Kasabamızın, eski polis merkez binası yıkılıp, yerine yenisi inşaat ediliyordu. İstanbul'dan Urfa'ya gelen yeni başkomiser Kenan, otobüsten inmiş ve kasabamızda bulunan tek lokantaya uğramıştı.

Kenan komiser indiği otobüsten yapılan polis merkez binasını sormak için Mustafa amcanın lokantasına girmişti. Mustafa amca;

-Kahvaltılık mı istesin, içecek mi?

-Yeni polis merkez binası nerede?
Diye sormuştu Kenan komiser.

-Siz polis misiniz?

-Evet.

Lokantanın tam karşı tarafını işaret ederek amca;
-İşte burada, sağ tarafa bakın görürsünüz. Geçen hafta açıldı. Derken, Kenan komiserden yanıt geldi;

-Gördüm.

- Bunun yanında eski polis merkezi hâlâ soluk alıyor.

- Tamam teşekkür ederim.

- Rica ederim. Tüm polis memurları burada kavvaltı yapıyor. Öğlen ve akşam yemeğini de burada yiyor.

- Güzel.

- Mesai saati sonrasında gel, soğuk bira ve kızarmış balık hizmeti var. Dedi gülerek Musfafa amca.

- Gelip görelim. Diyerek Kenan komiser lokantadan çıkıp, Merkez binasına doğru ilerleyerek yürüdü. İçeri girdiğinde;

-Pardon bakar mısınız, Kıdemli Kadir Durmaz kim?

-Kim soruyor? Diye sordu polis memuru.

- Kenan Sarıoğlu. Ben bu polis merkezine atandım.

-O geliyor. Hoşgeldiniz. Siz buyrun oturun, birazdan gelir.

Kenan komiser oturup etrafına bakınırken, İlyas'a yani babama takılır gözü. Babam polis binasında oturuyorken. Polis Ömer' e;

-Dinle. Bu İlyas Ekinci değil mi?

- Evet, efendim bu o.

- Onun sessiz ve sakin bir görüntüsü var.

- Görünüşe aldanırsanız efendim. İçinde ki şeytanı göremezsiniz.

- Ne demek istiyorsun?

- Benim demek istediğim, onun yaptıkları inanılmaz. Babam başını kaldırarak ,tavana bakıp sonra gözlerini kapattı...

Babamın bir TV Kablo dükkanı vardı. Bütün vaktini orada geçirirdi, film izlemeyi çok severdi. Yine TV dukkanında oturup film izliyordu babam. Çırağı olan İbrahim;
-İlyas amca...

Babam film sahnesine dalmış İbrahim susturmuştu el işaretiyle.

"Alın onu! Alın hey hey, çabuk! Git al!"

İbrahimde filme göz gezdirmiş;

-Bu müthiş bir kovalamaca amca.

-Kovalaca mı? Sadece görüntüler kesilip, birleştirilmiş bir kandırmaca. Üzerine eklenen müzik etkiyi arttırıyor. Sonuçta gerçeği andıran bir kurgu olmalı. Aslında hiç biri olmuyor. Senin ihtiyacın olan gergin macerayı sana hissettiriyor. Hisset!

- İlyas amca. Benim bir fikrim var. Sen bu konuda bilgi sahibisin, bir film yapman gerekli. O zaman dünya senin kim olduğunu öğrenecek.

- Ben ilk gösterimi sana sunayım. Diyerek İbrahim'i kovalamaya başladı babam.

- Yapma! İlyas amca yapma. Özür dilerim.

- Kablolu yayın ücretleri yanında mı?

- Evet yanımda işte bak! Her zaman olduğu gibi polis memuru Hamza para vermemek için aksilendi ve Pinto'nun televizyonunda titreşim var.

- Onun televizyonunda sorun var kablolu yayın ile ilgili değil. Ona yeni bir tane almasını söyle.

- Ben bahsettim. Ferhat? ( ne dedim ben) Yani o senden bahsediyordu .

-Ve sende onunla benim dedikodumu yaptın.

-Hayır! Hayır! Ben kötü birşey söylemedim amca. Hatta dedim ki; Ondan böyle bahsetmemelisin. İlyas amca hakkında mantıklı konuşmalısın. Sen ona eğitimsiz diyorsun. Ama o yetim olduğu için dördüncü sınıftan okulu bırakmak zorunda kalmış."Fakat ***** ?" Hayır asla. Ben haklı değil miyim? Bu doğru değil mi? Tamam o zaman!

