@yazarblossom
|
TANIŞMA Güneş ilk ışıklarını yeryüzüne değdirmeye başlamıştı ve dünya yeni bir güne başlamıştı tekrar.İnsanlar günlük telaşları için alarmlarının sesleri ile uyanmaya başlamıştı. Bazıları bu alarmlara tahammül edememişti. -Game Of Thrones'un fonunu hangi aptal alarm sesi yapar ki! diye bağırmıştı. Tabiki benim aptal kardeşim, gözlerini devirmişti Arda. DİLEM ŞU ALARMI KAPAT ARTIK ! -Keşke Dany gibi ejderham olsaydı da dracarys dedirtebilseydim senin için. AYRICA ABİ GOT'UN MÜZİĞİ İLE UYANMAK BİR AYRICALIKTIR OKEEEY!! demişti Dilem oda gözlerini devirmişti abisine. Kendi kendine abisinin duymayacağı bir ses tonuyla ''hem odadan odaya bağırmak ne canım allah allah ya hem benim alarmım neden kurulu bu saate.. ohaaa bugün dersane başlıyor'' alarm hala çalmaya devam etmişti. -Kızım kapatsana şu lanet alarmını -Ay tamam be, gözlerini devirmişti Dilem. İkinci kez üniversite sınavına hazırlandığı için ''çok disiplinli olmaya çalışacağım(!)'' diye kendine söz vermişti. Dolabının kapağını açıp önünde durdu. -Eşofman giyersem annem yine bir sürü şey söyleyecek, neyse kot pantolon ve şu askılı üstü giyim bari demişti. Dilem tam kıyafetleri alırken Arda pat diye kapıyı açmıştı. -Dilem, annem not bırakmış cafeyi açması gerekiyormuş o yüzden tatlım sen kahvaltıyı hazırlıyorsun, göz kırpıp esnemişti. Arda tam odadan çıkacakken - NEE BEN Mİ? NİYE YA BENİM DERSİM VAR. Canım abicim sen hazırlayabilir misin? demişti ve abisini ikna etmek için kedi yavurusu bakışları yapmaya çalışmıştı. Arda bu bakışlara inanmadığına dair bir bakış atmıştı Dileme -Dersin 8'de değil mi? Şu an ise saat 6.30, dolayısıylaaaa sen hazırlıyorsun dedikten sonra Dilemin yanağından makas alıp gitmişti odadan. Dilem oflamıştı. -Sağ ol abicim ya çok yardımcı oluyorsun bana. Dilemin hayalleri kimin umrundaa.. diye söylenmişti tabi o sırada abisinide dinliyordu. Arda ise Dilemi duymazlıktan gelmişti ve banyoya gitmişti. -ÜÜFFF, işe yaramadı bu kez. Napalım iş başa düştü hazırlayalım bari demişti ve mutfağa doğru gitmişti. -Abi, abi, abi, dünyanın en güzel abisiii diye bağırmıştı Erkin. Aras yüzünden örtüyü zar zor çekmişti uyumak istemişti biraz daha. Uykulu bir sesle -Erkin oğlum bir rahat bırak ya bir uyuyayım be oğlum. Nasıl her sabah alarmdan önce uyandırabiliyorsun sen beni. demişti Aras o sırada Erkin koşarak abisini öpmüştü. -Kahvaltı hazır annem seni kaldırmamı istedi abi. -Oğlum ben zaten uyanacaktım -Olsun demişti Erkin Hem seni öptüm, normalde öpmeme izin vermiyorsun demişti. -Tamam lan her sabah sen uyandır beni. Erkin sevinmişti ve koşup içeriye gitmişti. Aras dersaneye bugün gitmek istememişti. Geç uyanmayı düşünmüştü ama artık her şey için geçti. -Neyse bugün gidelim bakalım, demişti. Yüzünü yıkamıştı ve içeriye gitmişti. -OOO Melisa Sultan neler yapmışsın böyle, Melisa gülmüştü, -Itır hadi abinde geldi demişti Melisa çayları doldurmaya başlamıştı. -Offf Ablaaaaa uyan artık ve şu alarmı kapat yaaa! Ben seninle uyanmak zorunda mıyım? İzgi uyanmaya çalışarak -Çakıl hanım ablayla aynı odada kalmak isteyen sendin yanlış hatırlamıyorsam. -Ayrıca