@yazar_as3s
|
Yaşına göre oldukça iddialı olan elbisesi vücudunun her bir kıvrımını belli ederken, neredeyse kalçalarına gelen altın sarısı saçları onu gereğinden fazla çekici gösteriyordu. Günlük hayatında yaşına uygun giyinse de ailesi ile katıldığı davetlerde çizgiyi aşan ve bunu büyük bir memnuniyetle yapan Ayperi SONAT bu gün de çizgiyi epey aştığı bir zamandaydı. Lüks arabalarından iner inmez etraflarını saran gazetecilerden ve onların can sıkıcı sorularından korunmak isteyen Ayperi, aynı annesi Hazan Hanım gibi babası Ata Bey'in koluna girdi. iki kadın hayatlarındaki en önemli erkeğin kollarında salona giriş yaparken çok mutluydu. Onlara göre her gün çok önemli olsa da bu gün bir ayrı önemliydi. çünkü bu gün SONAT şirketi yeni bir parfümleri ile raflarda yerini alacaktı ve bu güzel haber için bir parti yapılacaktı. Sonunda içeriye giriş yapan sonat ailesi, çoğu iş adamı ve bu sektörde önemli adımlarla ilerleyen ancak asla SONAT ailesi kadar başarılı olamayan akrabaları tarafından büyük bir coşkuyla alkışlandı. SONAT ailesinin mutluluğu yüzlerinden okunurken salonda hiç mutlu olmayan iki kişiden kimse haberdar değildi.
Ayperi, alışık olduğu manzarayı izlerken ne kadar şanslı bir kız olduğunu düşünüyordu. Maddi durumu oldukça iyi olan ve hatta Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olan bir ailenin kızıydı. Ailesi Ayperi'ye karşı her zaman çok iyi olmuştu. Ailenin tek çocuğu olmasından kaynaklı her zaman üzerine titriyordu anne babası. Belki çoğu insan bu durumdan şikayet edecekken o bu durudan çok memnundu. içeride yankılanan piyano sesi sakinlik ve huzur verirken, Ata Bey sahneye çıkıp elindeki kadehe bıçak yardımıyla vurup ses çıkarınca tüm davetliler Ata Bey'e döndü ve sessizlik sağlanmış oldu. Ata Bey, boğazını temizleyip konuşmasına başladı. Her davette aynı konuşmayı yapan babasına gülen Ayperi tekrardan ezberlediği sözleri dinlememek için salonun terasına çıkmak üzere asansöre bindi. En üst katın düğmesine basarak kapının kapanmasını beklerken koca bir beden kapıdan süzülüverdi. İçeriye dalan adamla bir kaç adım gerileyen Ayperi yavaşça adamı süzdü. Üzerinde vücuduna yapışan siyah polo yaka bir t-shirt bulunan adamın altında siyah pantolon ve yine siyah bir ayakkabı vardı. Siyah gözlü, küçük denebilecek bir buruna sahip, dağınık simsiyah saçları ve sert yüz yapısı ile oldukça yakışıklı bir adamdı. Biraz daha dikkatli bakınca adamın epey kaslı bir yapıya sahip olduğunu fark etti Ayperi. Biraz sonra asansör hareket etmeye başladı. Daha bir kat bile çıkamamışken şiddetli bir sarsıntı ile durdu. sarsıntı karşısında çığlık atan Ayperi, kendini daha adını bile bilmediği bir yabancının kollarına attı. Evet bu adam Ayperi için yabancıydı. Fakat yabancı için Ayperi tanıdık bir simaydı. Yabancı, karşısındaki alımlı kadını kollarında görmenin zevkini yaşarken Ayperi korkudan tirtir titriyordu. Kadının korkusunu anlayan adam onu sakinleştirmek amaçlı elini sırtına koyup okşadı. Bulundukları yakın temastan olsa gerek kadının kokusu adamı etkiliyordu. Sahi adam daha önce böyle etkili bir koku duyduğunu hatırlamıyordu. Adamın okşaması ile kadının korkusu dinerken, asansörün