Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm| Kehanetin Başlangıcı

@yazarartemis

Bu kurguyu daha önce 8 bölümünü paylaştıktan sonra düzenlemek için taslağa almıştım.Uzun bir süreden sonra tekrar yazmaya başlayıp yayınlamaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz.Desteklerinizi bekliyorum. Twitter kullananlar için #lanetlitaçisyan etiketiyle yorumlarınızı belirtirseniz beni çok mutlu edersiniz.

Bölüm alıntıları ve iletişim;

tt: yazarartemis

Tw:yazarartemis

ig: yazarartemis

****

 

Alacakaranlık gökyüzünü esir alırken üst üste çakan şimşeklerle aydınlandı. Hera odasının camından gökyüzünü izlerken aklında kâhinin dedikleri dolanıyordu.

“Diyarın geleceği senin elinde hera sen kızıl ejderhanın gücünü taşıyorsun. Sahip olduğun güç ve cesareti kabullen ve Terebithia 'ya git. Ancak Terebithia prensiyle birleşirsen yenersin kara kraliçeyi bu senin kaderin Hera, kaderinden kaçma onu kabullen. Sen Selenya'nın koruyucususun ama halk seni kraliçeleri olarak kabul ediyor.”

Son kez gökyüzüne baktı ve odasından çıkarak ortak salona ilerledi. Kızlar Hera’yı görünce ayaklandı.

“Hera iyi misin” diye sordu Layla, Hera’nın düşünceli ifadesine bakarak.

“Yarın taç töreni var unutmayın. Ondan sonra da meclis toplanacak. Krallıklara haber gönderin.”

“Bundan emin misin Hera? Kehanette yazan şey Ares ile-” Hera, Daisy’nin sertçe sözünü kesti.

“Kendini beğenmiş, kibirli, işe yaramaz bir prensle iş birliği yapmayacağım. Prenseslere haber verin. Yarın da erken kalkın.”dedi ve odadan çıktı.

“Sanırım planlarında değişiklik var.” dedi dalgın bir şekilde Aria

“Ares kibirli bir prens olabilir ama onunla iş birliği yapmak zorunda olduğunu kabullenmesi lazım.” Dedi Lina

“Meclisi topladığına göre belki de kehaneti değiştirmeye çalışıyordur.”dedi Layla arkadaşlarına bakarak. Ama bunun olmayacağının farkındaydı hepsi de. Kehanet değiştirilemezdi. Olayların akışı değişebilirdi ama sonuç değişemezdi, büyük savaş geldiğinde Ares ile yan yana olmalıydı. Ares ve Hera yan yana gelmemek için farklı planlar ve ittifaklar yaparken kehanetin onlara göre değişeceğinden habersizlerdi. En sonunda yan yana olmaları gerektiğini bilmiyorlardı.

Gizli meclis Hera’nın diğer krallıkların prenseslerine gönderdiği gizli bir mesajla kurmuştu. Ravenna tüm krallıkları ele geçirdikten sonra hepsini tek bir krallığa bağladı, Terebithia Krallığına. Diğer krallıkların geleceği belliydi. Varisler sadece prenslerden seçilirdi. Prenseslerin yaptığı tek şey ise kendilerine bir eş bulunmasını beklemekti.

Selenya ve Edora krallığı hariç tüm krallıklarda durum buydu. Prensler istediği eşi seçebilirdi, istediği gibi davranabilirdi ama prenseslerin buna hakkı yoktu. Hera’nın bu durumu bitirmek için gönderdiği bir mesaj ise tüm prensesleri bir araya toplamasına yetmişti. Hatta Terebithia prensesi Feronia bile abisi Ares ile çok iyi anlaşıp, onu çok sevmesine rağmen bu düzene baş kaldırmayı seçip meclise katılmıştı.

Kızlar, Prenseslere kendini korumayı, savunmayı ve savaşmayı öğretirken. Aynı zamanda Hera, güçlerini sonradan keşfeden Prenses Freya, Elena ve Feronia’ya yardımcı oluyordu. Aydınlık Diyar da düzen değişecekti. Hem Ravenna’yı yenecekler hem de krallıkların başında gerçek yöneticiler oturacaktı. Prensesler bir savaşçı olduktan sonra artık gölgeler de saklanmayacaktı.