senin bugün dersanen başlamıyor mu? Nasıl hala yatak.. İzgi, kardeşinin lafını bitirmesine izin vermemişti ve aniden yataktan fırlamıştı. -NE! Ben şimdi nasıl hazırlanacağım acabaa.. ağlamaklı bir sesle konuşmuştu; duş almam bir saat sürer ya off, bornozunu alıp koşarak banyoya ilerlemişti. -Bu kadar süslü olmasan aslında yetişirsin, Çakıl ablasının arkasından söylenmişti ve İzgi bağırarak -Bayan çok bilmiş, İzgi gözlerini devirmişti. Tam kapıyı kapatacaktı ki aklına gelen şeyle Çakıla seslemişti, -Çaakııll, geçen gün aldığım elbiseyi ve o çok sevdiğim sırt çantamı çıkarır mısın? Çantanın içine masanın üstünde duran şeyleride yerleştirir misin? -Tamam ablaa, acaba ben olmasaydım ne yapardı. Gözlerini devirmişti ve ablasının söylediklerini hazırlamak için yataktan kalkmıştı. -Anne, Babaaa, Abiiiii ya hadi uyanın artık ya açlıktan öleceğim, diye bağırmıştı Rima. Kendi kendine söylenmişti -Yani hem kahvaltıyı hazırlıyorum hem de onların ayaklı canlı alarmlarıyım bende insanım ama yani.. Can arkadan gülerek gelmişti Rimanın kafasına bir tane vurmuştu. -Kızım bir kerede beni şaşırt. -Ne yaptım ben ya, kahvaltınızı hazırlıyorum, sizi kaldırıyorum daha ne yapayım ben Sayın Can Taş -Mesela kendi kendine konuşmayı bırakabilirsin küçük Taş? -Köçök Töş, sananeee abiiii. Hem sen dün gece neredeydin? Babama nasıl açıklamayı düşünüyorsun, dün geceki çapkınlığını PLAYBOY, diyip dilini çıkarmıştı. Can elindeki bıçağı Rimaya sallayıp, -Sussana kızım, eğer babam geldiğinde tek bir şey söylersen yapacaklarımdan ben sorumlu değilim. Rima abisinin tehdidi karşısında korkmuştu ama belli etmek istememişti -Hıh ne yapabilirsin ki? -Hani o çok sevdiğin, biriktirdiğin dergiler var ya Rimanın gözleri büyümüştü -Canım, canım ağabeycim ya ben şaka yapıyorum neden hemen beni ciddiye alıyorsun ki, demişti şirin şirin gülerek, o sırada Mahir içeri gelmişti -Günaydın çocuklar. -Günaydın babiş, annem uyanmadı mı? Mahir işaret parmağını dudağına götürüp ‘şş’ demişti. -Azra Hanım uyuyor sessiz olursanız yararınıza olur, demişti. Can ve Rima uyarıyı dikkate aldıktan sonra sessizce kahvaltılarını yapmışlardı. Öykü kapıyı tekrar aralamıştı, -Oğlum uyan artık geç kalacaksın. -Anne beş dakika daha lütfen. Hem nereye geç kalıyorum? -Dersaneyi unuttunuz sanırım Reha Bey. -Hasss.. binallah, tabi dersane. Öykü oğlunun bu tepkisine gülmemeye çalışıyordu - Terbiyesiz, hadi kahvaltıya. Öykü kapıyı kapatıp aşağı inmişti. Reha ise yarı uykulu yarı uyanık bir halde - Bakalım nasıl geçecek bu yıl. Umarım başıma belalar almadan atlatırım, demişti kendi kendine sonrada sürünerek yüzünü yıkamaya gitmişti. Kaan her zamanki gibi alarmdan önce uyanmıştı. Bu yılın güzel geçmesini istiyordu. -Umarım bu yıl hayalini kurduğum mesleğe bir adım atarım be. Aras ne yaptı acaba bir mesaj atayım ben, demişti ve sonra telefonunu alıp Arasa ‘’Kardeşim bu yıl ki maratona hazır mısın? ‘’ yazmıştı. O sırada odanın kapısı açılmıştı. İçeriye Eliz koşarak gelmişti. -Küçük cadı bu saatte neden uyanıksın sen? -Okula gideceğim abii, bak annem okul çantası aldı bana. Bugün okulda ilk günüm