Neslihan Hayatının Şokunu Orda Yaşamıştır. Mertcan, “Hanımefendi hoş geldiniz, sizi tanımadığımız için bu şekilde davrandım, kusura bakmayın. Siz de hoş geldiniz gençler,” der. Hünkarın torunu Rıza'nın gözü Umay'a dönmüştür ve Rıza orada Umay'a tutulmuştur. Hünkar, “Yok oğlum, kusur yok. E hadi oturalım,” der. Hepsi masaya oturur. Neslihan, kaş göz işareti ile Hünkarı başka yere çağırır. Neslihan masadan kalkıp gider, ardından Hünkar gider. Dicle fark eder ve o da peşlerinden gider.

Düğünün olduğu yerde eski bir ev vardır. Hünkar ve Neslihan o eve girer. Neslihan, “Sen niye döndün, niye? Benim hayatımı mahvetmek için mi? Bana bak Hünkar Hanım, eğer benim huzurum kaçarsa, sizde aile diye bir şey kalmaz,” der. Hünkar, “Bana bak şeytanın beden bulmuş hali, benim niye döndüğümü sen çok iyi biliyorsun. Şimdi söyle bana, Dicle mi yoksa Mertcan mı, hangisi benim torunum?” Hünkar torunu olduğunu biliyordu ama Dicle mi Mertcan mı onu bilmiyordu. Bu konuşmayı Dicle duymuştur. Hünkar cevap alamayınca masaya dönmüştür, Dicle ise ablasının düğünü bozulmasın diye annesine bir şey sormamıştır.

Antep'te gün ağarmaya başlar. Neslihan odasında hazırlanırken, Dicle gümbür diye içeri girer. Neslihan, “Destur kızım, bu nasıl geliş? Bir kapıyı çalsana,” der. Dicle, “Ben destursuz girmem hiçbir yere. Sen öğrettin bana, yalanın günah olduğunu sen öğrettin bana. Ama senin ağzından en büyük yalanı duydum ben, dün gece. Hünkar Atakan, Dicle mi yoksa Mertcan mı benim torunum derken, ne demek istedi, anne?” diye sorar. Neslihan hayatının bir büyük şokunu daha yaşar.

Aslı için yeni hayatın ilk günüydü. Aslı hazırlanıp aşağıya indi ve kimse uyanmamıştı. Aslı kollarını sıvayıp mutfağa girmiştir ve çok güzel bir sofra kurmuştur. Ergüçler o gün ilk kez öyle bir sofra görmüştür.

Hünkar Atakan, Karahanlılara ilk darbeyi vurmak için harekete geçmiştir. Rıza, “Babaanne, sen ne yapıyorsun? Kaç gündür telefonda bir onunla bir bununla konuşuyorsun,” dedi. Hünkar, “Göreceksin torunum, hayatın en güzel anları ile tanışacaksınız. Senin de kursunun da hayatını bambaşka edeceğim,” der. Hünkar iki aile için de karabulut olacak, intikam yeminini yerine getirmek için elinden geleni yapacak.

Dicle her şeyi öğrenmiştir. Büyük sır, Dicle'yi yerle bir etmiştir. Dicle, “Şimdi Mertcan ile biz kardeş değiliz, öyle mi? Peki ne olacak şimdi? Ne diyeceğiz Mertcan’a?” der. Neslihan ise hırsla, “Hiçbir şey demeyeceğiz. Bunca yıl saklandı, şimdi de saklanacak,” der. Dicle iğrenerek güler ve gider.

Karahanlılar Sofrada Oturdukları sırada Türkan Bomba Haberi Verir “ Madem Hepiniz Burdasınız Benimde diyeceklerim hepinizi ilgilendiriyor , Ben blr karar alıp uyguladım , Şirkete ortak aldım , Ve yarın Tanışacağız “ der , Cihan Şok ile “ Sen Tanımadığın insanlar ile Ortakmı Oldun Ana ? “ Der , Mertcan “ Amcam Doğru Söylüyor Babaanne , zkim bu insanlar “ der , Türkan Bir şeyler Geceleyip Kısa Keser “ yarın Tanışırsınız “ der ...

Cüneyt Ağa Havvadan ilaçlarını istemiştir, Aslı Getirmek için Aşağı İnmiştiri , Aslı İlaç ve suyu Hazırlarken Havva Alkış çalarak “ Bravo , Valla Brova , İlk Önce Yeğenimin Aklını Çaldın Evlendin Şimdi ise Baba’mın Aklını Almayı Planlıyorsun , yılansın Kızım sen Yılan “ der , Aslı Tezgahtaki Bıçağı Alıp Havanın Gırtlağına Dayar “ Bana Bak Havva Hanım , Ben Öyle İtip Kakılacak Bir insan Değilim , Ayağını Denk Al , Yoksa Yakarım Seni “ De ve bıçağı Yere Fırlatıp Gider , Havva İse Korkudan Taşa Kesilir ...

Akşam olur ...

