Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@yaxarbyr

 

DUYURU

Sizden isteğim bu şarkı ile bu bölümü okumak yazarken ne hissettiğimi sizinle paylaşmak istedim

(İyi okumalar dilerim)

.........

Sabah birinin etrafımda hareketlenmesi ile gözlerimi açmaya çalışıyordum sabah sabah bu kim olabilirdi ki

Sonra takmayıp geri kapattım açık olmayan açmaya çalıştığım gözlerimi, sonra ise birinin üstüme atlaması ile

İrkilerek yerimden sıçradım ve kolum çok acımıştı

- aaa (hafif çığlık atmıştım)

- inci ablaaa ayun oynayalım mı hem havuzda da yüzeriz ne dersin babam bana yüzmeyi öğretti ne dersin?

Kolumun ağrısını unutmak için

- tabi oynarız can'cım

- ooo zmn hemenn üstümü değişip geleceğim abyaaa

- tm canım

Can odasından hoplayarak çıktı yine yatağında ydı dün kanepede uyuya kalmıştım kim taşıdı ki beni, kimse yüzüme bakmaya değil mi

Herkes benden nefret edecek o dün anlattıklarımdan, gitsem daha mı doğru olur

Evt gitsem daha iyi olacaktı annemin mezarını bile bilmiyorum ziyarete giderim bu akşam giderdim

 

Yataktan kalktım ve banyoda ilerledim üstümü değiştim üstüme ince bir kazak beyaz altına salaş bir pantolon dolaptan ne bulduysam onu giydim siyah salaş bir pantolon ve ince kollu bir kazak giydim elimi yüzümü yıkayıp çıktım banyodan

Odadan çıktım ve mutfağa ilerledim yaren abla kahvaltı hazırlıyordu, ceylan ise ona yardım ediyordu, nur kenarda kitap okuyor, baran abi ise telefonla ilgileniyor can ise onu takmayan babasına bir şeyler anlatıyor ara sıra lafı baran abi devralıyordu sonra ise

Kimsenin beni takmaması bütün düşüncelerimi ve içimde tuttuğum ağlama isteğimin dışa vurmasını sağlıyordu

Hiçkimseye bir şey demeden yardım etmeye başladım

****

Kahvaltıya oturmuş öylesine kahvaltı yapıyorduk kimse konuşmuyordu

Ve yaren abla söze girdi

- inci

Yaren abla sanki konuşamıyor gibiydi kendini zor tutuyordu

Kafamı kaldırıp karşımda oturan yaren ablaya baktım oda çatalıyka oynuyordu

- efm efendim

Abla kelimesini kullanmadığımı duyunca yüzüme şaşkınlıkla bakıyordu

Sonra konuşmaya devam etti

- söze gireceğim uzatmanın bir manası yok

İçime bir his girdi çok kötü bir his

- karana zarar veriyorsun inci ondan uzak dur hem teyzenin yanına gitmek istiyordun öyle değil mi git inci.

Sesi titremişti, tabi halaları, bu çoçuklar ona emanetti.

 

Yavaşça ayağı kalktım kimse bana bakmıyordu hiç kimse, bakan sadece yaren hanımdı gözümden dökülen yaşlarla ona gülümsedim masanın üzerinde bulunan telefonumu aldım ve yavaş adımlarla çıkış kapısına yöneldim

Sadece sustum...

****

 

Bir parkta oturuyordum karanlığını aydınlatan ve karanlığımda parlayan yıldızlarla tek başımaydım sadece o evden çıktığımdan beri bu parkta öylece oturuyordum gökyüzünde parlayan yıldızlara bakıyordum

Gözlerimden yaşlar hala akmaya devam ediyordu, bir süre sonra ağlamalarım hıçkırıklarıma dönüştü

Gökyüzüne baktım gülümsedim acı la beraber

Neydi bu yalnızlık mı?

Neydi bu kırgınlık mı?

Neydi bu? Neydi? Suçlarımın cezası mı?

Anne yok

Baba yok

Ev yok

Kısa bir süre sonra gülmeye başladım, sonra tekrar ağladım

Saate hiç bakmadım sadece aynı pozisyonda gökyüzüne bakıp ağlamaya devam ediyordum

Gelen geçn insan bana acıyarak bakıyordu hahaha acıyarak bakıyordu, mutluluktan değil, huzunkerinden acıyorlardı bana hahaha

 

O kadar çok ağlamıştım ki gözlerim şişmişti artık mosmor olmuşlardı

Saaten hiçbir fikrim yoktu telefonumdaki hattımı çıkardım ve kırdım kimsenin bana ulaşmasını istemiyordum artık

Telefonumu kenara koydum ne kadar öyle orda kalıp ağladın veya ne kadar bir şekilde gökyüzüne baktım anlayamadım ama gün karanlığa bürünmüştü hatta şöyle söyleyeyim güneş mi doğacaktı?

 

( kendini çok yıprattın inci)

Buna sen mi karar vereceksin iç ses?

( ayakta durmalısın)

Gücüm kalmadı ruhum

( ama...)

Aması olamaz iç ses

( İnci ölüyorsun)

Ölüyorum iç ses (gülümsedim)

( hiç mi gücün yok inci)

Bir duvar kadar sağlam, bir cam kadar kırığım iç ses

( o zmn sende tam tersi olmaya gayret et inci)

Nasıl o iç ses?