demişti. Abisine gülerek bakıyordu. Kaan yanağından makas almıştı -Mimoza nerede, tembel uyanmadı mı? Mimoza kendi odasında hazırlanırken abisinin sesini duymuştu. -SENİ DUYUYORUM ABİİ, AYRICATEMBEL SENSİN. Kaan gülmüştü Elizi kucağına alıp kahvaltıya inmişti. Rimanın sürekli alıp okuduğu derginin yeni sayısı bugün çıkacaktı. Rima saate bakmıştı. - Geç kalmam ki hem dersaneye çok yakın iki dakikada alır çıkarım canım, söz başka dergilere bakmayacağım, yani umarım demişti kendi kendine bunu düşündükten sonra el çırpıp dergiyi alacağı markete doğru ilerlemişti. Kendi kendine düşüncelere dalmışken markete girip tam içeri doğru geçecekken birisine çarpmıştı. -Ah, önüne baksana be karnımı deldin ! -Direk gibi dikilmişsin ortada, benim bir suçum yok! -Hem suçlu hem cevap veriyor kıza bak ! -Kardeşim direk gibi dikilme o zaman marketin ortasında, Rimanın boyu kısa olduğu için kafası Kaan'ın karnına çarpmıştı, -Ukala, civciv kadar boyun var dikkat et ezmesinler seni, diyip arkasını dönüp gidecekken Kaan, -Allahım çattık be sabah sabah, demişti. Rima arkasından sinirli sinirli, -O benim boyumla dalga mı geçti, görür o! diyip Kaan'ın arkasından giderken Kaan Arasın yanına gittiği sırada, -Bana baksana sen, bana mı kısa dedin sen!! Pis göbekli! Kaan ve Aras Rimaya doğru dönmüşlerdi Kaan şaşkın bir şekilde, -Ne, göbekli mi? Kızım sen baklavalarıma çarpıp kafayı mı buldun? -Birincisi ben senin kızın değilim, ikincisi o baklava değildi ŞEKERPAREydi!! Rima ''kızım çarpılacaksın yalan söylüyorsun'' diye içinden geçirmişti. -Bela mısın sen ? Civciv kadar boyunla ne yapmaya çalışıyorsun ? Rima karnına bir tane vurmaya çalışmıştı Kaan geri çekilmişti. -Karşında bir hanımefendi var bu bir, benim boyumdan sanane bu iki, sakın bir daha karşıma çıkma bu üç, MAYMUN bu da dört diyip dönüp gitmişti. Kaan şaşkın bir şekilde arkasından bakakalmıştı. Aras artık dayanamayıp kahkaha atmıştı, kahkaha attığı sırada -Şişko ve maymun ha -Abi bana şişko dedi ya ben şişko muyum ? Aras gülmesini durduramadığı için cevap verememişti, dersaneye doğru ilerlemişlerdi. Rima sinir olmuş bir şekilde dergiyi alıp kasaya pat diye bırakmıştı ve kartını uzatmıştı. Kasiyer: -Hanımefendi şifreyi girebilir misiniz? -Giriyorum işte ne yapıyorum ben ! Kasiyer anlamsız bir şekilde Rimaya bakmıştı ve kartı uzatmıştı ki Rima elinden alıp, dergiyi de bir hışımla almış sinirli sinirli -Pis şişko maymun, diye söylenerek dersaneye doğru ilerlemişti. Dilem bu yıl nasıl sürprizlerle karşılaşacağını düşünürken dersane binasına girdi ve merdivenlerden yukarıya doğru çıkıyordu. -Acaba geçen yıldan kim var? demişti. -Dilem, karşıdan gelen en sevdiği öğretmeni seslenmişti. -Hocam, nasılsınız? En son tatildeydiniz. -Döndüm cimcime,bu yıl için hazır mısın ? merdivenlerden yukarıya doğru ilerlemişlerdi -Sanırım hazırım hocam, demişti gülümseyerek. -Bol şanslar o zaman. -Teşekkürler hocam, iyi dersler. -İyi dersler canım. Dilem sınıfa ilerlerken -Ne olur tanıdığım biri sınıfta olmasın, kapıyı açıp içeri girdiğinde, neyse kimse yok demişti ve bir sıraya geçip oturmuştu. İzgi her zamanki