." dedi, Erya dertli dertli nefes verdi ay bir yerim! "Valla Ayaz...Yaren'in izinden gitti avukat oldu sonra her gün ağlıyor ya...bu kimseyi kıramıyor daha dava kazanıcak" Ayaz güldü "benimkide doktor olucağını söylüyor komutanım...korktuğum tek bir şey var...o doktor olduğunda...onun önündeki ameliyat masasında ben olabileceğim.." Ekibin moreli düştü...yani Ayaz kuvvetli duruyordu ama yenilmesi imkansız değildi...ben imkansız kavramına inanmıyorum...her şeyin bir sonu vardır sonuçta... "Ayaz...eğer şehit düşersen şerefinle şehit düşeceksin zaten...ama biz seni şehit etmeden yaşatacağız torunlarını bile görüceksin kardeşim" dedi Yiğit...Ayaz güldü "Umarım komutanım...Şehit düşmeye razıyım ancak brnimle beraber o şerefsizlerinde ölmesini istiyorum" Tim güldü "Türk var olduğu sürece onların yaşama gibi bir ihtimali yok" Dedi Batu haklıydı hep haklı kalması dileğiyle.

Alper bakışlarını bana çevirdi "Ee sen nereliydin?"

"Gümüşhane'liyim" Alper telefonunu cikardi Eray'a verdi "Komutanım Bluetooth bağlı siz ne yapacağını biliyorsunuz" dedi Eray hafifçe gülümsedi ve müzik platformundan bir şarkı çaldı

 

"Evleri hane hane de

palayı Gümüşhane

Evleri hane hane de

palayı Gümüşhane"

 

"Gümuşhane kızları da

Dünyalardan bir tane

Gümüşhane kızları da

Dünyalardan bir tane"

 

Ufak bir kahkaha patlattım Tim horon teper gibi elini ileri uzattı..bu arada ben Karadenizliyim ama horon bilmiyorum.."Sende eşlik etsene Gümüşhane kızı" Dedi Ozan..mahçup bir şekilde gülümsedim "Ben bilmiyorum..." hepsi şaşırmış gözlerle baktı daha sonra normale döndüler "Biz sana öğretiriz ozaman" dedi Batu "çok isterim...daha önce babam öğretmeye çalıştı ama ben biraz yavaş bir insandım ozamanlar...bu yüzden öğrenemedim." Ozan gülümsedi. "Boş bir günümüzde çalışırız ozaman" Ay bu ne yufka yürekli çocuk. "Ozan biliyorum çok samimi değiliz ama sana takma isim takabilir miyim?" Tim bana döndü "Tabii nasıl istersen"

"Sana âşkû demek istiyorum...Gökyüzü kadar şeffaf birisin" Ozan anlamaz bir şekilde baktı "Bu hangi dil?"

"Osma-" demeye kalmadı bizim küçük emrah atladı "Osmanlıca konuşuyor"

"Amca bak bu 2 oldu." dedim uyarıcı bir tonla. "4 te olur 5 te olur sayılar önemsiz küçük hanım" içimden bildiğim bütün sabır dualarını okudum..."Ya sabır..."

"Ahlak-ı zemine!" Eray göz devirdi o gözlerini oymama ramak kaldı..

"Huylarımın iyi ya da kötü olduğunu yorumlamak sana kalmadı" Yok arkadaş ben bunu boğarım "Eray sabrımı sınıyorsun." Tim sessizliğe gömüldü sessizliği bozan ise Erayın gülüşüydü "yumruk atabileceğinden bile şüpehiliyim"

"Kendini bir şey sanma Eray 6 sene önce dövüş eğitimi almıştım ben." 'çok bir işe yaramayacak' dermişçesini güldü "eee hangi dövüş sanatı peki?" Göz devirdim "Dövüş sanatlarının gücü çalışan kişiye bağlıdır ama ben taekwondo eğitimi alıyordum." Eray dirseğini omzuma dayadı arkasına yaslandı "Sen hayal kurmaya devam et imkansız bir şey için hayal kurman çok acınası" dirseğini itip arkama yaslandım

"imkansız kavramına inanmıyorum ben Eray" Eray yine klasik tepkisi olan alaycı küçümseyici bir şekilde kıkırdadı "imkansız kavramı gerçektir...örneklerle açıklanabilir"

"ozaman anlatsana öğretmen amca"

"mesela duygular. bazı duyguların Tükenmesi imkansızdır." aynen Eray aynen "yav he he." Eray göz devirdi ve sustu..

yol boyu kimse konuşmadı ya da cesaret

bulamadı...

