Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Kim bu adamlar?

@yasunuzgeldii

"abi bunlar bayılmış bir kaçı kusmuş gibi hatta" dedi içerden bir ses...sanırım zehirleme planı rast gitmiş. Önümde duran kumral adamın bakışları sesin geldiği yöne doğru çevrildi "nasıl lan?" neden açıklama gereği duydum bilmiyorum..."şey...zehirlenmiş olabilirler" dedim adamın bakışları bana döndü "ha?" göz kırpıştırdı sanırım boşluğuna geldi "sen...nasıl?" zeki kızım oğlum ben ne sandın "...ağır dozda antibiyotik?.." dedim adam yanıma yaklaştı formasının omzunda Türk bayrağını görünce ayağa kalktım "etkilendim...zekice..ismini alabilir miyim?" dedi hani sanane? "Altınay Korkut." kafasını aşağı yukarı salladı ve beni baştan aşağı süzdü boyu benden bi 25 cm büyüktü bakışları tekrar bana döndü "anlamını biliyor musun?" Tabiki biliyorum...babam küçükken söylemişti "Üstün nitelikli, değerli demek diye biliyorum"

"İsmim Eray Arız ıcerideki timin Komutanıyım. Türk askeriyim. bir ihbarın üzerine geldik buraya...iyi ki de gelmişiz." gelmeseydin de kendi başıma halledebilirdim bence "Evet iyiki grlmişsiniz...teşekkürler...şimdi ne yapacağız?" ne yapacaklar sence Altınay? adamların işi bitti burda "Ailen nerede?"...Mezarları Gümüşhane de..."şey..benim ailem şehit oldu bu yüzden bu adamların elindeydim..." dedim...zar zor çıkan bir sesle Eray'ın yüzü düştü ama sert duruşunu bozmadı "Anladım...akraban veya tanıdığın varmı?" şimdi şöyleki neredeler bilmiyorum çogu başka şehirdeydi ama neredeler bilmiyorum.."yerlerini bilmiyorum" Eray eliyle boynunun arkasını kaşıdı ve sıkıntılı bir nefes verdi "Kaç yaşındasın sen? kaç aydır bu şerefsizlerin elindesin?" ay mı? 6 kere 12 kaç eder.. 72 ay ay çok zekiyim "24 yaşındayım...72 aydır ellerindeyim desem?" Eray'ın kaşları çatıldı içeriye 6 kişi girdi. diğerlerinden daha küçük duran konuştu "Komutanım Albay ekip yollamış galiba yoldalarmış" Eray arkasını döndü. "Önümdeki küçük hanımefendi halletmiş hiç gerek yok" küçük hanımefendi? kaç yaşındasın da benimle böyle konuşabiliyorsun ha? Amca. Ekibin gözleri irileşti hepsinin odağındaki ben oldum Az önce konuşandan biraz daha büyük olan esmer çocuk konuştu "Sen...nasıl? içeride en az 20 adam var...ve silahın yok..." Silahım yok mu? "Benim silahım da mermim de zekamdır bunun için kan dökmeme gerek yok...ufak bir antibiyotik zehirlenmesi işimi görür" dediğimde hepsinin dudaklarında şaşırmış bir gülümseme gördüm Eray'da da hafif bir gülümseme vardı ama silik bir gülümseme

"Şimdi o adamlardan nabzı olanları ters kelepçe yapıp arabanın arkasına...ya da boşver tepesine bağlayın...biraz korksunlar. Türkle uğraşma nedir öğrensinler." gülümsedim bu adam hoşuma gitti. tam ben. ama ben daha zekiyim. "E sonra ne yapacaksınız?" dedim ve bana döndü "sonrası seni pek ilgilendirmez" vaz geçtim hiç beğenmedim ben bu adamı. göz devirdim arkadaki ekipten en büyük duranı "abi bazılarının nabzı çok az...yani yarım saat anca dayanır onlara ne yapalım?" dedi aklıma bir şey gelmişti.."o itleri öldürmeden burda bırakırsanız onlar ölmez...kedi gibiler ve de mıkantıs...diğer teröristler bu yeri biliyor...bunlara yardıma gelirler...bence şah damarından kesip burda bırakın" dedim odakları yine ben oldum "Komutanım kız haklı...öldürmeliyiz" dedi en küçük olan yine "biliyorum ozan..."

