Yeni Üyelik
26.
Bölüm

4. Bölüm

@yazarcerenoktay

AYIN KARANLIĞI

10.09.2024, 22.10 🌙

Dördüncü bölüme hepiniz hoş geldiniz,

ve keyifli okumalar!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

 

Zara ve Alex, birbirlerine inatla bakmayı sürdürdükten sonra, kendi ekiplerine doğru yürümeye başladı.

Zara, askerlerinin bulunduğu alana vardıktan sonra, sert bir ses tonuyla hemen emir verdi. "Hazırlıklara başlayın! Yapıyı koruyacak ve bizlere bir şey olmasını engelleyecek şekilde çevreyi güvenli hale getirin. Hiçbir detayı atlamayın."

Alex ise teknik ekibine daha sakin, ama bir o kadar da temkinli bir şekilde yaklaşarak talimatlarını verdi. "Enerji ölçüm cihazlarını hazırlayın. Bu yapının içinde yaşayan bir canlı olup olmadığını hemen anlamamız gerekiyor."

Her iki taraf da verilen emri yerine getirmeye başladı. Ortamda yoğun bir çalışma atmosferi oluşmuştu; cihazlar kuruldu, güvenlik hatları çekildi, tüm gözler yapının üzerinde toplandı. Bu şeyin ne olduğunu hala kimse tam olarak bilmiyordu, ancak büyük ve tehlikeli bir şeyle karşı karşıya olduklarının farkındaydılar.

Zara, yapının yakınında durup dikkatle gözlem yaparken, içindeki tedirginliği bastırmaya çalıştı. Nitekim bu pek mümkün değildi. Askerlerine belli etmemeye çalışıp dik durmak için çabalasa da böyle anlarda bunu yapabilmek, gerçekten çok zor oluyordu.

Zara, çalışmalar başladığında bir an için dikkatini kaybetti ve eski günleri, -Alex'le birlikte yan yana çalıştıkları- zamanı hatırladı. Aralarındaki işbirliği, o zamanlarda şimdi olduğu gibi gergin değildi. Birbirlerine saygı duyan iki insandılar. Fakat zamanla hayat onlar için farklı planlar yaptığı için, farklı yönlere gitmişlerdi. Burada, Ay'da bir araya gelmeleri ikisi içinde beklenmedik ve şok ediciydi. Nitekim durumu kabullenmekten başka yapabilecekleri bir şey yoktu.

Alex, yapıya dokunmayıp biraz ilerisinde ellerini soğuk zemine dokundurduğunda, garip bir his tüm benliğini sardı. Sanki bu yapıda bir şey varmış da onu duyacakmış gibi “Sen de nesin böyle?” diye mırıldandı. Kimse onu duymadı. Birkaç saniye sonra Teknik ekipten bir mühendis yanına yaklaştı. "Hazırız, Alex. Cihazlar çalışıyor ve enerji seviyeleri şu an için sabitlenmiş görünüyor." dedi. Konuşmayı sürdürdü. "Ancak içerideki yoğunluk düşündüğümüzden daha fazla. Bu, yoğunluk dışarıya yayılmadan hemen önce müdahale etmemiz gerektiğini gösteriyor olabilir."

Alex başını salladı. "Tamam, dikkatli olalım. Eğer bir terslik tespit edersek ölçümleri hemen durdurun." dedi. Ekip, sözü üzerine hızlıca çalışmaya başladı.

Zara, Alex’in ekibinin yaptığı çalışmayı izlerken içinden bir ses tedirgin olmasını söylüyordu. Sanki her şey ters gidecekti ve burada, bu yapının içinde bir yaşam belirtisi tespit edeceklerdi. İçgüdüleri, burada bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyordu, ama ne olduğunu adlandıramıyordu. Tam o sırada, bir askeri yanına yaklaşıp endişeli bir ses tonuyla konuştu. "Komutanım, içeriden bir hareketlilik var. Cihazlar anormal bir şeyler algıladı," dedi.

Zara’nın kalbi hızla çarpmaya başladı. "Ne tür bir hareketlilik?" diye sordu.

"Tam emin değiliz, ama enerji dalgaları hızla değişiyor. Sanki yapının içindeki bir şey uyanıyor."

Bu haber üzerine Zara, hemen Alex’e doğru ilerledi. "Ne buldunuz?" diye sertçe sordu.

Alex'in gözleri o saniyelerde karşısında yer alan cihazların ekranlarına kitlenmiş haldeydi. "Zara,sonuçlar beklediğimizden çok daha karmaşık. Enerji dalgaları düzensizleşmeye başladı. İçeride ne olduğunu bilmiyorum ama kesinlikle yaşayan bir şey var."

Zara, derin bir nefes aldı ve etrafına baktı. Herkesin tedirgin olduğu belliydi. Tekrardan Alex'e döndüğünde "O zaman ne yapacağız? İçeride bir şey olup olmadığını anlamanın kesin bir yolu yok mu?"

Alex, ona doğru dönüp gözlerinin içine baktı. "Bu cihazlardaki anormallikler zaten yaşamla alakalı tespiti içeriyor," dedi. "Düzensizlik büyük ihtimalle o şeyin insan olmamasından kaynaklı. Eğer insan olsaydı böyle bir sonuç almazdık."

Zara, Alex’in sözlerine karşılık vermeden önce duraksadı. Komutan Marcus’un talimatları açık olsa da, içindeki sezgiler farklı bir şeyler söylüyordu. Ancak, Marcus’un verdiği emirlerin dışına çıkmak büyük bir riskti. Zihni karışmıştı, lakin şu anda bir karar vermeleri gerekiyordu.

"Tamam," dedi sonunda Zara. "Şimdi ne yapmamız gerekiyor? Eğer senin dediğin gibiyse ne yapacağız?"

"Bir süre daha sonuçları inceleyeceğiz. Net sonuçlar ortaya çıktığında ve sabitlilik kendini gösterdiğinde ancak sana ne yapacağımızı söyleyebilirim," dedi. Bunun üzerine Zara, başını salladı ve ekibinin yanına döndü.

Dakikalar geçerken, kontrol yapan cihazlardan gelen sinyaller daha düzensiz hale gelmeye başladı. Alex'in beklediği gibi bir netlik ya da düzen asla olmuyordu. Son sonuçların görülmesinin ardından Alex, not almaya başladığında yer altındaki yapıdan güçlü bir titreşim dalgası yayıldı. Dalga o kadar güçlüydü ki, yerin sallanmasıan sebep oldu.

Ay'da ilk defa deprem oluyordu ve bu deprem herkesi korkutmuştu.

"Ne oluyor?" diye bağırdı Zara. Tam o sırada yapının etrafındaki taşlar hafifçe yerinden oynamaya başladı. Alex, korkuyla geriye sıçradı. Yapının çevresinde olan herkese "Çekilin! Herkes geri çekilsin!" diye diyerek emir verdi. Lakin çok geçti. Yer bir kez daha sallandı ve yapının içinden güçlü, ürkütücü bir ses yükseldi. Bu ses, yürekleri ağza getirirken pek çok kişinin ölümüne sebep oldu.

Loading...
0%