Yeni Üyelik
23.
Bölüm

3. Bölüm

@yazarcerenoktay

AYIN KARANLIĞI

10.09.2024, 22.10 🌙

Yeni hikayemize hepiniz hoş geldiniz,

ve keyifli okumalar!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

 

Zara, daha da derin kazılmasını ve yapının tamamının görülmesini emrettiğinde, Alex hemen araya girdi. “Durun!” dedi. “Daha derine gitmek belki de hepimiz için sıkıntı çıkaracak. Öncelikle nasıl bir yapı olduğunu anlamalıyız ki, ona göre ilerleyip ilerlemeyeceğime karar vermeliyiz. Dahası bu şey, eğer içinde yaşanılan ve yaşama olanak veren bir şeyse, içinde farklı bir türe ev sahipliği yapıyor olabilir. Bu durumda da onun uyanmasına ve burada oluşturduğumuz her şeyin zarar görmesine sebep olabiliriz. Bundan dolayı, elimizde bulunan imkanları daha da geliştirip bir yaşam olup olmadığını anlamalıyız. Sonrasında da yapı neden oluşturulduysa onu bulmalıyız.”

Zara, kaşlarını çatıp tamamı olmasa bile bir kısmı görünen yapıya baktığında "Ya zararı olmayacaksa? Ya sıkıntı yaşayamayacaksak?" diye sordu. "Sözlerinde haklı olabilirsin ama burada geçirmeye devam ettiğimiz ve müdahale etmemeye devam ettiğimiz her an sıkıntıya da düşebiliriz. Bunu hesaba kattın mı?"

Zara'nın askerleriyle Alex'in teknik ekibi ikisi tartışmaya başladığında, onları endişe içinde izlemeyi sürdürüyordu. İllaki birisinin istediği olacaktı ama hangisinin istediğinin olacağını bilmiyorlardı. Dahası Alex ve Zara, kendilerinden üste oldukları için -Zara komutan, Alex ise başmühendis- konuşmaya dahil olmak istemiyorlardı.

"Ben durumun ve neler olabileceğinin farkındayım. Nitekim benim söylediğim gibi ilerlemek daha mantıklı. Söylesene bana, eğer buradaki insanlara ve oluşturduğumuz her şeye zarar gelirse sorumluluk alabilecek misin? Acele etmek zarar verebilir!" dediğinde Alex, sesi barut gibiydi.

Zara, bu durumdan rahatsız olmasına rağmen geri adım atmak istemiyordu. "Ya senin yüzünden geç kalırsak ve zarar görürsek ne olacak? Sen sorumluluk alabilecek misin?"

İkisinin arasındaki tartışma daha da derinleşirken, ikisinin de üstünde olan ve onları Merkez'den izlemeye devam eden Komutan Marcus, başını iki yana sallamadan yapamadı.

"Komutanım!" diyen askerin sesini duyduğunda, ondan yana dönmedi. Zara ve Alex'i dinlemeyi sürdürdü. "Ne yapacağız? Anlaşamıyorlar bir türlü. Mantıklı düşünürsek ikisi de söylediğinde haklı. Sizce ne yapmalıyız?"

Komutan Marcus, hala sessizliğini sürdürüyordu. Daha sonra arkasına dönüp duvarda asılı olan telsizi eline aldı. "Acil durum toplantısı! Tüm üst rütbeli komutanları ve başkanları Merkez'e bekliyorum."

Komutan Marcus'un yaptığı duyuruyu duyan ve aciliyetin farkında olan, Merkez'de bulunmayan kişiler hızla Merkez'e geldi. Herkes sandalyesine oturmasının ardından pencerenin ardından hala tartışan Alex ve Zara'yı izleyen Komutan Marcus'a baktı.

"Komutan Marcus!" diyen Amerika Başkanı'nın sesi duyulduğunda, Marcus onlardan yana döndü. Ellerini sırtından çekip yürümeye başladı ve hepsinin karşısında dikilip "Anlaşamıyorlar!" diyerek olan biteni anlatmaya başladı. "İkisi de haklı kendince. Böyle olası bir durumda ortak karar alınamadığında söz hakkı bize düşüyor. Sizce ne yapmalıyız?"