İlk hedefleri ise yönetimi zayıflayan Oldor Krallığı olmuştu. Krallıkta isyanların artması ve bunun bastırılmaması. Diğer krallıklardan gelen yardımların yetersiz olması işlerini kolaylaştırmıştı. Hera, arkadaşlarıyla birlikte müdahale etmişti. Herkes bu ele geçirilen yönetimin geçici olduğunu düşünse de aslında gerçek bu değildi. Halk ise Selenya Krallığından gelen yardımlar ve Hera’nın ikna kabiliyeti sayesinde sakinleşmiş ve isyanlar bastırılmıştı.

Prenses Freya’nın halk ile iç içe olması, onlara yardım etmesi ve ağır vergileri hafifletmesi halkı arkasına almasını kolaylaştırmıştı. Meclis buna karşı çıkmak istese de Selenya Krallığının karşısında susmak zorunda kalmışlardı. Bundan hoşlanmayan Prens Raiden ise halkın kız kardeşini desteklemesini kaldıramayıp kardeşine suikast düzenlemişti. Başarısız olunca da çareyi kaçmakta bulmuştu. Kral ve Kraliçe ise kızlarının bu baş kaldırışını şaşkınlıkla karşılamışlardı.

Oldor Krallığında olanlar tüm krallıklara yayılmıştı. Prens Ares hariç tüm krallıklar bu olanları korkuyla karşılamıştı. Ama Ares kendine ve krallığının askeri gücüne o kadar güveniyordu ki, Hera’nın kendisini asla yenemeyeceğini düşünüyordu. Küçümsediği tek şey Hera’nın gücü değildi tabii ki aynı zamanda kız kardeşini ne kadar çok sevse de onun yönetime uygun olmadığını düşünüyordu. Ne kardeşinin baş kaldırışından haberdardı ne de küçümsediği ama tüm diyarın önünde diz çöktüğü Hera’nın planlarından.

TEREBİTHİA KRALLIĞI

“Cidden Hera’nın yaptıklarını hala küçümsüyor musunuz? Oldor Krallığında olanlar rağmen.” Feronia abilerini ikna etmeye çalışıyordu ama aldığı cevaplar hem kalbini kırmış hem de içindeki öfkeyi körüklemişti.

“Oldor Krallığı uzun zamandır zayıflamıştı. Yani buna şaşırmadım biz askeri destek gönderseydik asla şansları olmazdı. Hem bu konuları konuşmak sana uygun değil sevgili küçük kardeşim. Senin ilgilenmen gereken düğün hazırlıkları var bunu unutma.” Dedi Chris kardeşine alaylı bir şekilde.

“Abim haklı bu konular prenseslere uygun bir konu değil. Yakında düğünün var onlarla ilgilen Feronia. Bu konularda söz sahibi değilsin. Şimdi lütfen bizi yalnız bırak.” Dedi Ares. Söylediği sözlerin ne kadar acımasızca olduğunun farkında değildi. Kız kardeşinin bu evliliği istemediğinin de. Ama Feronia’nın planları çok başkaydı tabii ki. Düğün günü için çok heyecanlıydı. Sevgili abilerine kim olduğunu göstermekte kararlıydı sonucu ne olursa olsun.

Koşarak odasına girerken, kapısını kilitledi ve gizli geçitten geçerek Oldor krallığına doğru atıyla hızla sürmeye başladı.

OLDOR KRALLIĞI- TAÇ GİYME TÖRENİ

Büyük bir gösterişle hazırlanan törene rağmen Freya’nın elbisesi oldukça sadeydi. Dışarıdan gelen “Kraliçemiz çok yaşa” nidalarını duydukça gülümsemesi büyüyordu.

Kızlar elbisesinin son hazırlıklarını yapmasına yardım ederken. İçeriye Hera girdi. Hera, arkadaşının güzelliği karşısında gülümseyip hafifçe reverans yaptı.

“Majesteleri! Çok şık görünüyorsunuz.”

“Hey bunu yapmaktan hoşlanmadığını biliyorum. O yüzden kendini zorlama lütfen.” Diyerek Hera’ya sarıldı.

“İlk zamanlarındaki halinden o kadar uzaksın ki seninle gurur duyuyorum. Artık gerçek bir kraliçesin. Hem kendini hem de halkını koruyacak olan bir kraliçe.”