( bir duvar kadar sağlam, bir cam kadar sağlam ol inci)

Mümkün mü?

( eve gitmelisin gözlerin kalıyor inci ölüyorsun)

Biliyor musun iç ses ilk defa seni dinleyeceğim, iç ses ayaklarımı hissetmiyorum

(İnci)

Ama...

( aması olmaz inci)

Ayağı kalkmaya çalıştım ayaklarım o kadar çok ağrıyor ki o kadar çok acı verici ki o... O kadar çok acınası ki

Eve doğru yürümeye başladım yürüdüm, yürüdüm...

Başım dönüyordu

***

Ev ilerdeydi görebiliyorum tepki veremiyordum olmuyordu, duyguları kaybetmek bu olsa gerek

Gülmemek..

Düz bakmak...

Sevememek...

Sinirlenmemek..

Korkmamak...

Bütün duygularım mahvoldu artık ben yeni bir hayata adım atacağım demeyeceğim çünkü her adımım, ölümüm oldu beni ölümle bir kıldı beni karanlığa layık gördü

 

Kapının önündeydim içeri girdim kilitsiz olan kapıdan içeri girdim kapattım kapıyı her bir ayrıntıda ellerimi gezdirdim

Ağlamak istedim ama olmadı

Gülmek istedim olmadı

Babama sinirlenmek istedim olmadı

Geçtim odama yatağıma dokundum başım döndü bıraktım kendimi yatağıma sonra aklıma annemin öldüğü oda geldi

Ayağı kalktım bedenim beni oraya sürüklüyordu gözyaşlarımın haddi hesabı yoktu kapının kolunu çevirdim her şey beynime hücum etti

- annnne anne bırakma beni

Bendenim taş kesildi hareket edemedim

- baba ne yaptın anneme eee

- anneeeeeee!

- anneeeeeee!

Ve vücudum yandı bir iki adım attım sadece bir adım daha atmak istedim ama o adım da son hatırladığım buz gibi bir hissiyat Vee sıcak bir sıvıydı gerisi karanlık

.........

YAZARIN ANLATIMI İLE

İnci yaralı ceylanım, inci yaralı kurbanım.

İnci buz gibi betona yıkılmıştı annesinin ve babasının gördüğü silik görüntüleri ile bedeni yavaş yavaş ölüyordu

Biz ölüyorduk...

 

Hissettiği sıcak sıvı ise başını betona vurması ile lanamasıydı yani o sıcak sıvı kandı

Ne kadar süre yatmıştı o buz gibi betonda buz gibi minik bedeni ile ne kadar daha yanlız kalacaktı

 

Bir gün boyunca yatmamıştı inci şimdi ise yere yığılmış öylece duran hareketsiz bedeni ölüyor muydu?

Ölüyor muyduk?

 

Sabah güneşinin kör edici ışığı vuruyordu cansız odaya o cansız odaya o dünyayı aydınlatan güneş bile yetersiz kalıyordu

Güneş ışığı bile bu soluk odaya uyum sağlamak amacı için değilde odanın hatırlatıcı hüznü ile solduruyordu rengini

İnci yavaş ve ağır hareketlerle açılamayan göz kapaklarını zorlukla açmayı başarnıltı ama o an giren ağrıyı bastırmak amacı ile gözlerini sıkı sıkıya kapatmıştı

Taş olmuş bedeni soğuktan tir tir titriyordu bedenini hareket ettirmek isterken giren ağrı ile vazgeçmişti durdu biraz ve sonra yavaş adımlarla ayağı kalktı ardından başındaki kanı umursamadan odasına çekildi ve banyoya girdi ılık su başındaki yaranın sızlamasına ve yanmasında çok faydalıydı

Suyun altında öylece kalırken bir süre öylece beklemişti ve suyu kapatıp duştan çıktı tam çıkacakken gözüne aynada bir şey takıldı

Sıcak suyla duş almış ve bedeninde yaralar oluşmuş hissizliğinin içine işlemesi nedeniyle hissedwmemişti geçti odasına

Yavaş yavaş ilerledi iç giyimleri giygi ardından ilk yardım çantasını aldı ufaktı anlını kapattı mikrop kapmasın diye ardından diğer fark edemediği yaraları sardı ve yatağına uzandı ve uyudu inci

Aklında yeni eve geçmek vardı yapacaktı

İnci uyudu biraz daha yumuşak olamayan yatakta bilet ayarlamıştı doğduğu yere gitme vakti gelmişti

****

2 saatin ardından kabusun etkisi ile bu bilmem kaçıncı uyanışıydı artık yatmamaya karar vermişti inci yatağından kalktı ve bavulunu eline aldı elbiselerini yerleştirmeye başladı annesi ile olan fotolarını aldı annesinin kokusunun sindiği yazmasını ve tişörtlerinden Birkaç tanesini almıştı her şeyi tamamdı her yere benzin döktü ardından kapının dibine geldi kibriti yaktı ve attı içeri yansın bakalım geçmişi gibi..

İtalyaya taşınacaktı herkez den uzak bir yere bu adana ona haramdı

Doğduğu yer İtalyaya gidecekti hem dilide iyiydi

Aldı valizini motorunu geçti hacalimanına bindi uçağına gidiyordu yeni hayatına...

 

 

Loading...
0%