Böyle durumlarda ortam ne kadar gergin olsa da sırasıyla söz alınırdı. Bu yüzden ilk söze Amerika Başkanı başladı. "İkisi de haklı görünüyor. Nitekim Zara'nın dediği yapılırsa zarar görebiliriz. Alex'in de aynı şekilde. Bu yüzden ben maalesef ne yapmamız gerektiğini bilemiyorum. Burada bulunan halkımın zarar görmesini istemem."

Halkından bahsettiği zengin olan insanlardan sadece birkaç kişiydi.

Bunun üzerine sıra kendisinde olan Bilimsel Danışman Zuri Atwood, konuşmaya başladı. "Ben verilerin hızla toparlanması gerektiğini düşünüyorum. Elimizde bulunan imkanları kullanarak en hızlı şekilde yapıyı inceleyelim. Örneğin işe yapının içinde yaşam formu yok mu bunu inceleyerek başlayabiliriz. Daha sonra yaşam olduğunu tespit edersek ne yapacağımıza karar veririz. Eğer yaşam formu tespit edilmezse, hemen diğer aşamaya geçeriz. Ben enerji dalgasının bir yaşam formundan ya da kullanılan teknoloji neyse ondan kaynaklandığını düşünüyorum."

Diğer ülkelerin Başkanları da Amerika Başkanı gibi çekimserliğini belli ettiğinde, ortaya çıkan ve elde olan net düşüncelerden birisinin seçilmesi gerektiğinin farkındaydılar. Bunun üzerine masalarının önünde bulunan kumandadan alınan kararlara dair oylama yapılması istendi. En çok hangi karar seçilirse, o uygulanacaktı.

Hızla oylamaya geçildi. Merkez'de devam eden toplantıda bulunan tüm yetkililer oylarını kullandılar. Oy kullanımı sona erdiğinde, ekranda en çok oy alan karar belirdi.

Komutan Marcus, çıkan kararı seslice okumaya başladı.

"Olay yerine seçilen görevliler dışında kimse yaklaştırılmayacak. Bir grup hızla yapıyı analiz etmeye devam ederken diğer grup ise yaşayan bir varlık olup olmadığını anlayacak. Bu yapılırken süreç en hızlı şekilde gerçekleşip vakit kaybedilmeyecek. En gelişmiş olan ekipmanlar kullanılacak. Eğer yaşam formu tespit edilirse, yapı orada bırakılacak ve operasyon durdurulacak. Eğer yaşam formu tespit edilmezse ve yapının dışarı çıkarılmasının güvenli olduğu tespit edilirse, yapı dışarı çıkarılacak. Bu operasyon boyunca tüm halk ve çalışan insanlar, sığınakta bekleyecek. Sığınak dışına çıkmalarına izin verilmeyecek."

Komutan Marcus'un kararı okumaya başladığı süreçte, yüz ifadeleri sürekli değilmişti. Kiminde endişe, kiminde rahatlama hakimdi. Bazen korku, aşağılama gibi duygular da ortaya çıkmıştı.

Oylama sonucunda alınan karara itiraz edilemeyeceği kesin olduğu için, bu ifadelere rağmen kimseden ses çıkmadı. Komutan Marcus "Ben onlarla konuşurum," deyip Merkez'in içindeki toplantı alanından dışarı çıktığında, diğerleri de ardından ayaklandı. Hep birlikte sığınağa doğru ilerlerken tek kelime etmiyorlardı.

Komutan Marcus, Zara ve Alex'in hala tartıştığını ve uzlaşamadığını fark ettiğinde, "Yeter artık!" diyerek bağırdı. Onun bağırışını duyan Alex ve Zara, hemen saygı duruşuna geçti. Sessiz olup Komutan Marcus'un konuşmasını beklediler.

Komutan Marcus, alınan kararı söylediğinde, Zara ve Alex'in bakışları birbirini deldi, geçti. Nitekim itiraz edemeyeceklerini biliyorlardı. Bu yüzden "Emredersiniz!" demelerinin ardından alınan kararı uygulamak için harekete geçtiler.

Loading...
0%