gibi geç kalmıştı. Koştur koştur dersaneye geliyordu -Allahım, derse son beş dakika ne olur yetişeyim, merdivenlerden hızlıca çıkıp, sınıfını öğrendikten sonra ışık hızıyla sınıfa girmişti. Hoca ve sınıftakiler hepsi İzgiye bakmıştı -Geç kaldığım için özür dilerim. -Sorun değil, ama bir daha benden sonra derse geleni almayacağım. İzgi boş olduğunu düşündüğü yere ilerlemişti, -Şey boş mu? Rima farkında olmadan ters bir bakış atmıştı, -Boş İzgi bu anlamsız tavıra şaşırır "nerede bir manyak varsa beni buluyor" diye içinden geçirmişti. Oturup defterini çıkarmıştı. Ders ilerlerken Rima sessizce "ilk gün ve ilk ders matematik aman ne güzel!" İzgi ona söylediğini düşünerek -Bir şey mi dedin ? Rima kafasını çevirip, -Hayır sana bir şey demedim, sana söyleseydim sana bakarak söylerdim. İzgi bu kızın gereksiz sinirini anlamayarak, -Neden ters ters konuşuyorsun ki ?, Rima bu soru karşısında şaşırmış bir şekilde İzgiye bakar tam cevap verecekken Dilem arkadaki fısıltıdan rahatsız olup arkaya dönerek; -Kızlar biraz sessiz olur musunuz ? Rima ve İzgi Dileme dönerek İzgi Rimanın ters konuşacağını düşünerek hemen, -Tabi ki özür dileriz, diyip şirince gülümsemişti. Rima aksine sinir olmuş Dilem gülümsemiş, -Teşekkür ederim, demişti. Tam önüne dönecekken elini uzatıp, -Ben Dilem der. Rima bu adımın karşısında yumuşamıştı. -Ben Rima memnun oldum, diyip gülümsemişti. -Ben de İzgi memnun oldum derken zilin sesini duymuşlardı. -Kahve içelim mi kantinde demişti gülümseyen Dilem "sanırım anlaşacağım bu kızlarla" diye düşünürken İzgi ve Rimada aynı şekilde düşünmüşerdi. İkisi aynı anda -Tabi olur, üçü bu tepki karşısında gülüşmüşlerdi. Çantalarından cüzdanlarını alıp kantine gitmişlerdi. Reha, Kaan'ı sınıfta görünce şaşırmıştı. -Kaan, Kaan adını duyunca kafasını kaldırıp -Vayy Reha, tokalaşıp sarılmışlardı. -Ne yapıyorsun sen burada, gitmedin mi ? -Yok kardeşim gitmedim. Sen neden gitmedin ? -Kardeşim biliyorsun tıp için kalıyorum. -Anladım, umarım bu yıl olur. -Bu sınıftasın değil mi ? -Aynen öyle kardeşim. Kaan ve Reha konuşurken Aras kafasını masaya koyup uyumuştu. Dilem kızlara geçen yıl ki dersaneyi anlatıyordu, -Öyle işte kızlar, Bu dersanenin ortamı ve öğretmenleri gerçekten çok kaliteli ama işte öğrenciler arasında biraz ayrım yapılıyor. İzgi şaşırarak; -AA ayrım mı? Nasıl yani ?, Rima'da şaşırarak Dilem'e odaklanarak onu dinlemeye başlamıştı. -Yani şöyle sayısal, eşit ağırlık ve sözel sınıfların A sınıfında iseniz daha bir üstünüze düşüyorlar şanslıyız ki seviye sınavında A sınıfına düştük. Rima araya girerek, -Neyse ki A sınıfındayız yoksa bu olay yüzünden müdürle tartışabilirdim. İzgi gülerek, -Sanırım çok sinirli birisin -Ya aslında sinirli biri değilim bu sabah bir çocuk sinirlerimi çok bozdu. Tam bir maymun ya Dilem; -Ne oldu ki?, Rima tam anlatacaktı ki zil çaldı ayağa kalkmıştı, -Neyse diğer arada anlatırım. Dilem ve İzgide kalkmıştı sınıfa gitmek için merdivenlere doğru ilerlemişlerdi, merdivenlerden inerken Reha ve Kaan merdivenlerden yukarı çıktıkları sırada İzgi ve Reha göz göze gelmişlerdi. Kaan tam kafasını kaldırıp