-Beni dinle! Kesinlikle haklısın. O zaman sana bir harçlık vereceğim.

-Bir harçlık. Amca yapma! Yapma amca!

Elinde ki kalemi babam İbrahim'in avuç içlerine geciriyordu. İbrahim de kendini kurtarmaya çalışıyordu.

Daha sonrasında babam öğle yemeği için Mustafa amcanın lokantasına gitmiş orada oturuyordu. Karşıda oturan yaşlı çifti sordu amcaya.

-Bunlar kim Mustafa amca.

-Bunlar Polis Hamza' yı bekliyor İlyas.

-Niçin.

-Sorma. Onların cezaevinde bir oğlu var. Mustafa amca tezgaha doğru yöneldi sonra.
Babam arkasından

-Niçin cezaevinde?

-Bir hiç yüzünden. Özel finans şirketinden kredi almış. Taksikleri ödemeye çalışmış ve zamanında ödemiş. Sadece son bir taksidi ödeyememiş. Sadece son bir taksit...
Yaşlı çift; Polis Hamza iki gün önce oğlumu tutukladı. Şimdi ise finans şirketi ödenmemiş son taksiti gerekçe gösterip, ilk faizleri de istiyor. Eski taksitleri neden istiyor? Onların oğlumla görüşmeleri gerekiyor. Babam;

-Bu taksitleri neden Hamza alıyor? Onunla ilgisi ne?

Yaşlı çift;

-Çünkü onun kuzeni o finans şirketinde çalışıyor.

-Yani sen onu Şef Servete mi şikayet edeceksin?

- Polis Hamza, eğer şikayet edersem oğlumu öldüreceğini söyledi.

Mustafa amca;

- Her neyse, zaten şikayet etmek ne işe yarar?

Babam;

-O zaman mahkemede dava açmalı.

Mustafa amca;

-Kime? Polis Hamza'ya tâbi. Onların oğullarını tutukladığı için finans şirketi ve Hamza'ya dava açılmalı.

Babam izlediği filmi gözlerinin önüne getirerek;

"Kardeşini kurtarmanin tek yolu var."

"Ne yolu?"
"İhzar müzakkeresi."

Babam sonrasında ayağa kalkarak onlara yönelip;

-Ben ne yapacağımı anlatayım. İhzar müzakkaresi!

Mustafa amca;

-Ne? ihzar...

-İhzar müzakkeresi. (Mahkeme emri olmadan gözaltı) Bu yasal bir terim.

-Nasıl yardımcı olacak?

-Oğulları serbest kalacak, çünkü..

Filmi tekrar göz önüne getirerek babam;

"Bu sıradan bir durum değil. Bu ihzar müzakkeresi içeren bir durum."

Babam;

-Onlar mahkemeye oğullarını yasa dışı yollarla tutukladığını söylerse...

Babam gözünün önünde filmi canlandırmaya devam ederek;

"... O zaman mahkeme, polis merkezinden mahkemeye bilgi vermesi için bir polis talep edecek."

Babam;

- Ardından Hamza ve üst düzey sorumlulardan Servet veya Mesut'a gitmeli, mahkeme düzeni böyle.

Babam filmin devamınıda getirdi;

"Polis mahkemeye açıklama yapamaz."

Babam;

-Çünkü polis memuru Hamza da usulsüz olarak tutuklamış. Yaşlı çifte dönerek;

- Siz neden bunu yapmıyorsunuz? Ben Urfa da bur avukat tanıyorum. 'Avukat Ferda Akyürek" Numarasını vereyim.Ona ihzar müzakkaresi konusu olduğunu söyle. Bende onunla konuşacağım.

Seyfi abi camdan dışarı bakarken, polis hamzayı lokantaya doğru geldiğini görmüştü ve;

-Şeytan hakkında konuşursan, şeytan görünür. O bu tarafa doğru geliyor.

Babam camdan bakmıştı.Mustafa amcada yaşlı çifte dönüp;

- Sizin buradan ayrılmanız gerekiyor, arka kapıdan buradan ayrılın.

Yaşlı çitf arka kapıdan çıkmış, Mustafa amca tezgaha geçmişti.

Polis Hamza;

-Hey, Mustafa!

Mustafa amca;

- Hmmm.

- Buraya yaşlı bir çift geldi mi? Etrafına bakıp konuşmaya devam etti polis Hamza;

-Kimse yok. Acaba nereye gittiler?

Yiyeceklerden birşey alıp, babama pişkin pişkin bakıp sırıtmıştı.