“Hala çok korkuyorum. Ya başaramazsam.” Dedi Freya endişeyle.

“Merak etme Layla ve Daisy sen alışana kadar senin yanında duracak. Element Krallıklarını bile arkamıza aldık. Kimse önümüz de duramaz. Artık bir sonraki hedefimiz Feronia’yı düğünden kurtarmak.”

“Hazırsanız başlıyoruz artık.” diyerek içeri girdi Adara.

Herkes tören odasına yavaşça ilerlerken, gizli geçit sayesinde hızlıca Krallığa giren Feronia gözleri dolu bir şekilde hızlıca Hera’nın yanına koşmuştu.

“Feronia! Neler oluyor !”dedi Hera korkuyla. “Bu halin ne? Kötü bir şey mi oldu ?”

“Artık dayanamıyorum. Bugün bana söylediklerini duysaydın. Ezilmekten, küçümsenmekten çok sıkıldım. Kaçtım bende.”

“Seni düğün günü kurtaracaktık. Keşke bana haber verseydin.” Dedi sıkıntılı bir şekilde.

“Özür dilerim. Ama dayanamadım artık. Daha fazla orada dursaydım güçlerimi kontrol edemeyecektim.”

“Tamam, sakin ol, törenden sonra konuşuruz bunları.” Diyerek koluna girdi ve tören odasına ilerlediler hızlıca.

Feronia kafasındaki düşüncelerle boğuşurken, Hera çoktan planlarını harekete geçirmişti.

TEREBİTHİA KRALLIĞI

Alice, Feronia ile konuşmak için odasının önüne geldiğinde bir terslik olduğunu anlamıştı. Etrafı iyice kontrol ettikten sonra sessizce fısıldadı.

“Lekusa maxin” dedikten sonra kapıyı açıp içeriyi kontrol etmeye başladı.

“Demek küçük prenses güçlerini keşfetmekle kalmayıp kullanmaya da başlamış. Ahh Hera eminim bu işin arkasında da sen varsın. Biz seninle ne yapacağız acaba ?” diye söylendikten sonra odadan çıktı ve hızlıca bağırdı.

“Askerler! Prenses Feronia kaçırılmış hemen kral ve prenslere haber verin çabuk.”

Ortam aniden hareketlenmeye başlarken, Alice ise büyüyle hazırladığı sahte kaçırılma notunu eline alıp Ares’in odasına ilerledi kazandığı sandığı zaferin mutluluğu ile Ares’in odasına girerken yüzünü korku ve ağlamaklı bir ifadeye sokmuştu. Panik yapar gibi odaya girdiğinde karşılaştığı manzara ile olduğu yere çakıldı. Feronia ve Ares koltukta oturmuş sohbet ediyorlardı. Ares, Alis’in korkmuş (!) ifadesine şaşırarak ayağa kalktı.

“Alice? Neler oluyor? Bu halin ne ?”

“Ben… Ben Feronia’nın odasında bu notu bulunca panik oldum. Ortalığı ayağa kaldırdım.” dedi ve notu Ares’e uzattı ama not Ares’in elinde birden yok olmuştu.

Ares bunun büyü olduğunu anladığında sessizce fısıldadı. “Hera… Hera buraya gelmiş! Tüm çıkışları kapatın hemen!”

Ares hızla odadan çıkarken Alice ciddi bir ifadeye bürünüp karşısında ki gnom’a döndü.

“Gerçekten çok zekice bir hamle küçük büyücüye söyle çok yakında karşılaşacağız.”

Tina kendi haline dönüştükten sonra Alice alaylı şekilde cevap verdi. Kraliçe’ye cevabını ileteceğim küçük cadı.

“O bir kraliçe değil. Diyarın Kraliçesi benim annem! Yani Ravenna!”

“Annen bir kraliçe değil küçük cadı hiç olmadı asla olmayacakta. Ama tuhaf olan şey asıl düşmanın da olmaması.” Dedi ve Alice’nin cevap vermesine fırsat vermeden tekrar Feronia’nın kimliğine büründü tam o sırada Ares tekrar içeri girmişti.

“Her yeri aradık ama bir ize rastlamadık. Feronia sen iyisin değil mi sana zarar vermedi.”