Rehaya bir şey söyleyecekken Rimayı görür ve -Ohaa civciv kız ne işin var burada ? Rima Kaanı görünce şok olmuştu. -Ya inanmıyorum şişko bir maymun ile aynı dersanedeyim, demişti. Dilem ve İzgi, Rima ve Kaan arasında geçen konuşmayı anlamaya çalışıyorlardı. Kaan vücudunu gererek Rimaya yaklaşıp, -İstersen yakından bak şişko muyum değil miyim diye, Rima kızararak kafasını kaldırıp gözlerinin içine bakmıştı, -Şişko bir maymunsun ! demişti ve merdivenlerden inmeye başlamıştı. Arkasından Dilem ve İzgide inmişlerdi. Reha gülerek Kaan'a -Ne oluyor kardeşim bu kızla alıp veremediğiniz ne ? Kaan "Anlatırım sonra gel bir sigara içip derse girelim" demişti. Kızlar diğer tenefüsü sınıfta geçirerek erkekler ise sigara için yukarı çıkıp sınıfa gelerek ilk günü geride bırakmışlardı. Aras kapıda Kaan'ı beklerken Kaan ve Reha birlikte çıkmışlardı, Kaan Aras'a -Kardeşim sen ben ve reha bir cafeye geçelim mi akşam etütü başlayana kadar ? Aras ilk defa yeni tanıştığı birine ısındığı için; -Tabi olur hem Rehayla yakından birbirimizi tanımış oluruz, derken yan sınıftan kızların kahkaha sesi öyle bir gelir ki üçü birden o tarafa bakmışlardı. Dilem ve İzgi çantalarını takarken gülerek sınıftan çıkıp arkadan Rima; -Ya gülmeyin ama ne yapabilirim çocuk maymun gibi resmen, Kaan durduğu yerden; -Beni anlatmaya doyamadın mı ? Rima onun sesini duyunca yanakları kızarmıştı ama yinede utandığını belli etmeden; -Bönö önlötmöyö döyömödön mö diyerek Kaan'ın ağzını yansılayıp dil çıkarmıştı. Dilem, İzgi , Reha Rimanın bu haline kahkaha atmışlardı. Aras Kaanın kolundan tutmuştu -Hadi kardeşim ben çok acıktım, iyi günler kızlar dediğinde Dilem ile kısa süreliğine göz göze gelmişlerdi. Rima, İzgi ve Dilem'de aşağı indiklerinde Dilem; -Kızlar ben bu akşam etüte katılamayacağım size iyi dersler dedikten sonra saatine bakar, İzgi -AA neden ki bir sorun yok değil mi ? -Ah yok, hayır bir sorun yok, küçük bir işim var da abimle, diyip gülümsemişti. Neyse kızlar yarın görüşürüz Rima ve İzgi -Görüşürüz, demişlerdi. Dilem ilerlerken -Umarım doktor randevusunu kaçırmam, diyerek koşar adımlarla otobüs durağına ilerlemiş, otobüsü iki dakika bekledikten sonra geldiği için mutlu olmuştu. Otobüse binip yarım saat sonra hastaneye gelmişti. Tam vaktinde geldiği için zaman kaybetmeden doktorunun yanına gitmişti, kapıyı tıklatmıştı. İçeriden -Gel, sesini duyunca kapıyı açıp -Merhaba Mahir Bey -Merhaba Dilem hoş geldin, nasılsın bakalım? -İyim teşekkür ederim siz nasılsınız ? -Bende iyim teşekkür ederim şimdi gelelim konumuza Dilem, yaklaşık 6-7 yıllık hastamsın en başta hastalığını öğrenince kimseye ailene bile söylememi istemedin anlayış gösterdim kızım ama artık saklamamalısın çünkü.. Çünkü iş ciddiye biniyor yani demem o ki -Mahir Bey açıkça söyler misiniz böyle lafınızı uzatınca ben daha çok tedirgin oluyorum -Kızım sen büyüdükçe yaşın ilerledikçe tehlike daha da artıyor ve seni zorluyor daha kötü olmaman için yani demem o ki ameliyat olman şart. Dilem "ameliyat olmam şart" diye tekrar etmişti.. . .. ... Herkese merhaba, Yıldızlamayı ve ataş eklemeyi unutmayın :) |
0% |