Umay ve Merdo Gizlice Buluşurlar , Merdo Ve Umay Birbirlerini Görünce hemen sarılırlar , Umay “ Seni Çok Özledim , Kalbim senin için atarken Sensiz günlerde Atmamaya Başladı “ dedi , Merdo “ Geçiçek Bu günlerde Geçecek Sen Rahat Ol , İyi Ol Üzülme Tamam mı “ der , Onlar Hasret Giderirler , Berivan Onları Görür İleride ve Gizlice İzler ...

Aslı Sofraya Gelir , Cüneyt “ Kızım Yarın Akşam Aileni Yemeğe davet Edeceğiz , Senmi Söylemek İstersin yoksa Benmi Söylim “ der , Aslı “ Ben Anneme Söylerim, Siz Babaanneme Söylerseniz Daha İyi Olur , ben Annemi aramaya Gidim “ der , ve Masadan Kalkar Tam Çıkarken “ Teşekkür Ederim Dede “ der Gider , Cüneyt in yüzünde İse Tebessüm Oluşur ...

Karahanlılar Salonda Otururken Kahve İçerler , Merdo konağa Gelir , Berivan Kaş Göz İşareti İle Merdoyu Avluya Çıkarır , Türkana Haber Gelir , Ama Mertcan Kabul etmez Yemeğe Gitmeye , Berivan Avluda “ Bana Bak Merdo efendi , O kızdan Uzak Duracaksın and olsun Ürgübe geri Dönersin ,Beni Çıldırtma “ der Merdo “ Anne Bak ben O kızı Seviyorum , Yapmayın , Sizin Düşmanlığınızı Biz Yürütmek İstemiyoruz “ Der , Berivan Hiddet ile “ Yeter , Uzatma Ben dedim diyeceğimi , Uzak Duracaksın , O kadar “ der ve Gider , Merdo İse Kaldığı girdaptan Çıkmaya Çalışır ....

Sabah Olur ...

Türkan ve Cihan Şirkete Gitmiştir , Mertcan ise Hazırlanıp Konaktan Çıkar , Arabaya Binmek Yerine Yürüyerek Gitmek İsteyen Mertcan Yazgı ile karşılaşır , Hiç Bir şey Demeden Yoluna Devam Etmeye Çalışır Mertcan ama Yazgı İzin Vermez Yazgı “ Ne Oluyor Mertcan , Niye Kaçıyorsun Benden “ der , Mertcan Uzatmadan” Kaçmak Falan Yok doğrusu Ney ise Onu Yapıyorum “ der , Yazgı “ Doğrusu ney Mertcan Sen ne diyor... Sen Yoksa Ablan ile Abim evlendi Diye , Onlara Düşmansın biliyorum ama bana “ der , Mertcan “ Olmaz Yazgı , Biz Diye Bir şey Olamaz , Etrafımız Yangın yeri , Savaşamayız “ der , Yazgı “ Bizim Sevdamız Herşeyin Üstesinden Gelir , Yapma Ne olur “ der , Mertcan “ Olmayan Sevda Bir Şeyin Üstesinden Gelemez , Ben Seni Hiç sevmemişimki “ der ve Arkasını Dönüp Gider , Yazgı ise Yıkılır , Mertcan Ailesi İçin Sevdasından Vazgeçmiştir , Onunda Dünyası Başına Yıkılır , Ama Herkes bilir , İntikam Ateşini Aşk Söndürür , Sadece Zamana İhtiyaç Vardır ...

Mertcan Yıkık bir Şekilde Şirkete Gelir , ama Daha Yeni Ortakları Gelmemiştir , Türkan Mertcana “ Ne bu halin , Ne oldu sana “ diye Sorar , Mertcan “ Bir şey Yok Babaanne İyiyim ben “ der O sırada ise Merdoda Gelir “ e hani Gelmedilermi Daha “ Der , Türkan “ Yok Oğlum Yok , daha Gelmediler , Gel Otur Buraya “ der O sırada Kapı Çalar , Asistan Misafirlerin geldiğini Söyler , Türkan Buyur edilmesini İster , Yeni Ortaklar Salona Girer , Karahanlıların Yeni Ortakları Atakanlardır , Hünkar Atakan İlk Darbeyi Vurmuştur Türkana , Kimse Bir şey Anlamaz Ama Türkanın İçinde Kıyamet Kopar ...

Türkanın İç sesi : Çaresizlik Hepimizin İçinde , Az yada Çok Vardır ,Hepimiz Bir şeyleri Defalarca Yapıyoruz , Yanılıyoruz , Başaramıyoruz ,Sonra Bir daha Yanılmamak için Denemiyoruz , Sonra Şartlar Değişiyor , eğer Denersek Başarılı Olabileceğimiz Bir Hale Geliyor , Ama Biz Ezberlediğimiz Gibi Yaşamaya Devam Ediyoruz , Arazi Değişiyor ama Bizim Zihin Haritamız Değişmiyor , Böylece Başarısızlığı öğrenmiş Oluyoruz , Bildimki Artık İntikam Gecikir Ama Yaşlanmazmış , Kıyametin başladı Türkan ...

Devamı 15. Bölümde ...