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Albay Kaan önünde ki bir takım gazeteleri okuyordu çoğunlukla spor ile alakalı kısımları "Oğlum bizimkiler küme düştü benden demesi"diye mırıldandı kendi kendine

Okumaya devam ediyordu ta ki kapı tıklanıp içeri Kılıç Timi girene kadar "Komutanım izninizle" Albay başıyla onay verdi Eray duruşunu dikleştirdi onun bu hareketiyle bütün tim duruşunu düzeltti "Komutanım evdeki bütün teröristler yok edildi. içeride bir kız bulduk ismi Altınay Korkut 24 yaşında 6 senedir teröristlerin elinde herhangi bir sorun çıkarmadı bize yolda gelirken. Gidecek akrabası şuanlık orta da yok. Ayrıca teröristlerin çoğunu da biz gelmeden kendi başına halletmiş" Eray'ın son sözlerine Albay meraklı ve sorgular bir şekilde gözlerini kıstı "Tek başına mı? Detayları duyabilirmiyim Eray Yüzbaşım" Eray onaylar bir şekilde kafasını salladı "kendisi Revdirden aldığı ağır dozda antibiyotiği yaptığı çorbanın içine katmış bu sayede çoğunu zehirleyerek katletmiş komutanım" Albay Kaan etkilenmiş bir şekilde kafasını salladı.."Anladım...gidicek yeri yok demiştin...illaki bir akrabası vardır diye düşünüyorum ama bulması biraz zaman alabilir...bu süreçte ona kalıcak yer bulmalıyız. Askeriye olmaz onun için çok büyük..." Ozan bir adım ileri attı "Komutanım onayınız olursa benim evimde kalabilir zaten ailem de bunu uygun görür sorun çıkarmaz." Eray nedenini bilmediği bir şekilde gözlerini kıstı aam bunu fark edince geri bıraktı. Albay bunu biraz düşünüp onaylarcasına kafasını salladı "Tamam ozaman...kız sana emanet bir sorun çıkarsa hesabını senden sorarım Ozan" Ozan'ın yüzünde hafif bir tebessüm belirdi "Anlaşıldı komutanım. Onu kardeşim gibi koruyacağıma söz veriyorum" Albay başını sallayıp tebessüm etti "Tamam ozaman şimdi ayrılabilirsiniz. Ozan Yiğit ve Deniz bugün nöbete kalmanız gerekebilir diğer Timdekiler şuan görevde onların yerine nöbet diğerleri serbest" Tim başını salladı ve odadan çıktı Ozan'ın biraz yüzü düşmüştü Altınay da onunla beklemek zorunda kalmıştı...derken Eray ve Alper komutanı yanına geldi sohbeti ilk başlatan tebessümüyle beraber Alper oldu "Ozan evin bizim eve yakın zaten sen aileni ara durumdan haberdar et biz Altınay'ı bırakırız geçerken" Dedi bu cümle Ozan'ın yüzünün parlamasına yetti "Teşekkürler komutanım"

Alper "eyvallah' demişçesine güldü gözleri şerit haline geldi.

 

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

 

Askeriyenin kafeteryasında bekliyordum

ne olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu...ilk başa beni sokağa atarlar diye düşündüm ama aklımdan hemen sildim sonuçta Türk askerleri bunu yapmazdı. Eray bile.

iti an çomağa hazırla Tam da böyle oldu

Karşıma dikilmiş iki asker gördüm biri Eray biri Alper maşallah biri tebessüm ederken diğerinin yüzünde öfkeden başka bir duygu yoktu.

"Kalk. Seni 'âşkû'nün evine götürüyoruz" dedi Eray cevap olarak boş boş göz kırpıştırdım 'Excuse me?' dermişcesine baktım. "Akrabalarından biri ortaya çıkana kadar Ozan'ın evinde kalacaksın Altınay" dedi Alper tebessümünü bozmadan. ne vardı sanki Eray da böyle olsaydı. Anladım der gibi kafamı salladım ve ayaga kalktım. Alper koluyla yolu gösterdi bende önden ilerledim.

 

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

 

Yine arka koltuğa oturtular beni. niye öne oturamıyorsam. ikidir Alper arabayı sürüyordu...Acaba Eray'ın ehliyeti yok muydu? Buzlu badem. Alper motoru çalıştırdı..."Şanslısın. üst komşun çok korumacıdır ve karizmatik. Ozan da öyledir tabii ama üst komşun çok temkinlidir." ay kendimi korurum ben ne münasebet. "Kimmiş bu komşu" dedim Eraydan hafif bir kıkırtı duydum Alper gülümsedi "Yanımdaki şahsiyetten başkası olamaz. Hem karizmatik hem korumacı" he? karizmatik? Korumacı? bu habeş maymunu? cidden hassiktir. "Pek...mutlu değilsin gibi gördüm?" değilim. "Anlatamam ne kadar mutluyum!" dedim dalga geçer gibi göz devirip dışarıyı izledim. "Daha ne istiyorsun yaşadığın evde bir asker üst komşun bir asker oh mis" dedi Eray dalga geçer gibi. cevap olarak arkama yaslanıp derin nefes aldım. "Eray saçında yaprak kalmış aslanım" Eray saçına baktı sonra göz devirip saçından itti "eyvallah".

"Alper benim küçükken öğrendiğime göreim askerler bir sınava giriyorlardı ama bu zeka ölçmek için falandı galiba. sen ondan kaç puan aldın?" Alper güldü "Askeriye deki en yüksek puanı alarak 100 üzerinden 94 Aldım" Maşallah yav zeki olduğu belliydi zaten. "Nazarım aklımda başarıların daim olsun. Bak paylaşmak güzeldir şu güzel aklını ve tebessümünü bazen arkadaşlarınla paylaş" Alper anlamış bir şekilde başını salladı ve yola devam ettik.

 

Loading...
0%