@yazarcerenoktay
|
AYIN KARANLIĞI 10.09.2024, 22.10 🌙 Yeni hikayemize hepiniz hoş geldiniz, ve keyifli okumalar! Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.
Zara, Ay’da yeni bir güne başladığında her şey sıradan görünüyordu. Merkez’in soğuk metal koridorlarında yankılanan adımları, her zamanki gibi, rutin bir günün habercisiydi. Günlük raporlar incelenecek, toplantılar yapılacak ve Ay yüzeyinde rutin kontroller gerçekleştirilecekti. Ancak bu sıradanlık, kısa sürede yerini beklenmedik olaylara bırakacaktı. Sabahın erken saatlerinde, Zara Merkez’in operasyon odasında yapılan önemli bir toplantıya katıldı. Dünya’daki çevresel felaketlerin artan etkileri ve Ay kolonilerinin geleceği üzerine tartışmalar yapılıyordu. Bilim insanları, Dünya’daki atmosferin daha da bozulduğunu ve önümüzdeki birkaç yıl içinde yaşanabilir olmaktan çıkabileceğini bildiriyorlardı. Zara, diğer üst düzey askerler ve bilim insanlarıyla birlikte, bu gelişmelerin Ay üzerindeki etkilerini değerlendiriyordu. Zara’nın dikkati, toplantı sırasında kısa bir an için dağılmıştı. Gözleri, toplantı odasının camından dışarıya kaydı. Ay’ın gri yüzeyinin ötesinde, solgun Dünya’yı görebiliyordu. Bir zamanlar yeşil ve mavi olan o gezegenin şimdi böyle soluk ve cansız görünmesi onu derinden etkiliyordu. "Zara, bir sorun mu var?" diye sordu komutanı, onun düşüncelere dalmış olduğunu fark ederek. "Hayır, efendim," diye yanıtladı hemen. "Dikkatim dağılmış olmalı. Lütfen devam edin." O sırada odada yankılanan alarm sesi, herkesin oturduğu yerden fırlamasına neden oldu. Kırmızı ışıklar yanıp sönmeye başladı. Merkez’in güvenlik sistemi devreye girmişti. Alarm sesi odayı doldururken, herkesin bakışları birbirine döndü. Endişe dolu bakışlar vardı. Zara, aniden içindeki askerî disiplinle ayağa kalktı. "Ekranlara ne oluyor?" diye sordu komutan, alarmın kaynağını öğrenmek için hızlı adımlarla güvenlik paneline yaklaştı. Bir güvenlik görevlisi ekrana baktıktan sonra, "Efendim, Ay yüzeyinde anormal bir aktivite tespit ettik. Bilinmeyen bir enerji dalgası..." dedi, sesi titrek ve endişeliydi. Zara, anında devreye girdi. "Komutanım, bir keşif ekibi oluşturalım. Bu anomalinin ne olduğunu hemen öğrenmeliyiz." Komutan bir an düşündü, sonra kararlı bir şekilde başını salladı. "Tamam. Ekipler hemen hazırlansın." Zara, komutanın onayını aldıktan sonra hızla harekete geçti. Merkez’in en yetenekli askerleri ve bilim insanları ile bir ekip oluşturuldu. Hepsi kısa sürede hazırdı. Zara, liderlik etmeye alışkındı, fakat bu sefer karşılarında ne olduğunu bilmediği bir tehditle karşı karşıya olduklarının farkındaydı. Zara, özel basınç kıyafetini giydiğinde, soğukkanlıydı. Yüzeye çıktıklarında, Ay’ın sonsuz sessizliği içinde ilerlediler. Her adımlarında solgun gri toz havalanıyor ve yavaşça yeniden yere çöküyordu. Zara’nın maskesi, ona kesintisiz oksijen sağlarken, vizörünün ardında Dünya’nın solgun yüzü hâlâ görünüyordu. Bu görüntü, ona güç veriyordu. İnsanoğlunun hala umutla bağlı olduğu o eski yuvası... Ekip ilerledikçe, yer