tekrardan sallanması ve bir anda ışıklarının sönmesi ile kadın tekrardan bir Çığlık daha attı. Adam kadını sakinleştirmek için onunla konuşmaya çalıştı: "Sakin ol Ayperi, birazdan düzelteceklerdir" "E..emin misiniz beyefendi burada olduğumuzdan bile haberleri yoktur." "Senin temin ederim ki SONAT ailesi biricik kızlarının ortadan kaybolduğunu çoktan fark etmiştir." Duydukları ile rahatlayan Ayperi biraz daha sakinleştikten sonra adamın kollarında olduğunu fark etti. Bir anda kendini geri çekerken adama da kızgın bakışlar atıyordu "Ne hakla bana dokunuyorsunuz beyefendi?" diye sordu. kızmıştı bu duruma. Kadının ruh halindeki ani değişime şaşıran yabancı duyduğu sözler karşısın da hafifçe gülümsedi. Adam gülümsedikçe kızın çatıdan kaşları adım gülümsemekten kahkaha atmaya sürükledi. "Sakin ol öfkeli civciv. Sana sarılan ben değildim kucağıma atlayan sendin küçük bir hatırlatma." Kız adamın umursamaz konuşması karşısında iyice sinirlenirken "Haaa sen şimdi bana kucağa atlamaya çok meraklı olduğumu mu söylüyorsun?" dedi. Kaşları hafif havaya kalkmış sorgular bir biçimde ona bakan kadın hesap soruyor gibiydi "Kusura bakmayın da hanımefendi kucağıma atlayan sizsiniz hesap soran sizsiniz. Ben hiç soruyor muyum size niye kucağıma atladınız diye" "Hııı şuna bak ya sanki ben senin kucağının meraklısıydım. Bana yok mu başka kucağına atlayacak biri." Ayperi duyduğu cevaba karşı her şeyi söylüyebilirdi fakat bu sözler olmazdı. Kadının sözleri ile adamın zaten siyah olan gözleri iyice karardı ve simsiyah denebilecek bir boyuta ulaştı. Kadının kolundan tutup sırtını sertçe asansörün duvarına yapıştırırken iyice üzerine eğildi ve kulağına yaklaşıp fısıldadı yabancı "Sen bir daha değil bir erkek hakkında konuşmak, bir erkeğin kucağına atlamayı bile düşünmeyeceksin. Ben hariç." Yabancının sessizce fısıldadığı sözler karşısında dumura uğrayan Ayperi sertçe yutkundu adamın kararmış gözlerine dikti gözlerini aralarında inanılmaz bir çekim vardı ne ayperi ne de yabancı bunu inkar edemezdi. "Sen kimsin ki ben senin sözlerini dinleyeyim. Sen kimsin ki ben senin kucağına atlayayım. Ayrıca sanane değil senin istediğim herkesin kucağına atlayabilirim bu seni hiç ilgilendirmez... YABANCI!" Adam zaten sinirliyken Ayperi'nin cüretkar sözleri karşısında bir an Ayperi'yi farklı bir adamın kucağında hayal etti. Yıllardır sevdiği kadının farklı bir adam ile o pozisyonda olması onu iyice sinirlendirirken serçe yutkundu Adem elmasının hareket edişi ile Ayperi'nin gözleri de oraya kaymıştı. "Bir: ben sana şu an yabancı olabilirim fakat ileride sana en yakın olacak kişiyim Ayperi. İki: sen benim şu an en yakınım olduğun gibi ileride de en yakınım olacak kişisin Ayperi. Ve üç: bu geceyi unutma sana bu geceyi hatırlattığımda en iyi şekilde hatırlamanı istiyorum Ayperi." Ne diyordu bu adam hiçbir şey anlamamıştı Ayperi. Bu adam onu ne zamandır tanıyordu. Ve neden saçmalıyordu. Hiç tanımadığı bir adamın nasıl en yakın olabilmişti. "Bu geceyi çoktan unuttum yabancı ve biz bu geceden sonra hiçbir zaman karşılaşmayacağımız için bana bu geceyi hatırlatamayacaksın" "Yanılıyorsun görklü'm. Fakat hiçbir şeyden habersiz