“Hera bir tehlike değil abicim. Düşmanımız da değil bunu çok iyi biliyorsun. O bana asla zarar vermez ama sevgili cadı nişanlın için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Şimdi izninle odama çekilmek istiyorum.” Dedi ve hızlıca odadan çıktı.

“Feronia bu söylediklerin çok ayıp!” diye arkasından bağırsa da faydası olmamıştı. Alice doğru döndüğünde ise onu gözleri dolmuş ağlamak üzere (!) olduğunu görmüştü.

“Kardeşin asla beni sevmeyecek.”

“Saçmalama Alice. Sadece düğün hazırlıkları yüzünden çok gergin. Anlayış göstermeliyiz.”

Alice yüzüne yalancı bir gülümse yerleştirdi “Ben odama çıkıyorum. Bugün çok yoruldum izninle.” Ares Alice’nin arkasından bakarken üzerini değiştirip antrenman yapmak için aşağıya inmek için odasından çıktı. Alice ise odasına girer girmez kapıyı kilitlemiş, mahzene inerek gizli yoldan büyüyle annesinin yanına gelmişti.

Ravenna Gnome ve Drow yaratmaya devam ediyordu. Taç gücünü tüketiyordu sonunda bayılacak gibi olduğunda Alice koşarak annesinin koluna girmişti. Sağ kolu Agron da diğer koluna girmişti. Tahta oturmasına yardım edip endişeyle konuştu.

“Majesteleri kendinizi çok zorluyorsunuz lütfen yapmayın böyle.”

“Evet, anne kendini çok fazla yoruyorsun.”

“Gittikçe zayıflıyorum Agron görmüyor musun? Bana onlardan haber ver.”

“Henüz bir haber yok majesteleri. Üzerlerindeki koruma büyüsü çok güçlü olduğu için nerede, ne yaptıklarından emin olamıyoruz. Birkaç yere baskın yaptık ancak bulamadık sadece …”Agron sessizleşince Alice merakla sordu.

“Sadece ne? Söylesene Agron ?”

“Baskın yaptığımız yerlerde hep tuzağa düşürüldük. Çok fazla kaybımız var Drowlar ve gnome’ler çok fazla zarar görmüyor ancak paralı askerler çok yoruldu ve isyan etmek üzereler. Krallıklara gönderdiğimiz muhbirlerin fark edildiğini düşünüyoruz.” Dedi gergin bir sesle Ravenna sinirle gözlerini kapatırken, Alice sinirle ayağa kalıp sandalyesine tekme atmıştı.

“Madem öyle bir süre baskınlara ara verelim. Hem askerler dinlensin hem de biz yeni bir plan yapalım.” Dedi Ravenna

*****

Törenden sonra Hera Feronia ile konuşup onu geri dönmeye ikna etmişti. Çünkü planları bunun üzerineydi ve Feronia’nın bu hamlesi planlarını zora sokardı. Düğüne 2 hafta vardı. Ateş Krallığı’nın varisi Aker, iki krallığın barış sağlaması için teklif ile gitmişti. Kara Kraliçe’nin yönetimine girmeden önce iki varisin kavgasından dolayı iki krallıkta oldukça gerilmişti. Aker’in bu teklifini alır almaz Kral Lias hemen kabul etmiş ve önce nişan hemen ardından düğün hazırlıklarına başlanmıştı. Feronia ne kadar engel olup itiraz etmeye çalışsa da dinleyen olmamıştı. Onu çok sevdiğini söyleyen abisi Ares bile. O andan itibaren Feronia, Hera’ya gizli bir mektup yazarak durumunu anlatmış ve meclise katılmak istediğini söylemişti.

Hera açtığı portal ile Feronia’nın direkt odasına girmesini sağlamıştı. Ancak beklemedikleri hamle Alice’den gelecekti.

Törenden sonra herkes eğlenceye geçerken Hera odasında planları son kez gözden geçirirken içeriye Aria ve Lina girdi.

“Hera herkes eğlencede sen ne yapıyorsun burada?” dedi merakla Aria

“Planı son kez gözden geçiriyorum az bir zamanımız kaldı.”