altından gelen garip sinyaller tespit ettiler. Bir bilim insanı, sinyal cihazını kontrol ederken yüzünde şaşkın bir ifade belirdi. "Bu... doğal değil," dedi, gözleri ekrandaki verilerden ayrılmadan. Zara, cihazı yakından inceledi. "Nedir bu sinyal? Daha önce böyle bir şey gördünüz mü?" "Hayır, Komutan. Bu enerji dalgası, bilinen hiçbir jeolojik ya da doğal fenomene benzemiyor. Bunun insan yapımı olmadığından neredeyse eminim." Zara’nın içini bir ürperti kapladı. Bu keşif, düşündüklerinden daha karmaşık ve tehlikeli bir şey olabilir miydi? Ekip ilerlemeye devam etti. Bir süre sonra Ay’ın yüzeyinde, yerin altından çıkan bir yapı keşfettiler. Metalik, pürüzsüz yüzeyi olan bu yapı, insan elinden çıkmışa benzemiyordu. "Ne olduğunu öğrenmek için daha derin bir kazı yapmalıyız," dedi bilim ekibinden biri. Zara tereddüt etmedi. "Başlayın. Ne ile karşı karşıya olduğumuzu anlamamız gerek." Kazı devam ederken, içlerinden bir asker sessizce Zara’ya yaklaştı. "Komutan, bu şey bizi izliyor olabilir mi?" diye fısıldadı, endişeli bir ifadeyle. Zara, askerin korkusunu hissetti, ancak lider olarak sakin kalmak zorundaydı. "Ne olursa olsun, burada olmak zorundayız. Tehlikeyi bertaraf etmeden geri dönemeyiz." Kazı tamamlandığında, yüzeyin altındaki yapının daha büyük ve daha karmaşık olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları şaşkınlıkla yapıyı inceledi, ancak hiçbiri bu teknolojiyi tanıyamadı. Bu garip yapı, bir şekilde uyuyormuş gibi duruyordu. Zara, bu keşfin yalnızca Ay’daki yaşamı değil, tüm insanlığı tehdit edebileceğini düşündü. Hemen Merkez’e dönüp durumu rapor etmeye karar verdi. Merkez’deki toplantılarda bu yeni keşif üzerine hararetli tartışmalar başladı. Zara, keşif ekibinin başında olması ve operasyonu yürütmesi için görevlendirildi. Ancak bu görev, onu sadece fiziksel bir tehlike ile değil, aynı zamanda geçmişten gelen hesaplaşmalarla da yüz yüze getirecekti. Toplantının ardından Zara, Merkez’in teknik biriminde görevli başmühendis Alex’in yanına gitti. Yıllar önce Dünya’da yolları ayrılan bu iki eski dost, şimdi bir kez daha aynı görevde bir aradaydı. Zara, Alex ile yüzleşmek zorunda olduğunu biliyordu. Alex, Zara’nın yaklaşmasını fark ettiğinde ona kısa bir bakış attı, ama konuşmadı. Sessizlik her ikisini de rahatsız etti. Zara, bu anı yıllarca beklemişti, ancak şimdi karşısındaki adam ona eskisinden çok daha yabancı geliyordu. "Bu yapıyı seninle birlikte incelememiz gerekiyor," dedi Zara, sessizliği bozarak. "Bu tehdit, ikimizin de hayatını etkileyebilir." Alex, başını salladı. "Haklısın. Ama bu sadece yapıyla ilgili değil, değil mi?" diye sordu, gözlerini ona dikerek. Zara derin bir nefes aldı. "Hayır, değil. Ama şimdilik buna odaklanalım. Şahsi meseleleri sonra halledeceğiz." Bu sözler her ikisi için de bir anlaşmaydı, ama aynı zamanda geçmişte kapanmamış bir hesaplaşmanın da işaretiydi. Zara ve Alex, şimdi bu yeni tehdidi durdurmak için birlikte çalışmak zorundaydı. Fakat aralarındaki duygusal bağ, işlerini zorlaştıracaktı. |
0% |