olduğun için beni anlamıyorsun..." Adam Ayperi'nin kokusuyla mest olmuşken ona iyice yaklaştı. şimdi vücutları bir bütün gibi duruyordu. Adam bir eliyle Ayperi'nin bir tutam saçını kulağının arkasına sıkıştırırken bir eliyle de yavaşça yanığını okşuyordu. Başka biri olsa belki de çoktan kaçacak olan Ayperi bu adamdan kaçmıyordu. Neden olduğunu bilmiyordu fakat bu adam ona dokunsun istiyordu. Adam Ayperi'nin yüzüne biraz daha eğildi ve yavaşça dudaklarını yaklaştı nefesleri birbirine çarparken artık dudakları arasında mesafe kalmamıştı adam kadını özlemle, hasretle öperken kadın acemice karşılık vermeye çalışıyordu. Belkide asansörde tanıdığı bir adamla öpüşmek doğru olmasada hislerine engel olamıyordu Ayperi. Öyle ki adamın sadece dudağını değil her yerini öpmesini istiyordu. Zaman ilerledi dakikalar sürdü gitti yabancı ve Ayperi birbirlerinden bir saniye bile ayrılmadı. Ta ki nefessiz kalana kadar. İkisi de birbirlerinden ayrılıp derin derin nefes alırken gözlerini birbirlerine ayırmıyorlardı. Ayperi kalbinde adamın ona aşkla baktığını hissederken aklında bunun bir kuruntu olduğunu düşünüyordu. Hızlı hızlı alınan nefesler normale döndüğünde adam karşısındaki kadından gözlerini yine ayırmadan pantolonunun cebinden telefonunu çıkartıp bir numara tuşladı birkaç çalıştan sonra açılan telefondan ses gelince "Asansörün kapısını açın gelirken de yengenize bir bardak su getirin" dedi. Ayperi asansörde ki tek kadın olduğunu düşünerek 'yenge' diye kendinden bahsettiğini anlamış oldu. Anladıkları ile birlikte kocaman açılan gözleriyle karşısındaki adama bakarken dili tutulmuş gibiydi. Az önceden beri yaşadıklarını tarttı kafasında. önce asansörde kalmış daha sonra tanımadığı bir adamla öpüşmüştü. Ve her şeyden önemlisi tanımadığı ve az önce öpüştüğü yabancı telefonda konuşurken ondan 'yengeniz' diye bahsetmişti. Adam kendine şaşkın şaşkın bakan kıza aldırmadan kokusunu iyice içine çekmeye başladı belki de uzun bir süre görüşmeyeceklerdi. Adam kadının kokusunu içine çekerken, kadın adamla yaşadıklarını düşünüyordu. Bir kaç dakika sonra asansörün kapısı açıldı. Açılan kapıdan içeriye giren iki adamdan biri Ayperi'ye elindeki suyu verirken, digeride yabancı ile bir şeyler konuşuyordu. Ayperi titreyen eliyle sudan bir yudum aldı. Su boğazdan aşağı kayarken yabancıyla göz göze geldiler. Adam kadından gözlerini ayırmadan eliyle arkasındaki adamlara 'git' işareti yaptı. İki adam asansörden çıkarken yabancı ile kadın yine baş başa kalmıştı. Adam kadına yaklaşıp anlına küçük bir öpücük kondurdu. Kadınsa sanki bir daha görüşemeyeceklerini hissetmiş gibi iki eli ile adamın sırtından yapıştı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Adam son kez konuştu: "Bir gün tekrar görüşmek üzere Görklü'm" ~~~~~~~~~~~~~~~~~ Merhabalar GÖRKLÜ'M kitabının ilk bölümü ile karşınızdayım. keyifli okumalar diliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...:,-) Bu kitabın ilk yayın yeri Wattpad platformudur. Gelişim engeli getirilmeden bir süre önce yayınlanmıştır. Fakat getirilen engel dolayısıyla yarım kalmıştır. Bu güzel kitabı burada tamamlamak istedim. Lütfen desteğinizi esirgemeyin 🙏🥹
|
0% |