“Feronia’nın geldiğini gördüm bir sorun mu var? Neden gelmiş?” diye sordu Lina

“Ares ve Luke sinirini bozmuş o da bir anlık kararla gizli geçitten yanıma gelmiş. Ama sorunu çözdüm onu sakinleştirene kadar yerine gnome geçti şüphelenen kimse olmadı Rita’nın dediğine göre Alice fark edip sahte bir notla ortalığı karıştırmaya çalışmış ama neyse ki Ares şüphelenmemiş.”

“Sorun yok yani” dedi Lina Hera’ya bakarak

“Şimdilik her şey yolunda gözüküyor. Daisy ve Layla nerede?”

“Freya ile ilgileniyorlar. Bir sorun yok merak etme. Saraya alınan herkes 3 kez kontrolden geçti.” Dedi Aria Hera’ya rapor vererek.

“Ama misafirler gitmeden bir görünmelisin. Sonuçta senin sayende oldu halk senden bir konuş bekliyor.” Dedi Lina

“Lina haklı Hera hemen odaya kapandın şimdilik kimse fark etmedi ama misafirler dağılmadan önce görünmelisin.” Dedi Aria.

Hera onaylayarak kafasını salladı.

“Tamam, siz gidin üzerimi değiştirip geliyorum.” Kızlar onaylayarak dışarı çıkarken, Hera planları ve haritaları büyüyle sakladı ve üzerini değiştirerek salona ilerledi.

Asker, Hera’yı takdim ettiğinde salon sessizleşti. Hera yavaş adımlarla tahta oturan Freya’nın yanına ilerledi ve eline içecek alıp, Freya’dan onay aldıktan sonra konuşmaya başladı.

“Sevgili misafirler öncelikle hoş geldiniz. Size yeni Kraliçemiz Freya’yı takdim etmekten gurur duyuyorum.” Freya’ya elini uzatarak yanına çekmişti.

“Biliyorsunuz ki Oldor Krallığının ağır vergileri, krallığa yapılan korsan saldırıları, kıtlık ve susuzluk yüzünden iç karışıklık oluyordu. Kral ve Kraliçe isyanları bastıramadığı için Prenses Freya bize gelerek yardım istedi. Bizde yardım isteğine karşılıksız bırakmadık. Önce isyanları bastırdık daha sonra da krallığa yapılan kıtlık ve susuzluk büyüsünü kaldırarak halkın su ve yiyecek konusundan eksikliğini giderdik. Danışma meclisinin kararıyla birlikte Kral Robert ve Kraliçe Lorina’nın artık yönetimdeki eksikliğinin artmasından dolayı geri çekilmesine ve yerine halkında destek verdiği Freya’nın geçmesine karar verildi ancak biliyorsunuz ki Prens Raiden bu karara saygı duymayıp kardeşine suikast düzenledi ve başaramayınca da kaçtı. Ama Prensin yakalandığını da size haber vermek isterim. Umarım burada başardığımız yeni yönetim biçimi diğer krallıklara da ilham olur. Kim bilir belki de artık tahtı kraliçelere bırakmanın vakti gelmiştir.” Dedi ve kadehini kaldırdı. Konuşmasını bitirir bitirmez salonda büyük bir alkış tufanı koparken Hera Freya’ya selam verip salondan çıktı.

Kızlar Hera’nın peşinden giderken her şeyi pencereden izlemek zorunda kalan Kral ve Kraliçe ise olayın düşündüklerinden daha büyük olduğunu anlamışlardı. Evet, Hera’nın amacı sadece Oldor Krallığının yönetimini değiştirmek değildi. Tüm diyar krallıklarının yönetimini değiştirmekti.

****

Alice ise Hera’ya yenilmenin acısı ile çok yanlış bir hamle yapacaktı. Selenya ile Terebithia’yı birbirinden ayıran köye saldırı düzenlemiş ve suçu Selenya askerlerine atmıştı. Yaptığı büyü ile sınır köyündeki halk kendilerine saldıran askerlerin Selenya askerleri olduğunu görmüştü. Bunu Alice aracılığı ile duyan Ares ise kimseye haber vermeden Selenya sınırına kadar gelmişti.

Ares’in izinsiz bir şekilde Selenya sınır köyüne girmesi olayın daha çok büyümesine sebep olacaktı. İşte bu gerçek bir savaş sebebiydi.

BÖLÜM SONU




 

Loading...
0%