
Kızlar yarım saattir oturmuş Laden'in başını koltuktan kaldırmasını bekliyorlardı. Laden yarım saat sonunda başını koltuktan kaldırabildiğinde Çalıkuşu heyecanla "ne oldu hemen anlat hadi bize, ne konuştunuz heyecandan ölüp bitiyorum" dedi.
Ama Laden ilk önce Buse'ye baktı. "Hani anca beraber kanca beraberdi lan niye beni bok çuvalı gibi ortada bırakıp gittin."
Buse mahcup bir şekilde "kusura bakma kanka Yakuza öyle uçup gelince korkudan ne yapacağımı bilemedim."
Laden gülerek "Başına çarşaf dolaşmış halde sağa sola çarparak koşarken Yakuza'nın bile içinden sana bakıp güldüğüne yemin edebilirim ama beni bırakıp kaçmanı da yazdım bir kenara" dedi.
Buse "özür diledim kanka ya cidden çok üzgünüm."
Çalıkuşu araya girip "sen boşver şimdi onu Taru ile nerede karşılaştın onu anlat"
"Tamam tamam en baştan anlatıyorum Buse beni bırakıp gittikten sonra bir şekilde Yakuza'nın elinden kaçtım bu arada" Esram'a bakıp "bence Yakuza'nın yanındaki kız onu sevmiyor Yakuza'ya karşı çok ilgisiz duruyordu. Neyse Yakuza'nın elinden kaçınca şehir merkezine doğru koşmaya başladım mecburen, daha sonra orada daha önce hiç girmediğim bir sokağa girdiğimi fark ettim. Fakat çok geçmeden Yakuza uçarak sokağın sonunda yolumu kesti. Bende gene mecburen koşarak ışığı yanan dükkanlardan birine daldım. Şansıma, girdiğim dükkan da ağzına kadar asker dolu bir yer çıktı. Herkes bana bakıp aynı şu uyuz Bangam'in daha demin bana güldüğü gibi bakıp gülmeye başladı. Fakat sonra birisinin ellerini omzumda hissettim beni kanatlarının arasına saklayıp oradan dışarı çıkarttı. Dışarı çıkar çıkmaz kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda bu kişinin Taru olduğunu fark ettim işte ondan sonra da beni eve kadar getirdi" dedi.
Çalıkuşu ve kızlar mızmızlanarak "eee en heyecanlı yerini anlatmadın. Kapının önünde el ele göz göze ne konuştunuz" diye sordu.
Laden gülerek "sanırım bugünlük bu kadar yeter" dedi ve odasına doğru koşmaya başladı.
Kızlar her şeyi anlatması için onu kovalarken Laden odasına girip hızla kapıyı kapattı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip pencerenin önüne gitti ve o akşam olan bitenleri düşündü. Hala biraz utanıyor olsa da gerçekten çok uzun bir zaman sonra kendini bu kadar mutlu hissediyordu. Hatta hayatında daha önce hiç bu kadar mutlu olmuş muydu ondan da emin değildi. Her şeyi defalarca tekrar tekrar düşünüp durdu. Taru'da onu seviyordu. Belki dile getirmemişti ama hareketlerinden, sözlerinden özellikle de gözlerinden bunu anlamak çok kolaydı. Kendi kendine gülmeye devam edip "o da beni seviyor" dedi. Bu ona inanılmaz geliyordu. Sanki bir mucize gerçekleşmişti.
Yatağına geçip uzandı. Sırt üstü yatıp mutluluktan sırıtırken bir anda aklına bir şey geldi ve yüzündeki tebessüm yerini endişeye bıraktı. Aklına gelen can sıkıcı soru şuydu; ya ileride Helusa'dan gitmesi gerekirse Taru'ya bu kadar aşıkken onu bırakıp gidebilecek miydi?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
