Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@yasunuzgeldii

Gri beyaz bir apartmanın önüne gelmiştik

ki araba durdu. Alper ve Eray'a baktım birbiriyle tokalaşıp vedalaşıyotlardı. "Hadi görüşürüz abi sabah ararım seni." Eray başını onaylarcasına salladı ve arabadan indi daha sonra bana baktı "Davet mi bekliyorsun?" balık kavağa çıkınca gelirim. göz devirdim ve arabadan indim. Eray elini görüsürüz niyetinde salladı daha sonra ellerini pantolonunun cebine attı bana 'hadi gel' dercesine kafasını salladı ve evin girişine doğru ilerledi arkasından geldim. Kapıyı açtı apartmana girdik o üst kata çıkarken arkasından geliyordum ki eliyle beni durdurdu "hop nereye?" göz kırpıştırdım "Eve?" güldü "benim evime gelmiyorsun Ozan gile gidiyorsun oda şurdaki ev" parmağıyla arka tarafımdaki evi gösterdi "ha...teşekkürler" 'ne demek' dercesine kafa salladı ve yukarı çıktı merdivenden aşağı inip Ozan'ın ailesinin dairesinin kapısını tıkladım. içeriden "Ben bakarım" diyen bir ablanın sesini duydum. Ve kapı açıldı hafif kırışık ve beyaz tenli yüzü olan siyah saçlı Ozan'ın aksine yeşil gözlü bir kadın açtı kapıyı. Hafifçe gülümsedim kadın da gülümsedi "Buyur tatlım kime bakmıştın?" Ozan haber vermiştir diye düşünüp konuya girdim "Ben Altınay...Ozan sizi bu konu hakkında aramıştır diye düşünüyorum" dedi kadın anlamış bir şekilde başını salladı ve bir kaç adım geri gidup girmem için yer ayırdı "buyur kızım bizde seni bekliyorduk" gülümseyip ayakkabılarımı çıkardım ve içeri girdim. kadın beni salona yöneltti içeride bir amca vardı ihtimalen Ozan'ın babası ama çok tontiş birine benziyordu koltuğa çekinerek oturdum kadın yanıma oturdu ve elini beni rahatlatmak istermiş gibi sırtıma koydu "Ben Tuğba Ozan'ın annesiyim bu da eşim Yavuz" Başımı anlamış şekilde salladım Ozan siyah saçlarını annesinden ela gözlerini ise babasından almış olmalıydı. "Tanıştığıma sevindim"

"ben sana kıyafetlerimden vereyim biraz rahatlarsın ondan sonra güzel bir yemek yersin" bu kıyafetleri değiştirmeyeli çok olmuştu..bu iyi bir haberdi..

 

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

 

Eray gözlerini kapatmış sessizliği dinliyordu. onun için en güzel müzik buydu huzur. Gözlerini kapatmış en güzel tablosu olan karanlığı görüyordu karanlığı çok seviyordu Eray çünkü etraf aydınlandığında insanların bütün yalanları ortaya çıkıyordu...Bu karanlık tablosu çok uzun sürmedi tabiki başına bela geleceğini çağrıştıran kapı zili çaldı. Eray içli bir nefes vererek ayağa kalktı kapıya doğru ilerlerken gözüne bir şey çarptı kardeşinin telefonu..."Bazen nasıl avukat olduğunu sorguluyorum Elçin" telefonu alıp cebine attı ve ardından kapının kolunu çevirip açtı. Karşısındaki yüz onu şaşırtmiştı bu en ufak kakardeşi eren'di ona masum gözükmeye çalışarak gülümsedi. "Merhaba Sultan Eray Arız" dedi masum masum kıkırdarken Eray'ın kaşları çatıldı "Ne işin var senin burda? okul daha bitmedi okul mu patladı da geldin?" Eren iç çekti "İçeri alıcakmışın abi?" Eray 'La hâvle' edasında başını salladı ve bir kaç adım geri atıp Erenin girmesi için yer bıraktı. Eren içeri girip çantasını koltuğa bıraktı ve yandaki yere oturdu..Eray iki kolunu göğsünde bağlamış bir şekilde önünde dikildi hözlerini kıstı "Ee ne oldu paşam?" Eren alt dudağını dişledi..."Abicim beni bugünlük idare eder misin?" Eray iç çekti "Amaç neydi hani onu anlamadım abiciğim?"

"Abi şimdi...ben birine aşık oldum...ona ben bugüne kadar hiç açılmadım...açılamadım korktum...ve bugün başka şehire taşındığını öğrendim...bende okuldan kaçıp o gitmeden önce görmek istedim..." Eray'ın bakışları yumuşadı...derin nefes alıp yanına oturdu...Yiğit koridorlarda yürüyordu aslında sadece yürümüyor , gözü ile etrafı da seziyordu. Çünkü Araz komutanının timindeki Zeren'e tutulmuştu. onun hisleri hakkında bilgisi yoktu tek bildiği onu ne kadar çok sevdiğiydi. Etrafta onu göremeyince kafeterya ya gitti bir masaya oturdu ve telefonu ile sosyal medya da gezindi ilk instagram'a girdi çünkü orda insanlar profilini kim görüntüledi göremiyorlardı şanslıydı ki zeren'in timinden biri ile arkadaştı ondan bir bahane ile Zeren'in numarasını almıştı böyle olunca da önerilerde zeren'in hesabı çıkıyordu...zaman kaybetmeden hesaba girdi ve fotoraflara bakmaya başladı...Gözleri hayranlıkla parladı...o kumral saçları ela gözleri ile çok güzel gözüküyordu..."Sultanım ya..." dedi içli içli hemen yanında bir ses duydu "Kim komutanım?" Bu Ozan'ın sesiydi. Yiğit bulunduğu durumu fark edince yavaşça kafasını sesin geldiği yöne çevirdi "Kartanes? oğlum sen beni mi dinliyorsun lan!?" dedi ve ensesine ufak bir şaplak attı yüzünü ekşiten Ozan normale dönüp ensesini okşadı..."estağfurullah komutanım...sadece yanınıza oturmak istedim rahatsızlık verdiysem affola" Yiğit telefonu kapatıp formasının iç tarafına attı "Bir dahakine yanımda olduğundan haber ver koçum." Ozan başını salladı..."Ee nöbet nasıl gidiyor ne haber?" Ozan duruşunu dikleştirip hafifçe gülümsedi "iyidir komutanım her zamanki gibi alışığız Rahatız...ama aklım Altınay da...Eray komutanım biraz kafayı taktı gibi...artı şimdi annem boş konuşur falan...kızın canının sıkılmasını istemem" Yiğit gözlerini kıstı "Sen komutanının dedikodusunu mu yapıyorsun kartanesi? ben mi yanlış anladım?" Ozan'ın göz bebekleri irileşti "Estağfurullah ben tövbe öyle şey yapmam komutanım" Yiğit onu baştan aşağı süzdü "iyi bakalım bir daha olmasın yoksa Eray komutanın götünde şarjör boşaltır." dramatik bir şekilde eliyle kendi göğsüne dokundu "şanslısın ki benim gibi iyi bir komutanın var Kartanesi Alper olsaydı şimdiye duyar kasıp söylerdi seni" Ozan gülümsedi "çok şanslıyım komutanım" dedi samimilikle Yiğit normale dönüp gülümsedi ve elini onun omzuna koydu.

Loading...
0%