@yasunuzgeldii
|
Eray yatağa yatmıştı ancak uyku tutmamıştı kardeşine koşturmak ile iyi bir ceza vermişti bunun rahatlığı hala üstündeydi elbette lakin Altınay'ın onu yanlış anlamış olması iyi bir şey değildi gerçi çokta umranda sayılmazdı yanlış anladığı şey gerçek olsa bile sorun olmazdı sonuçta bu Eray'ın çzel hayatıydı. İçten içe kendi de zaten böyle bir şeyin olmayacağını biliyordu. Duygular gönül işleri her zaman onun için önemli bir unsur değildi Eray bu vatan için bile göz yaşı dökmemişken kimse için kendini üzemezdi. İnsanlar bu yüzden Eraydan pek hoşlanmazdı bazı kızlar için bu durum sadece daha fazla çekici bulsa bile çoğu kısım bencillik olduğunu düşünsede Eray kendisi hariç her şeyi düşünürdü en çok ta vatanını ve balkonundaki çiçekleri.
Eray gözlerini tekrar kapattı sağa dödü sola dödü ama uyuyamadı...gözüne mavi bir okyanus geldi..Ne alakaydı ki şimdi? hiçbir fikri yoktu yarın sabah göreve gitmeyeceği için erken uyanmak zorunda olmadığı aklına geldi. Yatağının baş ucundan uyku ilaçlarını aldı bir bardak su ile kafasına dikledi. Eray uyku konusunda zorluk çekiyordu bu yaklaşık 10 senedir yaşanan bir sorundu. Sebebini çok iyi biliyordu. Eray 28 yaşında olabilirdi ancak ruhu hala annesiyle beraber uyuyan 8 yaşındaki Eraydan başka bir şey değildi... Artık öyle bir noktaya gelmişti ki uyku ilaçları bile işe yaramıyordu. Eray bunu mental olarak hissetmese bile vücudu uykusuzluğun cezasını çekiyordu.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
*7 saat sonra*
Rüyama düzeltiyorum. Kabusuma nasıl Eray girdi hiçbir fikrim yok ve orda da yine can alıcı derecede sinir bozucuyuydu. İnsanı en azından uyurken bırak be. Tabiki en sonunda bu kabusa son verecek olan kahramanım Tuğba abla ile yavuz amcanın didişme sesleriyle uyandım. "Yazıklar olsun sana yavuz. ben sizin köleniz miyim ya? ben olmasam bir işte yapılmıyor evde sen bana mı sevdalandın yoksa iş yapmamamı anlamadım brn seni uyuşuk adam ya." Um...sanırım Yavuz amca bir şeyleri eksik yaptı ya da yapmadı.. yavaş yavaş ayağa kalktım kollarımı esnettikten sonra bi saçımı düzelttim üzerimde hala pijamalar vardı. umursamadan yavaşça odadan çıktım gözlerimi ovarak mutfağa doğru ilerledim. Ve aşırı tatlı bir görüntüyle karlışlaştım Yavuz amca arkadan duğba ablanın beline sarılmış çenesini omzuna koymuştu. Kıskanmadım değil şimdi. Kollarımı göğsümde kavuşturup kapı direğine yaslandım ve onları izledim. "Tamam hayatım özür dilerim ama beni biliyorsun ben senin gibi beceremiyorum o işleri..." dedi yavuz amca tatlı bir sedayla. Yavuz amca görmese bile ben Tuğba ablanın hafifçe gülümsediğini görebiliyordum. kendimi bir anlığına da olsa Manyak gibi hissettim bu yüzden yavaşça yanlarına yaklaştım. "Günaydın abla.." dedim ikisinin de kafası benim olduğum tarafa yöneldi. "Günaydın kızım dedi Tuğba abla içten bir gülümsemeyle Bende gülümseyerek ona karşılık vermekten çekinmedim. Kahvaltı masasına oturdum. Bütün evi sarmış olan nefis yemek kokusu buradan daha güzel geliyordu.
|
0% |