"Ben öldürebilir miyim?" dedim Eray'ın yüzünde alaycı bi gülümseme oluştu kollarını kavuşturup bana baktı "silah kullanmayı bildiğinden şüpheliyim...ayrıca seni kan tutabilir bence" benim soy adım Korkut bir kere. kiminle konuştuğuna dikkat et senelerdir kan görüyorum ben. "Senelerdin kan gören birisiyim ayrıca silahla öldürmeme gerek yok" cebimde sakladığım cam kırığını çıkardım ve ona doğru tuttum "şimdi bırakta bu şerefli işi ben yapayım." dedim Eray bunu beklemiyordu galiba...ama bir süre sonra önümden çekildi "Tamam...ama bir tarafına kan bulaştırma..." dedi göz devirip odadan çıktım o ve Timi de arkadan geldi Teröristlerden nabzı düşük olanları ayırdılar. gülümsedim ve eğilip şah damarlarının olduğu yeri kestim ve güldüm..bana or.spu diyen adamın ise kalbini bıçakladım ve kulağıma eğildim..."tatlı rüyalar...or.spu.." gülümseyip ayağa kalktım ve ekibe döndüm hepsi etkilenmiş gibi duruyorlardı Eray ise gülümsüyordu ama yine silik bir gülümseme ben anlamadım bunun dişleri yok mu? insanlar öyle de gülümser "ben şimdi bu tabak parçasını ne yapacağım?" dedim ozan olarak bildiğim çocuk "sende kalmasinda sakınca yok bence...anı olarak da saklayabilirsin sonuçta hayattan bir kaç şerefsizi sildin." güldüm doğru söylüyor.."elimde olsa şu aptal herifin pis kanını alıp bir yerde saklardım.." dedim "ya da boşver başkalarına mikrop falan bulaşır şimdi.." Tim güldü...Eray ağzından ufak bir kıkırtı duydum bu adam hic kahkaha atıyor mu? merak ediyorum.

 

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

 

Tim adamları Eray'ın dediği gibi arabanın üstüne bağlamıştı. hak etmiştiler evet ama Eray'ın bu kadar yaratıcı olucağını düşünmemiştim. Ozan kapıyı açtı içeri girmemi söyledi içeri oturdum...yıllar sonra ilk defa Türk insanlarla aynı arabaydım.

hepimiz arabaya yerleşmiştik. Ön koltuğa Eray ile esmer biri oturdu arka koltuğa da 6'imiz oturduk...Ozan gülümsedi "istersen sana burdakileri tanıtayım" yanındakini gösterdi "Yiğit Kendisi Timin üsteğmeni olur senin sağındaki şahsıyet Deniz Teğmen solundaki Astsubay Başçavuş Batu. Yiğit'in yanındaki ise Astsubay baş çavuş Alper. Ön koltukta Komutanımın yanında oturan Kıdemli Astsubay baş çavuş Ayaz"...hepsinin rutbesi çok iyi...Ama Eray? Eray'ın rutbesi neydi? "Peki Eray'ın rutbesi?" Eray Ozan konuşmadan kendisi söyledi "Yüzbaşı Eray Arız" Arkamı dönüp ona baktım "niye araya giriyorsun? Ben Ozan'la konuşuyordum. çocuğun lafını böldün." Ozan mahçup bir ifadeyle "Yok estağfurullah Sorun olmaz" Ozan'a geri döndüm kaşlarımı çattım "Saygı görmek isteyen bir insan saygı göstermeli. Asker dahi olsan saygı göstermelisin. sonuçta sende bir Askersin o da. o sadece biraz daha tecrübeli" Tamam herkeze saygım sonsuz ancak saygısızlık yapanları sevmem. "Kusura kalma küçük hanım nezaket kısmı ile pek ilgilenmiyorum. Delikanlılık bölümü beni daha çok ilgilendiriyor" yemin ederim elimde kalıcak ya..."Bir daha bana küçük hanım deme. Sen kaç yaşındasında ben küçüğüm be" Eray dikiz aynasından bana baktı "28 yaşımdayım bence gayet te küçük hanımsın"

"Eray mısın Meral mısın nesin! bana ismimle hitap et!"

Yiğit gülmemek için dışarıyı izliyormuş gibi yaptı Eraycık gözlerini kıstı ve öne eğildi.

"Emirleri senden almıyorum. Küçük. hanım"

yumruklarımı sıkıp derin nefes aldı...sakin ol Altınay bu adam şaka gibi bir şey.."Her neyse amca!" bu sefer Alper'den ufak bir gülme sesi geldi Eray 'sen ciddi misin?' der gibi bir bakış attı "Bana. Amca. Deme." dedi tane tane gülümsedim. "peki amcacım" 'amcacım' kelimesini bastırarak söyledim Eray bey gözlerini kapattı 10 a kadar mırıldanarak saydı sanırım sakinleşme yolu bu. daha sonra gözünü açtı ve hiç bur şey olmamış gibiyolu izledi....

15 dakika sonra Eray'ın telefonu çaldı

Eray telefona baktı sonra sıkıntı bir nefes verip telefonu açtı "Efendim güzelim?" Güzelim? lan hangi kız bu davara bakar be!

"abicim sen mal mısın? hani bak benim kardeşimsin sert olmanı bekliyorum sen kaybettiğin davalar için habire ağlıyorsun...olmaz ama böyle. Avukat olmak böyledir...hiç bir zaman tek taraflı kazanmazsın kazanırken de bir şeyler kaybersin..cidden güzelim kaç senedir bu işi yapıyorsun senin için filozof bile oldum." he kardeşiymiş...üzüldüm yazık be kardeşine...Bu şimdi yobazdırda kardeşi etek giyse gebertir.

 

 

(Devamını en kısa sürede atacağım bölüm çok uzun oluyor diye devam ettirmedim)

Loading...
0%